Aile HukukuHMK

Uzaklaştırma Kararına İtiraz

Uzaklaştırma Kararı Niteliği ve İhlali Durumunda Süreç

Uzaklaştırma kararına itiraz, özellikle 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun  kapsamında verilen, şiddet mağdurlarını korumayı amaçlayan tedbir kararına itiraz anlamına gelir. 6284 sayılı kanun kapsamında verilen  kararlar çoğu zaman yalnızca beyanla alınabildiğinden, uygulamada istismara açık durumlar doğabilir. Bu nedenle hakkında uzaklaştırma kararı verilen kişi için, hukuki çerçevede itiraz hakkı büyük önem taşır. Uzaklaştırma kararına karşı itiraz, hem kişilik haklarının korunması hem de olası mağduriyetlerin önüne geçilmesi açısından önemli bir yoldur.

Karara itiraz, bireyin kendisine yöneltilen iddiaları savunma hakkını kullanması anlamına gelir. Özellikle delil sunma, tanık beyanı ve önceki süreçlerin aktarılması gibi unsurlar, itiraz dilekçesinin temelini oluşturur. Kararın iptali ya da kaldırılması, bu sürecin doğru yürütülmesine bağlıdır. Aşağıda bu süreç detaylı şekilde açıklanmıştır.

Uzaklaştırma Kararına İtiraz
Uzaklaştırma Kararına İtiraz

Uzaklaştırma Kararına İtirazın Hukuki Dayanağı

Uzaklaştırma kararları, 6284 sayılı Kanun’un 5. ve devamı maddelerine dayanarak verilir. Kanun, yalnızca şiddet fiili gerçekleştiğinde değil, şiddet tehlikesi bulunduğunda da önleyici ve koruyucu tedbirlerin alınabileceğini belirtmektedir. Ancak Anayasa’nın 36. maddesi gereğince herkesin adil yargılanma ve savunma hakkı vardır. Bu kapsamda, tedbir kararına karşı itiraz yolu açık bırakılmıştır.

6284 sayılı Kanun’un 8. maddesi, uzaklaştırma kararlarına karşı yapılacak itirazın aile mahkemesine yapılacağını düzenler. Karar, delil aranmaksızın verilebildiğinden, itiraz sürecinde kişinin savunma hakkını kullanması, mahkeme nezdinde olayın objektif şekilde değerlendirilmesini sağlar. Bu da hukuki dengeyi korur.

Uzaklaştırma kararı kendisine tebliğ edilen yükümlü, bu karara uymaz ise hakkında tazyik hapsi verilir. Verilen tazyik hapsi kararına da itiraz mümkün olup tazyik hapsi itiraz konusuna ilerleyen makalelerimizde değineceğiz.

DMCA.com Protection Status

Uzaklaştırma Kararına İtiraz Süresi

Uzaklaştırma kararına karşı yapılacak itirazın süresi büyük önem taşır. 6284 sayılı Kanun’da açıkça belirtilmese de, uygulamada tebligat tarihinden itibaren 2 hafta (14 gün) içerisinde itiraz edilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Bu süre hak düşürücü nitelikte değildir; ancak makul süre geçtiğinde mahkeme itirazı değerlendirmeye almayabilir.

İtiraz süresi kaçırılmadan yapılan başvuru, itiraz hakkının etkin bir şekilde kullanılabilmesi açısından kritik önemdedir. Bu nedenle kişi, kararı tebellüğ ettiği anda uzman bir hukukçuyla görüşerek hukuki süreci başlatmalıdır. Gerekirse süre tutum dilekçesi verilerek hak kaybının önüne geçilmelidir.

Uzaklaştırma Kararına İtiraz Dilekçesi Nasıl Hazırlanır?

İtiraz dilekçesi, hem olayın anlatımını hem de hukuki gerekçeleri içermelidir. Kararın haksız, ölçüsüz ya da keyfi olduğunu ileri süren kişi, bu iddialarını somut verilerle desteklemelidir. Dilekçede, olayın gelişimi, taraflar arasındaki ilişki, varsa daha önce yaşanmış anlaşmazlıklar ve mevcut durumda şiddet tehlikesinin bulunmadığı gibi hususlara yer verilmelidir.

Ayrıca, uzaklaştırma kararının neden haksız ya da gereksiz olduğu, örneğin ortak çocukla görüşmenin engellendiği, iş yerinden uzaklaştırma nedeniyle mağduriyet yaşandığı gibi somut zararlar da açıklanmalıdır. Tanık beyanları, mesaj kayıtları, kamera görüntüleri gibi deliller dilekçeye eklenmeli, mümkünse avukat desteğiyle hazırlanmalıdır.

Uzaklaştırma Kararına Karşı Görevli ve Yetkili Mahkeme

Uzaklaştırma kararına karşı yapılacak itirazlarda görevli mahkeme, kararı veren aile mahkemesidir. Eğer karar, kolluk amiri veya mülki idare amiri tarafından verilmişse, itiraz yine aile mahkemesine yapılır. Yetkili mahkeme ise, kararın verildiği yer mahkemesidir.

Bu tür kararlar genellikle hızlı ve geçici tedbirler olduğundan, görevli mahkeme kararını dosya üzerinden verebilir. Ancak, gerekli görülürse duruşma açılarak taraflar dinlenebilir. Karar, başvurudan sonra genellikle en geç birkaç hafta içinde açıklanır.

İtiraz Süreci Nasıl İşler?

İtiraz dilekçesi verildikten sonra, aile mahkemesi kararı dosya üzerinden veya duruşmalı olarak inceler. Mahkeme, kararın yerinde olup olmadığını değerlendirirken mağdurun korunma ihtiyacını, failin savunmasını ve delilleri birlikte göz önünde bulundurur. Eğer kararın devamı gerekliyse itiraz reddedilir.

Ancak mahkeme, tedbirin kaldırılması, süresinin kısaltılması veya kapsamının daraltılması yönünde karar verebilir. Özellikle kişinin iş yerinden uzaklaştırılması nedeniyle ekonomik zarara uğraması gibi durumlarda, kararın yeniden düzenlenmesi mümkündür. Mahkeme, tüm bunları denge içinde değerlendirmekle yükümlüdür.

Uzaklaştırma Kararının İhlali ve Sonuçları

Uzaklaştırma kararına rağmen kararın gereklerine aykırı davranan kişi hakkında, zorlama hapsi uygulanabilir. 6284 sayılı Kanun’un 13. maddesine göre, tedbir kararına aykırı davranış 3 günden 10 güne kadar zorlama hapsi ile cezalandırılır. Bu yaptırım, her ihlal için ayrı ayrı uygulanabilir.

Bu nedenle itiraz süreci tamamlanmadan ve karar kaldırılmadan, kişi kararın tüm gereklerine titizlikle uymalıdır. Aksi halde hem ceza hukuku açısından hem de adli sicil kaydı yönünden olumsuz sonuçlar doğabilir. İtiraz süreci bir hak olduğu kadar, kararın ihlal edilmemesi de bir yükümlülüktür. 

Uzaklaştırma Kararına Karşı Emsal Yargıtay Kararları

Yargıtay kararlarında, uzaklaştırma kararlarının hukuki sınırları ve itirazların değerlendirilme usulleri net biçimde ortaya konmuştur. Örneğin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/3345 E., 2020/9787 K. sayılı kararında, “tedbir kararının soyut beyanlara dayalı olduğu ve somut delil sunulmadığı” gerekçesiyle kararın kaldırılması gerektiği belirtilmiştir.

Yargıtay uygulaması, her olayın özgün koşulları çerçevesinde değerlendirme yapılmasını, mağdurun korunma ihtiyacı ile kişinin temel hakları arasında denge kurulmasını vurgular. Bu bağlamda, hukuka aykırı ya da ölçüsüz uygulamalar, yüksek mahkemelerce sıklıkla bozulmaktadır.

Avukat Desteği Neden Önemlidir?

Uzaklaştırma kararına karşı yapılan itirazlarda avukat desteği, sürecin etkin ve hak kaybı olmaksızın yürütülmesi açısından büyük önem taşır. Özellikle hak arama yollarının doğru kullanılması, delillerin sunulması ve hukuki argümanların yapılandırılması noktasında bir uzman desteği gereklidir.

Ayrıca avukat, müvekkilinin haklarını ihlal eden durumlara karşı Anayasa Mahkemesi veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurularını da organize edebilir. Bu bağlamda, yalnızca kararın kaldırılması değil, gerekirse tazminat sürecinin başlatılması da mümkün hale gelir.

Uzaklaştırma Kararının Kaldırılmasında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

İtiraz dilekçesinin hazırlanmasında, yalnızca kararın haksızlığı değil, aynı zamanda mağdurun korunmasına artık gerek kalmadığı da anlatılmalıdır. Mahkemeler, “kararın neden artık gereksiz hale geldiği” konusunda ikna edilmelidir. Örneğin, tarafların uzun süredir ayrı yaşaması, arada iletişim olmaması ya da yeni bir şiddet tehlikesi bulunmaması gibi hususlar ön plana çıkarılmalıdır.

Ayrıca taraflar arasında yürütülen aile danışmanlığı, arabuluculuk ya da sosyal hizmet çalışmaları da mahkemeye sunulabilir. Kararın kaldırılmasını talep ederken özenli, sakin ve hukuki temelli bir dil kullanılmalı, iddialar belgeyle desteklenmelidir.

Uzaklaştırma kararına karşı itiraz, kişi özgürlükleri ve temel haklar açısından hayati öneme sahiptir. Özellikle kararın etkileri, kişinin sosyal ve ekonomik hayatını doğrudan etkileyebileceği için, itiraz hakkı etkin kullanılmalıdır. Bu süreçte profesyonel destek alınması, hem kararın kaldırılması hem de ileride doğabilecek zararların önlenmesi için kritik öneme sahiptir.

Adil yargılanma hakkı, sadece mahkeme salonlarında değil, tedbir kararları gibi geçici önlemlerde de korunması gereken temel bir ilkedir. Uzaklaştırma kararlarına karşı başvurulacak hukuki yollar, sadece bireyin değil, toplumun adalet duygusunun tesisi açısından da önemlidir.

Uzaklaştırma Kararına İtiraz Dilekçesi Örneği

T.C. ……… AİLE MAHKEMESİNE

İTİRAZ EDEN :
Adı Soyadı: …………………
T.C. Kimlik No: …………………
Adres: …………………
Telefon: …………………

VEKİLİ :
Av. Çağrı AYBOĞA
Baro Sicil No: ……………
Adres: ……………

KARŞI TARAF:
Adı Soyadı: …………………
T.C. Kimlik No: …………………
Adres: …………………

KONU:
…… Aile Mahkemesi’nin …./… E. sayılı dosyası ile verilen uzaklaştırma tedbir kararına ilişkin itirazlarımızın sunulmasıdır.

AÇIKLAMALAR:

Sayın Mahkemeniz tarafından 6284 Sayılı Kanun kapsamında, müvekkilim hakkında verilen koruyucu/önleyici tedbir kararının (örneğin: evden uzaklaştırma, iletişim yasağı, yaklaşmama vb.) hukuka aykırı, haksız ve mağduriyet doğuracak nitelikte olması nedeniyle işbu itirazı sunma zorunluluğu doğmuştur.

Taraflar arasında geçmişte yaşanan (örneğin: tartışma, boşanma süreci, çocuğun teslimi gibi) olaylar sebebiyle verilen karar, yalnızca karşı tarafın soyut beyanlarına dayanmakta; herhangi bir somut delil, tanık ifadesi ya da resmi şikâyet dosyasına dayanmamaktadır. Müvekkilim hakkında fiziksel ya da psikolojik şiddet uygulandığına dair hiçbir emare bulunmamaktadır.

Ayrıca kararın uygulanması sonucunda müvekkilim; işine, sosyal çevresine ve ailesine yaklaşamamakta, çocukları ile kişisel ilişkisi fiilen kesilmekte, ekonomik ve manevi açıdan mağdur edilmektedir. Mahkemeden, kararın kaldırılması veya en azından kapsamının daraltılması talep edilmektedir.

HUKUKİ NEDENLER:

6284 Sayılı Kanun, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve ilgili diğer mevzuat hükümleri.

DELİLLER:

  • Tanık Listesi (İsim-Soyisim, Adres, T.C. No)
  • Olay günü güvenlik kamera kayıtları (varsa)
  • WhatsApp / mesaj kayıtları
  • Daha önce açılmış dava dosyaları
  • Adli tıp raporu ya da sağlık raporu (varsa)
  • Diğer yazılı belgeler

SONUÇ ve TALEP:

Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle, Sayın Mahkemenizce verilen uzaklaştırma kararının kaldırılmasına veya kararın süresinin kısaltılmasına ve kapsamının daraltılmasına karar verilmesini, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.

Tarih: … / … / 20…
İtiraz Eden / Vekili

            Av. Çağrı AYBOĞA

Not: Bu dilekçe, örnek amaçlı olup, her somut olay kendi özel koşullarında değerlendirilmelidir. Özellikle uzaklaştırma kararlarının Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları ışığında ele alınması gerektiğinden, bir avukattan destek almak hak kaybını önleyecektir.

Uzaklaştırma Kararıyla İlgili Emsal Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi Kararları

Uzaklaştırma kararları, aile içi şiddet ve benzeri durumlarda mağdurların korunması amacıyla verilen önemli hukuki tedbirlerdir. Ancak, bu kararların uygulanması ve sonuçlarıyla ilgili çeşitli hukuki sorunlar ve tartışmalar da mevcuttur. Aşağıda, uzaklaştırma kararlarına ilişkin emsal teşkil eden Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararları, detaylı bir şekilde incelenmiştir.

Masumiyet Karinesinin İhlali ve Uzaklaştırma Kararı

Anayasa Mahkemesi, 6284 sayılı Kanun kapsamında verilen uzaklaştırma kararlarında, “şiddet uygulayan” ifadesinin kullanılmasının masumiyet karinesini ihlal edebileceğine hükmetmiştir. Mahkeme, başvurucunun henüz suçlu olduğu kesinleşmeden bu tür ifadelerin kullanılmasının, kişinin suçlu olduğu izlenimini doğurduğunu ve bu durumun Anayasa’nın 36. ve 38. maddelerinde güvence altına alınan masumiyet karinesini ihlal ettiğini belirtmiştir. Bu nedenle, mahkemeler ve ilgili makamların, tedbir kararlarında daha nötr ifadeler kullanmaları gerektiği vurgulanmıştır.

Uzaklaştırma Kararının Süresi ve Gerekçelendirilmesi

Anayasa Mahkemesi’nin 22.11.2023 tarihli ve 2020/37585 başvuru numaralı kararında, uzaklaştırma kararlarının süresiz şekilde devam etmesinin ve gerekçelendirilmemesinin, başvurucunun adil yargılanma hakkını ihlal ettiği belirtilmiştir. Mahkeme, önleyici tedbir kararlarının haklı nedenlere dayanması gerektiğini ve çocuğun üstün yararının gözetilmeden verilen kararların, hak ve menfaat dengesi açısından eksik olduğunu ifade etmiştir.

Uzaklaştırma Kararının Tebliği ve İtiraz Süresi

Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 2015/28002 Esas ve 2017/27206 Karar sayılı kararında, hakkında uzaklaştırma kararı verilen kişiye yapılan tebliğin usulüne uygun olması gerektiğine hükmetmiştir. Tebliğin usulüne uygun yapılmaması durumunda, kişinin temyiz başvuru süresinin doğru hesaplanamayacağı ve bu nedenle temyiz hakkının ihlal edilebileceği belirtilmiştir.

Uzaklaştırma Kararının İhlali ve Sonuçları

Yargıtay 18. Ceza Dairesi, 2015/15631 Esas ve 2017/3258 Karar sayılı kararında, hakkında uzaklaştırma kararı verilen kişinin, korunan kişinin ikametgahına yaklaşmasının tedbirin ihlali olduğunu belirtmiştir. Bu tür ihlallerin, zorlama hapsi gibi yaptırımları gerektirdiği vurgulanmıştır.

 

Çağrı Ayboğa

Avukat Çağrı Ayboğa, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup yüksek lisans öğrenimine devam etmektedir. Ayboğa + Partners Avukatlık Bürosu’nun kurucu avukatlarındandır. Ankara Barosu’na kayıtlı olarak dinamik ve tecrübeli ekibiyle avukatlık mesleğini icra etmektedir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Ara