Ceza HukukuMakalelerimiz

Yüz Kızartıcı Suçlar

Yüz kızartıcı suçlar, Türk Ceza Kanunu’nda ayrı bir bölüm olarak düzenlenmemiştir. Yüz kızartıcı suç kavramını, özel düzenlemelerden yola çıkarak tanımlamaktayız.

Yüz kızartıcı suç, toplumun ahlâken kınadığı, şiddetle tepki gösterdiği suçlar olarak tanımlanabilir. Toplumun ahlâkı ile yakından ilgili olan bu suçların soyut bir nitelikte olmaları ve etkilerini memuriyete girişte engel gibi farklı hukuk alanlarında göstermeleri sebebiyle, bu suçlar ile ilgili olarak alanında uzman bir avukata başvurulması gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

Yüz Kızartıcı Suç Nedir?

Yüz kızartıcı suç; toplumun ahlâk yapısı ile bağdaşmayan, toplum arasında eleştirilip kınanan, utanç verici suçlar olarak tanımlanmaktadır.

Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmeyen bu suçlar, Anayasa madde 76’da tanıma yer verilmeksizin örnekleme yolu ile sayılmış, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu madde 48 uyarınca memuriyete girişe engel teşkil edecek suçlar bağlamında ele alınmış ve diğer özel kanunlar, yönetmeliklerde de düzenleme alanı bulmuştur.

TCK’da özel bir düzenleme alanı bulmayan yüz kızartıcı suçlar, ceza kanunu bakımından herhangi bir yaptırıma sebebiyet vermemektedir. Dolayısıyla bir suçun yüz kızartıcı suç olarak nitelendirilebilmesi için özel kanunlarda o suçun yüz kızartıcı suç olduğu belirtilmelidir.

Toplumun ahlâk anlayışı ile yakından ilgili olan yüz kızartıcı suçlar, Anayasa madde 76’da “…zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla…”şeklinde ifade edilmiştir.

Örnekleme yolu ile yapılan bu saymada; toplumda daha derin yaralar açan çocuğun cinsel istismarı, tecavüz, reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarının yer almaması, bu suçların soyut bir nitelikte olduğunu ve bu saymanın yetersiz olduğunu kanıtlamaktadır.

Yüz Kızartıcı Suçlar Nelerdir?

Anayasa madde 76’da yüz kızartıcı suç olarak sayılan suçlar; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu madde 48/1-a bendinin beşinci fıkrasında sayılan memuriyete girişe engel teşkil eden suçlar ve diğer özel kanunlar gereği bazı hak ve statülere sahip olmaya engel teşkil eden suçlar, yüz kızartıcı suçlardır. Bu bağlamda özel kanunlar gereği yüz kızartıcı suç olduğu belirtilen suçlar şu şekildedir:

  • Hırsızlık suçu(TCK madde 141)
  • Dolandırıcılık suçu(TCK madde 157)
  • Güveni kötüye kullanma suçu(TCK madde 155)
  • Görevi kötüye kullanma suçu(TCK madde 257)
  • Rüşvet suçu(TCK madde 257)
  • İrtikap suçu(TCK madde 250)
  • Zimmet suçu(TCK madde 247)
  • Özel- resmi belgede sahtecilik suçu(TCK madde 207 ve 204)
  • Parada sahtecilik suçu(TCK madde 197)
  • Kıymetli damgada sahtecilik suçu(TCK madde 199)
  • Mühürde sahtecilik suçu(TCK madde 141)
  • Hileli iflas suçu(TCK madde 161)

Yüz Kızartıcı Suçlar Nasıl Tespit Edilir?

Bir suçun yüz kızartıcı suç olup olmadığının tespit edilirken özel kanunda o suçun yüz kızartıcı suç olarak açıkça nitelendirilip nitelendirilmediğine bakmak gerekmektedir. Özel kanunda açıkça yüz kızartıcı suç olarak nitelendirilmemişse o suç, yüz kızartıcı suç değildir.

Yüz Kızartıcı Suçların Yasada Sayılanlarla Sınırlı Olup Olmadığı Sorunu

Anayasa madde 76 ve ilgili diğer özel kanunlarda “…gibi yüz kızartıcı suçlar” ifadesinin yer alması ceza hukukunun kanuniliği ve kıyas yasağı ile çelişmektedir.

Özel kanunlarda ayrıca belirtilmeyen suçların, gibi ifadesinden yola çıkarak kıyas ile yüz kızartıcı suç sayılmaları mümkün değildir.

Anayasa Mahkemesince verilen 14/02/2013 günlü, E:2011/63, K:2013/28 sayılı karara göre:

• “…29/03/2011 günlü, 6215 sayılı Kanun’un 10. maddesiyle değiştirilen 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun`un ek 9. maddesinin 5. fıkrasının (d) bendi ile, federasyon başkanı olabilmek için getirilen, “zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, yağma, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan hükümlü olmamak” koşulundaki “gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan” ibaresinin iptali istemiyle açılan davada, Anayasa Mahkemesince verilen 14/02/2013 günlü, E:2011/63, K:2013/28 sayılı kararda da; “gibi” edatının, metinde sayılan “zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, yağma, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas” suçlarının yüz kızartıcı veya şeref veya haysiyet kırıcı birer suç olduklarını nitelemek için kullanıldığı, federasyon başkanı olabilmek için sadece maddede sayılan suçlardan mahkum olmamak şartının aranabileceğinin kabul edilmesi gerektiği, suç ve cezaların kanuniliği ilkesi gereği, “gibi” kelimesine dayanarak “yüz kızartıcı suçlar” veya “şeref veya haysiyet kırıcı suçlar” kavramlarının kapsamını genişletmenin mümkün değildir.”

• İdarenin bir suçun yüz kızartıcı suç olup olmadığını belirlerken kullandığı takdir yetkisinin mutlak olmadığına ilişkin Danıştay 5. Dairesi 13.04.1989 Esas:1987/1931; Karar:1989/640 sayılı kararı şöyledir:

“İdare, memurun işlediği bir suçu yüz kızartıcı sayıp saymamak yolundaki takdirini kullanırken, yüz kızartıcı suçlarla ilgili ortak kıstasları esas alarak Yönetmelikte açıkça yüz kızartıcı olarak sayılan suçlarla mukayese etmek ve bu hususta Yönetmeliğin koyduğu ölçüleri göz önünde bulundurmak zorundadır. Bu sebeple Yönetmeliğin 120/e maddesindeki “gibi” sözcüğünden hareketle bir suçun yüz kızartıcı sayılıp sayılmamasının mutlak surette idarenin takdirine bırakıldığını ve idarenin istek ve takdirine göre suçları nitelendirebileceğini kabul etmek mümkün değildir. Zina suçunda, maddede sayılan diğer suçlardaki ortak nitelik bulunmadığından bu suçun yüz kızartıcı suç olarak kabul edilmesi suretiyle davacının görevine son verilmesinde mevzuata uyarlık söz edilemez. Bu nedenle bu yoldaki işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddine ilişkin mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının 2577 sayılı Yasanın 49.maddesinin 1.fıkrası uyarınca bozulmasına uyuşmazlık sadece hukuki noktalara ilişkin bulunduğundan ve dosya içindeki bilgi ve belgeler esas hakkında karar verilmesi için yeterli olduğundan aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca dava konusu işlemin iptaline karar verildi.”

Yüz Kızartıcı Suçlar Adli Sicil Kaydından Ne Zaman Silinir?

Adli Sicil Genel Müdürlüğü; sicil kayıtlarının tutulması, saklanması ve silinmesi ile ilgilenir. Yalnızca özel kanunlarda yüz kızartıcı suç olarak düzenlenen suçlarla sınırlı olmak üzere, yüz kızartıcı suçlar adli sicil kaydından silinse bile arşiv kaydından silinmez.

Arşiv kaydından silinmesi için Adli Sicil Kanunu’nun 12. Maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İlgili düzenleme şu şekildedir:

Adlî sicil ve arşiv bilgilerinin silinmesi

Madde 12- (1) Arşiv bilgileri;

a) İlgilinin ölümü üzerine,

b) Anayasanın 76’ncı maddesi ile Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarda bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren;

  1. Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşuluyla onbeş yıl geçmesiyle,
  2. Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşulu aranmaksızın otuz yıl geçmesiyle,

c) Diğer mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren beş yıl geçmesiyle, tamamen silinir.

(2) Fiilin kanunla suç olmaktan çıkarılması halinde, bu suçtan mahkûmiyete ilişkin adlî sicil ve arşiv kayıtları, talep aranmaksızın tamamen silinir.

(3) Kanun yararına bozma veya yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının kesinleşmesi halinde, önceki mahkûmiyet kararına ilişkin adlî sicil ve arşiv kaydı tamamen silinir.

(4) Akıl hastalığı nedeniyle hükmedilen güvenlik tedbirlerine ilişkin kayıtlar, infazının tamamlanmasıyla tamamen silinir.

Yüz Kızartıcı Suçların Memuriyete Etkisi

Yüz kızartıcı suçlar Devlet Memurları Kanunu madde 48/5’de sayılmaktadır. İlgili hükümde yüz kızartıcı suçlar;

“Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.”

şeklinde ifade edilmiştir.

İlgili hükümde yer alan suçlar, memuriyete girişte engel teşkil etmektedirler. Kişinin; memuriyet boyunca madde 48’de belirtilen şartları taşıması zorunlu olduğundan memuriyete girişte, memuriyete atandıktan sonra veya memuriyeti sırasında; Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından birini işlemesi durumunda, memuriyetine son verilir.

Yüz Kızartıcı Suç Kavramının Yer Aldığı Kanunlar

Hangi davranışların yüz kızartıcı olduğunun belirlenmesindeki zorluk ve yüz kızartıcı suçların bu yüzden somutluktan uzak olması sebebiyle çoğu kanun düzenlemesinde “yüz kızartıcı suç” ifadesi kaldırılmıştır. Dolayısıyla bazı kanunlarda hâlâ yüz kızartıcı suç ifadesi yer alırken bazı kanunlarda bu ifade yer almayıp yalnızca sayma yoluna gidilmiştir. Yüz kızartıcı suçlara yer veren kanunlar şunlardır:

  • Anayasa madde 76/2: “….zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla…” ifadesi yer almaktadır.
  • 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu madde 3/2: Kurucuların, “Anonim şirket olarak kurulan sigorta şirketinin kurucusu olabilmek için “…basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, görevi kötüye kullanma gibi yüz kızartıcı suçlar” nedeniyle mahkum olmama şartı vardır.
  • 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu madde 48/5: 5728 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önce ilgili kanun hükmü “…devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı…” şeklinde düzenlenmekteydi. Ancak yapılan değişiklikle birlikte kanunun metninden “yüz kızartıcı suç” ifadesi çıkarılmış olup, hangi suçların memuriyete girişte engel teşkil edeceği tek tek sayılmıştır.
  • 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu madde 12/1-b: “… Anayasanın 76’ncı maddesi ile Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarda bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetler….” İfadesi ile yüz kızartıcı suçların adli sicil kaydının silinmesi daha uzun bir süreye tâbi tutulmuştur.
  • 1136 sayılı Avukatlık Kanunu madde 5/a: “Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı iki yıldan fazla süreyle hapis cezasına ya da Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmak.” suçları avukatlık mesleğine kabulde engel olarak belirtilmiştir.
  • 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu madde 4/d: Bu kanunun ilgili maddesinde yüz kızartıcı suç deyimi çıkarılmış olup, suçlar tek tek sayılıp mesleğe mensup olmanın şartları ile değerlendirilmiştir.
  • 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu madde 11/1: “….Basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlar” işleyenler milletvekili seçilemezler.
  • 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun madde 10: Bu kanunda yer alan yüz kızartıcı suçlar ifadesi çıkartılmış olup, hangi suçların özel güvenlik görevlisi olunmasına engel oluşturacağı sayma yolu ile belirtilmiştir.
  • 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu madde 8/h: Hakim veya savcı yardımcılığına atanabilmek için “….zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı bir suçtan…soruşturma ve kovuşturma altında olmamak” şartı gerekmektedir.
  • 5411 sayılı Bankacılık Kanunu madde 8/d: Banka kurucusunun, “basit veya nitelikli zimmet, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlar ile istimal ve istihlâk kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık suçları, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, kara para aklama” sebebiyle hükümlü olmama şartı bulunmaktadır.
  • 6136 sayılı Ateşli Silahlar Ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanun madde 7/7: “…Ateşli silahla işlenen suçlardan hükümlü bulunanlar ile taksirli suçlar hariç olmak üzere bir yıldan fazla hapis cezasına mahkûm olanlara, affa uğramış olsalar bile ateşli silah taşıma ve bulundurma izni verilemez…” ifadesiyle yüz kızartıcı suçlar ifade edilmiştir.

Bu içerik, Av. Çağrı AYBOĞA ve Stj. Av. Berfin YALNIZ tarafından oluşturulmuştur.

Çağrı Ayboğa

Avukat Çağrı Ayboğa, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup yüksek lisans öğrenimine devam etmektedir. Ayboğa + Partners Avukatlık Bürosu’nun kurucu avukatlarındandır. Ankara Barosu’na kayıtlı olarak dinamik ve tecrübeli ekibiyle avukatlık mesleğini icra etmektedir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Ara