Sebepsiz Zenginleşme
Türk Borçlar Kanunu madde 77 ve devamında düzenlenen borcun kaynağı olarak öngörülen sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun illiyet bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir haklı sebebe dayalı olmaması gerekmektedir.
Bu davada, bir kişi, hukuka uygun bir sebebe dayanmaksızın başka bir kişiden para veya mal aldığını veya ödediğini iddia eder. Bu durumda, alacaklı tarafından, ödenen paranın veya alınan malın geri verilmesi talep edilir.
Bu tür bir davada, haksız yani sebepsiz zenginleşme durumundan bahsedilir. Yani, bir kişi hukuka aykırı bir şekilde başka bir kişinin malına veya parasına sahip olmuştur ve bu durumda, haksız kazanç elde etmiştir.
Birçok alanda uzmanlık gösteren AYBOĞA + PARTNERS Avukatlık Bürosu, Borçlar hukukunda da gerek teorik gerekse pratik olarak tecrübelere sahip olmakla birlikte müvekkillerine en doğru hukuki yolu ve hizmeti sunmaktadır.
Sebepsiz Zenginleşme Nedir?
Sebepsiz zenginleşme, bir kişinin hukuka uygun bir sebep olmaksızın başka bir kişiden para veya mal aldığı veya ödediği durumları ifade eder. Bu durumda, alacaklı tarafından ödenen para veya alınan mal geri istenebilir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu uyarınca sebepsiz zenginleşme, sözleşme ve haksız fiiller gibi bir borç kaynağıdır.
Haklı bir neden olmaksızın bir kimsenin başkasının mal varlığından veya emeğinden ötürü zenginleşmesine sebepsiz zenginleşme denmektedir. Yani bir kişinin malvarlığında artış meydana gelirken diğer kişinin malvarlığında azalma olmalı ve bu artış ve azalmanın arasında bir illiyet bağı bulunmalıdır.
Sebepsiz zenginleşme durumunda, alacaklı tarafından ödenen para veya alınan mal geri istenebilir veya diğer bir tazminat talebi olabilir. Sebepsiz zenginleşme davaları, mahkemelerde sıkça karşılaşılan hukuki uyuşmazlıklardan biridir.
Sebepsiz Zenginleşme Davasının Şartları
Sebepsiz zenginleşme davasını açmak için aşağıdaki şartların yerine getirilmesi gereklidir:
Bir tarafın malvarlığında zenginleşme olmalıdır: Bir kişinin haksız veya hukuka aykırı bir şekilde başka bir kişinin malına veya parasına sahip olması gereklidir. Yani, kişi hukuka uygun bir sebep olmaksızın zenginleşmiş olmalıdır.
Diğer tarafın malvarlığında bir azalma meydana gelmelidir: Diğer bir şart ise taraflardan diğerinin malvarlığında azalmanın meydana gelmesidir. Bu azalma malvarlığında belli bir oranda azalma olabileceği gibi malvarlığının çoğalması gerekirken bu çoğalmanın önlenmesi şeklinde de olabilir.
Tarafların artan ve azalan malvarlıklarının arasında uygun bir illiyet bağının bulunması gerekir: Taraflardan birinin malvarlığında meydana gelen azalma diğer tarafın malvarlığındaki zenginleşmenin sonucu olmalıdır.
Malvarlığındaki artışın haklı bir nedene dayanmaması gerekir: Buradaki haklı nedene dayanmayan ifadesinden hukukî sebebin mevcut olmaması veya irade beyanlarının birbirine uygun bulunmaması ya da onay, izin, ehliyet, vb. geçerlilik ve etkinlik unsurlarından birinin mevcut olmaması sebebiyle zenginleşmeye esas teşkil eden hukukî işlemin kurulamaması veya eksik kurulması ya da geçersiz kurulması sonucunu doğuran sebepler anlaşılmalıdır.
Zenginleşmenin gerçekleşmemiş bir sebebe dayalı olmasıdır: Bir edimin ifası, gelecekteki bir olayın gerçekleşme ihtimaline binaen yapılmışsa ve bu ifadan sonra şart gerçekleşmezse edimi ifa eden aleyhine sebepsiz zenginleşme meydana gelmiş olur. Bu durum özellikle koşula bağlı sözleşmelerde karşımıza çıkmaktadır. Zira koşula bağlı alacağın koşul gerçekleşmeden önce ödenmesi durumunda koşul gerçekleşmezse fakirleşen zenginleşmenin iadesini isteyebilir.
Hukukî sebebin ortadan kalkmış olması: Başka bir deyişle başlangıçta mevcut olmakla birlikte sonradan ortadan kalkan hukukî bir sebep de kazandırmayı sebepsiz zenginleşmeye dönüştürebilir.
Kazandırmanın yapıldığı zaman geçerli olan bir sebep bulunmasına rağmen sonradan bu sebep ortadan kalkarsa, ortada sebepsiz zenginleşme olduğundan iadesi istenebilir.
Sebepsiz zenginleşmeden bahsedilebilmesi için diğer şartların yanında en önemlisi zenginleşenin mal varlığında meydana gelen artışın haklı bir sebebe dayanmamasıdır. Zira zenginleşmeyi doğuran sebep, kazandırma veya zenginleşenin müdahalesi ya da umulmayan bir olay olabilir.
Zenginleşme bu olaylardan hangisinden kaynaklanırsa kaynaklansın mutlaka haklı bir sebebe dayanması gerekir. Aksi hâlde sebepsiz zenginleşme söz konusu olacaktır.
Bu şartlar sebepsiz zenginleşme davasının açılması için önemlidir. Bu şartların yerine getirilmesi durumunda, alacaklı tarafından haksız zenginleşme nedeniyle tazminat talep edilebilir veya ödenen para veya alınan mal geri istenebilir. Ancak basit hesap hataları ile ortaya çıkan sebepsiz zenginleşme halinde, bu hata ortadan giderilir.
Sebepsiz Zenginleşme Geçersiz Araç Satış ve Taşınmaz Satış Sözleşmesi
Sebepsiz zenginleşme kavramı, bir kişinin haksız veya hukuka aykırı bir şekilde başka bir kişinin malına veya parasına sahip olması durumunda ortaya çıkar. Bu nedenle, geçersiz bir araç satışı veya taşınmaz satış sözleşmesi sebepsiz zenginleşme davası açmak için bir sebep olabilir.
Örneğin: bir araç satış sözleşmesi, hileli yollarla veya dolandırıcılık yoluyla yapılmışsa, bu durumda alıcı haksız bir şekilde para ödemiş olabilir ve bu sebepsiz zenginleşme olarak değerlendirilebilir. Benzer şekilde, taşınmaz satış sözleşmesi de hukuka uygun bir sebep olmaksızın gerçekleştirilmişse, bu sebepsiz zenginleşme olarak kabul edilebilir.
Sebepsiz zenginleşme durumunda, alacaklı tarafından ödenen para veya alınan mal geri istenebilir veya diğer bir tazminat talebi olabilir. Ancak, sebepsiz zenginleşme davası açmak için belirli şartların yerine getirilmesi gereklidir.
Örneğin: haksız zenginleşme, talep hakkı, kişiler arasında bir ilişki ve zenginleşme ile talep arasında bir nedensellik ilişkisi gibi. Bu şartların yerine getirilmesi durumunda, alacaklı tarafından haksız zenginleşme nedeniyle tazminat talep edilebilir veya ödenen para veya alınan mal geri istenebilir.
Sebepsiz Zenginleşmede Geri İstenmeme Hali
Sebepsiz zenginleşme durumunda, alacaklı tarafından ödenen para veya alınan mal geri istenebilir veya diğer bir tazminat talebi olabilir. Ancak, geri istenmeme hali de söz konusu olabilir.
Geri istenmeme hali, sebepsiz zenginleşmenin alacaklının talebi olmaksızın kendi kendine ortadan kalkması veya zenginleşmenin borçlunun işletme faaliyetleriyle doğrudan bir bağlantısı olduğu durumlarda ortaya çıkabilir.
- Davacının evli olduğu sırada 21/09/2004 tarihinde çekişme konusu taşınmazı satış suretiyle davalıya temlik ettiği, eşinden de 02/02/2012 tarihinde boşandığı sabittir. Davacı dava dilekçesinde davalı ile evlenmeyi sağlamak amacıyla temlik yaptığını ileri sürmüştür. 6098 sayılı TBK 81. maddesinde “Hukuka veya ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şey geri istenemez. Ancak, açılan davada hâkim, bu şeyin Devlete mal edilmesine karar verebilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Davacının evli olduğu sırada gayriresmi birlikteliği sürdürebilmek amacıyla iradi olarak temliki yaptığı, dolayısıyla hileden söz edilemeyeceği gibi TBK 81. Maddesi uyarınca da taşınmazı geri isteyemeyeceği açıktır. -Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/15158 K.
Geri istenmeme hali, sebepsiz zenginleşme davası açan alacaklının talebi olmaksızın zenginleşmenin borçlunun işletme faaliyetleriyle doğrudan bir bağlantısı olduğu durumlarda geçerlidir. Bu durumda, borçlu zenginleşmenin nedeni olarak işletme faaliyetlerini gösterir ve bu faaliyetler zenginleşmeyi açıklar. Bu nedenle, geri istenmeme haliyle birlikte sebepsiz zenginleşme davası açılamaz.
Sebepsiz Zenginleşmede Zamanaşımı Kavramı
Sebepsiz zenginleşme davası zamanaşımı, dava açma hakkının belirli bir süre içinde kullanılması gerektiği kavramıdır.
Türk Borçlar Kanunu madde 82’ye göre, sebepsiz zenginleşme davası açmak için zamanaşımı süresi on yıldır.
Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve herhalde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Zenginleşme, zenginleşenin bir alacak hakkı kazanması suretiyle gerçekleşmişse diğer taraf, istem hakkı zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcunu ifadan kaçınabilir
Bazı durumlarda, sebepsiz zenginleşme olayının gerçekleştiği tarih belirsiz olabilir. Bu durumda, sebepsiz zenginleşme davası zamanaşımı, zenginleşme olayının fark edildiği veya fark edilmesinin mümkün olduğu tarihten itibaren başlar.
Sebepsiz zenginleşme davası zamanaşımı, dava açma hakkının korunması ve adaletin sağlanması açısından önemlidir.
Davanın zamanında açılmaması, hak kaybına neden olabilir ve davanın kabul edilemez olmasına yol açabilir. Bu nedenle, sebepsiz zenginleşme durumlarında, davaya ilişkin zamanaşımı süresi iyi takip edilmeli ve dava açılması için gerekli süreler göz önünde bulundurulmalıdır
Sebepsiz Zenginleşme Davasının Açılamadığı Haller
Sebepsiz zenginleşme davası, her durumda açılamaz. Bazı hallerde, sebepsiz zenginleşme davası açılamaz veya açılsa bile sonuç alınamayabilir. Bu durumlar şunlardır:
- Zenginleşme, hukuka veya ahlaka aykırı bir amaç için gerçekleştirilmişse,
- Zenginleşme, borçlu tarafından ahlaki bir görev sonucu gerçekleştirilmişse,
- Zenginleşme, zamanaşımına uğramış bir borcun ödenmesi ise,
Zenginleşme, borçlunun ölümü sonucu gerçekleşmiş ise borçlu ölümü nedeniyle bir zenginleşme elde etmiş olsa bile, sebepsiz zenginleşme davası açılamaz. Bu durumda, alacaklılar mirasçıların paylarından yararlanabilirler.
Zenginleşme, belirli bir hakla ilişkilendirilmişse bu durumda, sebepsiz zenginleşme davası açılamaz. Örneğin, bir kişi başkasının malını kullanmak için bir sözleşme yapmışsa ve bu sözleşme uyarınca mal kullanım hakkı verilmişse, zenginleşme bu hakla ilişkilendirildiği için sebepsiz zenginleşme davası açılamaz. Bu amaçlarla verilen şeyler geri istenemez.
Bu durumların yanı sıra, sebepsiz zenginleşme davasının açılması için belirli şartlar bulunmaktadır. Bu şartlar, önceden bahsedildiği gibi, zenginleşmenin gerçekleşmesi, borçlu ve alacaklı arasında bir hukuki ilişki bulunmaması ve alacaklının bir zararının olmasıdır. Bu şartların bulunmadığı durumlarda da sebepsiz zenginleşme davası açılamaz.
Sebepsiz Zenginleşmede Görevli ve Yetkili Mahkeme
Sebepsiz zenginleşme davası, Türk Medeni Kanunu’na göre haksız fiil hükümlerine tabidir. Ayrıca Sebepsiz zenginleştirme davalarına bakmaya yetkili mahkeme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girer. Bu nedenle, sebepsiz zenginleşme davaları, hukuk mahkemelerinde görülür.
Görevli mahkeme, genel olarak, zenginleşmenin meydana geldiği yerdeki mahkemedir. Ancak, zenginleşme ile ilgili hukuki ilişkinin yerine göre farklı mahkemelerde görülmesi mümkündür.
Taşınmaz satışı söz konusu ise yetkili mahkeme, davalının ikametgahına veya iş yeri bulunduğu yerdeki mahkeme olabilir. Ayrıca, taraflar arasında yapılan sözleşmelerde yetki belirtilmişse, bu belirtilen mahkeme de yetkili olabilir.
Özetle, sebepsiz zenginleşme davaları genel olarak hukuk mahkemelerinde görülür ve görevli ve yetkili mahkeme, zenginleşmenin meydana geldiği yer veya taraflar arasındaki ilişkiye göre değişebilir.