Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçesi
Güncel Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçe Örneği 2024
Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçesi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile birlikte Türk ceza usul hukuku sisteminde yer edinen yeni koruma tedbirlerinden biri de adli kontrol tedbiridir. CMK’da yapılan değişikliklerle adli kontrol tutuklamaya alternatif bir koruma tedbiri olması öngörülmektedir.
Adli Kontrol Tedbiri Nedir?
Adli kontrol; tutuklamanın koşullarının varlığı halinde, tutuklamaya alternatif olarak ve tutuklama yerine, şüpheli veya sanığın kanunda düzenlenmiş olan yükümlülüklere tabi tutulmasını öngören bir koruma tedbiridir.
Adli Kontrol Tedbirinin Amacı Nedir?
CMK m.109/2 ve 109/7’deki durumlar dışında tutuklamaya seçenek bir tedbir olan adli kontrolün amacı, tutuklama açısından söz konusu olan amaçların, kişiyi özgürlüğünden tamamen yoksun bırakmadan onu denetim ve gözetim altına almak yoluyla gerçekleştirilmesidir. Bu bakımdan adli kontrol tedbirinin amacı da, tutuklamada olduğu gibi, şüpheli veya sanığın kaçmasını veya delilleri karartmasını önlemektir. Bununla birlikte tutuklama kararı verilebilen her durumda ve bu arada delilleri karartma tehlikesinin söz konusu olduğu durumlarda da adli kontrole karar verilebilmektedir.
Adli Kontrol Tedbirleri Nelerdir?
CMK’da sınırlayıcı olarak öngörülen ve 6352 sayılı kanunla yapılan değişiklikle sayıları arttırılan adli kontrol tedbirleri şunlardır (CMK m.109/3):
- Yurt dışına çıkarmamak.
- Hakim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak.
- Hakimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde mesleki uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak.
- Her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanamamak ve gerektiğinde kaleme, makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek.
- Özellikle uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla, hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek.
- Şüpheli veya sanığın parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hâkimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak. Şüpheli veya sanık tarafından gösterilecek güvence, şu hususların yerine getirilmesini sağlar: a) Şüpheli veya sanığın bütün usul işlemlerinde, hükmün infazında veya altına alınabileceği diğer yükümlülükleri yerine getirmek üzere hazır bulunması; b) Sırasıyla: aa) Katılanın yaptığı masraflar, suçun neden olduğu zararların giderilmesi ve eski hâle getirme; şüpheli veya sanık nafaka borçlarını ödememeleri nedeniyle kovuşturuluyorlarsa nafaka borçları; bb) Kamusal giderler ve nihayet cc) para cezalarının ödenmesi.
AİHM de, verdiği bir kararda teminatın niteliğinin suçtan doğan zararı karşılamak değil; sanığın duruşmada yer almasını temin olduğunu dile getirerek, bu nedenle teminat miktarının belirlenmesinde ilgilinin mali durumunun göz önüne alınmasının önemli olduğunun altını çizmektedir. Şüpheli veya sanığı güvence göstermeye zorunlu kılan kararda, güvencenin karşıladığı kısımlar ayrı ayrı gösterilir.
CMK’ya göre önceden ödetme de olanaklıdır. Hakim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı, şüpheli veya sanığın rızasıyla güvencenin mağdurun haklarını karşılayan veya nafaka borcuna ilişkin bulunan kısımlarının, istedikleri takdirde, mağdura veya nafaka alacaklılarına verilmesini emredebilir. Soruşturma ve kovuşturmanın konusunu oluşturan olaylar nedeniyle, mağdur veya nafaka alacaklısı lehinde bir yargı kararı verilmiş ise, şüpheli veya sanığın rızası olmasa da ödemenin yapılması emredilebilir (CMK m.114).
Hükümlü, yukarıda belirtilen bütün yükümlülükleri yerine getirmiş ise güvencenin, hazır bulunma yükümlülüğünün karşılığı olan miktar ile şüpheli veya sanığı güvence göstermeye zorunlu kılan kararda ayrı ayrı gösterilen kısımlar kendisine geri verilir (CMK m.113, 115).
Güvencenin, suç mağduruna veya nafaka alacaklısına verilmemiş olan ikinci kısmı, kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararları verildiğinde de şüpheli veya sanığa geri verilir. Aksi halde, geçerli mazereti dışında, güvence Devlet Hazinesine gelir yazılır. Hükümlülük halinde güvence, yukarıdaki esaslar çerçevesinde kullanılır, fazlası geri verilir (CMK m.115).
- Silah bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silahları makbuz karşılığında adli emanete teslim etmek.
- Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hakim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere ayni veya kişisel güvenceye bağlamak.
- Aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adli kararlar gereğince ödemeye mahkum edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermek.
- Konutunu terk etmemek.
- Belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek.
- Belirlenen yer veya bölgelere gitmemek.
Şüpheli veya sanık, yukarıda gösterilen tedbirlerden bir veya birden fazlasına aynı anda tabi tutulabilir (CMK m.109/3).
ÇKK, CMK’ya kıyasla adli kontrol tedbirleri bakımından daha fazla yükümlülük içermektedir. ÇKK m.20’ye göre, suça sürüklenen çocuklar hakkında soruşturma veya kovuşturma evrelerinde adli kontrol tedbiri olarak CMK m.109’da sayılanlar yanı sıra, belirlenen çevre sınırları dışına çıkmamak, belirlenen bazı yerlere gidememek veya ancak bazı yerlere gidebilmek, belirlenen kişi ve kuruluşlarla ilişki kurmamak tedbirlerinden bir ya da birkaçına karar verilebilir.
Adli Kontrol Şartları Nelerdir?
Adli kontrole başvurmak için; tutuklama koşullarının gerçekleşmiş olması, bir suç dolayısıyla yürütülen bir soruşturma ve kovuşturma bulunması koşullarının bir arada gerçekleşmesi gerekir. Bu iki koşul bir arada gerçekleşmiş olsa bile, adli kontrole başvurma zorunluluğu yoktur.
Tutuklama Koşullarının Gerçekleşmiş Olması
Adli kontrol, tutuklamaya seçenek bir koruma tedbiri olarak düşünüldüğü için tutuklama için aranan şartlar adli kontrol bakımından da aranmalıdır. Her ne kadar, CMK m.109’da yer alan ifade dikkate alındığında adli kontrol kararı verilebilmesi için sadece CMK m.100’deki tutuklama sebeplerinin varlığı yeterli gibi gözükse de, burada söz konusu sebeplerin yanında kuvvetli şüphenin de bulunması gerektiği açıktır. Sonuç olarak adli kontrol kararı verilebilmesi için kuvvetli şüphe ve en az bir tutuklama nedeni bulunmalıdır.
Bir Suç Dolayısıyla Yürütülen Bir Soruşturma ve Kovuşturma Bulunması
CMK m.110/3 uyarınca, 109. madde ile bu madde hükümleri, gerekli görüldüğünde, görevli ve yetkili diğer yargı mercileri tarafından da, kovuşturma evresinin her aşamasında uygulanır. Bunun sonucu olarak adli kontrole, yalnızca soruşturma evresinde değil, kovuşturma evresinde de başvurulabilir. “Toplumun bu tedbire alışmasının zaman alacağı, toplumda infial uyandıran bazı suçlarda adli kontrol tedbirinin uygulanmasının adalete olan güveni sarsacağı” düşüncesiyle getirilen süre sınırlaması, tutuklamayı istisnai hale getirme amacının gerçekleşmesine önemli bir engel oluşturduğu ve ölçülülük ilkesini büyük ölçüde işlevsiz kıldığı gerekçesiyle eleştirilmiş; bunun sonucu olarak da 6352 sayılı kanunla yapılan değişiklikle süreye ilişkin sınırlama kaldırılmıştır.
Bundan başka CMK’da öngörülen tutuklama süresinin dolması nedeniyle salıverilen şüpheli veya sanıklar hakkında, adli kontrole başvurulabilir (CMK m.109/7). Burada da adli kontrole başvurmak için tutuklama koşullarının bulunması gerektiği açıktır
Adli Kontrol Kararına Uyulmazsa Ne Olur?
Adli kontrol ihlal edilirse, CMK m.112’ye göre, adli kontrol hükümlerini kasten yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında, hükmedilebilecek hapis cezasının süresi ne olursa olsun, yetkili yargı mercii hemen tutuklama kararı verebilir. CMK m.109/2’ye göre, tutuklama yasağı öngörülen hallerde de, adli kontrole ilişkin hükümler uygulanabildiğinden, yalnızca adli para cezasını veya bir yıldan az hapis cezasını gerektiren hallerde adli kontrole karar verilmiş ve şüpheli veya sanık buna isteyerek uymamışsa hakkında tutuklama kararı verilebilecektir.
Adli Kontrol Kararına İtiraz
Soruşturma veya kovuşturma evresinde verilecek olan adli kontrol kararlarına, bu kararlarda yapılan değişikliklere ve bu tedbirin kaldırılmasına itiraz etmek mümkündür. (CMK 111/2) Adli kontrol kararına ilişkin olarak sulh ceza hakimliklerinin veya mahkemelerin vermiş oldukları karara, Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık, şüpheli/sanığın yasal temsilcisi, eş ve katılan itiraz edebilmektedir. Aynı zamanda Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde sanık lehine olarak itiraz edebilmektedir. (CMK 260-263) Sulh ceza hakimliği veya mahkeme tarafından adli kontrole ilişkin olarak verilmiş kararlara, kararın öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçeyle veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle itiraz edilebilir. Kararına itiraz edilen hakim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse düzeltir, yerinde görmezse en geç 3 gün içinde itirazı incelemeye yetkili olan merde gönderir. (CMK 268/1-2).
Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçesi Örneği
ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
DOSYA NO: 2024/123X SOR.
ADLİ KONTROL KARARINA
İTİRAZ EDEN ŞÜPHELİLER :
MÜDAFİ : Av. Çağrı AYBOĞA
KONU : Müvekkiller hakkında uygulanan haftada bir gün imza atmak suretiyle adli kontrol altına alınma kararının kaldırılması talebimizden ibarettir.
AÇIKLAMALAR : Müvekkiller …. ile müşteki şüpheli arasında vuku bulan olay neticesinde 30.03.2024 tarihinde müvekkiller hakkında verilen adli kontrol kararı 3 aydır uygulanmakta ve kaldırılması gerekmektedir. Şöyle ki;
- ANKARA SULH CEZA HÂKİMLİĞİ XXXX Sorgu sayılı kararlarla müvekkiller hakkında “CMK 109/3-b madde fıkra ve bendi gereğince ikametine en yakın kolluk birimine, her haftanın PAZARTESİ günü sabah saat 08:00 ile akşam saat 22:00 arasında, giderek imza atmak suretiyle ADLİ KONTROL TEDBİRİ UYGULANMASINA,” karar verilmiştir.
- Müvekkiller mevsimlik inşaat işçileri olup ikamet adresleri Adana’dır. Ancak inşaat işlerinde günlük yevmiye usulü çalıştıkları için geçici süreliğine Ankara İlinin Çankaya ilçesinde bulunmaktadırlar. Müvekkillerin yerleşim yeri Adana olması sebebiyle adli kontrol yükümlülüklerini yerine getirmek maksadıyla HER HAFTA PAZARTESİ GÜNÜ ADANA’YA GİTMEK DURUMUNDA KALMAKTADIRLAR. Yaklaşık 3 aydır uygulanan bu tedbir nedeniyle müvekkiller maddi ve manevi olarak oldukça zorlanmaktadırlar.
- Ek olarak eldeki dosyada müşteki, MÜVEKKİLLERDEN ŞİKAYETÇİ DEĞİLDİR. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde müştekinin iddia ettiği eylemlerin de müvekkillerce gerçekleşmediği açıktır. Kaldı ki bir an için müsnet konut dokunulmazlığını ihlal suçunun işlendiği düşünülse dahi anılan suç ŞİKAYETE TEBİDİR VE MÜŞTEKİ, MÜVEKKİLLER HAKKINDA ŞİKAYETÇİ OLMADIĞINI BEYAN ETMİŞTİR.
Müvekkiller hakkında verilen imza atmak suretiyle adli kontrol kararı ölçüsüz ve müvekkillerin iş hayatlarını oldukça zorlayan bir tedbirdir. Dolayısıyla işbu dilekçenin verilmesi zorunlu hale gelmiştir.
SONUÇ VE İSTEM : Anılan sebeplerle müvekkiller hakkında verilen
CMK 109/3-b madde fıkra ve bendi gereğince ikametine en yakın kolluk birimine, her haftanın PAZARTESİ günü sabah saat 08:00 ile akşam saat 22:00 arasında, giderek imza atmak suretiyle adli kontrol tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın KALDIRILMASINA karar verilmesini bilvekale talep ederiz. 18.04.2024
Şüpheliler Müdafi
Av. Çağrı AYBOĞA
Sıkça Sorulan Sorular
Adli kontrol kararının kim verir?
Adli kontrol tedbirine başvurulabilmesi için, soruşturma evresinde sulh ceza hakimi ve kovuşturma evresinde de mahkeme tarafından karar verilmesi gerekir.
Adli kontrol kararı tutuklamaya döner mi?
CMK m.112’ye göre, adli kontrol hükümlerini kasten yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında, hükmedilebilecek hapis cezasının süresi ne olursa olsun, yetkili yargı mercii hemen tutuklama kararı verebilir.
Adli kontrol en az ne kadar sürer?
Adl, kontrol tedbirinin uygulanması bakımından her hangi bir süre sınırı söz konusu değildir. Bununla birlikte CMK m.103/2’ye göre, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğinde şüpheli serbest kalır. Bu durumda şüphelinin serbest kalması için, ayrıca adli kontrol kararının kaldırılmasına gerek yoktur. Bunun dışında adli kontrolün bir koruma tedbiri olması nedeniyle, bunu haklı kılan nedenler ortadan kalktığında tedbire son vermek gerekir
Adli kontrol için nereye başvurulur?
Adli kontrol kararının uygulanması için ikametin bulunduğu kolluk birimine en geç 5 gün içinde başvurulması gerekir.
Adli kontrol ne zaman biter?
Adli kontrol kararının bitmesi için azami bir süre bulunmamaktadır. Şüphelinin veya sanığın adli kontrole itiraz etmesi ve mahkemenin veya savcılığın bu itirazı kabul etmesi halinde adli kontrol tedbiri derhal sona erer.