Ceza HukukuMakalelerimiz

Tutuklama Nedenleri ve Tutukluluğa İtiraz Usulü (CMK md. 100)

Tutuklama Nedir?

Tutuklama, bir kişinin suç işlediği şüphesiyle veya hakkında yürütülen bir soruşturma kapsamında, adli makamlar tarafından geçici olarak özgürlüğünden mahrum bırakılması işlemidir.

Tutuklama işlemi, suç işlediği şüphesi olan kişinin kaçmasını önlemek, delillerin karartılmasını engellemek veya başkalarına zarar verme riskini azaltmak gibi amaçlarla uygulanabilir.

Tutuklama, hukuk sistemlerinin bir parçasıdır ve hukuk kurallarına uygun bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Tutuklama kararı, adli makamlar tarafından verilir ve kişinin temyiz hakkı bulunur.

Tutuklama kararı verildikten sonra kişi, belirli bir süre boyunca gözaltında tutulabilir ve duruşma öncesinde veya ceza süreci boyunca cezaevine konulabilir.

Tutuklama Kararı Şartları Nelerdir?

  • Suç şüphesinin varlığı: Tutuklama kararı verilebilmesi için, kişinin suç işlediğine dair yeterli şüphe bulunması gerekmektedir. Bu şüphe, somut delillere dayanmalı ve hukuki bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.
  • Kaçma şüphesi: Tutuklama kararı verilebilmesi için, kişinin kaçma şüphesi bulunması gerekmektedir. Bu durumda, kişinin kaçma ihtimali göz önünde bulundurulur ve kaçma şüphesi varsa, tutuklama kararı verilebilir.
  • Delillerin yok edilmesi veya karartılması şüphesi: Tutuklama kararı verilebilmesi için, delillerin yok edilmesi veya karartılması şüphesinin varlığına da bakılır. Bu durumda, kişinin suç delillerini yok etme, değiştirme veya gizleme ihtimali olduğu düşünülürse, tutuklama kararı verilebilir.
  • Başkalarına zarar verme şüphesi: Tutuklama kararı verilebilmesi için, kişinin başkalarına zarar verme şüphesi bulunması gerekmektedir. Bu durumda, kişinin suç işlemesi ihtimali göz önünde bulundurulur ve başkalarına zarar verme ihtimali varsa, tutuklama kararı verilebilir.
  • Tutuklamanın zorunlu olması: Tutuklama kararı verilebilmesi için, tutuklamanın zorunlu olması gerekmektedir. Bu durumda, kişinin adli kontrol tedbirleri gibi daha hafif tedbirlerle özgürlüğünden mahrum bırakılması mümkün değilse, tutuklama kararı verilebilir.

Bu şartların varlığına ilişkin karar, hakim tarafından verilir ve kişinin itiraz hakkı bulunur.

Tutuklama Kararının Amacı Nedir?

Tutuklama kararının amacı, suç işlediği şüphesi bulunan kişinin adalete teslim edilmesini sağlamaktır. Tutuklama kararı ile kişinin geçici olarak özgürlüğünden mahrum bırakılması, kaçma ihtimalini azaltmak, delillerin karartılmasını önlemek ve başkalarına zarar verme riskini azaltmak amaçlanır.

Ayrıca, tutuklama kararı suç işleyen kişinin ceza sorumluluğunu yerine getirmesini sağlar. Tutuklanan kişi, soruşturma veya kovuşturma sürecinde hukuki açıdan denetime tabi tutulabilir ve yargılama sonucunda suçlu bulunması halinde ceza alabilir.

Ancak, tutuklama kararı hukukun üstünlüğü ilkesi doğrultusunda verilmelidir ve kişinin haklarına saygı gösterilmelidir. Tutuklama kararı, şüpheli veya sanığın haklarının korunması, hukuki sürecin adil yürütülmesi ve suçun kanıtlanması için bir araçtır ve keyfi olarak kullanılmamalıdır.

Tutuklama Kararının Hukuki Niteliği Nedir?

Tutuklama kararı, hukuki niteliği itibariyle bir tedbirdir ve suç şüphesi altında olan kişinin geçici olarak özgürlüğünden mahrum bırakılması anlamına gelir. Tutuklama kararı, bir önleme tedbiri niteliği taşır ve suçlu olup olmadığı henüz kesinleşmemiş bir kişinin özgürlüğüne müdahale eder.

Tutuklama kararı, hukuk sistemleri içinde belirli bir yasal düzenlemeye bağlı olarak verilen bir karardır. Suç şüphesi altında olan kişinin haklarını korumak amacıyla yargı sürecinde hukuki denetim mekanizmaları işletilir ve tutuklama kararı verilirken belli şartlar aranır.

Tutuklama kararı, hakim veya savcı tarafından verilen bir karardır ve kişinin temyiz hakkı bulunur. Karar, hukuki gerekçelere dayanmalı ve adli makamların karar verirken hukukun üstünlüğü ilkesine uygun davranması gerekmektedir.

Tutuklama kararı, suç şüphesi altında olan kişinin özgürlüğüne müdahale eden ciddi bir tedbirdir. Bu nedenle, tutuklama kararının hukuki niteliği, hukuk kurallarına uygun olarak ve haklarının korunmasını sağlayacak şekilde uygulanmalıdır.

Tutuklamaya İtiraz Süresi Nedir?

Tutuklama kararına itiraz süresi, kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren yedi gün olarak belirlenmiştir. Bu süre içinde tutuklama kararına itiraz edilebilir ve itiraz, ilgili makamlar tarafından incelenir.

Tutuklama kararına itiraz, hakim veya mahkeme nezdinde yapılabilir. İtirazın gerekçeleri, hukuki dayanakları ve delilleri açıkça belirtilmeli ve yazılı olarak sunulmalıdır.

İtirazın incelenmesi sürecinde, tutuklama kararının hukuka uygunluğu, gerekçeli kararın varlığı, delillerin yeterliği ve kişinin kaçma veya delilleri karartma ihtimali gibi unsurlar göz önünde bulundurulur.

Tutuklama kararına yapılan itirazın sonucu, tutuklamanın devam edip etmeyeceğine karar verilir. Eğer itiraz sonucunda tutuklama kararı kaldırılırsa, kişi serbest bırakılır. Ancak, tutuklama kararı devam ederse, kişi tutuklu olarak yargı sürecine devam eder.

Tutuklama Kararına İtiraz Nasıl ve Nereye Yapılır?

Tutuklama kararına itiraz, kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. İtirazın yazılı olarak yapılması ve gerekçelerin açıkça belirtilmesi gerekmektedir. İtirazda sunulan gerekçelerin somut, hukuki dayanaklara sahip ve delillere dayalı olması önemlidir.

Tutuklama kararına itiraz, tutuklama kararını veren mahkemeye veya hakime yapılabilir. Eğer tutuklama kararı, mahkeme tarafından verildiyse itiraz, mahkemeye yapılır. Eğer tutuklama kararı, hakim veya savcı tarafından verildiyse itiraz, aynı makama yapılır.

İtirazın yapılması için bir dilekçe hazırlanır ve bu dilekçede tutuklama kararının hangi gerekçelerle hukuka aykırı olduğu belirtilir. İtiraz dilekçesi, hukuk müşaviri veya avukat tarafından hazırlanabilir veya ilgili kişi tarafından  yazılabilir.

İtiraz dilekçesi, ilgili makama elden teslim edilebileceği gibi posta veya elektronik posta yoluyla da gönderilebilir.

İtiraz dilekçesi, ilgili makama ulaştıktan sonra, kararın incelenmesi için bir duruşma tarihi belirlenir ve kararın hukuka uygunluğu, gerekçeli kararın varlığı, delillerin yeterliği ve kişinin kaçma veya delilleri karartma ihtimali gibi unsurlar göz önünde bulundurularak karar verilir.

Tutuklama Süresi En Fazla Ne Kadar?

Tutuklama süresi, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) en fazla mahkum olduğu konudur. AİHS’e (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) göre tutukluluk soruşturma ve kovuşturma için gerekli olan makul süreden uzun ise, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı (AİHS md. 5/3) ihlal edilmiş sayılır.

1. Soruşturma Aşamasında En Fazla Tutukluluk Süresi: Soruşturma evresinde tutukluluk süresi, altı aydır. Eğer suç, Ağır Ceza Mahkemesi’nin görevine giriyorsa bir yıldır. Ancak, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve toplu olarak işlenen suçlar bakımından bu süre en çok bir yıl altı ay olup, gerekçesi gösterilerek altı ay daha uzatılabilir.

2. Asliye Ceza Mahkemesinde En Fazla Tutukluluk Süresi: Asliye ceza mahkemesinin yargılamaya görevli olduğu suçlarda tutukluluk süresi azami (en fazla) bir yıldır. Bu süre bazı hallerde 6 ay daha uzatılabilir ancak 1,5 yılı geçemez.

3. Ağır Ceza Mahkemesinde En Fazla Tutukluluk Süresi: Ağır ceza mahkemesinin yargılama yaptığı suçlar bakımından en fazla iki yıldır. Ancak üç yıl uzama süresi öngörülebilir. Her halükarda toplam tutukluluk süresi beş yılı geçemez.

4. Terör Suçlarında En Fazla Tutukluluk Süresi: Özel Kanunda yer alan bu suçlar bakımından tutuklukuk süresi en fazla yedi yıldır.

Yukarıdaki tutukluluk süreleri, fiili işlediği sırada on beş yaşını doldurmamış çocuklar bakımından yarı oranında, on sekiz yaşını doldurmamış çocuklar bakımından ise dörtte üç oranında uygulanır.

Tutuklama devamı kararları, Cumhuriyet savcısının, şüpheli veya sanık ile müdafiinin beyanlarına başvurulduktan sonra verilir.

Hemen belirtelim ki, bu süreler şüpheli veya sanık hakkında tutuklama nedenleri olsa bile uygulanacak maksimum sürelerdir. Tutuklama nedenleri yoksa bu süreler beklenmeden şüpheli veya sanık derhal tahliye edilmelidir.

Tutuklamada Katalog Suçlar Nelerdir?

Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, tutuklama kararı verilebilmesi için belirli suçların işlenmiş olması gerekmektedir. Bu suçlar “tutuklama nedenleri” olarak adlandırılır ve kanunda belirtilen katalog suçlardan en az birinin işlenmiş olması durumunda, tutuklama kararı verilebilir. Katalog suçlar şunlardır:

  • Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya veya devletin güvenliğine karşı suçlar,
  • Milli savunmaya karşı suçlar,
  • Devlet sırlarına karşı suçlar,
  • Casusluk,
  • Terör suçları,
  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti,
  • Cinsel saldırı,
  • Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma,
  • Hırsızlık,
  • Yağma,
  • Nitelikli dolandırıcılık,
  • Sahtecilik,
  • Güveni kötüye kullanma,
  • İhaleye fesat karıştırma,
  • İnsan ticareti.

Bu suçlar, tutuklama kararı verilebilecek suçlar olarak kabul edilir. Ancak, tutuklama kararı verilmesi için sadece suçun varlığı yeterli değildir. Tutuklamanın gerekliliğinin ortaya konulması, somut delillerin mevcut olması ve tutuklamanın diğer önlemlerin yerine geçmesinin mümkün olmadığının gösterilmesi gerekmektedir.

Tutukluluğun İncelenmesi (Gözden Geçirilmesi) Nedir?

Tutukluluğun incelenmesi, tutuklanmış bir kişinin tutukluluğunun süresi boyunca hakim tarafından belirli aralıklarla gözden geçirilmesidir.

Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, tutuklama kararı verilen şüpheli veya sanığın tutukluluk halinin, duruşma yargıcının kararıyla, belirli aralıklarla yeniden değerlendirilmesi ve tutukluluğun devamının gerekli olup olmadığının karara bağlanması gerekmektedir.

Tutukluluğun incelenmesi, tutuklu kişinin tutukluluk halinin devam etmesine gerek olup olmadığına ilişkin kararın tekrar değerlendirilmesi için yapılmaktadır. Bu inceleme sırasında, tutuklu kişinin savunma avukatı ve Cumhuriyet savcısı da hazır bulunabilmekte ve görüşlerini sunabilmektedirler.

Tutukluluğun incelenmesi, tutuklu kişinin temel haklarının korunması ve tutukluluğun gerekliliğinin sürekli olarak değerlendirilmesi amacıyla yapılmaktadır. Bu sayede, tutuklu kişinin tutukluğunun süresi boyunca keyfi bir şekilde tutuklu kalmasının önüne geçilmesi hedeflenmektedir.

Tutukluluğun gözden geçirilmesi en fazla otuz (30) günlük sürelerle yapılmalıdır. Yapılacak inceleme sonucunda tahliye veya tutukluluk halinin devamına karar verilebilir.

Tutukluluğun Devamına İtiraz Nereye Yapılır?

Tutukluluğun devamı kararına itiraz, 5271 sayılı CMK’nın genel itiraz kanun yolu hükümlerine tabidir. Örneğin, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen tutuklamanın devamı kararına itiraz, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından incelenecektir.

Tutuklama Kararına İtiraz Dilekçesi Örneği

……. SAYIN HAKİMLİĞİ’NE

TUTUKLAMAYA

İTİRAZ EDEN SANIK :

VEKİLİ : Av. Çağrı AYBOĞA

SUÇ : 6136 ve 2521 sayılı yasalara muhalefet

SUÇ TARİHİ :

DAVACI : KH.

KONU : Nöbetçi Sorgu hakimliğinin verdiği tutuklama kararının kaldırılmasına, müvekkilin tahliyesine karar verilmesi talebimizdir.

AÇIKLAMALAR :

  1. Müvekkilim ………. hakkında, ………..Nöbetçi Sorgu hakimliğinin ../…. sorgu sayılı ve ../../…. tarihli kararı ile tutuklama kararı verilmiştir. Müvekkilimin üzerinde, bir adet bıçak bulunmuştur. Müvekkilimin yaşı çok küçüktür. Bıçağı yolda oynarken bulmuştur. Çocukluğunun verdiği merakla saklamıştır. Kullanmamıştır, böyle bir amacı olmamıştır.
  2. Müvekkilim gerek kendisini tutuklayan polisler ile birlikte gittiği karakolda ve gerekse tutuklanmadan sonra yollandığı cezaevinde korkmuştur. Bu tecrübe bir daha bu tür bir suçu işlememesi için yeterlidir. Yaşça reşit olmamış müvekkilim için- hele de böylesine bir bulundurma suçundan- cezaevinde bulunmak, süre uzadıkça zararlı da olabilir.
  3. Müvekkilimin işlediği suçtan kimse zarar görmemiştir. Müvekkilimin yaşı, sabıkasız olması, adres ve ikamet sahibi olması da göz önünde bulundurulmalıdır. Halen öğrenci olan müvekkilim hakkında tutukluluk halinin sürmesi, tahsiline de zarar verecektir.
  4. Suç ile ilgili ceza verilse bile paraya çevrilebilecektir. Müvekkilimin yukarıda sayılan nitelikleri de dikkate alınarak, tutukluluk halinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ederiz.

Sanık Müdafii

Av. Çağrı AYBOĞA

Sonuç olarak; tutuklama, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakan önemli bir tedbirdir. Tutuklu bir kişinin haklarının savunulması ve tahliye kararına ilişkin işlemlerin yapılabilmesi pılabilmesi için uzman desteği oldukça önemlidir. Ankara Avukat hizmetlerinden faydalanarak Ayboğa + Partners Avukatlık Bürosu’nun alanında uzman avukatlarından destek almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Çağrı Ayboğa

Avukat Çağrı Ayboğa, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup yüksek lisans öğrenimine devam etmektedir. Ayboğa + Partners Avukatlık Bürosu’nun kurucu avukatlarındandır. Ankara Barosu’na kayıtlı olarak dinamik ve tecrübeli ekibiyle avukatlık mesleğini icra etmektedir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Ara