Aile Konutu Nedir? Aile Konutu Şerhi Nasıl Konulur?
Aile Konutu Şerhi Nasıl Konulur? Aile Konutunun Etkisi ve Süresi
Aile Konutu Nedir? Aile Konutu Şerhi Nasıl Konulur?
Ailenin korunması için en önemli konulardan olan aile konutu nedir? aile konutu şerhi nasıl konulur? gibi soruların da cevabını verdiğimiz yazıda aile konutu detaylı şekilde ele alınmıştır. Türk Medeni Kanunu madde 194 fıkra 1 hükmüne göre eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Aile konutunun maliki olan eş bu konut üzerinde diğer eşin izni olmaksızın tapuda bir başka kişiye aynî hak kazandırırsa, bu geçersiz tasarruf işlemine dayalı tescil yolsuz tescil niteliğinde olur. Eşin işleminin tarafı olan kişinin iyiniyetini koruyan özel bir yasal düzenleme bulunmadığından, aile konutu şerhi verilmiş olsun olmasın bu kişi aynî hakkı kazanamaz. Ancak eşin işleminin karşı tarafı adına tapuda oluşan yolsuz tescile, iyiniyetle güvenerek ondan aynî hak iktisap eden üçüncü kişilerin bu iktisapları TMK m. 1023 uyarınca geçerli olur. Aile konutunun maliki olmayan eş, eşin hukukî işleminin tarafı olmayan üçüncü kişinin iyiniyet iddiasını bertaraf etmek için tapu kütüğüne konuta ilişkin olarak aile konutu şerhi koydurmalıdır.
Aile Konutu Tanımı
Aile konutu kavramı kanunda tanımlanmamıştır. Doktrinde ve yargı kararlarında yapılan tanımlamalardan yola çıkılarak, aile konutu; “eşlerin, evlilik birliği devam ederken, kendilerinin ve varsa ergin olmayan çocuklarının barınma ihtiyaçlarını gidermek üzere iradeleri ile belirledikleri ve sürekli olarak kullandıkları, ortak aile hayatının içerisinde cereyan ettiği, aile hayatının merkezi haline getirdikleri konut” olarak tanımlanabilir.
TMK m. 194/3’e göre: “Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir.” Söz konusu şerh, eşlerden birinin aile konutu üzerinde mülkiyet hakkına sahip olduğu durumlarda söz konusu olur. Bu şerhin hukukî niteliği ve doğurduğu etkiler konusunda yoğun tartışmalar bulunmaktadır.
Aile Konutu Amacı
TMK m. 194/1 hükmü, eşlerden birinin aile konutu ile ilgili yapacağı bazı hukukî işlemler için diğer eşin açık rızasının alınması gerekliliğini düzenlemektedir. Bu hükmün amacı, aile konutu üzerinde hak sahibi olan eşin, aile yaşantısı için hayatî önem taşıyan aile konutuna ilişkin olarak tek başına bazı hukukî işlemlere girişmesi sonucunda bu konutta oturma imkânının kaybedilmesi ihtimaline karşı, özellikle diğer eşin ve çocukların ve nihayetinde ailenin korunmasıdır.
Aile Konutunun Özellikleri
Aile konutu şerhi kurucu değil, açıklayıcı niteliktedir. Buna göre, aile konutunun maliki olan eşin hukukî işlemlerine TMK m. 194’ün getirdiği sınırlama, şerhten önce de mevcut olup, aile konutunun tesis edilmesi ile birlikte, kendiliğinden kanun gereği meydana gelmektedir. Bununla birlikte, söz konusu şerhin ne tür bir şerh olduğu, hatta teknik anlamda bir şerhin söz konusu olup olmadığı meseleleri tartışmalıdır.
Aile konutu şerhinin etkisi, eşin işleminin tarafı olmayan bu üçüncü kişilerin iyiniyet iddiasında bulunmalarını önlemekten ibarettir. Yargıtay 2015 yılına kadarki içtihatlarında, aile konutu üzerinde TMK m. 1023 hükmü uyarınca aynî hak kazanma imkânını eşin işleminin tarafı olan kişiye de tanırken, 2015 yılından itibaren bu imkânı, sadece eşin işleminin tarafı olmayan üçüncü kişiler bakımından kabul etmeye başlamıştır. Yargıtay’ın bu içtihat değişikliğinin isabetli olduğu görüşündeyiz.
Aile Konutu Korumasının Süresi
Aile konutunun koruma süresi konusunda kanunda açıkça bir süre belirtilmemiştir. Ancak doktrinel görüşe göre; hukuken geçerli bir evlilik ilişkisinin kurulmasıyla birlikte TMK’nin 194. maddesinde öngörülen aile konutuna ilişkin hukuki koruma geçerli olmaya başlayacak ve evlilik devam ettiği sürece işlerliğini koruyacaktır. Aile konutu bu niteliğini koruduğu sürece TMK’nin 194. maddesindeki diğer eşin rızasının gerekmesi anlamındaki sınırlama devam edecek, bu niteliğini kaybettiği andan itibaren ise eşlerin konut ile ilgili yapacakları işlemlerde diğer eşin rızasının gerekmesi şeklindeki şart ortadan kalkacaktır. Bu andan itibaren etkisini göstermeye başlayacak olan aile konutu hakkındaki korumanın evliliğin sona ermesine kadar devam etmesi asıldır155. Evliliğin ortadan kalkmış olması halinde ise TMK’nin 194. maddesindeki hukuki korumadan faydalanılamaz.
Yargıtay Kararlarında Aile Konutu
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016 yılında verdiği bir kararda, aile konutunun maliki olan eş ile işlem yapan tarafın (işlem tarafı üçüncü kişinin) iyiniyetli olup olmamasının öneminin olmadığını açıkça belirtmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ise, 2017 yılında verdiği bir kararda, aile konutu şerhi verilmemiş olsa dahi, aile konutunun maliki olan eş ile işlem yapan karşı tarafın TMK m. 1023 çerçevesinde aynî hak kazanmasının söz konusu olmadığını açıkça ifade etmiştir.
Aile Konutu Şerhi
Aile konutu şerhi, aile konutunun maliki olan eş tarafından verilen TMK m. 194/1 kapsamına giren bir hukukî korumadır. Aile kontuna ilişkin yapılacak bir işleme diğer eş rıza vermediği takdirde, bu işlem kesin hükümsüz olur. Malik eşin geçersiz hukukî işleminin karşı tarafı olan kişi adına yapılan aynî hak tescili de yolsuz tescil niteliğindedir. Aile konutu şerhinin verilip verilmemesinin, malik eşin işleminin tarafı olan kişinin iktisabının geçersizliği üzerinde bir etkisi yoktur. Bu kişinin işlem konusu konutun aile konutu olduğunu bilmemeye yönelik iyiniyeti, herhangi bir kanun hükmü tarafından özel olarak korunmadığından, hukuken önem arz etmez. Eşin işleminin tarafı olan kişi, yolsuz tescile temel olan geçersiz hukukî işlemin tarafı olması itibarıyla TMK m. 1023 anlamında üçüncü kişi olmadığı gibi, tapudaki yolsuz bir tescile güvenmiş bir kişi de değildir. Eşin hukukî işleminin tarafı olan kişi adına bir defa yolsuz tescil meydana geldiğinde, bu yolsuz tescile güvenerek aynî hak kazanan üçüncü kişilerin iyiniyeti TMK m. 1023 uyarınca korunur.
Aile Konutu Şerhi Nasıl Konulur?
Aile konutuna ilişkin düzenlemeye yer veren Medeni Kanunun 194. maddesinin 3. Fıkrasında: ” Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir.” Düzenlemesi mevcuttur.
Hükümden de anlaşılabileceği gibi bu şerhin verilmesi talep üzerine gerçekleşmektedir. Tapu müdürlüğünün bir konutun aile konutu olduğunu resen araştırması gibi bir görevi ve yetkisi yoktur.
Bu şerhin nasıl verilebileceğine ilişkin usul ise Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün «aile konutu şerhi» ile ilgili 2002/7 sayılı genelgesinde açıklanmıştır. Buna göre malik olmayan eş tek başına talepte bulunuyorsa evlilik birliğinin resmen devam ettiğini kanıtlayan nüfus kayıt örneği ile bu konutta birlikte yaşantılarını sürdürdüklerini kanıtlayan muhtarlıktan alınmış belgeyi ibraz etmelidir. Malik eş ya da eşlerden her ikisi birlikte talepte bulunuyorsa: evlilik cüzdanı veya nüfus kayıt örneğini ibraz etmelidir. Görülüyor ki malik eşin veya eşlerin birlikte aile konutu şerhi verdirebilmeleri için eşlerin bu konutta birlikte yaşantılarını sürdürdüklerini kanıtlamaları aranmamıştır. Ayrıca aile konutu şerhinin verilmesi için Medeni Kanun’un 199. maddesinden farklı olarak mahkeme kararına veya malik eşin rızasına da ihtiyaç yoktur.