Müsadere Nedir? Şartları ve İtiraz (TCK md. 54, 55)
Müsadere Nedir? Şartları ve İtiraz
Müsadere, suç eşyası ve suçla ilgili ekonomik kazancın muhafaza altına alınması, el konulması, elden çıkarılması, iadesi işlemlerinin tamamına verilen isimdir. Türk Ceza Kanunu’nun 54. maddesinin 1. fıkrasında “suçla ilgili eşyanın”, diğer bir ifadeyle bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen veyahut suçtan meydana gelen veyahut da kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlâk açısından tehlikeli olması kaydıyla “suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşyanın” müsaderesi hüküm altına alınmıştır. Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için, suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ve yahut suçtan meydana gelen eşya bakımından kasıtlı bir suçun işlenmesi ve eşyanın iyi niyetli üçüncü kişilere ait olmaması gerekir.
Türk Ceza Kanunu’nun 55. maddesine göre “kazanç müsaderesi”, suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ya da suçun işlenmesi için sağlanan maddî menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançların mülkiyetinin devlete geçmesi şeklinde ifade edilebilir.
Müsadere Nedir?
Müsadere, Arapça “meydana çıkma, olma” anlamındaki “sadr, sudur” kelimesinden türetilmiştir. Genel olarak müsadere, yasak olan bir şeyin kanuna uygun olarak alınması veya özel mülkiyetin herhangi bir bedel ödenmeden, devlet veya hükümdar adına alınması şeklinde tarif edildiği gibi, kanunlarla yasaklanan eşya ve malların devlet tarafından zapt edilmesi anlamında da kullanılmıştır.
Son yıllarda Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları ile öğretide bazı yazarlar tarafından müsadere yerine zoralım ve zorla el koyma teriminin kullanıldığı görülmektedir. Ancak bu terimin kullanılmasının yerinde olmadığı, zoralım teriminin “müsadere”den çok, bir koruma tedbiri olan “el koyma” ‘yı çağrıştırdığı ve 5271 sayılı CMK’nın 123. ve devamındaki maddelerde yer verilen el koyma tedbiri ile karıştırılmasına sebep olabileceği, zira el konulacak eşyanın, eşyayı elinde bulundurandan gerekirse zorla alınması söz konusu olduğundan, “zoralım”, teriminin müsadereden çok el koyma kavramına yakın bir anlam taşımakta olduğu belirtilerek bu durum öğretide yine bazı yazarlarca eleştirilmiştir.
Müsadere Hukuki Tanımı Nedir?
Müsadere kurumu, hukuk sözlüklerinde genel olarak sebep-sonuç ilişkisinin dikkate alınması suretiyle tanımlanmıştır. Buna göre “müsadere” hukuk sözlüklerinde “bir kimsenin taşınır veya taşınmaz malının kendi isteği olmaksızın devlet tarafından elinden alınması”, “işlenilen bir suç sebebiyle kişi veya kurumların mallarının bir kısmına veya tamamına el konulması, zoralıma tabi tutulması ve bunların mülkiyetinin ya da bedelinin hazineye geçirilmesi”; “bir kimsenin taşınır veya taşınmaz bir malının rızası olmaksızın devlet güçleri tarafından elinden alınması” şeklinde ifade edilmiştir.
Müsadere Çeşitleri Nelerdir?
Ceza Hukuku yaptırımı olan ve niteliği güvenlik tedbiri olarak belirtilen müsadere; kapsamı bakımından genel ve özel müsadere, müsadere kararının verilmesindeki zorunluluk açısından zorunlu müsadere ve ihtiyari müsadere ayrımına tabi tutulmaktadır. Ayrıca müsaderenin konusu itibari ile eşya ve kazanç müsaderesi şeklinde sınıflandırılması da mümkündür.
- Genel müsadere, öğretide failin suçla bağlantısı olmasa da taşınır ve taşınmaz bütün malvarlığı üzerindeki mülkiyetini ortadan kaldıran ve bunları Devlete geçiren bir ceza olarak tanımlanmaktadır.
- Özel müsadere; suçta kullanılan veya kullanılmak üzere hazırlanan ya da suçtan meydana gelen eşya veya malvarlığının mülkiyetinin devlete geçmesi olarak açıklanmaktadır.
- Tam müsadereden anlaşılması gereken, suçta kullanılan, suça tahsis edilen, suçtan meydana gelen, suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan veya suç oluşturan eşyanın tamamı ile yine suçtan elde edilen malvarlığının tamamının suçla bağlantılı olması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 54. ve 55. maddeleri gereğince müsadereye tabi tutulmasıdır.
- 5237 sayılı TCK’nın 54. maddesinin 5. fıkrasında “bir şeyin sadece bazı kısımlarının müsaderesi gerektiğinde, tümüne zarar verilmeksizin bu kısmı ayırmak olanaklı ise, sadece bu kısmın müsaderesine karar verilir.” şeklindeki düzenlemeyle “kısmi müsadere” kabul edilmiştir.
Müsaderenin Hukuki Niteliği
Müsaderenin hukuki niteliğinin tespiti, yaptırımın uygulanma koşullarının belirlenmesi bakımından önemlidir. Zira müsaderenin hukuki niteliğinin ceza olarak kabul edilmesi halinde, mahkemenin müsadereye karar verebilmesi için kusurlu olarak işlenen suçun bütün unsurlarıyla oluşması gerekir. Müsaderenin güvenlik tedbiri olarak kabul edilmesi halinde ise failin kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın hukuka aykırı fiilin bulunması halinde müsadere kararı verilebilecektir. Diğer bir ifadeyle müsaderenin hukuki niteliğinin güvenlik tedbiri olarak kabul edilmesi halinde müsadere kararı verilebilmesi için fail kusurlu olmasa dahi ortada hukuka aykırı bir fiilin olması yeterli olacaktır.
Müsadere kurumunun hukuki niteliğinin belirlenmesi, müsaderenin uygulanma koşullarının yanı sıra, doğuracağı hukuki sonuçlar ve ceza hukukunun diğer kurumları bakımından yaratacağı etki açısından da önem taşımaktadır. Örneğin tezimizin müsadere usulü bölümünde ayrıntılı olarak anlatılacak olan zamanaşımı, af, cezayı kaldıran şahsi sebepler, aleyhe bozma yasağı gibi durumlarda müsadere kararının uygulanması müsaderenin hukuki niteliğine göre değişebilecektir.
5237 sayılı TCK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte TCK’nın 54. “eşya müsaderesi”, 55. maddesinde ise “kazanç müsaderesi” Kurumu’nun 5237 sayılı TCK’nın birinci kitabının üçüncü kısmının (yaptırımlar) ikinci bölümünde, güvenlik tedbirleri içerisinde düzenlemesiyle müsaderenin hukuki niteliği konusunda yaşanan tartışmalar büyük ölçüde sona erdirilmiştir. Kanun’un gerekçesinde “Yapılan yeni düzenleme ile getirilen temel değişiklik, müsaderenin hukuki niteliğinin bir güvenlik tedbiri olduğunun kabul edilmesidir. İşte bu nedenledir ki, müsadereye hükmedilmesi için bir suçun işlenmesi zorunlu olmakla birlikte, bu suçtan dolayı bir kimsenin cezaya mahkûm edilmesi gerekmemektedir” denilmek suretiyle Ceza Kanunumuzda yapılan yeni düzenleme ile getirilen temel değişiklik müsaderenin hukuki niteliğinin güvenlik tedbiri olarak kabul edilmiş olmasıdır.
Müsadere Şartları Nedir?
Türk Ceza Kanunu’nun 54 ve 55. maddelerinde düzenlenen eşya ve kazanç müsaderelerinin genel özelliklerini şu şekilde sıralamak mümkündür:
Kasıtlı Bir Suçun İşlenmesi Gerekliliği
Müsadere için gerekli olan şartlardan birisi de, kasıtlı bir suçun işlenmesidir. TCK’nın 54. maddesinde “…kasıtlı bir suçun işlenmesinde…” denilmek suretiyle bu durum açıkça hüküm altına alınmıştır. Müsadere, ancak kasıtlı işlenebilen suçlar açısından kabul edildiği için, taksirle işlenen suçlarda müsadere kararı verilemez.
Orantılılık İlkesi (Müsaderenin Hakkaniyete Aykırı Olmaması)
Ceza hukuku ilkelerinden olan “orantılılık” ilkesi, suç ile uygulanacak yaptırım arasında haklı bir oran bulunmasını gerektirmektedir. Eğer ortada fail aleyhine bir oransızlık mevcut ve hakkaniyete aykırı bir şekilde katlanılmayacak neticeler ortaya çıkıyorsa, bu kanun koyucunun hatasının faile yükletilmesi anlamına gelecektir. Bu sebeple, fiilin ifade ettiği haksızlık ile fiile uygulanan müeyyide arasında makul bir oranın olması gerekmektedir. Anayasa Mahkememiz de gerek ceza hukuku alanında gerek idari yaptırımlara ilişkin düzenlemelerde hukuka aykırı eylem ile yaptırım arasında adalet ve hakkaniyet ilkelerine uygunluğun bulunması zorunluluğuna işaret ederek, bu yönden yaptırım kurallarının önleme ve iyileştirme amaçları doğrultusunda ölçülü, adil ve orantılı olması gerektiğini vurgulamıştır.
Müsaderenin Tüzel Kişiler Hakkında Uygulanması
TCK’nın 60. maddesinin 2. fıkrasındaki “Müsadere hükümleri, yararına işlenen suçlarda özel hukuk tüzel kişileri hakkında da uygulanır.” şeklinde düzenlemeye göre, müsadere hükümleri, yararına suç işlenen özel hukuk tüzel kişileri hakkında da uygulanacaktır. Söz konusu maddeye göre eşya ve kazanç müsaderesinin (TCK md. 54 ve md. 55) tüzel kişiler hakkında da uygulanmasına olanak sağlanmıştır.648 Özel hukuk tüzel kişileri hakkında müsadere kararı verilebilmesi için TCK’nın 54. maddesinde yazılı müsadereye ilişkin yasal koşulların da gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlardan birisi “suçun kasıtlı bir suç olması” diğeri ise “orantılılık” ilkesidir.
Eşya Müsaderesi Nedir?
5237 sayılı Ceza Kanunumuzda, “eşya müsaderesini;” “kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen veya suçtan meydana gelen veya kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlâk açısından tehlikeli olması koşuluyla suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşyanın; bunların ortadan kaldırılması, elden çıkarılması, tüketilmesi veya müsaderesinin başka bir surette imkânsız hale gelmesi durumunda söz konusu eşyanın değeri kadar paranın yahut üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşyanın mülkiyetinin devlete geçmesi” şeklinde açıklamak mümkündür.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 54. maddesinde Eşya müsaderesi, 656 şu şekilde düzenlenmiştir;
(1) İyi niyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla, kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunur. Suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşya, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak açısından tehlikeli olması durumunda müsadere edilir.(Ek cümle: 24.11.2016 – 6763/11. md.) Eşyanın üzerinde iyi niyetli üçüncü kişiler lehine tesis edilmiş sınırlı ayni hakkın bulunması hâlinde müsadere kararı, bu hak saklı kalmak şartıyla verilir.
(2) Birinci fıkra kapsamına giren eşyanın, ortadan kaldırılması, elden çıkarılması, tüketilmesi veya müsaderesinin başka bir surette imkânsız kılınması halinde; bu eşyanın değeri kadar para tutarının müsaderesine karar verilir.
(3) Suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında, müsaderesine hükmedilmeyebilir.
(4) Üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşya, müsadere edilir. 5
(5) Bir şeyin sadece bazı kısımlarının müsaderesi gerektiğinde, tümüne zarar verilmeksizin bu kısmı ayırmak olanaklı ise, sadece bu kısmın müsaderesine karar verilir.
(6) Birden fazla kişinin paydaş olduğu eşya ile ilgili olarak, sadece suça iştirak eden kişinin payının müsaderesine hükmolunur.”
Eşya Müsaderesinin Şartları
Kategori | Açıklama |
---|---|
Suçla Bağlantılı Eşyanın Müsaderesi | TCK’nın 54. maddesinin 1. fıkrasında, suçun işlenmesinde kullanılan, suçun işlenmesine tahsis edilen, suçtan meydana gelen ya da kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak bakımından tehlikeli olmak şartıyla suçta kullanılmak üzere hazırlanan eşyanın müsaderesi düzenlenmiştir. Eşyanın iyi niyetli üçüncü kişilere ait olmaması ve kasıtlı bir suçun işlenmesi gerekmektedir. Ancak bu suçtan dolayı cezaya mahkûm edilme şartı aranmaz. |
Konusu Suç Teşkil Eden Eşyanın Müsaderesi | Suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesi düzenlenmiştir. Bu eşyalar kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak açısından tehlike oluşturuyorsa müsadere edilir. |
Müsaderenin Önemli Unsurları | Kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın iyi niyetli üçüncü kişilere ait olmaması şartı bulunmaktadır. |
Eşya Müsaderesinin Konusu
Eşya müsaderenin konusu eşyadır. Canlı, cansız, taşınır, taşınmaz her şey eşya müsaderenin konusu olabilir.660 TCK’nın 55. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen müsaderenin konusunu, “bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen veyahut suçtan meydana gelen” ya da kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlâk açısından tehlikeli olması koşuluyla kullanılmak üzere hazırlanan eşya oluşturmaktadır.
Eşya Müsaderesinin Şartları
Eşya müsaderesinin şartlarını TCK’nın 54. maddesindeki düzenlemeden anlaşıldığı üzere suçla bağlantılı eşyanın müsaderesi ile konusu suç teşkil eden eşyanın müsaderesi şeklinde ikiye ayırarak incelemek mümkündür. Suçla bağlantılı eşyadan anlaşılması gereken, suçun işlenmesinde kullanılan, suça tahsis edilen, suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesi ve ona ilişkin koşullardır.
TCK’ nın 54. maddesinin 1. fıkrasında, suçun işlenmesinde kullanılan, suçun işlenmesine tahsis edilen, suçtan meydana gelen ya da kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak bakımından tehlikeli olmak şartıyla suçta kullanılmak üzere hazırlanan eşyanın, bir diğer ifadeyle suçla bağlantılı eşyanın müsaderesi hüküm altına alınmıştır. Suçla bağlantılı eşyanın müsadere edilebilmesi için eşyanın iyi niyetli üçüncü kişilere ait olmaması ve kasıtlı bir suçun işlenmesi gerekmektedir. Ancak müsadere hükümlerinin uygulanabilmesi için bir kimsenin bu suçtan dolayı cezaya mahkûm edilmesi gerekli değildir.
Müsaderenin önemli unsurlarından birisi de, kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın iyi niyetli üçüncü kişilere ait olmaması koşuludur.
Kazanç Müsaderesi Nedir?
Suç işlemek suretiyle kazanç elde edilmesini engelleyecek etkin bir yaptırım çeşidi olan kazanç müsaderesi, eşya müsaderesinden ayrı olarak, 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu’nun Genel Hükümler kısmında, Güvenlik Tedbirleri başlığı altında Türk Ceza Kanunumuzun 55. maddesinde, düzenlenmiştir. 765 sayılı Eski Türk Ceza Kanunu’nda ise suçtan elde edilen kazançların müsaderesi müessesesi bulunmamakla birlikte, Yargıtay’ımız bazı kararlarında, suçun işlenmesi ile elde edilen maddi menfaatlerin, TCK’ nın 36/1. maddesi gereğince müsaderesine karar verilebileceği yolunda içtihatta bulunmuştur.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 55:
(1) “Suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ya da suçun işlenmesi için sağlanan maddî menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançların müsaderesine karar verilir. Bu fıkra hükmüne göre müsadere kararı verilebilmesi için maddî menfaatin suçun mağduruna iade edilememesi gerekir.
(2) Müsadere konusu eşya veya maddî menfaatlere el konulamadığı veya bunların merciine teslim edilmediği hâllerde, bunların karşılığını oluşturan değerlerin müsaderesine hükmedilir.
(3) (Ek: 26/6/2009-5918/2 md.) Bu madde kapsamına giren eşyanın müsadere edilebilmesi için, eşyayı sonradan iktisap eden kişinin 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun iyi niyetin korunmasına ilişkin hükümlerinden yararlanamıyor olması gerekir.” şeklindedir.
Kazanç Müsaderesinin Şartları
5237 sayılı Türk Ceza Kanunumuzun 55. maddesinde düzenlenen kazanç müsaderesinin somut bir olayda uygulanabilmesi için, kanunda öngörülen şartların tamamının oluşması gerekir. TCK’nın 55. maddesinin 1. fıkrasında “müsaderesine karar verilir” hükmüne yer verilmek suretiyle şartların gerçekleşmesi halinde kazanç müsaderesi yaptırımının uygulanması zorunlu görülmüştür.
Bu şartları aşağıda belirtilen şekilde sıralamak mümkündür:
- Eşya müsaderesini düzenleyen 54. maddede “kasıtlı bir suçun işlenmesinde” ifadesinden farklı olarak kazanç müsaderesini düzenleyen 55. maddede, “suçun işlenmesi ile” ifadesi kullanılmıştır. Madde metninde “kasıtlı suç işlenmesi” şeklinde bir ibare ve bu konuda açıklık bulunmamakla birlikte hâkim görüşe göre kazanç müsaderesine karar verilebilmesi için kasıtlı bir suçun işlenmiş olması gerekir. Kasıtlı suç tamamlanmış olabileceği gibi, teşebbüs aşamasında da kalmış olabilir.
- Yukarıda da belirtildiği gibi kazanç müsaderesinin konusu, TCK’nın 55. maddesinde, “suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ya da suçun işlenmesi için sağlanan maddî menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançlar” olarak belirtilmiştir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, kazanç müsaderesine karar verilebilmesi için maddi bir menfaatin bulunması gerekir.
- 5237 sayılı TCK’nın 55. maddesinin 2. fıkrasında; “Müsadere konusu eşya veya maddi menfaatlere el konulamadığı veya bunların merciine teslim edilmediği hallerde, bunların karşılığını oluşturan değerlerin müsaderesine hükmedilir.” ifadesine yer verilmiştir. Maddenin gerekçesinde ise, “…müsadere konusu ekonomik değerin harcama, imha, tüketme gibi hareketlerle müsaderesinin imkânsız kılınması hâlinde, karşılığı para tutarının müsaderesine karar verilecektir.” denilmek suretiyle getirilen yeni düzenlemeyle kaim değerin müsaderesi kabul edilmiştir
Beraat Kararında Müsadere Hükümleri Uygulanır Mı?
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 223. maddesinin 2. fıkrasında belirtildiği gibi, “Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması” (CMK md. 223/a), suçun yapısal unsurlarından olan kanuni tipe uygunluk (tipiklik) unsurunun1136; “yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması” (CMK md. 223/c), ise yine suçun yapısal unsurlarından olan suçun manevi unsurunun oluşmadığına ilişkindir.
Yukarıda belirtilen sebeplerin varlığı halinde, kasten işlenmiş bir fiilden söz edilemeyeceği için müsadere mümkün olmayacaktır. “Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması” (CMK md. 223/b), veya “yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması” (CMK md. 223/e) durumunda da beraat kararı verilir. Bu hallerde beraat kararı verildiğinde beraat eden sanığa ait olan eşyanın (başlı başına suç oluşturmaması kaydıyla) müsaderesi mümkün olmayacaktır. Bu durumda eşyanın hak sahibine iadesi gerekecektir.
Genel Af Halinde Müsadere
TCK’nın 65. maddesinin 1. fıkrasına göre, mahkûmiyetten önce çıkarılan genel af, halinde açılmış olan kamu davası düşer. TCK md.74/1’de, ise “genel af (…), müsadere olunan şeylerin veya ödenen adlî para cezasının geri alınmasını gerektirmez.” denilmektedir. Yukarıda belirtilen iki maddeyi birlikte yorumladığımızda, henüz infaz edilmemiş müsadere kararının yerine getirilmesini genel af engelleyecektir. Müsaderenin ön koşulu hukuka aykırı bir fiilin varlığının tespitidir. Ancak genel af halinde, muhakemeye devam edilerek suçun tespiti olanağı ortadan kalktığı için kamu davasının düşürüldüğü hallerde, müsadereye de karar verilmeyecektir.
Müsadere Edilen Eşya Üzerinde Üçüncü Kişilerin Haklarının Ne Olacağı Sorunu
Üzerinde durulması gereken önemli sorunlarından biri de müsadere edilen eşya üzerinde üçüncü kişilerin haklarının ne olacağı konusudur. Dönmezer/Erman, genel müsadere bakımından şu görüşü ileri sürmektedirler; “mallar mahkûmiyetten önce bulundukları durumda ve üzerindeki haklar ve yükümlülüklerle devlete geçmiş olurlar. Fakat devlet külli halef değildir ve kendisine geçen mal oranında sorumlu olacaktır.”
Yine bir suçun işlenmesinde kullanılması nedeniyle yerel mahkeme tarafından müsaderesine karar verilen traktörü, kayıt malikinden iyi niyetle satın alan davacının açtığı iade davasının yerel hukuk mahkemesince kabulü üzerine temyiz aşamasında Yargıtay: “Ceza mahkemesi mülkiyet durumuna bağlı olmaksızın dava konusu traktörün kamu yasası olan, Orman Yasası gereğince zoralımına karar vermiştir. Burada özel hukuka ilişkin mülkiyet hakkı tartışılamaz; yargı kararının zoralıma ilişkin buyruğu yerine getirilmesi gerekir,” denilmek suretiyle iadeye ilişkin kararı bozmuştur.
Müsadere ile Benzer Kurumların Karşılaştırması
Kriter | Müsadere | El Koyma | Muhafaza Altına Alma |
---|---|---|---|
Amaç | Suçtan elde edilen veya suçta kullanılan eşyanın devletin mülkiyetine geçirilmesi. | Delil toplama veya suçla bağlantılı eşyanın emniyet altına alınması. | Zilyedin rızasıyla, eşyanın yargılama boyunca koruma altına alınması. |
Hukuki Nitelik | Bir yaptırım türü; cezalandırma amacı taşır. | Geçici bir koruma tedbiri; ceza değil, muhafaza amaçlıdır. | Rızaya dayalı bir tedbir; geçici koruma sağlanır. |
Konusu | Suçta kullanılan veya suçtan elde edilen eşya. | Suç delilleri veya suçla bağlantılı eşyalar. | Delil niteliği taşıyan veya müsadereye konu olabilecek eşya. |
Dayandığı Hukuki Düzenleme | Türk Ceza Kanunu (TCK) maddeleri. | 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 123. madde. | 5271 sayılı CMK 123 ve 138. maddeler. |
Zilyedin Rızası | Zilyedin rızasına bakılmaz. | Rızaya bakılmaz, zorla alınabilir. | Zilyedin rızasıyla yapılır. |
Sonuç | Eşya devlete geçer; mülkiyet devletin olur. | Eşya yargılama süresince emniyette tutulur ve yargılamadan sonra karara göre işlem yapılır. | Eşya koruma altına alınır ve yargılamadan sonra iade edilir veya müsadere edilir. |
Müsadere Kararına İtiraz
5271 sayılı CMK’nın “Kanun yolu” başlıklı 258. maddesinde, “(1) 256 ncı maddeye göre verilecek hükümlere karşı Cumhuriyet savcısı, katılan ve 257 nci maddede belirlenen kişiler için istinaf yolu açıktır” denilmek suretiyle müsadere usulünde kanun yolu istinaf olarak hüküm altına alınmıştır. Buna göre suç ile ilgili olduğu için müsaderesi gereken eşya ya da kazanç için ayrı bir müsadere davasının açılmasıyla duruşmalı olarak yapılan yargılama sonucunda verilen mahkeme kararına karşı Cumhuriyet savcısı, katılan ve yargılama esnasında eşya veya diğer malvarlığı değerleri üzerinde hakkı oldukları için duruşmaya çağrılan kişiler, istinaf yoluna başvurabileceklerdir.
5271 sayılı CMK’nın 259. maddesine göre suç konusu olmayıp sadece 54. maddenin 4. fıkrasında belirtilen, üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan ve müsadereye tabi olan eşyanın müsaderesine eşyanın bulunduğu yer sulh ceza hâkimi tarafından duruşma yapılmaksızın karar verilecektir. Sulh ceza hâkimi tarafından verilen kararlara karşı CMK’nın 267. maddesine göre itiraz kanun yoluna gidilebilecektir.
Müsadere Kararına İtiraz Dilekçesi Örneği)
ANKARA 7. SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE
DEĞİŞİK İŞ NO :
MÜSADERE EDİLEN SİLAHIN
İADESİNİ TALEP EDEN :
VEKİLİ : Av. Çağrı AYBOĞA
ADRES :
KONU : Müsadere kararının kaldırılması ve müsadere edilen tabancanın tarafımıza iadesi istemidir. (Müsadere kararına itiraz)
AÇIKLAMALAR :
Müvekkil Ayhan Mutlu’ya ait bir adet 9 mm çaplı 301-99768 numaralı Ruger marka tabancaya 12.Sulh Ceza Mahkemesinin 2018/2452 d. iş sayılı kararı ile el konulmuştur. Aşağıda açıklamış olduğumuz gerekçeler ile müvekkile ait el konulmuş olan tabancaya ilişkin el konulma kararının kaldırılarak tarafımıza teslim edilmesine karar verilmesini talep etmekteyiz. Şöyle ki;
1-Türk Ceza Kanunu Madde 54/1 hükmü gereğince eşyanın müsaderesi için aranan şartlar bakımından, suç işleme tehlikesi yahut suç işleme kastı bulunmadığı ortadadır. Ayrıca 6136 Sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun kapsamında da herhangi bir suç unsuru oluşmadığından müsadere edilen eşyanın müvekkile iadesi gerekmektedir.
2-) Müsadere edilen tabanca müvekkile rahmetli babasından kalma bir hediye, baba yadigarıdır. Söz konusu tabancanın müsadere edilmesi müvekkili manevi yönden oldukça yıpratmaktadır. TCK md. 54/3 gereğince eşyanın müsadere edilmesinde oluşacak netice madde kapsamında değerlendirilmelidir ve daha ağır sonuçlar doğuracağı sebebiyle müsadere kararından dönülmelidir.
3-) Söz konusu tabancanın müsadere edilmesinde kamu adına bir yarar bulunmamaktadır. Şöyle ki; müsadere kararı verilen tabanca ile müvekkil hiçbir zaman suça karışmamış, kanunlara aykırı bir eylemde bulunmamış olup müvekkilin tabancayı yalnızca hediye olması sebebiyle bulundurduğu gözetilmelidir. Bu sebeple müvekkilin korunmaya değer manevi ve hukuki yararı vardır.
4-) Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle yasanın bu açık hükümleri karşısında müsadere kararının kaldırılması ve müsadere edilen eşyanın müvekkile iade edilmesini talep etme zorunluluğu hasıl olmuştur.
İSTEM SONUCU : Yukarıda arz ve izah olunan ve re’sen göz önünde bulundurulacak sebepler ile müsadere edilen müvekkile ait 9 mm çaplı 301-99768 numaralı Ruger marka tabanca üzerinde konulan müsadere kararının kaldırılarak; eşyanın aslen veya yediemin olarak veya mahkemenizce uygun görülecek bir teminat karşılığında, tarafımıza teslimine karar verilmesini arz ederim.
TALEP ve İTİRAZ EDEN VEKİLİ
Av. Çağrı AYBOĞA