Aile HukukuMakalelerimiz

Gaiplik Kararı ve Davası

Gaipliğe ilişkin hükümler Türk Medeni Kanunu’nun 32 ile 35. Maddeleri arasında düzenlenmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 32. Maddesi uyarınca

“ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir.”

Gaiplik kararının alınabilmesi için ölüm tehlikesi içerisinde kaybolma halinde, ölüm tehlikesinin üzerinden bir yıl; kendisinden uzun zamandan beri haber alınamama durumunda ise son haber alma tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olmalıdır.

Gaiplik kararı kendiliğinden verilmez. Türk Medeni Kanunu madde 32’de de belirtildiği üzere hakları ölüme bağlı olanların, Sulh Hukuk Mahkemesine başvuruda bulunmaları ve bu doğrultuda gaiplik karanının alınması gerekmektedir.

Gaiplik Nedir?

Kendisinden uzun süreden beri haber alınamayan veya ölümüne kesin gözle bakılan bir durum içinde kaybolan kimsenin, ölü ya da sağ olduğu hakkında kesin bir bilgi bulunmadığı durumlarda bu kişilerin ve bu kişilerin ölümüne bağlı olarak hakları doğacak olan kişilerin, hukuki durumları ve menfaatleri hakkında bir belirsizlik söz konusudur.

Hukuk düzeni bu belirsizliği bertaraf etmek amacıyla Türk Medeni Kanunu’na hükümler koymuştur. Konu, söz konusu ilgili düzenlemeler çerçevesinde incelenecek olursa kendisinden uzun süreden beri haber alınmayan veya ölümüne kesin gözle bakılan bir durum içerisinde kaybolan kişiye gaip denir. Bu duruma ise gaiplik denmektedir. Bir diğer deyişle gaip, hakkında gaiplik kararı verilmiş olan kişidir.

Çeşitli hukuk düzenleri, hukuki durum ve menfaatler hakkındaki bu belirsizliği gidermek adına gaipliği, genel olarak iki sistem ekseninde incelemektedirler.

Türk Medeni Kanunu, Fransız Medeni Kanunu’ndan etkilenerek gaiplik kararı sistemini benimsemiştir. Alman Medeni Kanunu ve ondan etkilenen hukuk düzenleri ise ölüm beyanı sistemini benimsemişlerdir.

Ölün beyanı sisteminde kendisinden uzun süredir haber alınmayan veya ölüm tehlikesi altında kaybolan kişi hakkında, bu durumdan menfaati etkilenenlerin başvurusu üzerine mahkeme tarafından yapay bir ölüm günü belirlenmektedir.

Kişi, mahkeme tarafından belirlenen bu yapay ölüm gününden itibaren ölmüş sayılır ve miras da bu günden itibaren açılır. Gaiplik kararı sisteminde ise gaiplik kararı alındıktan sonra kişinin ölmüş olduğu kabul edilir.

Gaiplik karinesinin vücut bulduğu bu sistemde, ispat kuralları ters çevrilmiş olup; hakkında gaiplik kararı alınan kişinin yaşadığını iddia eden kişi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Dolayısıyla gaiplik karinesi aksi ispat edilebilen adi ve kanuni bir karinedir.

Gaiplik Kararının Alınabileceği Haller

Türk Medeni Kanunu’na göre iki durumda gaiplik kararı alınabilir.

  • Uzun Zamandan Beri Haber Alınamama: Hakkında gaiplik kararı verilecek kişi hakkında son haber alma tarihi üzerinden beş yıl geçmiş olmalıdır. Kişinin durumu hakkında uzun zamandan beri bir bilinmezlik mevcut olup bu bilinmezlik devam etmektedir.
  • Ölüm Tehlikesi İçinde Kaybolma: Geçirdiği bir kaza sonucu sağ kalma olasılığı çok düşük olan kişinin ölümüne kesin gözle bakılmasa da öldüğü konusunda kuvvetli bir şüphe bulunmaktadır. Ölüm tehlikesi içerisinde kaybolmanın üzerinden bir yıl geçmiş olmalıdır.

Gaiplik Kararı Nasıl Alınır?

Gaiplik kararının alınmasında izlenecek usul TMK madde 33’te yer almaktadır.

İlgili hükme göre

“Gaiplik kararının istenebilmesi için, ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir yıl veya son haber tarihinin üzerinden en az beş yıl geçmiş olması gerekir. Mahkeme, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimseleri, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilânla çağırır. Bu süre, ilk ilânın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır.”

Gaiplik kararının verilmesi için ilgililerin yetkiliyi mahkemeye başvurmaları gerekmektedir. Burada ilgililer ifadesinden kasıt, öncelikle gaibin mirasçılarıdır.

Bu husus TMK madde 586 ve 587’ye göre belirlenmektedir. İlgililerin mahkemeye yaptıkları başvuru sonucu hâkim, ilgili kişinin gaiplik kararı isteminde bulunma hakkının olup olmadığını, gaiplik kararı davası için uygun şartların oluşup oluşmadığını incelemek zorundadır.

Hâkim gerekli koşulların sağlandığı kanaatine ulaşırsa, mahkeme tarafından; kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan veya ölüm tehlikesi içinde kaybolan kişinin mirasının açılması ve haklarının tasfiyesi sonucunu doğuracak gaiplik kararının alınmasından önce, kişiye haber verip ortaya çıkmasının sağlanması amacıyla ve durumu bilinmeyen kişi hakkında bilgisi olanların mahkemeye çağrılarak kesin bu kişinin durumunun kesin olarak saptanması amacıyla açık bir ilan yapılır.

İki ilan yapılmalıdır. İki ilan arasındaki geçecek olan süre hâkimin takdirine bırakılmıştır ancak bu süre altı aydan az olamaz. Bu durumda gaiplik kararı, ilk ilanın üzerinden geçen altı ay sonrasında verilen ikinci bir ilanın süresinin dolması sonucunda verilecektir.

İlan sonucuna göre iki ihtimal değerlendirilmelidir. İlk ihtimale göre hakkında gaipliğine karar verilecek kişi, ilân süresi dolmadan ortaya çıkar veya kendisinden haber alınırsa ya da öldüğü tarih tespit edilirse hakkında gaiplik kararı verilmesine gerek kalmaz.

Bir diğer ihtimalde ise ilan sonuçsuz kalır, durumu bilinmeyen kişi hakkında herhangi bir bilgi edinilemezse mahkeme tarafından gaiplik kararı verilir ve bu durum ölüm kütüğüne kaydolur. Kişi hakkında gaiplik kararı verilmesi, ölümün doğurduğu hukuki sonuçları doğurmaktadır.

Gaiplik Kararı Hangi Şartlarda Alınabilir?

Gaiplik kararının alınabilmesi için bazı şartlar gerekmektedir. Bu şartlar şunlardır:

  1. Kişiden uzun zamandan beri haber alınamıyor olması gerekmektedir. Kişi hakkında gaiplik kararının verilebilmesi için kişiden uzunca bir süreden beri haber alınmaması gerekir. Son haber alma tarihinden itibaren beş yıl, ölüm tehlikesi içinde kaybolma durumunda ise bir yıl geçmedikçe gaiplik kararı verilemez.
  2. TMK ilgili hükümlere göre hakları ölüme bağlı kimseler, gaiplik kararının verilmesi içi istemde bulunmalıdır. Hakları ölüme bağlı kimseler, durumu bilinmeyen kişinin yasal veya atanmış mirasçıları, eşi, vasiyet alacaklısı olabilir. İlgili kişilerin kimler olduğu TMK madde 586 ve 587’de belirtilmiştir. Devlet de gaiplik kararının verilmesi için mahkemeye istemde bulunabilir. Devlet mirasçılık sıfatına dayanarak istemde bulunabileceği gibi, hiçbir mirasçının gaiplik kararı verilmesi için istemde bulunmadığı durumda da gaiplik isteminde bulunabilir.
  3. Görevli ve yetkili mahkeme, gaiplik kararı vermelidir. Yetkili mahkeme, kişinin Türkiye’deki son yerleşim yeri; eğer Türkiye’de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesidir. Görevli mahkeme ise Sulh Hukuk Mahkemesidir.

Gaiplik Süresi Ne Kadardır?

Gaiplik kararının alınabilmesi için gerek kendisinden uzun süreden beri haber alınamama halinde gerekse ölüm tehlikesi içinde kaybolma halinde uzun bir sürenin geçmesi gerekmektedir.

Bu süre kendisinden uzun süreden beri haber alınamama halinde son haber alma tarihinden itibaren beş yıl, ölüm tehlikesi içinde kaybolma tarihinden itibaren ise bir yıldır.

Süreler, en son haber alma tarihi ve ölüm tehlikesi içinde kaybolma durumunun gerçekleştiği günden itibaren başlamaktadırlar.

Gaiplik Kararında Görevli ve Yetkili Mahkeme

TMK madde 32/2 uyarınca

“Yetkili mahkeme, kişinin Türkiye’deki son yerleşim yeri; eğer Türkiye’de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesidir.”

Görevli mahkeme konusunda Türk Medeni Kanunu’nda bir hüküm bulunmamasına rağmen görev ile ilgili genel ilkeler çerçevesinde görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.

Gaiplik Kararı ve Mirasçılar Arasındaki İlişki

Gaiplik kararının verilmesi ölüme benzer hallerden olup, tıpkı ölüm gerçekleşmiş gibi hukuki sonuçlarını doğurur. Gaiplik kararı verilmesi ile birlikte gaibin mirası kendiliğinden açılır.

Bir kimsenin mirasçı olabilmesi için miras bırakanın ölümü anında sağ olması gerekmektedir. Gaibin mirasçısı olabilmek için gaipten son haber alma anı veya ölüm tehlikesinin oluştuğu an esas alınmaktadır.

Her ne kadar ölüm benzeri sonuçlar doğursa da gaibin hayatta olması ve günün birinde çıkıp gelme ihtimaline karşı veya gaip bizzat gelmese bile daha üst dereceli mirasçıların gelme ihtimaline karşı kanun koyucu, TMK madde 584 uyarınca

“Hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimsenin mirasçıları veya mirasında hak sahibi olan kişiler, tereke malları kendilerine teslim edilmeden önce bu malları ileride ortaya çıkabilecek üstün hak sahiplerine veya gaibin kendisine geri vereceklerine ilişkin güvence göstermek zorundadırlar. Bu güvence, ölüm tehlikesi içinde kaybolma durumunda beş yıl, uzun zamandan beri haber alınamama durumunda onbeş yıl ve her hâlde en çok gaibin yüz yaşına varmasına kadar geçecek süre için gösterilir.”

Gaip çıkıp gelir veya sağ olduğu öğrenilirse veya daha üst dereceli bir mirasçı gelirse gaibin mirasına güvence ile el koymuş olanlar, mirası geri vermek zorundadırlar.

Gaiplik Davası Nedir?

Kendisinden uzun süredir haber alınamayan veya ölüm tehlikesi içinde kaybolan kişinin ölümüne dair kuvvetli şüphe varsa ilgililer tarafından, gaiplik kararının verilmesi amacıyla açılan davaya gaiplik davası denir.

Kişinin ölüm tehlikesi altında kaybolması durumunda ölüm tehlikesinin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl, kendisinden uzun süreden beri haber alınamama durumunda son haber alma tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması durumunda sulh hukuk mahkemesinde ilgililer tarafından gaiplik kararının alınması amacıyla gaiplik davası açılır. Gaiplik davası, basit yargılama usulüne tabi bir davadır.

Gaiplik Davası Nasıl Açılır?

  • Gaiplik davası, yetkili ve görevli mahkeme belirtilerek hukuk muhakemeleri kanununa uygun olarak açılmalıdır.
  • Davacı, davayı kanunda belirtilen sürelere uygun olarak açmalıdır.
  • Dava hasımsız açılmalıdır. Gaiplik davası, çekişmesiz bir davadır.
  • İki ilan yapılmalıdır. İlk ilan ile ikinci ilan arasındaki süre altı aydan az olamaz.
  • Görevli ve yetkili olan mahkemenin bulunduğu adliyede tevzi bürosuna gerekli harç ve masraflar yatırıldıktan sonra dava açılmalıdır.

Gaiplik Kararının Olası Sonuçları

Gaiplik kararının doğurduğu hukuki sonuçlar geçmişe etkilidir. Gaiplik kararı ile birlikte meydana gelen hukuki sonuçlar, alınan son haber tarihine veya ölüm tehlikesi içinde kaybolma anına kadar geçmişe yürür.

Gaibin bu anlarda ölmüş olduğu kabul edilmektedir. Bu sonuçlar her ne kadar kanundan ileri gelse de gerek aile hukuku alanında gerek miras hukuku alanında uzman kişilere danışılıp süreci bir uzman desteğiyle yürütmek daha doğru olacaktır.

  • Gaiplik kararının ilk sonucu aile hukuku bakımından doğmaktadır. Gaipliğine karar verilen kişinin eşi, evliliğin feshini isteyebilir. Evliliğin feshi, ayrı bir dava ile ileri sürülebileceği gibi gaiplik davasıyla da ileri sürülebilir.
  • Gaiplik kararının bir diğer sonucu, miras hukuku bakımından ortaya çıkmaktadır.

Gaiplik kararı ile birlikte kişi ölmüş gibi kabul edileceğinden miras açılır. Ancak burada gaibin bir gün çıkıp gelme ihtimali bulunduğundan mirası paylaşacak kişiler bir güvence göstermelidirler.

Bu güvencenin süresi, ölüm tehlikesi altında kaybolma durumunda beş yıl, kendisinden uzun zamandan beri haber alınamama durumunda ise 10 yıldır. Süreler en son gaibin 100 yaşını doldurmasına kadar sürmektedir.

  • Üstün hak sahibi bu iddiasını ispat ederse teslim, zilyetlik hükümlerine göre yapılır. Ancak mirasta malları edinen kişi iyiniyetli ise, yani üstün hak sahibinin var olduğunu bilmiyor ve bilebilecek durumda değilse zamanaşımı istihkak süresine tabidir. Bu süre taşınmazlar için 10 yıl, taşınırlar için ise 5 yıldır.

Gaiplik Davası Dilekçe Örneği

ANKARA … SULH HUKUK MAHKEMESİNE

TALEP EDEN: (İsim-soyisim, TC Numarası)- (Adres)

VEKİLİ: Av. Çağrı AYBOĞA

KONU: Gaiplik kararı verilmesi talebimiz hakkındadır.

AÇIKLAMALAR:

Müvekkilimin annesi bir geziye çıkmış fakat uzun süreden beri kendisinden haber alınamamıştır. Kendisini bulmak için gazetelerde ilanlar verilmiş, arama çalışmaları yapılmıştır. Fakat olayın üzerinden beş yıl geçmesine rağmen kendisinden herhangi bir haber alınamamıştır.

Yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda, müvekkilimin annesi hakkında gaiplik kararı aldırmak için Sayın Mahkemenize başvurma gereği hasıl olmuştur.

HUKUKİ NEDENLER: TMK, HMK ve ilgili diğer mevzuatlar.

HUKUKİ DELİLLER: Nüfus kayıtları, arama ekibi raporları, gazete kayıp ilanları.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan ve Sayın Mahkemenizce dikkate alınacak sebeplerle müvekkilimin annesi hakkında gaiplik kararının verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz.

DAVACI VEKİLİ

Av. Çağrı AYBOĞA

Gaiplik Kararı Kaç Yıl Geçerlidir?

Gaiplik kararının verilebilmesi için durumu bilinmeyen kişiden haber alınan son tarih üzerinden uzun bir sürenin geçmiş olması gerekmektedir. Bu süre gaiplik hallerine göre değişiklik göstermektedir. Çünkü her iki nedende de kişinin hayatta olmadığına dair duyulan inanç aynı derecede değildir.

TMK madde 33’e göre

“gaiplik kararının istenebilmesi için, ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir yıl veya son haber tarihinin üzerinden en az beş yıl geçmiş olması gerekir.”

Ölüm tehlikesi içinde kaybolma halinde bir yıllık süre dolduktan sonra ilgililer istedikleri zaman mahkemeye başvurup gaiplik kararının alınmasını isteyebilirler.

Kişiden uzun süre haber alınamaması durumunda ise son haber alma tarihinin üzerinden beş yıl geçtikten sonra ilgililer gaiplik kararının alınması için mahkemeye başvurabilirler.

Ölüm Kararı ve Gaiplik Arasındaki Farklar

TMK madde 31’e göre

“bir kimse, ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde kaybolursa, cesedi bulunamamış olsa bile gerçekten ölmüş sayılır.”

Ölüm karinesi ile birlikte o kişi hukuken ölü sayılmaktadır. Ölüm karinesi kararının verilebilmesi için iki tane şart gerekmektedir:

  • Kişinin Ölümüne Kesin Gözle Bakılmasını Gerektirecek Durumda Kaybolması,
  • Cesedin Bulunamamış Olması.

Ölüm Karinesi ve Gaiplik Arasındaki Farklar

  • Ölüm karinesinde kişi kesin olarak ölmüş gibi değerlendirilir, gaiplik kararında ise kişinin ölmüş olması muhtemeldir.
  • Ölüm karinesi için herhangi bir süre şartı yoktur, gaiplik ise bir ve beş yıllık sürelere tabidir.
  • Ölüm karinesi sonucunda evlilik kendiliğinden sona ermektedir. Gaiplik kararında ise kendiliğinden sonra ermez, gaibin eşinin başvurusu gerekmektedir.
  • Ölüm karinesinde kişi ölmüş gibi miras paylaşılır. Gaiplik kararında güvence verilerek miras paylaşılır.
  • Ölüm karinesinden sonra kişi geri dönerse mallarını sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca alır. Gaiplik kararında ise kişi çıkıp gelirse mallarını, istihkak hükümlerine göre geri alır.
  • Ölüm kararı, tespit davası veya mülki idari amir kararı ile alınır. Gaiplik kararı ise mahkeme tarafından alınır.

Gaiplik Kararı ile Evlilik Sona Erer Mi?

Gaiplik kararının verilmesi ile birlikte gaibin öldüğüne kesin gözle bakılamayacağından ve gaibin bir gün çıkıp gelme ihtimali bulunduğundan gaiplik kararı ile birlikte mevcut evlilik kendiliğinden ortadan kalkmaz. Bu sebeple gaibin evliliğinin devam edip etmemesi hususunda gaibin eşinin kararı önemlidir.

Mülga Türk Medeni Kanunu’nun 94. Maddesi, gaibin eşine, gaiplik kararının verildiği dava ile birlikte evliliğin feshine de karar verilmesini isteme imkânı tanıdığı gibi, gaiplik kararından sonra açacağı ayrı bir evliliğin feshi davası ile de evliliği sona erdirme imkânı tanımıştı.

Yeni Türk Medeni Kanunu ise bu hükme uygun bir şekilde 131. Maddenin 2. Fıkrasında ele almıştır. İlgili hükme göre “Kaybolanın eşi evliliğin feshini, gaiplik başvurusuyla birlikte veya ayrıca açacağı bir dava ile isteyebilir.”

Evlilik feshedildikten sonra gaibin çıkıp gelmesi durumunda ise yeni bir evlenme sözleşmesi yapılması gerekmektedir. Gaibin çıkıp gelmesi, feshedilen evliliğe kendiliğinden geçerlilik kazandırmaz.

Gaiplik Kararı Kaldırılabilir Mi?

Gaipliğine karar verilen kimsenin daha sonra geri dönmesi durumunda kişinin müracaatı üzerine mahkemece gaiplik kararı kaldırılır. Ve durum ilgilinin aile kütüğündeki nüfus kaydına işlenir.

Gaiplik kararının kaldırılması ile ilgili olarak YHGK T:16.05.2007, E: 2007/2-276, K: 2007/278 Sayılı kararında şu ifadeler yer almaktadır:

“… Bir kimse ölümüne mutlak nazariyle bakılacak durumda olmamakla beraber ölüm tehlikesi içinde kaybolmuşsa veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamıyorsa ve böyle birinin ölmüş olması ihtimali kuvvetli ise Kanun, o şahsın gaipliğine karar verilmesi ve böylece kişiliğinin sona ermesiyle bağlanan sonuçların aynen olmasa bile uygulanması imkânını kabul etmiştir.

Ortadan kaybolma kişinin yaşadığı çevreden kaybolarak hayatta olup olmadığının kesin olarak belirlenememesini ifade eder. Kanunun açık hükmüne göre, iki şekilde gaiplik kararının istenebileceği kabul edilmiştir; ölüm tehlikesi içinde kaybolma ve çoktan beri kendisinden haber alınamama.

Ölüm tehlikesinin, kişinin mutlak surette ölü olduğu anlamına gelmediği; eğer ölüm muhakkak surette ise gaiplik kararına değil ölüm karinesine dayanılması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır.

Çoktan beri haber alınamama konusunda ise, gelecek haberin mutlaka kaybolanın gönderdiği bir haber olması gerekmeyip; başkasından gelen haberin de söz konusu şahsın gaip olmadığına gösterge teşkil ettiği açıktır. Bunun gibi gaiplik kararının verilmesinden sonra gaibin hayatta olduğuna dair bilgi sahibi olunması ya da ölmüş olduğunun belirlenmesi halinde, bu kararın bir hükmünün kalmadığı ve ilgililerince iptalinin istenebileceği kuşkusuzdur. Eş söyleyişle, tüm nizasız kaza hallerinde olduğu gibi bu hallerde gaiplik kararının kaldırılmasını her ilgili dava edebilir.”

Çağrı Ayboğa

Avukat Çağrı Ayboğa, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup yüksek lisans öğrenimine devam etmektedir. Ayboğa + Partners Avukatlık Bürosu’nun kurucu avukatlarındandır. Ankara Barosu’na kayıtlı olarak dinamik ve tecrübeli ekibiyle avukatlık mesleğini icra etmektedir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Ara