Hapis Cezasının Ertelenmesi (TCK md. 51)
TCK md. 51 Hapis Cezasının Ertelenmesi Hakkında Tüm Detaylar
Hapis cezasının ertelenmesi, belirli bir süre infazının geri bırakılması ve bu süre sonunda sanığın yeni bir suç işlememesi halinde hapis cezasının infaz edilmiş sayılacağını sağlayan bir kurumdur. Türk Ceza Kanunu’nun 51 inci maddesinde düzenlenen hapis cezasının ertelenmesi kurumu sanık lehine sonuçlar doğurmaktadır. Erteleme kurumunun uygulanması için sanığın; daha önceden 3 aydan fazla kasıtlı bir suçtan mahkum olmaması, aldığı hapis cezasının 2 yılın üzerinde olmaması ve yeniden suç işlemeyeceğine dair mahkemede kanaat oluşturması gerekmektedir. Erteleme kararıyla beraber sanık hakkında bir denetim süresi belirlenir ve bu süre içerisinde belirli yükümlülükler yüklenebilir. Yükümlülüklere uyan ve denetim süresince yeniden suç işlemeyen hükümlünün cezasının infaz edilmiş sayılacaktır. Yeniden suç işlemesi halinde ise, verilen hapis cezasının kısmen veya tamamen çektirilmesine karar verilecektir. Çalışmamızda erteleme kurumu üzerinde durulmuş şartları, sonuçları ve fail üzerindeki olası etkileri değerlendirilmiştir.
Hapis Cezasının Ertelenmesi (TCK md. 51) Nedir?
Bir ceza davasının yargılaması sonucunda, sanığa verilen cezanın belirli bir süre içerisinde yerine getirilmemesi ve bu sürenin sonuna kadar failin yeniden suç işlememesi halinde verilen cezanın infaz edilmiş sayılacağını sağlayan kuruma “hapis cezasının ertelenmesi” denmektedir.
Hapis cezasının ertelenmesi kurumu, TCK 51. Maddesinde “İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir” şeklinde düzenlenmiştir.
Ertelemenin hukukumuzda farklı şekillerde kabul edildiğini görmekteyiz. Bunlar kamu davasının açılmasının ertelenmesi (CMK. 171/2 vd.), cezanın ertelenmesi (TCK m.51) ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıdır (CMK 231/5 vd). Bu çalışmamızda inceleyeceğimiz kurum yukarıda bahsedilen ve Türk Ceza Kanunu’nun 51. Maddesinde yer alan erteleme kurumudur.
İnfaz Erteleme Nedir? Detaylı Bilgi İçin Tıklayınız!
Hapis Cezasının Ertelenmesi Hakkındaki Görüşler
Erteleme kurumunun hukuki niteliği hakkında öğretide, cezanın yerini alan bir tedbir, cezanın bireyselleştirilmesini sağlayan bir kurum, tekerrürü önleyici bir kurum ve şartlı bir af olduğu yönünde görüşler ileri sürülmüştür. Yargıtay ise ertelemeyi cezayı bireyselleştiren bir kurum olarak nitelendirmiştir. (Yargıtay İBBGK., 07/06/1976, 3-4/3; Yargıtay CGK 31/01/1994, 5-306/10 Sayılı Kararları.)
Vatandaşının daha mutlu bir yaşam sürmesi için var olan hukuk devletinde en son çare olarak ceza hukukuna başvurulması gerekmektedir. Çünkü salt suçluyu cezalandırmak suçun önlenmesine ve vatandaşın daha mutlu bir yaşam sürmesini sağlamayacaktır. Cezaların, ıslah edici, faili topluma kazandırma amacının olması, yani; normu ihlal eden failin topluma yeniden dönüşü için bir köprü işlevi görmesi gerekmektedir.
Cezanın son çare olarak görülmesinin sonuçlarından biri de erteleme kurumudur. Cezaevlerinin ıslah edici olmaması, hapis cezalarından beklenen yararın sağlanamaması erteleme düşüncesini doğurmuş ise de, ertelemenin esas amacı faile bir şans daha verilmesidir. Zira ilk kez suç işleyen failin cezalandırılmasında ıslah edici amaca ulaşma noktasında yol kat edilmemektedir. Bu cezalandırılmanın ıslah edici bir özelliği bulunmamaktadır. Bunun yanında erteleme, cezanın infazından daha fazla ıslah edici bir rol oynamaktadır. Çünkü erteleme ile Faile sergilediği davranışın suç olduğu ve denetim süresi içerisinde suç işlememesi halinde bu suçun cezasının infazına engel olabileceği benimsetilmektedir.
Hapis Cezasının Ertelenmesinin Şartları
Sanığın Adli Geçmişi
Hapis cezasının ertelenmesinin ilk şartı failin daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmasıdır. Buna göre geçmişte üç ayın üzerindeki bir hapis cezasına mahkûm edilen fail açısından erteleme imkânı ortadan kalkmaktadır. Geçmişte alınan mahkûmiyetin hangi yargı yeri tarafından verildiğinin önemi yoktur çünkü yasa da adliye mahkemelerince verilen bir mahkûmiyet hükmünden bahsedilmediğinden, askeri mahkemeler ve yabancı mahkemeler tarafından verilen üç aydan fazla hapis cezası mahkûmiyetleri erteleme bakımından engel oluşturacaktır. Üç aylık mahkûmiyet şartı asıl mahkûmiyet için arandığından, fail hakkında üç aydan fazla verilen ve seçenek yaptırımlarından birine çevrilen cezalar ertelemeye engel oluşturmayacaktır. Nitekim TCK 50/5 maddesinde belirtildiği üzere, faile verilen hapis cezası seçenek yaptırımlarından birine çevrilmişse asıl mahkûmiyet hapis cezası değil seçenek yaptırımlarıdır.
Yasa da açık bir şekilde kasıtlı bir suçtan bahsedildiğinden taksirli suçlar nedeniyle verilen hükümler ertelemeye engel oluşturmayacaktır.
Masumiyet karinesinin bir yansıması da fail hakkında verilen hüküm kesinleşmedikçe failin mahkûm edilememesidir. Fail hakkında verilen hüküm kesinleştikten sonra fail mahkûm olmuş olacağından, ertelemeye konu ceza verilirken kesinleşmeyen hükümler dikkate alınmayacak, bu hükümler üç ayın üzerinde olsa bile ertelemeye engel oluşturmayacaktır. Bu bakımdan fail hakkında devam etmekte olan davaların ertelemeye engel oluşturmayacağını söylemek mümkündür. Burada dikkat edilmesi gerekilen nokta ister önce isterse sonra işlenen suç olsun, devam eden yargılamanın sonucunda verilen hükmün, ertelemeye konu yargılamadan önceden kesinleşip kesinleşmediğidir. Nitekim ertelemeye konu davadan önce kesinleşen hükümlerden, üç ay hapis cezasının üzerinde olanlar ertelemeye engel oluşturacaktır. Ayrıca bu hükmün infaz edilmesine gerek yoktur, hükmün kesinleşmesi ertelemeye engel teşkil etmesi açısından yeterlidir.
Affa Uğramış Bir Mahkumiyet Dolayısıyla Erteleme Hükümleri Uygulanabilir Mi?
Kasıtlı bir suçtan dolayı verilen 3 aydan fazla hapis cezasını içeren hükümler için ceza zamanaşımı ve özel af söz konusu olsa bile, bu mahkûmiyet hukuken varlığını devam ettirdiğinden ertelemeye engel oluşturmaktadır. Bunun yanında genel af, mahkûmiyeti tüm hukuki sonuçlarıyla ortadan kaldırdığından, genel affa uğrayan mahkûmiyetler ertelemeye engel teşkil etmeyecektir. (Genel Af Nedir?)
Failin önceden 3 aydan fazla hapis cezasına mahkûm olmaması şartındaki önceden sözcüğünün zaman açısından bir sınırının olup olmadığı konusunda yasada açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu zamanın çok uzun olması, ceza hukukunun ruhuna aykırı düşecektir. Örneğin onbeş yıl önce işlediği bir suçtan dolayı 4 ay hapis cezasıyla mahkûm olan kişiye erteleme kurumunun uygulanmaması cezadan beklenen yararı gerçekleştirmeyecektir. Bu açından bu sürenin amaçlanan faydanın elde edilmesine engel olmaması gerekmektedir.
Önceden Verilmiş Ceza, Ertelemeye Engel Olur Mu?
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2011/7-305 E., 2011/275 K. Sayılı kararında hükmün açıklanmasının geri bırakılması için aranan daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamak şartının; işlenen suç açısından, 5237 sayılı Yasanın 58. maddesinde belirtilen tekerrür sürelerinin geçirilmesinden sonra bu hükümlerin kasıtlı bir suç olarak kabul edilmemesinin hakkaniyete uygun bir çözüm olacağı hususu vurgulanmıştır. Bu kararda önceden sözcüğüyle kastedilen süre TCK 58. Madde’de belirtilen sürelerdir. TCK 58. maddesi uyarınca 5 yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde infaz edildiği tarihten itibaren 5 yıl, 5 yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezasına mahkûmiyet halinde cezanın infaz edilmesinden itibaren 3 yıl geçtikten sonra tekerrür hükümleri uygulanmayacaktır. Erteleme açısından baktığımızda; işlenen suç dolayısıyla verilen cezanın infaz edilmesi ve yukarıdaki süreler geçmesi halinde bu mahkûmiyetin artık ertelemeye engel olmayacağının kabul edilmesi hakkaniyete uygun olacaktır.
Adli Sicil Kaydından Silinen Suç Kaydı Ertelemeye Engel Olur Mu?
Öğretide bazı yazarlar adli sicil kaydından silinerek arşiv kaydına alınan mahkûmiyetlerin ertelemeye engel oluşturmayacağını ileri sürerken bazı yazarlar ise mahkûmiyet hükmünün adli sicilden silinmesine rağmen bu kayıtların arşive alındığı ve arşive de ulaşma olanağı bulunduğundan bahisle ertelemeye engel oluşturacağı görüşündedir. Bizce yukarıda zikredilen Yargıtay kararı dikkate alındığında, adli sicilden silinip, arşiv kaydına alınan mahkûmiyet hükümlerinin üzerinden TCK 58. Maddesindeki sürelerin geçmesi halinde bu mahkûmiyet hükümleri ertelemeye engel oluşturmayacaktır. Zira Adli Sicil Kanun’unda yapılan değişiklikler ile birlikte cezanın infaz edilmesinden sonra ilgili sicil kaydı silinerek arşiv kaydına alınmaktadır. Bu tür mahkûmiyet hükmü bulunan sanığın ertelemeyi hak etmesi için en azından bir süreyi (TCK 58. Madde de belirtilen süreler) suç işlemeden geçirmesi gerekir ki, TCK 58. maddede belirtilen süreler, ertelemenin hak edilmesi bakımından makul kabul edilebilir. Adli Sicil Kaydının Silinmesi hakkında detaylı bilgi için Tıklayınız!
Ertelemeye Konu Cezanın Türü ve Ağırlığı
Cezanın türü bakımından ertelenebilecek tek ceza türü hapis cezasıdır. Bu hapis cezasının da 2 yıl ve altında olması gerekmektedir. Bu 2 yıllık süre 12-18 ve 65 yaş üstündekiler için üç yıldır. Bu sürelerin belirlenmesinde sonuç ceza göz önünde bulundurulur. Birden fazla suç söz konusu olduğunda, her suç için hükmedilen ceza için erteleme koşullarının oluşup oluşmadığı (2 yılın üzerinde olup olmadığı) ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. Yasanın öngördüğü üzere adli para cezası ve güvenlik tedbirlerinin ertelenmesine olanak bulunmamaktadır. Aynı anda hem hapis hem de para cezasının verildiği durumlarda hapis cezası ertelenebilirken, para cezasının ertelenmesi yasal olarak mümkün değildir. Ayrıca yasada suç için hapis ya da para cezası öngörülmüş ise, hapis verilmesi durumunda hüküm ertelenebiliyorken para cezası verilmesi halinde bu hükmün ertelenmesine olanak bulunmamaktadır. Çocuklar dışında Terörle Mücadele Kanun’undaki suçlardan dolayı verilen cezaların da ertelenmesi mümkün değildir.
Failin Yeniden Suç İşlemeyeceği Yönünde Kanaat Oluşması
Ertelemenin sübjektif şartı olan ve “manevi şart” da denilen bu şart TCK 51/1-b maddesinde “Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması, gerekir.” Şeklinde düzenlenmiştir. Kanun metninden de anlaşılacağı üzere, failin suçu işledikten sonraki davranışları dikkate alınacaktır. Bu durumda failin salt sabıkalı olması ertelemeye engel teşkil etmeyecektir. Failin yargılama sürecinde pişmanlık göstermesi, fail hakkındaki ceza infaz edilmeden, cezanın infazından beklenen amaca ulaşıldığı kabul edilmektedir. Bu nedenle sanığın geçmişi yerine yargılama sürecindeki gösterdiği pişmanlık dikkate alınmalıdır. Buna karşılık bu şartın gerçekleşmediğinden dolayı erteleme kurumunun uygulanmaması halinde, uygulanmamaya neden olan olgulara somut olarak gerekçede yer verilmesi gerekir. Zira Yargıtay’da sanığın dosyaya yansıyan olumsuz davranışlarının neler olduğu gösterilmeden verilen ertelemeye yer olmadığına ilişkin kararları bozmaktadır. (Bkz. Yargıtay 7. Ceza Dairesinin, E.2014/1223, K. 2016/1307 sayılı kararı).
Cezanın ertelenmesi mağdurun zararının giderilmesi şartına da bağlanabilir. Fakat bu şart zorunlu bir şart olmayıp hakimin takdir yetkisindedir. Zarar şartının hakimin takdirine bağlı tutulması ertelemenin ruhuyla bağdaşmaktadır. Çünkü zararı gideremeyecek durumunda olan ve pişmanlık duyan sanıklar için zararı gidermediği halde duyduğu pişmanlık ve yeniden suç işlemeyeceği yönünde kanaati sağladığı hususları değerlendirilerek; erteleme kararı verilmesi mümkündür. Buda cezanın infazından beklenen amaca ulaşılmasında rol oynamaktadır ki bu rol pişmanlık gösteren, cezanın infazından beklenen amaca ceza infaz edilmeden ulaşılan failin cezalandırılmamasına olanak sağlamaktadır.
Erteleme Kararı Verilmesi
Erteleme kararını, mahkûmiyet hükmünü kuran mahkeme verir. Mahkeme öncelikle failin suçu işlediğini sabit görür ve mahkûmiyet hükmünü kurar. Mahkûmiyet hükmünü kurduktan sonra, bu hükmün ertelenmesine ilişkin kararı da ayrıca alır. Erteleme kararı, yerel mahkemeler tarafından veya bazı hallerde ilk derece mahkemesi olarak görev yapan yüksek mahkemeler tarafından verilir. Bunun dışında temyiz incelemesi yapan Yargıtay’ın erteleme kararı verebilmesi mümkün değildir. Buna karşılık istinafın uygulanmaya başlanmasıyla Bölge Adliye Mahkemeleri de erteleme kararı verebilir.
Erteleme şartlarının oluşup oluşmadığını mahkeme resen inceler, bunun için tarafların bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Erteleme ile paralellik gösteren hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanabilmesi için failin kabul etmesi gerekirken erteleme açısından failin kabul etmeme hakkı bulunmamaktadır. Çünkü erteleme fail için hak değildir.
Ertelemeye karar verilsin ya da verilmesin her iki durumda da mahkeme bunu gerekçeli olarak açıklamak zorundadır. Gerekçesiz veya sadece kanun hükmü yazılarak ertelemenin uygulanmaması kararları Yargıtay’ca bozulmaktadır. Bu da bize Erteleme kararının mahkemenin takdirinde olduğunu ve bu takdirin keyfiliğe yol açmayacak şekilde kullanılması gerektiğini gösterir.
Erteleme kararının verilebilmesi için failin hazır olması gerekmez. Fakat böyle bir durumda mahkemenin fail hakkında varacağı kanaat pek sağlıklı olmayacaktır. Çünkü mahkeme failin yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığı gözlemleyebilme veya belirleyebilmesi zorlaşacaktır.
Ertelemenin bölünmezliği ilkesi gereğince erteleme hapis cezasının tamamını kapsar. Hapis cezasının bölünüp bir kısmı hakkında erteleme kararı kalan kısmı hakkında infaz kararı verilmesi mümkün değildir. Ertelenmenin bölünmezliği bütün ihtimaller için geçerlidir.
Örneğin, 3 yıl hapis cezasının 2 yılı ertelenip 1 yılı infaz edilemez. Tutukluluk halinde geçen süreler mahsup edilip kalan kısım için erteleme kararı verilemez. Diğer bir ihtimal failin birden çok suçtan yargılanmasıdır. Böyle bir durumda suçlara ilişkin süreler tek tek incelenerek, erteleme kararı 2 yıl ve altında kalan suçlar ile üstünde kalan suçlar ayrımı yapılarak verilecektir. Bunun yanında birden fazla suç olması 2 yıl ve altında cezaya hükmedilen suçlar bakımından erteleme kararı bölünemeyecek, bir suç bakımından erteleme kararı verilmesi durumunda diğer suçlar bakımından da erteleme kararı verilecektir.
İnfaz – Yatar Hesaplama Robotu İçin Tıklayınız!
Özetle hapis cezasının ertelenmesi için gereken şartlar; sanığın önceki suç kaydının kanuna uygun olması, ertelemeye konu olacak cezanın nitelik bakımından kanuna uygun olması, sanığın yeniden suç işlemeyeceği yönünde mahkemede kanaat oluşması ve mahkeme tarafından hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesi gerekmektedir.
Hapis Cezasının Ertelenmesinin Hüküm ve Sonuçları
Hapis cezasının ertelenmesi, cezanın infaz sürecini toplum içinde tamamlamaya yönelik bir infaz rejimi olarak değerlendirilir. Bu düzenleme, failin cezasını cezaevinde çekmeksizin belirlenen denetim süresi içinde iyi halli olarak toplumda geçirmesini öngörmektedir. Ancak erteleme kararı, belirli yükümlülükler ve yaptırımlarla birlikte gelir. Aşağıda hapis cezasının ertelenmesinin hukuki sonuçları detaylandırılmaktadır.
Denetim Süresi ve Başlangıcı
Hapis cezasının ertelenmesi kararı, hükümlünün infaz sürecini toplum içinde geçirmesine imkân tanırken, mahkeme tarafından belirlenen denetim süresi ile de sınırlandırılmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 51. maddesine göre:
- Cezası ertelenen hükümlü için en az bir yıl, en fazla üç yıl olmak üzere bir denetim süresi belirlenir.
- Belirlenen denetim süresi, mahkûm olunan cezanın süresinden daha kısa olamaz.
- Örneğin, 2 yıl hapis cezasına mahkûm edilen bir kişi için en az 2 yıl, en fazla 3 yıl denetim süresi uygulanabilir.
Denetim süresinin ne zaman başlayacağı konusunda öğretide farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı hukukçular denetim süresinin mahkeme kararıyla birlikte başlaması gerektiğini savunurken, diğerleri hükmün kesinleşmesiyle başlamasının daha adil olacağını ileri sürmektedir. Özellikle temyiz süreçlerinin uzun sürdüğü ve davaların yıllarca devam edebildiği dikkate alındığında, denetim süresinin kararın kesinleşmesiyle başlamasının adil bir yaklaşım olduğu düşünülmektedir.
Mahkeme Tarafından Belirlenebilecek Yükümlülükler
Erteleme kararı verilmesi halinde mahkeme, sanığa belirli yükümlülükler getirebilir. TCK 51/4 ve 51/5 maddelerine göre mahkeme, hükümlüye şu yükümlülükleri yükleyebilir:
- Eğitim Programına Katılma: Sanat ve meslek sahibi olmayan hükümlüler için mesleki eğitim kurslarına katılma yükümlülüğü getirilebilir.
- Çalışma Şartı: Meslek sahibi olan kişilere, ücret karşılığında bir işte çalışma yükümlülüğü getirilebilir.
- Eğitim Kurumuna Devam: 18 yaşından küçük olan hükümlüler için barınma imkânı da sağlayan bir eğitim kurumuna devam etme zorunluluğu getirilebilir.
- Rehberlik Hizmeti: Hükümlüye rehberlik edecek bir uzman atanabilir.
Mahkeme, hükümlüye hiçbir yükümlülük getirmeyebilir veya yukarıdaki yükümlülüklerden yalnızca birini uygulayabilir. Ancak denetim süresi boyunca belirlenen yükümlülük değiştirilemez ve mahkeme kanunda belirtilmeyen bir yükümlülüğü hükümlüye dayatamaz.
Denetim Süresi İçinde Yeni Suç İşlenmesi ve Yükümlülüklere Uymama
Denetim süresi içinde sanık yeni bir kasıtlı suç işlemezse veya kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun hareket ederse, cezası infaz edilmiş sayılır. Ancak:
- Denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenirse veya yükümlülüklere uyulmazsa, mahkeme cezanın infaz kurumunda çektirilmesine karar verebilir.
- Mahkeme bu durumda cezanın tamamının mı yoksa bir kısmının mı infaz edileceğine karar verir. Ancak genellikle mahkemeler cezanın tamamının infaz edilmesine hükmetmektedir.
- Denetim süresi içinde yalnızca taksirli suçlar işlenirse veya bilinçli taksirle bir suç meydana gelirse, erteleme kararı etkilenmez ve cezanın infazına devam edilmez.
Denetim süresi içinde yükümlülüklere uymayan hükümlüye mahkeme tarafından öncelikle ihtar gönderilir. İhtar sonrasında yükümlülüklere uymamakta ısrar edilirse, mahkeme erteleme kararını kaldırarak cezanın cezaevinde infaz edilmesine karar verebilir.
Hapis Cezasının Ertelenmesinin Adli Sicil Kaydına Etkisi
Hapis cezasının ertelenmesi, cezanın infaz sürecine ilişkin bir karar olduğu için adli sicil kaydına işlenir. Erteleme kararı alındığında adli sicil kaydına şu bilgiler eklenir:
- Hapis cezasına mahkûmiyet kararı
- Hapis cezasının denetim süresi
- Denetim süresinin iyi halli geçirilmesiyle cezanın infaz edilmiş sayıldığı bilgisi
- Ertelenen hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine karar verildiği durumlar
Ancak erteleme kararına ilişkin kayıtlar doğrudan arşiv kaydına işlenir ve sabıka kaydında görünmez. Erteleme kararının tamamen silinmesi için hükümlünün durumuna göre 5 yıl, 15 yıl veya 30 yıl gibi belirli sürelerin geçmesi gerekir.
Denetim Süresinde Cezanın Tekerrürü ve Hukuki Sonuçlar
Denetim süresi boyunca ceza infaz edilmiş sayıldığından, sanığın tekrar suç işlemesi durumunda ceza tekerrür hükümlerine tabi tutulacaktır. Ayrıca:
- Denetim süresi boyunca infaz edilen hüküm 3 aydan fazla hapis cezasıysa, sanığın ilerleyen süreçte tekrar bir erteleme hakkı kazanması mümkün olmayabilir.
- Denetim süresince infaz edilen ceza adli sicil kaydına işlenmektedir ve erteleme süresi içinde işlenen yeni bir suç, önceki erteleme kararını geçersiz hale getirebilir.
- TCK 53. madde kapsamında hapis cezasına bağlı olarak uygulanan belirli hak yoksunlukları denetim süresi boyunca geçerliliğini koruyacaktır.
Örneğin, denetim süresi içinde sanığın kamu görevlerinden yasaklanması, belirli meslekleri icra edememesi gibi yaptırımlar devam eder. Ancak mahkeme, hükümlünün altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri bakımından haklarını devam ettirebilir.
Denetim Süresinde Aleyhe Değiştirme Yasağı ve Hukuki Sonuçlar
Ceza muhakemesi hukukuna göre aleyhe bozma yasağı gereği, yalnızca sanık veya onun lehine başkaları tarafından temyiz edilen bir karar sanığın aleyhine bozulamaz. Bu kapsamda:
- Erteleme kararı sanık açısından kazanılmış bir hak olarak değerlendirilir.
- Yargıtay tarafından hüküm bozulsa bile, erteleme kararı sanık açısından geçerliliğini koruyacaktır.
- Ancak, kanunen ertelenmesi mümkün olmayan bir cezanın yanlışlıkla ertelenmesi durumunda, bu karar sanık açısından kazanılmış hak oluşturmaz.
Sonuç olarak, erteleme kararı sanık için belirli avantajlar sağlasa da, bu sürecin dikkatli takip edilmesi ve sanığın denetim süresi boyunca yükümlülüklerine uygun hareket etmesi büyük önem taşımaktadır. Denetim süresinin başarıyla tamamlanması halinde ceza infaz edilmiş sayılır ve sanık açısından herhangi bir ek yaptırım uygulanmaz. Ancak, yükümlülüklerin ihlali veya yeni bir suç işlenmesi durumunda, erteleme kararı ortadan kalkar ve hapis cezası cezaevinde infaz edilir.