DilekçelerMiras Hukuku

Reddi Miras Dilekçesi Örneği

Reddi miras veya diğer adıyla mirasın reddi, ölen bir kişi ardından kalan mallarını reddetmek için yapılan hukuki bir işlemdir.

Miras hukuku alanındaki en çok karşılaşılan kurumlardan olan “reddi miras”, ölenin borçlarından kurtulmak için başvurulması gereken önemli bir konudur.

Reddi Miras Nedir?

Reddi miras, ölen kişi ardından kalan mirasçıların hak ve borçları kanunen kabul etmediğinin beyanıdır. Ancak bir mirasçının ölen kişinin malvarlığını kullanması durumunda mirası reddetme hakkı bulunmamaktadır.

Reddi mirasın kayıtsız şartsız yapılması önemlidir. Örneğin; müteveffanın miras bırakanın arabasını kullanması buna örnek verilebilir.

Miras bırakanın ölümü gününde, terekenin borca batık olduğu herkesçe biliniyor veya saptanmış bulunuyorsa, miras reddedilmiş sayılır. Miras bırakanın borçlarından dolayı, mirasının reddedilmesi, o borçtan mirasçının kurtulmasını sağlar. Gerçek bir ret durumunda, mirasçı mirası reddetme sebebini göstermek zorunda olmayıp yalnızca ret konusunda iradesini belirtmesi yeterlidir. Mirası reddeden mirasçının alacaklıları güvence verilmediği takdirde süresinde “reddin iptali” davası açabilirler.

Reddi Miras Nasıl Yapılır?

“Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır.

Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir.

Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder.

Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir.

Tutanağın ve kütüğün nasıl tutulacağı tüzükle düzenlenir.” (TMK m.609).

Ret, yazılı veya sözlü bir beyanla sulh mahkemesine yapılır. “Terekenin yazımı işleminin sona erdiğinin mirasçılara bildirilmesi, mirasın reddi beyanının tespiti ve tescili; mirasın reddinin, mirası reddeden kişiden sonra gelen mirasçılara bildirilmesi, mirasın reddi süresinin uzatılması” çekişmesiz yargı işlerinden sayıldığı HMK m.382/2, c, 7 hükmünde öngörülmüştür. Çekişmesiz yargı usulüne ilişkin HMK m.385 hükmü uyarınca niteliğine uygun düştüğü ölçüde, “basit yargılama usulü” uygulanır. Bu durumda HMK m.316 ilâ 322 basit yargılama usulüne ilişkin yasal hükümlere uyulmalıdır.

Reddi Miras Ne Zamana Kadar Yapılır?

Reddi miras, üç ay içinde reddedilebilir (m. 606/1). Bu süre, hak düşürücü süredir. Bu süre içinde ret hakkı kullanılmazsa bu hak düşer. Yasaya göre; “Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur” (TMK m.610/1). Diyelim ki terekeyi (mirası) kabul etmek istemeyen mirasçının (kanuni ve atanmış mirasçının), söz konusu bu yasal süre içinde açıkça reddetmesi gerekmektedir. Eş deyişle; ölüm tarihi ile ret isteği arasında 3 aylık hak düşürücü süre geçmemişse, mahkemece “reddin tesciline” karar verilmesi gerekir. Dahası sulh hâkimi, reddin süresinde olup olmadığını, mirası reddedenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını tespitle görevlidir. Süre ve mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde hâkimin nihai olarak yapacağı iş, “ret beyanını tescil etmekten” ibarettir. Bu tescilden hakları zedelenen kişiler, “reddin iptalini” isteyebilirler.

Bu süre içinde esasen mirasçılar, miras bırakanın borçlarından şahsen sorumlu değildirler. Alacaklılar bu devrede, tereke malları üzerinde icra takibinde bulunabilirler. Lakin mirasçının kişisel mallarına başvuramazlar. Çünkü mirasçının tereke borcundan dolayı kişisel malıyla sorumluluğu, mirası kabul etmesi ya da ret süresinin geçmesi halinde söz konusu olur.

Üç aylık yasal sürenin hangi tarihten itibaren başlayacağı m.606/2, m.607 ve m.608’de hükme bağlanmıştır.

Süre TMK m.605/1’de yer alan “gerçek ret” yönüyledir. TMK m.605/2’de yer alan “hükmi ret”de süre söz konusu değildir. Terekenin acizliği (borca batık olduğu) için her zaman tespit istenebilir.

Reddi Miras Talebinde İlişkin Dilekçe Örneği

…………. SULH HUKUK MAHKEMESİNE

DAVACILAR : 1- …..

: 2- ……

: 3- …….

VEKİLLERİ : Av. Çağrı AYBOĞA

DAVALI : Hasımsız (Müteveffa …….)

DAVA : Mirasın Reddi

AÇIKLAMALAR

1- Müvekkilim ……, müteveffa ………. ile evli olup, eşi …….. tarihinde vefat etmiştir. Diğer müvekkiller ……….ve ………….. ise müteveffanın anne ve babasıdır.

2- Eşi ………… sahibi olarak ticaret yapmakta iken, ….. yılı ortalarında girmiş olduğu ekonomik çöküntü nedeniyle çok büyük miktarlarda, borca girmiş, işyeri kapanma noktasına gelmiş ancak, evlilik birliğinin sürdürülmesi adına müvekkilimin …………….’ın babası ………….. tüm bu borçları ödemiş ve bu şekilde kızının ve damadının yeniden bir ekonomik sıkıntıya düşüp evlilik birliklerinin sarsılmaması ve yıkılmaması adına fedakarlıkta bulunmuştur.
Ancak, müteveffa ……….. iş hayatındaki özensizliği sonucu basiretli bir esnaf olarak işini sürdürememiş tekrar içine düştüğü borçlanmalar ve girdiği ekonomik kriz nedeniyle ……….. tarihinde intihar etmek suretiyle yaşamına son vermiştir.

a- Müvekkil ……………’ın müteveffanın girmiş olduğu Mayıs- Haziran aylarındaki ekonomik kriz nedeniyle babası …………. kızının ve damadının evliliklerini kurtarmak adına büyük bir özveride bulunarak …………… TL borcu tüm ekonomik olanaklarını seferber ederek ödemiştir. Buna ilişkin tüm belgeleri dosyaya sunuyoruz.

b- Bunun yanında, müvekkilin babası ayrıca …. Bankasında kredi yolu ile alınmış, aracın taksitlerini dahi ekli belgelerden anlaşılacağı üzere ödemiştir.

Ayrıca, müteveffanın almış olduğu Honda marka aracın taksitlerini dahi müvekkilim ………… (……….)’ın babası ödemiştir.

c- Müteveffa yapmış olduğu işi gereği ……… Piyasasına da büyük ölçüde borçlanmış, söz konusu borçlarda müvekkilimin babasının yakın arkadaşı aracılığıyla, alacaklılarla protokol yapılmış ve ekli belgelerden anlaşılacağı üzere, ……TL tutan borçlarını dahi ödemiştir.

d- Yine müteveffa eşi adına kayıtlı olan işyerindeki müvekkilime ait çek karnesini, eşinin imzasını taklit etmek suretiyle piyasaya karşılıksız çekler vermiş, çeklerin ödeme günü geldiğinde müvekkilim ………….. (………)’ın babası ………………. kızının onurunu kurtarmak adına tüm çek bedellerini dahi ödemiştir.

e- ….. yılının yarı yılında müteveffanın bu şekildeki ekonomik sıkıntıları ve borçları müvekkilimin babası tarafından giderilip kendisi de bu konuda aile büyükleri tarafından uyarılmış, ne var ki müteveffa yeniden ekonomik hayatını çıkmaza sokmuş, piyasaya borçlanmış, hatta eşinin adına kayıtlı olan aracı dahi borçlularından kurtulmak adına bir arkadaşına emaneten bırakmıştır.

f- Müteveffanın intihar etmek suretiyle ölümü üzerine, aile büyüklerinin yapmış olduğu incelemelerde borca batak olduğu bu durumunda başta müvekkilim ……….. (……….) olmak üzere tüm aile bireylerini mağdur etmiştir.
g- Müteveffanın diğer müvekkillerim olan anne ve babası ise dar gelirli bir aile olup, yaşamlarını çok küçük ölçekteki emekli maaşları ile sürdürmektedirler.

3- Söz konusu işyeri müvekkilim ………….. adına kayıtlı iken, müteveffa …………. eşi adına düzenlenmiş çek defterindeki, çek yapraklarına dahi eşinin imzasını taklit etmek suretiyle ticari piyasada kullanmış, çeklerin geri ödemesi söz konusu olduğunda ise müvekkilim ………….. (……….) maddi ve hukuki olarak çok büyük sıkıntılara girmiş ancak, kendi babasının fedakarlığı sonucu, bu sıkıntıları aşabilmiştir.

4- Müteveffa …………. aynı alışkanlıkları sürdürerek bu kez çok miktarda piyasaya borçlanması sebebiyle çek ve senetler vermiş, hatta bu arada, dilekçemize ekli olarak sunduğumuz belgeden de anlaşılacağı üzere, müvekkilime ait …………. plaka, …………. Kamyonet (Kapalı Kasa) ……………. marka aracı dahi alacaklılardan kaçıp hakkında icra takibi yapılmaması için bir arkadaşına emanet olarak teslim etmiştir. Söz konusu araç halen müvekkilim …………. (…………..) adına ………. Bankası A.Ş. ………… Şubesinde alınan kredi ile alınmış olduğundan rehinlidir.
Sonuç olarak müteveffa mal varlığı itibariyle tamamen borca batak bir kişidir.
Açıklanan nedenlerle;
Müteveffanın mirasını kayıtsız şartsız red etmek istediğimizden yargı organınıza başvurmak zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ NEDENLER :

DELİLLER : Nüfus aile tablosu, tanıklar, mirasçılık belgesi vs.

SONUÇ : Yukarıda arz edilen deliller ile duruşma sırasında sunulacak deliler de göz önüne alınarak mirası red ettiğimize dair kararın verilmesini dilerim.

Arz olunur. Saygılarımla,

Davacılar Vekili

Çağrı AYBOĞA

EKİ:

Çağrı Ayboğa

Avukat Çağrı Ayboğa, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup yüksek lisans öğrenimine devam etmektedir. Ayboğa + Partners Avukatlık Bürosu’nun kurucu avukatlarındandır. Ankara Barosu’na kayıtlı olarak dinamik ve tecrübeli ekibiyle avukatlık mesleğini icra etmektedir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Ara