İş ve Sosyal Güvenlik HukukuMakalelerimiz

Maaşı Ödenmeyen İşçinin Hakları

İş Hukuku’ndaki temel prensibe göre işçiler; işverene hukuki ve kişisel olarak bağımlı ve işverene karşı ekonomik olarak güçsüz konumda olan, işverene nispeten daha fazla korunması gereken gerçek kişilerdir.

İş Kanunu’muzun da çoğu maddesiyle hüküm altına alarak hukuki himaye sağladığı işçilerin, emek ve hizmetleri karşılığındaki aldıkları ücrete “maaş” denmektedir.

İşçilerin maaşlarının genellikle aylık periyotlarla düzenli ve eksiksiz bir şekilde ödenmesi gerektiği her ne kadar İş Kanunu’muzda hüküm altına alınmış olsa da uygulamada çeşitli sebeplerden ötürü işçilerin maaşları oldukça geç yatabilmektedir.

İşçinin Maaşı Ödenmemesi

4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesine istinaden işçinin maaşı, genel anlamda bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak ifade edilmektedir.

Aynı zamanda ücret, Anayasamızın 55. maddesinde emeğin karşılığı olarak para ile ödenen tutar olarak da ifade edilmiştir. Bahsi geçen kanun ve Anayasa maddeleriyle hukuki himaye altına alınan ücret, iş akdinin zorunlu bir unsurudur.

Şöyle ki;

İşçinin iş görme ediminin karşılığında işverenin de işçiye ücret ödeme borcu, iş akdinin zorunlu unsurlarındandır. Ücret kararlaştırılmadan işçi ile işverenin yapmış olduğu bir sözleşmenin iş akdi olarak kabulü mümkün değildir.

İş sözleşmesinin tarafları olan işçi ve işveren ortak iradeleriyle ücret miktarını serbest bir şekilde kararlaştırılabilir. İş Kanunu’nda her ne kadar işçi ile işverenin ortak bir kararla ücreti belirleyebileceği söylenmişse de bunun pek tabii bir sınırı vardır: Ücret hiçbir durumda asgari ücretin aşağısında kararlaştırılamaz.

Aynı zamanda ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak, yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödeme yapılabilir. Ve önemle belirtmek gerekir ki, ücret en geç ayda bir ödenir. Bu 1 aylık süre iş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile 1 haftaya kadar dahi indirebilir.

Maaşı Ödenmeyen İşçinin Hakları Nelerdir?

İşçi, ücretinin ödenmemesi halinde zamanaşımı süresine riayet etmek kaydıyla ücretinin ödenmesini işverenden isteyebilir.

İşçinin hak etmiş olduğu işbu gecikmiş ücrete, İK m. 34 uyarınca, %9 oranında yasal faiz değil, mevduata uygulanan en yüksek faiz uygulanır.

Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince mevduata uygulanan en yüksek faizin tespitinde kamu bankası – özel banka ayrımı önem arz etmez. Dolayısıyla faizin hesaplanmasında bir yıllık mevduata uygulanan faize göre işlem yapılır.

Söz konusu faize karar verilebilmesi için kural olarak ücretin muaccel hale gelmesi yeterli değildir. TBK m. 117/1 uyarınca işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi de zorunludur. Eğer işveren davadan önce ihtarname ile temerrüde düşürülmemişse, davanın açılması ihtarname olarak kabul görür ve temerrüt davanın açılmasıyla gerçekleşir, faiz dava tarihinden itibaren işlemeye başlar.

İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse, işçi iş akdini haklı nedenle feshedebilir. (İş Kanunu m. 24/2-e)

Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. (İş Kanunu m. 34)

Bu tarz bir durumda her ne kadar işçi, iş görme borcunu ifa etmiyor yani işyerinde çalışma yapmıyor olsa dahi işveren bu işçinin yerine başka bir işçi alamaz, çalışmaktan kaçınan işçinin sözleşmesini feshedemez.

Maaşı Ödenmeyen İşveren Nereye Şikayet Edilir?

İş Kanunu’nun, genel hatlarıyla, işverene nispeten işçiyi daha fazla koruduğunu yukarıda izah etmiştik. Ayrıca yine ele almış olduğumuz üzere İş Kanunu’nda işçiyi koruyan birçok açık kanun maddesi mevcuttur.

Her ne kadar İş Kanunu’nda işçi lehine normlar öngörülmüş olsa da pek tabii bu durumlarda işçi lehine sonuç alınabilmesi birtakım teorik ve pratik prosedürlerin doğru bir şekilde işletilmesine bağlıdır.

Çalışma Bakanlığına bağlı ALO 170 ve www.alo170.gov.tr internet sitesi üzerinden işveren şikayetleri yapılabildiğini belirtmek isteriz. Lakin gerek bu makamın iş yükünün gerekse de arayan vatandaşların sayısının gün geçtikçe artıyor olmasından mütevellit vatandaşlar çoğu zaman yanıtını merak ettikleri soruların cevaplarını alamamaktadır.

Dolayısıyla maaşı ödenmeyerek hak mahrumiyeti ve mağduriyet yaşamış işçinin bu durumda başvurması gereken makam kesinlikle İş Mahkemeleri’dir.

Maaşı ödenmeyen işçiler, İş Hukuku alanında uzmanlaşmış avukatlardan profesyonel bir hukuki hizmet alarak en kısa süre içerisinde mağduriyetlerine son verebilirler.

Maaşın Ödenmemesi Nedeniyle İş Akdinin Feshi

Yukarıda da belirttiğimiz üzere, maaşı ödenmemiş olan işçi arzu ederse maaşının ödenmemesini gerekçe gösterek haklı nedenle derhal fesih hakkını kullanabilmektedir. İşçinin işbu haklı nedenle derhal fesih hakkı İş Kanunu’muzun 24/2-e maddesinde öngörülmüştür. Önemle belirtmek gerekir ki; İK m.24/2-e’ye istinaden haklı nedenle derhal fesih hakkını kullanan işçi, işten ayrıldığını işverenine usulüne ve şekil şartlarına uygun olarak bildirmek zorundadır. Aksi halde yapılan bu fesih, işçinin haklı nedenini ortadan kaldırabilir, işçilik alacaklarından olan kıdem tazminatı ve diğer alacaklardan indirim yapılmasına sebebiyet verebilir.

Maaşın Ödenmemesi Durumunda İhtarname

Bir üst paragrafta belirtmiş olduğumuz üzere; maaşı ödenmeyen işçinin İK m. 24/2-e’ye istinaden haklı nedenle derhal fesih hakkını kullanabileceği, bu hakkını kullanırken de usule ve şekle ilişkin şartları yerine getirmesi gerektiği, aksi halde haklı nedenin ortadan kalkarak feshin usulsüz hale gelebileceği, dolayısıyla işçilik alacaklarından indirim yapılabileceği izahtan varestedir. Dolayısıyla haklı nedenle derhal fesih yapan işçinin, bu durumu işverene bir ihtarname ile belirtmesinde yarar vardır.

Örnek bir ihtarname aşağıdaki minvalde olmalıdır:

……… NOTERLİĞİNE

İHTAR EDEN : …

VEKİLİ : Av. Çağrı AYBOĞA

(Adres)

İHTAR EDİLEN : …

KONU : 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/2-e bendine istinaden iş akdinin haklı nedenle derhal feshi ve bu fesih neticesinde iş akdinden kaynaklanan hakların müvekkile ödenmesi talebimizi havi ihtarnamedir.

AÇIKLAMALAR :

  1. ….. tarihinde müvekkil işçi ile yapmış olduğunuz iş akdi gereği müvekkil; …….. adlı işyerinizde ……… görev tanımıyla çalışmakta, ………… TL maaş almaktadır.
  2. ….. tarihinden itibaren hak ettiği maaşı müvekkile ödememeniz hasebiyle İK m. 24/2-e uyarınca mevcut iş akdinin tarafımızca haklı ve derhal olarak feshedildiğini tarafınıza bildiririz.
  3. İşbu fesih sonucunda müvekkil nezdinde vuku bulan kıdem tazminatı, maaş ve prim alacağı, yıllık izin ücreti alacağı, UBGT alacağı, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacağı, fazla mesai ücreti alacağı, sosyal haklardan kaynaklanan alacakları …… gün içinde tarafımıza ödemenizi, aksi takdirde bahsi geçen alacakların tahsili için her türlü hukuki girişimde bulunacağımızı, ileride açılması kuvvetle muhtemel davalarda yargılama giderlerinin ve vekalet ücretlerinin tarafınıza tahmil edileceğini ihtaren bildiririz. …/…/…

Keşide Eden

Av.Çağrı AYBOĞA

Sayın Noter;

Üç nüshadan ibaret olan işbu ihtarnamenin bir nüshasının muhataba tebliğini, bir nüshasının tebliğ şerhiyle tarafıma iadesini ve bir nüshanın da dairenizde saklanmasını saygılarımla talep ederim. …/…/…

Keşide Eden

Av. Çağrı AYBOĞA

2 Ay Maaş Alamayan İşçi Ne Yapmalı?

İşçi, iş akdini feshetmek istemiyorsa ücreti ödeninceye kadar iş görme borcunu ifa etmekten kaçınabilir. Başka bir deyişle, maaşını alamayan işçi, maaşı ödenene kadar çalışmamayı tercih edebilir.

İşçi bu sebepten ötürü haklı ve derhal olarak da iş akdini feshederek işyerinden ayrılabilir. Akabinde işçilik alacakları için dava açabilir.

Yasal Olarak Maaş Kaç Gün Gecikebilir?

İş Kanunu’na göre maaş, mücbir sebepler dışında 20 günden fazla geciktirilemez.

Eksik Yatan Maaş Ne Zaman Şikayet Edilebilir?

Kanunda bu sorunun cevabına yönelik açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Yukarıda kapsamlı olarak ele almış olduğumuz üzere maaş 20 günden fazla geciktirilirse şikayet/dava yoluna başvurulabileceğini söylemek mümkündür.

Çağrı Ayboğa

Avukat Çağrı Ayboğa, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup yüksek lisans öğrenimine devam etmektedir. Ayboğa + Partners Avukatlık Bürosu’nun kurucu avukatlarındandır. Ankara Barosu’na kayıtlı olarak dinamik ve tecrübeli ekibiyle avukatlık mesleğini icra etmektedir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Ara