Ceza Hukuku

Yargıtay’ın Bozduğu Uyuşturucu Davaları (2020-2025)

Örnek Yargıtay Kararları - 2025

Yargıtay, ceza davalarında en üst temyiz mercii olarak yerel mahkemelerin verdiği hükümleri hukuki denetimden geçirir. Son yıllarda, Yargıtay’ın bozduğu uyuşturucu davaları kamuoyunda dikkat çekici biçimde gündeme gelmiştir. 2020 ile 2025 yılları arasında birçok uyuşturucu suçu davası, Yargıtay tarafından çeşitli gerekçelerle bozulmuştur. Bu bozma kararlarının temelinde genellikle delil yetersizliği, usul eksiklikleri veya yanlış hukuki nitelendirme gibi nedenler yatmaktadır. Zaman zaman basına da yansıyan bu bozma kararları, uyuşturucu davalarında Yargıtay’ın nasıl bir yaklaşım benimsediğini göstermesi açısından önem taşır.

Uyuşturucu madde suçları, Türkiye’de ceza mahkemelerinin en sık karşılaştığı dava türlerinden biridir. İstinaf mahkemeleri (bölge adliye mahkemeleri) ve sonrasında Yargıtay, bu davalarda hem usul işlemlerini hem de maddi delilleri yeniden değerlendirerek olası hataları düzeltir. Temyiz incelemesi sonunda Yargıtay, yerel mahkeme kararlarını ya onar (yerinde bulur) ya da bozar. Bozma kararı, alt mahkemenin verdiği hükmün hukuka aykırı veya yetersiz görüldüğü anlamına gelir ve dosyanın yeniden görülmesini sağlar. Her yıl Yargıtay Ceza Dairelerine temyiz incelemesi için gelen on binlerce dosyanın önemli bir kısmı uyuşturucu ticareti ve kullanımı ile ilgilidir. Doğal olarak, bu yoğun dosya akışı içinde alt mahkeme kararlarında bazı eksik veya hatalı noktalar olabilmektedir. Yargıtay, benzer durumlar için oluşturduğu içtihatlar doğrultusunda bu hataları gidererek adaletin tecellisini sağlar.Yargıtay'ın Bozduğu Uyuşturucu Davaları

Yargıtay’ın Bozduğu Uyuşturucu Davaları https://ayboga.av.tr/yargitayin-bozdugu-uyusturucu-davalari/Bu yazıda, 2020-2025 döneminde Yargıtay’ın bozma kararına konu olan uyuşturucu davalarını sade bir dil ile inceleyeceğiz. Her bir örnek dava için, davanın yılı, suç tipi (TCK 188, TCK 191 vb.), ilk mahkemenin verdiği ceza ve Yargıtay’ın bozma gerekçesi gibi bilgileri tablo halinde sunuyoruz. Ardından, Yargıtay’ın en çok hangi nedenlerle bu davaları bozduğunu ortak başlıklar altında vurgulayacağız.

DMCA.com Protection Status

İçerik

Yargıtay’ın Bozduğu Uyuşturucu Davaları: Örnek Dava İncelemeleri

Delil Yetersizliği Nedeniyle Bozulan Uyuşturucu Davası (2021)

Dava Yılı Suç Türü Verilen Ceza Bozma Gerekçesi
2021 TCK 188 (Uyuşturucu ticareti) 8 yıl hapis Delil yetersizliği

Bu örnek davada sanık, polisleri görünce yanında taşıdığı poşetteki uyuşturucu maddeyi yere atarken yakalanmıştı. Ele geçirilen maddenin miktarı kısıtlı seviyede, yani kişisel kullanım sınırları içerisindeydi. Buna rağmen ilk derece mahkemesi, sanığın davranışını uyuşturucu madde ticareti (TCK 188) suçu kapsamında değerlendirerek hapis cezasına hükmetti.

Yargıtay incelemesinde ise farklı bir sonuca varıldı. Dosya içeriğine göre, ele geçen uyuşturucu maddenin kullanıcı düzeyinde olduğu ve sanığın bu maddeyi satma veya başkasına verme amacıyla bulundurduğuna ilişkin mahkumiyete yetecek kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldı. Sanığın savunmasında belirttiği gibi uyuşturucuyu kendi kullanımı için bulundurduğu olasılığı güçlü görüldü. Bu durumda, sanığın eylemi aslında daha hafif cezayı gerektiren kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna (TCK 191) girebilecek nitelikteydi. Zaten kullanmak için uyuşturucu bulundurma suçunda, yasa gereği çoğu zaman hapis cezası verilmez; sanık 5 yıla kadar denetimli serbestlik tedbirine tabi tutularak tedavi ve eğitim programlarına yönlendirilir. Kesin delil eksikliğine dayanan bu tespitler sonucunda Yargıtay, mahkumiyet hükmünü bozmuş; yani davayı yerel mahkemeye geri göndererek eksik değerlendirmelerin giderilmesini istemiştir. Bu örnek, delillerin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde güçlü olması gerektiğini göstermektedir; aksi takdirde Yargıtay verilen cezayı onaylamamaktadır.

Usul Hatası: Hukuka Aykırı Arama (2022)

Dava Yılı Suç Türü Verilen Ceza Bozma Gerekçesi
2022 TCK 188 (Uyuşturucu ticareti) 12 yıl hapis Usul hatası (hukuka aykırı arama)

Bir başka örnek olayda, sanığın evinde yapılan aramada çok miktarda uyuşturucu madde ele geçirildi ve bu nedenle sanık yerel mahkemece uyuşturucu ticaretinden hapis cezasına çarptırıldı. Ancak bu arama işleminin, arama emri olmadan ve kanunun öngördüğü usule aykırı biçimde gerçekleştirildiği ortaya çıktı. Örneğin, aramada başvurulması gereken bağımsız gözlemciler (komşular gibi) hazır bulundurulmamıştı ya da arama için gerekli hâkim onayı alınmamıştı. Bu hukuka aykırı arama işlemi, Anayasa’nın 21. maddesinde ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nda güvence altına alınan “konut dokunulmazlığı” ilkesine açıkça aykırıydı.

Yargıtay, hukuka aykırı yapılan bir arama sonucu elde edilen delillerin geçersiz sayılacağı ilkesini hatırlatarak mahkeme kararını bozdu. Usul kurallarına uygun bir arama yapılmadığı için, ele geçirilen uyuşturucu da hukuken geçerli bir delil olarak kabul edilemezdi. Bu nedenle Yargıtay, sanığın mahkumiyetinin dayanaklarını sarsan bu usul hatası karşısında hükmü iptal etmiştir. Söz konusu karar, polis ve diğer kolluk birimlerince yapılan işlemlerde yasal prosedüre uyulmasının ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır; aksi halde suçlu bulunduğu düşünülen kişiler bile usul hatası yüzünden serbest kalabilmektedir.

Eksik Araştırma Nedeniyle Bozulan Dava (2023)

Dava Yılı Suç Türü Verilen Ceza Bozma Gerekçesi
2023 TCK 188 (Uyuşturucu ticareti) 15 yıl hapis Maddi gerçeğin yeterince araştırılmaması

2023 yılında karara bağlanan bu davada, sanık bir yolcu otobüsünde yapılan kontrolde valizinde yüksek miktarda uyuşturucu madde ile yakalandı. Yerel mahkeme, ele geçen bu yüklü miktardaki uyuşturucuya dayanarak sanığı uyuşturucu ticareti suçundan mahkum etti. Ancak sanık savunmasında, söz konusu valizin kendisine ait olmadığını ve başka birinin onu kendisine verdiğini iddia ediyordu.

Dosyayı değerlendiren Yargıtay, maddi gerçeğin tam olarak araştırılmadığını ve bu nedenle eksik soruşturmaya dayanılarak hüküm kurulduğunu belirledi. Örneğin, valiz üzerindeki parmak izi incelemesi yapılmamış, içindeki paketlerde başka kişilere ait iz veya emare olup olmadığı araştırılmamıştı. Ayrıca sanığın isimlerini verdiği kişi veya kişiler araştırılıp tanık olarak dinlenmemişti. Bu eksiklikler, gerçeğin bütün yönleriyle ortaya konmadan karar verildiğine işaret ediyordu. Hatta sanığın bahsettiği kişinin gerçekten var olduğu ve suçu organize ettiği anlaşıLırsa, sanık TCK 192’de düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak cezasında çok büyük indirim bile alabilecekti. Yargıtay bu gerekçelerle mahkeme kararını bozarak dosyayı geri göndermiştir. Bozma kararında, tüm deliller birlikte değerlendirilip gerekli teknik incelemeler yapıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun yeniden belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu örnek olay, ceza yargılamasında aceleye getirilmiş veya eksik araştırmaya dayalı kararların Yargıtay denetiminden dönebileceğini göstermektedir.

Yanlış Nitelendirme Nedeniyle Bozma (2020)

Dava Yılı Suç Türü Verilen Ceza Bozma Gerekçesi
2020 TCK 188 (Uyuşturucu ticareti) 10 yıl hapis Suçun yanlış nitelendirilmesi

2020 yılında Yargıtay’ca bozulmuş olan bu davada, sanık bir polis baskını sırasında evindeki esrar paketlerini pencereden dışarı atarken yakalanmıştı. Yerel mahkeme, sanığın bu eylemini de uyuşturucu ticareti yapma suçu kapsamında değerlendirip (adeta suç ortağı gibi varsayıp) 10 yıl hapis cezası verdi. Ancak Yargıtay’a göre burada suçun hukuki niteliği yanlış değerlendirilmişti. Sanığın uyuşturucuyu pencereden atması, gerçekte başka kişilerin işlediği suçun delillerini yok etme girişimi olarak görülmeliydi. Bu davranış, Türk Ceza Kanunu’nda ayrı bir suç olan suç delillerini gizleme veya yok etme (TCK 281) kapsamına girer ve cezası çok daha düşüktür (6 aydan 5 yıla kadar hapis).

Dolayısıyla Yargıtay, sanığın eyleminin yanlış nitelendirilmesi sonucu gereğinden ağır bir cezaya hükmedildiğini tespit ederek yerel mahkeme hükmünü bozmuştur. Bu karar, mahkemelerin suç vasfını belirlerken ne denli dikkatli olması gerektiğini gösterir. Aksi halde, suçun yanlış nitelenmesi masum birinin cezalandırılmasına veya bir suçlunun hak ettiğinden çok daha fazla ceza almasına yol açabilir. Yargıtay, bu tür hatalara karşı etkin bir denetim mekanizması olarak devreye girmektedir.

Teknik Takipte Usulsüzlük Nedeniyle Bozma (2021)

Dava Yılı Suç Türü Verilen Ceza Bozma Gerekçesi
2021 TCK 188 (Uyuşturucu ticareti) 4 yıl 2 ay hapis Teknik takip usulsüzlüğü

2021 tarihli bir Yargıtay bozma kararı, teknik araçlarla izleme (teknik takip) konusunda yapılan usul hatasına ışık tuttu. Bu olayda, sanık başka şüpheliler hakkında alınan bir gizli izleme kararı kapsamında, farkında olmadan teknik takibe takılmıştı. Kolluk birimleri, belirli kişiler için hakimden teknik takip izni almış, ancak sanık için ayrı bir izin bulunmadan onun görüntü ve ses kaydını da yapmışlardı. Yerel mahkeme, bu kayıtlara dayanarak sanığı hükümlü buldu ve 4 yıl 2 ay hapis cezası verdi.

Yargıtay ise teknik takip konusundaki yasal prosedürlerin ihlal edildiğine dikkat çekerek karara müdahale etti. CMK 140. madde uyarınca, bir kişi hakkında teknik araçla izleme yapabilmek için mutlaka hakim onaylı bir karar bulunması gerekir. Bu vakada sanık için böyle bir karar bulunmadan delil toplanmış olması, elde edilen görüntü ve ses kayıtlarının hukuka aykırı delil haline gelmesine yol açtı. Sonuç olarak, Yargıtay 10. Ceza Dairesi bu usulsüzlük nedeniyle hükmü bozdu. Bu karar, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillere dayanılarak mahkumiyet oluşturulamayacağını bir kez daha ortaya koydu. Ayrıca, kolluk güçlerinin teknik takip gibi ciddi müdahale oluşturan uygulamalarda kanunun çizdiği sınırlara sıkıca uymaları gerektiği vurgulanmıştır. Bu konuda Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun da benzer içtihatları bulunmakta, hukuka aykırı teknik takip uygulamalarına kesinlikle müsamaha gösterilmemektedir.

İzinsiz Dinleme Nedeniyle Bozulan Dava (2023)

Dava Yılı Suç Türü Verilen Ceza Bozma Gerekçesi
2023 TCK 188 (Uyuşturucu ticareti) 6 yıl hapis İletişimin dinlenmesi izni eksikliği

Son örneğimizde, 2023 tarihli bir uyuşturucu davasında sanığın telefonda yaptığı görüşmeler delil olarak kullanılmıştı. Polis, sanığın başka bir şüpheli ile yaptığı görüşmeleri kaydederek uyuşturucu ticareti yaptığını ortaya çıkarmıştı ve alt mahkeme bu kayıtlara dayanarak 6 yıl hapis cezası vermişti. Ne var ki, temyiz aşamasında bu iletişimin dinlenmesi işleminde hukuka aykırılıklar olduğu saptandı. İnceleme, telefon dinleme kararının ya hiç alınmadığını ya da yasal süresi dolduktan sonra dinlemeye devam edildiğini ortaya koydu. Yani, sanığın mahrem iletişimleri yasal bir temel olmadan ele geçirilmişti.

Yargıtay bu durumu ciddi bir usul ihlali olarak değerlendirdi. CMK 135. madde gereğince, telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi (telefon dinleme) ancak hakim kararıyla ve belirli suçlar için başvurulabilecek bir tedbirdir. Kanunda belirtilen şartlar yerine getirilmeden yapılan dinlemeler sonucu elde edilen delillerin, ceza yargılamasında kullanılması mümkün değildir. Bu ilke doğrultusunda, Yargıtay sanığın telefon görüşmelerine ilişkin kayıtların hukuka aykırı elde edildiğini kabul ederek mahkumiyeti bozmuştur. Nitekim, son dönemde Yargıtay 10. Ceza Dairesi bu eksiklik nedeniyle birçok benzer bozma kararı vermiştir. Böylece usulsüz dinleme yoluyla sağlanan kanıtlarla verilen bir ceza daha Yargıtay denetiminden geçememiş oldu.

Uyuşturucu Davalarının En Yaygın Bozma Gerekçeleri

Yukarıda incelenen Yargıtay’ın bozduğu uyuşturucu davaları göstermektedir ki belli başlı temalar sürekli olarak karşımıza çıkmaktadır. Genel olarak, Yargıtay’ın uyuşturucu suçlarında bozma kararlara yol açan en yaygın gerekçeleri şunlardır:

  • Delil yetersizliği: Sanığı suça kesin olarak bağlayacak, kuşkuya yer bırakmayan delillerin olmaması, Yargıtay için en önemli bozma nedenlerinden biridir. Özellikle, uyuşturucu madde ticareti gibi ağır suçlarda, sanığın satış amacıyla hareket ettiğine dair kesin kanıt bulunmaması (sadece şüpheye dayanılması) durumunda Yargıtay hükmü bozmaktadır. Ceza hukukunun “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi de bu durumda hükmün bozulmasını gerektirmektedir.
  • Usul hataları: Polis veya adli merciler tarafından yapılan işlemlerde usule aykırılıklar (arama, el koyma, gözaltı gibi işlemlerde yasal şartlara uyulmaması) mahkeme kararını geçersiz kılabilir. Örneğin, arama izni olmadan yapılan aramalar, sanığın savunma hakkını kısıtlayan uygulamalar veya mahkemede önemli bir işlemde yapılan usul yanlışı, Yargıtay tarafından bozma sebebi yapılmaktadır. Örneğin, sanığın avukatı olmadan ifadesinin alınması veya savunma hakkını kısıtlayıcı uygulamalar da bu kapsamdadır.
  • Maddi gerçeğin yeterince araştırılmaması: Soruşturma aşamasında veya yargılama sırasında eksik araştırma yapılması da sık rastlanan bozma gerekçelerindendir. Delillerin tam toplanmaması, şüphelinin iddialarının araştırılmaması, tanıkların dinlenmemesi veya adli tıp/kriminal incelemelerin yapılmaması gibi durumlarda Yargıtay, gerçeğin ortaya çıkarılması için dosyanın eksik kaldığına hükmederek kararı bozabilir. Yargıtay bu gibi durumları, adil yargılanma hakkını zedeleyen bir eksiklik olarak görür ve düzeltilmesi için hükmü bozar.
  • Suçun yanlış nitelendirilmesi: Sanığın fiilinin hukuki açıdan doğru tanımlanamaması, cezanın ağırlaşmasına veya hafiflemesine neden olabilir. Yargıtay, kullanıcıyı satıcı gibi değerlendirme veya suçun farklı bir kategoriye girmesi gerektiğini göz ardı etme gibi hatalarda müdahale ederek doğru suç vasfının uygulanmasını sağlar. Bu, kişinin işlediği fiile uygun olmayan bir cezaya çarptırılmasını önlemek için kritiktir.
  • Teknik takip usulsüzlükleri: Uyuşturucu suçları soruşturmalarında sıkça başvurulan teknik araçla izleme, görüntü/ses kaydı gibi yöntemlerin yasal prosedüre uygun yürütülmemesi de bozma nedeni olabilmektedir. İlgili kişi hakkında hakim onaylı bir izleme kararı olmadığı halde gizli kamera veya takip cihazıyla delil toplanması durumunda, bu deliller hukuka aykırı sayılır ve Yargıtay böyle bir dosyada verilen hükmü iptal eder. Bu konuda Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun da benzer içtihatları bulunmakta, hukuka aykırı teknik takip uygulamalarına kesinlikle müsamaha gösterilmemektedir.
  • İletişimin dinlenmesi kararındaki eksiklikler: Telefon dinleme ve benzeri iletişimin denetlenmesi tedbirlerinde yasaya aykırılıklar da yargılamayı sakatlar. İlgili mahkeme kararı olmadan yapılan dinlemeler veya karar alınmış olsa bile süre/aşama yönünden eksik uygulanan dinlemeler sonucu elde edilen bulgular, Yargıtay nazarında geçerli delil değeri taşımaz. Bu nedenle, dinleme kararındaki eksik belgeleme ya da yetki aşımı hallerinde Yargıtay ceza kararlarını bozmaktadır.

Yargıtay’ın Bozduğu Uyuşturucu Davaları

Görüldüğü gibi, 2020-2025 arasında Yargıtay’ın bozduğu uyuşturucu davaları, adil yargılanma ve hukuka uygunluk ilkelerinin ceza yargılamasında ne kadar büyük önem taşıdığını gösteriyor. Yargıtay, yerel mahkeme kararlarını titizlikle denetleyerek hem sanıkların haklarını korumakta hem de yargılamanın doğru yönlendirilmesini sağlamaktadır. Uyuşturucu suçları gibi kamu düzenini yakından ilgilendiren alanlarda bile, hatalı usuller veya yetersiz delillerle verilen kararlar üst mahkeme tarafından düzeltilmektedir. Bu durum, hiç kimsenin usul ve yasallık dışına çıkılarak mahkum edilemeyeceğinin teminatıdır. Yargıtay’ın bozduğu uyuşturucu davaları, hukuk devletinin işleyişinin bir parçası olarak, yanlışı düzeltme ve adaleti sağlama görevini başarıyla yerine getirmektedir. Ayrıca, Yargıtay’ın bu kararları alt mahkemelere de yol gösterici olmakta, benzer davalarda aynı hataların tekrarlanmaması için bir içtihat oluşturmaktadır. Bozma kararı sonrasında dosya yeniden görülmek üzere ilgili ilk derece veya istinaf mahkemesine gönderilir. Yerel mahkeme, Yargıtay’ın belirttiği hataları gidererek tekrar yargılama yapar ve yeni bir hüküm kurar. Bu süreçte, bazı davalarda sanıklar için beraat veya daha düşük cezalı farklı bir suçtan hüküm verilmesi sonucu doğabildiği gibi, bazen de eksik soruşturma tamamlanarak adaletin yerini bulması sağlanır.

Halk açısından bakıldığında, Yargıtay’ın bu tarz bozma kararları yargı sistemine güveni pekiştirir. Hatalı yargı kararlarının düzeltilmesi, masumların haksız yere cezalandırılmasını önlediği gibi toplumda adalet duygusunun zedelenmesinin de önüne geçmektedir.

Son olarak, özellikle uyuşturucu gibi ciddi bir suçtan yargılananlar için, yasal haklarının farkında olup hatalı olduğunu düşündükleri kararları temyiz etmek hayati önem taşır; böylelikle adaletin yerini bulması sağlanabilir. Yargı sistemimizdeki bu denge mekanizması, suçlu ile masumun ayrılmasında kilit rol oynamaktadır. Böylece hukuk kuralları herkes için eşit ve adil bir şekilde uygulanmış olur.

TCK 188 Örnek Yargıtay Kararları

Yargıtay'ın Bozduğu Uyuşturucu Davaları https://ayboga.av.tr/yargitayin-bozdugu-uyusturucu-davalari/
TCK 188/1 – Uyuşturucu Madde Ticareti
Suçunda Temel Cezanın Belirlenmesi
Yerine Etkin Pişmanlık Hükmünün
Yanlış Uygulanması Yargıtay’ın Bozduğu Uyuşturucu Davaları https://ayboga.av.tr/yargitayin-bozdugu-uyusturucu-davalari/

TCK 188/1 – Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunda Temel Cezanın Belirlenmesi Yerine Etkin Pişmanlık Hükmünün Yanlış Uygulanması

Sanığın üzerinde yapılan aramada ele geçirilen uyuşturucu maddenin miktarı ve suçun işleniş biçimi dikkate alındığında, TCK 188/1 kapsamında uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediği sabittir. Yerel mahkemece sanığın yalnızca teslim olduğu gerekçesiyle etkin pişmanlık hükümleri uygulanarak ceza indirimi yapılmıştır. Oysa etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için maddenin ele geçirilmesine doğrudan katkı sağlanması ve suçun ortaya çıkarılmasına yönelik aktif davranış bulunması gerekmektedir. Bu yönüyle eksik değerlendirme ile hüküm kurulması isabetsiz bulunmuştur.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2019/10-574
K. 2022/436
T. 12.07.2022

TCK 188/1 – Sanığın Uyuşturucu Maddeyi Satma Kastıyla Hareket Ettiğinin Belirlenmesine İlişkin Değerlendirme
TCK 188/1 – Sanığın Uyuşturucu Maddeyi Satma Kastıyla Hareket Ettiğinin Belirlenmesine İlişkin Değerlendirme Yargıtay’ın Bozduğu Uyuşturucu Davaları https://ayboga.av.tr/yargitayin-bozdugu-uyusturucu-davalari/

TCK 188/1 – Sanığın Uyuşturucu Maddeyi Satma Kastıyla Hareket Ettiğinin Belirlenmesine İlişkin Değerlendirme

Sanığın, evinde ele geçirilen 60 gram esrar maddesi ile birlikte hassas terazi ve çok sayıda şeffaf poşet bulundurması, kullanıcıdan farklı olarak satışa yönelik faaliyette bulunduğunu ortaya koymaktadır. Yargıtay CGK, bu tür dolaylı delillerin birlikte değerlendirilmesiyle TCK 188/1 anlamında “ticaret kastı”nın varlığını kabul etmiştir. Yerel mahkemenin kullanım kastı bulunduğuna dair kabulü, delillerin takdirinde isabetsizlik oluşturmuştur.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2018/10-42
K. 2020/126
T. 25.02.2020

TCK 188/1 – Kullanım Kastıyla Ticaret Kastının Ayrımında Delillerin Değerlendirilmesindeki Yanlışlık

Uyuşturucu madde miktarı az olsa da, sanığın aynı gün içinde farklı kişilere satış yaptığı, olay tutanakları ve beyanlarla sabit olup, uyuşturucu madde ticareti suçu oluşmuştur. Yerel mahkemenin yalnızca ele geçen miktarın azlığına dayanarak sanığın kullanım amacıyla bulundurduğuna karar vermesi, eksik değerlendirme niteliğindedir. Yargıtay, eylemin TCK 188/1 kapsamında kalacağını belirterek, yerel mahkeme kararını bozmuştur.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2017/10-194
K. 2019/397
T. 19.11.2019

TCK 188/2 – Uyuşturucu Maddenin Satışa Hazır Hale Getirilmiş Olması Suretiyle Ticarete Hazırlık Kastının Belirlenmesi
TCK 188/2 – Uyuşturucu Maddenin Satışa Hazır Hale Getirilmiş Olması Suretiyle Ticarete Hazırlık Kastının Belirlenmesi Yargıtay’ın Bozduğu Uyuşturucu Davaları https://ayboga.av.tr/yargitayin-bozdugu-uyusturucu-davalari/

TCK 188/2 – Uyuşturucu Maddenin Satışa Hazır Hale Getirilmiş Olması Suretiyle Ticarete Hazırlık Kastının Belirlenmesi

Sanığın evinde yapılan aramada farklı ağırlıklarda satışa hazır hale getirilmiş poşetler içerisinde uyuşturucu madde, hassas terazi ve uyuşturucu satışında kullanılan zımbalı kilitli poşetler ele geçirilmiştir. Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde sanığın bulundurduğu maddeyi kullanma değil, satma kastıyla hareket ettiği sabittir. Ceza Genel Kurulu, bu tür delillerin TCK 188/2 kapsamında uyuşturucu madde ticareti suçunu oluşturduğunu vurgulamıştır. Mahkemenin yalnızca miktar üzerinden değerlendirme yaparak beraat kararı vermesi hukuka aykırıdır.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2020/10-129
K. 2021/290
T. 15.06.2021

TCK 188/2 – Kullanıcıya Verilen Uyuşturucu Maddenin Parça Halinde Olması ve Satış Kastının Delillerle Sabit Olması

Uyuşturucu maddeyi aynı gün içerisinde birkaç kullanıcıya verdiği, ele geçen maddenin parça parça hazırlanmış olması ve sanığın kullanıcılar üzerinde “temin eden kişi” olarak biliniyor olması nedeniyle Ceza Genel Kurulu, TCK 188/2 uyarınca uyuşturucu ticareti suçunun oluştuğuna hükmetmiştir. Yerel mahkemenin “kullanıcıya ikram” savunmasıyla hüküm kurması delillerin yanlış değerlendirilmesi nedeniyle bozma sebebi sayılmıştır.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2016/10-348
K. 2018/72
T. 06.03.2018

TCK 188/2 – Uyuşturucu Maddenin Paketlenme Biçimi ve Ele Geçirilen Eşyalarla Satış Kastının Sabit Görülmesi

Sanığın evinde yapılan aramada uyuşturucu madde, çok sayıda boş kilitli poşet, cep telefonu mesaj içerikleri ve yüklü miktarda nakit para bulunmuştur. Sanığın sosyal çevresi ve teknik takip kayıtları da dikkate alındığında, kişisel kullanım değil satış amacıyla uyuşturucu bulundurduğu belirlenmiştir. Ceza Genel Kurulu, tüm bu unsurların birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ve TCK 188/2 kapsamında mahkûmiyetin yerinde olduğunu belirtmiştir.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2015/10-89
K. 2017/122
T. 14.03.2017

TCK 188/3 – Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunda Artırımın Belirlenmesi ve Temel Cezanın Alt Sınırdan Belirlenmesinin Gerekçesiz Olması
TCK 188/3 – Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunda Artırımın Belirlenmesi ve Temel Cezanın Alt Sınırdan Belirlenmesinin Gerekçesiz Olması Yargıtay’ın Bozduğu Uyuşturucu Davaları https://ayboga.av.tr/yargitayin-bozdugu-uyusturucu-davalari/

TCK 188/3 – Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunda Artırımın Belirlenmesi ve Temel Cezanın Alt Sınırdan Belirlenmesinin Gerekçesiz Olması

Sanık hakkında TCK 188/3 kapsamında artırıma gidilmiş; ancak mahkeme, temel cezanın alt sınırdan belirlenmesine rağmen artırımı orantısız şekilde uygulamıştır. Ceza Genel Kurulu, temel cezanın belirlenmesi ve artırımların gerekçeli yapılması gerektiğini vurgulamış, takdiri indirimin veya artırımların keyfî olarak uygulanamayacağını, hâkimin her işlem için somut gerekçeye dayanması gerektiğini belirtmiştir.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2020/10-92
K. 2021/132
T. 23.03.2021

TCK 188/3 – Sanığın Birden Fazla Kez Uyuşturucu Satması Nedeniyle Artırımın Uygulanması

Sanığın farklı zamanlarda birden fazla kişiye uyuşturucu madde satışı yaptığı sabit olup, bu eylemlerin süreklilik arz etmesi nedeniyle TCK 188/3 kapsamında artırıma gidilmiştir. Ceza Genel Kurulu, suçun sistematik şekilde işlenmesini ağırlaştırıcı sebep olarak değerlendirmiştir. Ancak artırıma ilişkin oran ve temel cezanın belirlenmesinde kullanılan gerekçelerin dosya içeriğiyle uyumlu olması gerektiği vurgulanmıştır.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2019/10-378
K. 2020/497
T. 10.11.2020

TCK 188/3 – Uyuşturucunun Miktarına Göre Artırımın Orantısız Olması

Sanığın üzerinde ele geçirilen uyuşturucu maddenin miktarı yüksek olmakla birlikte, sanığın ilk kez suç işlediği ve suçun işlendiği koşullar dikkate alındığında yapılan artırımların üst sınırdan uygulanması Ceza Genel Kurulu’nca orantısız bulunmuştur. Kurul, artırım yapılırken yalnızca miktarın değil, failin kişisel durumu ve eylemdeki kast yoğunluğunun da gözetilmesi gerektiğini ifade etmiştir.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2017/10-365
K. 2018/402
T. 04.12.2018

TCK 188/4 – Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunun Çocuklara Yönelik İşlenmesi Hâlinde Ağırlaştırıcı Sebep
TCK 188/4 – Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunun Çocuklara Yönelik İşlenmesi Hâlinde Ağırlaştırıcı Sebep Yargıtay’ın Bozduğu Uyuşturucu Davaları https://ayboga.av.tr/yargitayin-bozdugu-uyusturucu-davalari/

TCK 188/4 – Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunun Çocuklara Yönelik İşlenmesi Hâlinde Ağırlaştırıcı Sebep

Sanığın, yaşları küçük çocuklara uyuşturucu sattığı sabit olup, TCK 188/4 kapsamında cezanın artırılması gerektiğine hükmedilmiştir. Ceza Genel Kurulu, çocukların korunmaya muhtaç bireyler olduğu, bu nedenle suçun bu kişilere yönelik işlenmesinin toplum sağlığına etkisinin daha yıkıcı olacağı gerekçesiyle özel bir artırım hükmünün uygulanmasını yerinde bulmuştur.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2016/10-504
K. 2017/305
T. 03.10.2017

TCK 188/4 – Uyuşturucu Madde Satışının Okul Çevresinde Gerçekleşmesi

Sanığın okul çevresinde, öğrenci yaşındaki kişilere uyuşturucu madde satışı yaptığı tespit edilmiştir. Ceza Genel Kurulu, bu durumun kamu sağlığına tehdit oluşturduğunu, eğitim kurumları gibi koruma alanlarının içinde veya çevresinde işlenen suçların daha ağır yaptırımlarla karşılanması gerektiğini belirtmiş ve TCK 188/4 hükmünün doğru uygulandığına karar vermiştir.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2018/10-142
K. 2019/197
T. 21.05.2019

TCK 188/4 – Suçun Kamu Görevlisi Tarafından İşlenmesi

Sanığın, kamu görevlisi sıfatıyla hareket ederek görev alanında uyuşturucu madde ticareti yaptığı belirlenmiştir. Ceza Genel Kurulu, bu durumun TCK 188/4 kapsamında ağırlaştırıcı sebep teşkil ettiğini ifade etmiş, kamu görevlisinin güven ilişkisini kötüye kullanarak suç işlemesinin cezayı artırıcı nitelik taşıdığına hükmetmiştir.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2015/10-29
K. 2016/12
T. 12.01.2016

TCK 188/5 – Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin Kullanımını Kolaylaştırmak Suretiyle Ticarete Aracılık
TCK 188/5 – Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin Kullanımını Kolaylaştırmak Suretiyle Ticarete Aracılık Yargıtay’ın Bozduğu Uyuşturucu Davaları https://ayboga.av.tr/yargitayin-bozdugu-uyusturucu-davalari/

TCK 188/5 – Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin Kullanımını Kolaylaştırmak Suretiyle Ticarete Aracılık

Sanığın, kullanıcı olduğu iddia edilen şahıslara uyuşturucu madde temin ederek satışa aracılık ettiği belirlenmiştir. Ceza Genel Kurulu, failin yalnızca maddeyi temin etmekle kalmayıp kullanımı kolaylaştırıcı eylemler gerçekleştirmesini, TCK 188/5 kapsamında değerlendirerek daha ağır bir cezanın uygulanmasını uygun bulmuştur. Mahkeme, aracılık eden sanığın “satışın sürekliliğini sağlayan temel unsur” olduğuna dikkat çekmiştir.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2016/10-416
K. 2018/144
T. 17.04.2018

TCK 188/5 – Uyuşturucu Madde Ticareti Yapmak İçin Kullanılan Taşıtın Müsaderesi

Sanığın, uyuşturucu maddeyi şehirlerarası taşımacılık yapan kendi aracında gizleyerek naklettiği tespit edilmiştir. Ceza Genel Kurulu, uyuşturucu madde ticareti yapılan aracın suçun işlenmesinde doğrudan kullanılmasının, TCK 188/5 kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiş, ayrıca suçta kullanılan taşıta yönelik müsadere kararı verilmesinin hukuka uygun olduğuna karar vermiştir.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2017/10-567
K. 2019/56
T. 26.02.2019

TCK 188/5 – Uyuşturucu Madde Satışında Kolaylaştırıcı Rol Oynayan Kişinin Cezai Sorumluluğu

Sanığın doğrudan satış yapmamakla birlikte, alıcı ile satıcıyı tanıştırdığı ve madde teminini organize ettiği belirlenmiştir. Ceza Genel Kurulu, bu tür bir eylemin de madde teminini ve kullanımını kolaylaştırma anlamına geleceğini ve TCK 188/5 kapsamında cezalandırılması gerektiğini ifade etmiştir. Sanığın suçun tamamlayıcısı değil, asli faili olarak değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2018/10-225
K. 2020/97
T. 17.03.2020

TCK 188-6 Suçun Örgüt Faaliyeti Çerçevesinde İşlenmesi Halinde Ağırlaştırma
TCK 188-6 Suçun Örgüt Faaliyeti Çerçevesinde İşlenmesi Halinde Ağırlaştırma

TCK 188/6 – Suçun Örgüt Faaliyeti Çerçevesinde İşlenmesi Halinde Ağırlaştırma

Sanıkların, hiyerarşik yapıya sahip bir suç örgütü içerisinde uyuşturucu madde ticareti yaptıkları tespit edilmiştir. Ceza Genel Kurulu, örgütlü suç kapsamında işlenen uyuşturucu ticareti eylemlerinde, TCK 188/6 hükmünün uygulanarak cezaların artırılması gerektiğini belirtmiştir. Kararda, örgüt faaliyetinin failin suça katkısını artırdığı, planlı ve sistematik şekilde madde ticaretine olanak sağladığı ifade edilmiştir.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2015/10-114
K. 2016/189
T. 24.05.2016

TCK 188/6 – Örgütlü Suçta Sanıkların Görev Dağılımı ve Cezalandırma

Kararda, sanıkların örgüt içindeki rollerinin net olarak belirlendiği; bir kısmının madde temininden, diğer kısmının ise sevkiyat ve satıştan sorumlu olduğu tespit edilmiştir. Ceza Genel Kurulu, her bir sanığın örgüt içindeki rolüne göre ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerektiğini vurgulamış ve TCK 188/6 gereğince her biri hakkında ağırlaştırıcı hükümlerin uygulanmasını yerinde bulmuştur.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2014/10-325
K. 2017/73
T. 04.04.2017

TCK 188/6 – Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunda Örgüt Delilinin Varlığı

Sanıkların birlikte hareket ettikleri, telefon görüşmeleri ve HTS kayıtları ile sabit olan eylemlerinde süreklilik, planlılık ve iş bölümü bulunduğu belirlenmiştir. Ceza Genel Kurulu, bu durumun örgüt faaliyeti kapsamında değerlendirileceğini ve TCK 188/6 uyarınca ceza artırımı yapılmasının zorunlu olduğunu hükme bağlamıştır.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2016/10-278
K. 2018/232
T. 06.11.2018

TCK 188/7 – Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunun Tekrarı Halinde Artırım
TCK 188/7 – Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunun Tekrarı Halinde Artırım Yargıtay’ın Bozduğu Uyuşturucu Davaları https://ayboga.av.tr/yargitayin-bozdugu-uyusturucu-davalari/

TCK 188/7 – Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunun Tekrarı Halinde Artırım

Sanığın, daha önce uyuşturucu madde ticareti suçundan kesinleşmiş mahkûmiyeti bulunmasına rağmen aynı suçu tekrar işlemesi durumunda, Ceza Genel Kurulu TCK 188/7 gereğince cezaların artırılması gerektiğini kabul etmiştir. Kararda, failin geçmişte aldığı cezanın caydırıcı olmadığının göz önünde bulundurularak, tekerrür hükümlerinin yanı sıra özel artırım sebebi olarak 188/7’nin uygulanması gerektiği vurgulanmıştır.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2014/10-476
K. 2016/37
T. 23.02.2016

TCK 188/7 – Önceki Mahkûmiyetin Aynı Suçtan Olması Artırım Nedeni Sayılır

Kararda, sanığın daha önce de TCK 188 kapsamında uyuşturucu ticareti suçundan mahkûmiyet kararı bulunduğu tespit edilmiştir. Ceza Genel Kurulu, bu mahkûmiyetin aynı suç türüne ilişkin olması nedeniyle 188/7 maddesi uyarınca cezanın artırılmasının zorunlu olduğunu belirtmiştir. Mahkemelerce bu hususun gerekçeli biçimde gösterilmesinin önemine dikkat çekilmiştir.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2015/10-289
K. 2017/173
T. 21.11.2017

TCK 188/7 – Failin Önceki Uyuşturucu Suçundaki Kastı ile Yeniden Suç İşlemesi

Sanığın geçmişte işlediği uyuşturucu suçu sonrasında tekrar benzer bir eylemde bulunmasının tesadüf değil, bilinçli bir suç iradesi ile gerçekleştiği tespit edilmiştir. Ceza Genel Kurulu, failin suç işlemeye yönelik eğiliminin güçlü olduğuna kanaat getirerek TCK 188/7 uyarınca cezalandırılmasının gerektiğine hükmetmiştir.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2013/10-92
K. 2014/156
T. 15.04.2014

TCK 188/8 – Uyuşturucu Madde İmal ve Ticareti Suçunun Örgüt Faaliyeti Kapsamında İşlenmesi
TCK 188/8 – Uyuşturucu Madde İmal ve Ticareti Suçunun Örgüt Faaliyeti Kapsamında İşlenmesi Yargıtay’ın Bozduğu Uyuşturucu Davaları https://ayboga.av.tr/yargitayin-bozdugu-uyusturucu-davalari/

TCK 188/8 – Uyuşturucu Madde İmal ve Ticareti Suçunun Örgüt Faaliyeti Kapsamında İşlenmesi

Sanığın, uyuşturucu madde ticareti suçunu bir suç örgütü faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirdiği iddiasıyla yargılandığı olayda, Ceza Genel Kurulu, suça konu fiilin hiyerarşik yapı, süreklilik ve amaç unsurlarını taşıdığı kanaatine varmıştır. Kararda, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen uyuşturucu ticareti suçlarında temel cezanın belirlenmesinden sonra TCK 188/8 uyarınca ayrı bir artırım yapılması gerektiği vurgulanmıştır.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2015/10-355
K. 2017/254
T. 12.12.2017

TCK 188/8 – Suç Örgütü Bağlantısı Olmaksızın Örgüt Faaliyeti Sayılamayacak Fiil

Uyuşturucu ticareti suçuna konu fiillerde sanıkların birlikte hareket etmesi, Ceza Genel Kurulu tarafından örgüt faaliyeti olarak değerlendirilmemiştir. Kararda, yalnızca birlikte işlenmiş suçlarda fail sayısının fazla olmasının, örgüt unsurlarının varlığına delil oluşturamayacağı belirtilmiş; TCK 188/8’in uygulanması için suçun organize, planlı ve süreklilik arz eden bir yapıyla işlenmiş olması gerektiği vurgulanmıştır.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2014/10-420
K. 2016/232
T. 22.11.2016

TCK 188/8 – Örgüt Yapısı İçinde Uyuşturucu Dağıtımı ve Rol Dağılımı

Ceza Genel Kurulu, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen uyuşturucu ticareti suçunda, her sanığın örgüt içindeki rolünün belirlenmesi gerektiğini ifade etmiştir. Uyuşturucunun temini, nakli ve dağıtımının organize biçimde yapıldığının ispatlandığı olayda, TCK 188/8 uyarınca cezada artırım yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.

Künye:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
E. 2013/10-417
K. 2015/14
T. 13.01.2015

 

Çağrı Ayboğa

Avukat Çağrı Ayboğa, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup yüksek lisans öğrenimine devam etmektedir. Ayboğa + Partners Avukatlık Bürosu’nun kurucu avukatlarındandır. Ankara Barosu’na kayıtlı olarak dinamik ve tecrübeli ekibiyle avukatlık mesleğini icra etmektedir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Ara