Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu ve Cezası TCK 188 – 2025 Güncel
TCK 188 Tüm Fıkraları TCK 188/1 188/2 188/3 188/4 188/5 188/6 188/7 188/8
Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçu, Türk Ceza Kanunu’nun TCK 188. maddesinde düzenlenen ve uyuşturucu maddelerin yasa dışı üretimi ile ticaretini kapsayan çok ağır bir suçtur. Bu suç, toplum sağlığını ciddi biçimde tehdit ettiği için kanun koyucu tarafından en yüksek hapis cezalarıyla ve para cezalarıyla yaptırıma bağlanmıştır. 2025 yılı itibarıyla yürürlükteki mevzuata göre TCK 188 maddesi kapsamındaki düzenlemeler, son yıllarda yapılan değişikliklerle güncellenmiş ve suçun cezası daha da ağırlaştırılmıştır. Bu rehber niteliğindeki yazıda, 2025 güncel verilerine dayanarak uyuşturucu ticareti suçunun tüm fıkralarını (1’den 8’e kadar) ayrı ayrı ele alacağız. Her bir fıkra için suçun tanımı, öngörülen cezalar ve varsa suçun daha ağır veya daha hafif cezayı gerektiren nitelikli halleri (artırıcı veya indirici nedenler) açıklanacaktır. Yazı boyunca, hem hukukçuların (örneğin avukatlar ve hukuk öğrencileri) faydalanabileceği yasal değerlendirmelere hem de genel okurun anlayabileceği sade açıklamalara yer verilecektir. Unutulmamalıdır ki uyuşturucu ticareti suçu, kullanım amacıyla uyuşturucu bulundurma suçundan (TCK 191) farklıdır ve çok daha ağır yaptırımlara tabidir.

Uyuşturucu suçlarının genel çerçevesi – Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin yasa dışı imal edilmesi (üretimi) ve ticareti (satışı, dağıtımı, nakliyesi vb.) Türk hukukunda en ağır suç tiplerinden biridir. Uyuşturucu madde kullanan kişiler genel olarak hasta veya tedaviye muhtaç kişiler olarak görülüp onlara yönelik daha çok rehabilitasyon önlemleri düşünülürken, uyuşturucu maddeyi sağlayan, ticaretini yapan kişiler ise “topluma zehir yayan” suçlular olarak kabul edilir ve bunlara karşı oldukça sert cezai politikalar uygulanır. Nitekim TCK 188’de düzenlenen uyuşturucu ticareti suçu, bu yaklaşımın bir sonucudur: Kullanıcıya göre satıcıya/imal edene çok daha ağır cezalar öngörülmüştür. Aşağıda TCK 188’in birinci fıkrasından başlayarak tüm fıkraları, getirilen cezaları, nitelikli halleri (cezayı artıran durumlar) ve olası indirici sebepleriyle birlikte tek tek ele alınmıştır. Her bölümde mümkün oldukça güncel yargı içtihatlarına (yüksek mahkeme kararlarına) ve uygulamadaki önemli hususlara da değinilecektir.

TCK 188/1 : Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal, İthal veya İhracı
TCK 188/1. fıkra, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız (izinsiz) veya ruhsata aykırı (verilen iznin dışında) olarak “imal edilmesi” (üretilmesi), “ithal edilmesi” (ülkeye sokulması) veya “ihraç edilmesi” (yurt dışına çıkarılması) fiillerini suç olarak tanımlamaktadır. Bu fiiller, uyuşturucu maddeyi üretip piyasaya süren veya uluslararası dolaşımını sağlayan temel eylemler olduğundan, kanun koyucu en yüksek ceza yaptırımını burada belirlemiştir. 2025 yılı itibarıyla güncel kanun metnine göre, TCK 188’in birinci fıkrası kapsamına giren bu suçu işleyen kişi şu ceza ile karşılaşır:
Eylem (TCK 188/1 kapsamı) | Öngörülen Ceza | Olası Artırıcı Nedenler | Olası İndirici Nedenler |
---|---|---|---|
Uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal etme, ülkeye ithal etme veya ülkeden ihraç etme | 20 yıldan 30 yıla kadar hapis ve 2000 günden 20.000 güne kadar adli para cezası | – Suç konusu maddenin “ağır uyuşturucu” niteliğinde olması (örneğin eroin, kokain, morfin gibi maddeler) cezayı %50 artırır (Bkz. fıkra 4). – Suçun en az üç kişiyle birlikte işlenmesi (örgüt olmasa da toplu halde) cezayı %50 artırır (Bkz. fıkra 5). – Suçun bir suç örgütü faaliyeti çerçevesinde işlenmesi (örgütlü şekilde) cezayı %100 (bir kat) artırır (Bkz. fıkra 5). – Suçun sağlık mesleği mensubu biri tarafından işlenmesi cezayı %50 artırır (Bkz. fıkra 8). |
– Eğer suç konusu madde, aslında reçeteyle satılan bir ilaç vb. yasal bir madde ise (örn. üretimi izne tabi bir uyuşturucu etkili ilaç), cezada %50’ye kadar indirim yapılabilir (Bkz. fıkra 6). – Fail, suç işlendikten sonra pişman olup yetkililere bildirimde bulunarak uyuşturucu maddenin yakalanmasına yardımcı olursa “etkin pişmanlık” hükümleri uygulanabilir (TCK 192 uyarınca cezada indirim veya belli koşullarda cezasızlık). |
Yukarıdaki tabloda görüldüğü üzere, TCK 188/1 kapsamında 20 yıldan az olmamak üzere (güncel uygulamada 20-30 yıl arası) ağır bir hapis cezası ve ayrıca yüklü miktarda adli para cezası öngörülmüştür. Bu ceza, 5237 sayılı TCK’nın ilk halinden bu yana zaman içinde yapılan değişikliklerle artırılmıştır (örneğin, geçmişte alt sınır 10 yıldı, ancak özellikle 2014’te yapılan yasal düzenlemelerle 20 yıla çıkarılmıştır). Günümüzde 20 yıl gibi yüksek bir asgari hapis cezası, uyuşturucu imal ve ticareti yapanlara karşı ne denli ciddi bir yaptırım uygulandığını göstermektedir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, uyuşturucu madde imal etmek (örneğin yasa dışı laboratuvar kurmak) veya ithal/ihraç etmek (örneğin uyuşturucuyu kuryelerle sınırdan geçirmek) fiilleri, suçun tamamlanmış hali için genellikle ele geçen uyuşturucu miktarına, failin bu fiildeki rolüne ve eylemin organizasyonuna bakılarak değerlendirilir. Bu suç, çoğunlukla organize bir nitelik taşıdığından, fail tek başına yakalansa bile çoğu durumda soruşturmalar genişleyerek uluslararası bağlantılar veya örgütler ortaya çıkarılmaya çalışılır.
Hukuki değerlendirme: TCK 188/1’de sayılan fiillerin gerçekleşmesi için “ruhsatsız veya ruhsata aykırı” davranış aranır. Yani eylemin hukuka aykırı olması gerekir; aksi takdirde, örneğin Sağlık Bakanlığı’ndan izinli olarak morfin üreten bir ilaç fabrikası suç işlemiş sayılmaz. Uygulamada en sık karşılaşılan durumlar, hiçbir yasal izni olmadan uyuşturucu imalathaneleri kurulması veya yurt dışından gizli yollarla (kaçakçılık yöntemiyle) uyuşturucu getirilmesidir. Özellikle sentetik uyuşturucu üretiminin artmasıyla kolluk kuvvetleri “merdiven altı laboratuvarları” tespit etmeye yoğunlaşmıştır. Yakalanan failler hakkında TCK 188/1’den ağır cezalar istenirken, eğer fail daha soruşturma başlamadan veya çok erken bir aşamada pişmanlık gösterip tüm uyuşturucu maddeleri yetkililere teslim eder ve diğer suçluların yakalanmasına yardım ederse, etkin pişmanlık (TCK 192) hükümleriyle cezadan kurtulma imkânı da doğabilir. Ancak bu hüküm, failin tamamen gönüllü ve yakalanmadan önce suçu ortaya çıkarması şartına bağlıdır; yakalandıktan sonra itiraf etmesi durumunda ise ancak cezasında indirim söz konusu olabilecektir.

TCK 188/2 : Yabancı Ülkede Yargılanma Durumunda Cezaların Mahsup EdilmesiTCK 188/2. fıkra, birinci fıkradaki fiillerden “uyuşturucu veya uyarıcı madde ihraç etme” suçuyla ilgili özel bir durumu düzenler. Uyuşturucu maddeyi Türkiye’den yurtdışına kaçıran bir kişi, bu eylemi nedeniyle hem Türkiye’de hem de yakalandığı diğer ülkede cezai takibata uğrayabilir. İşte bu noktada, ikinci fıkra uluslararası ceza hukuku ilkelerinden “ne bis in idem” (aynı fiilden dolayı iki kez yargılanmama) ilkesine kısmen paralel bir çözüm getirerek, yabancı ülkede alınan cezanın Türkiye’de verilecek cezadan mahsubunu (indirilmesini) öngörmektedir. Fıkra metnine göre, bir kişinin Türkiye’den uyuşturucu ihraç etme fiili, diğer ülkede “uyuşturucu ithal etme” suçu sayıldığından o ülkede yargılanıp ceza alabilir; bu durumda yabancı ülkede çektiği ceza süresi, Türkiye’deki cezasından düşülür.
Yabancı Ülkede Yargılama Durumu | Türkiye’de Uygulama (Mahsup) |
---|---|
Failin, uyuşturucu madde ihracı fiili nedeniyle başka bir ülkede yargılanıp ceza alması ve bu cezanın bir kısmını o ülkede infaz etmesi | Türkiye’de aynı fiilden (uyuşturucu ihraç suçundan) dolayı yapılacak yargılamada, yabancı ülkede infaz edilen ceza süresi verilecek cezadan mahsup edilir (düşülür). |
Failin, yabancı ülkede aldığı cezayı tamamen o ülkede çekmiş olması veya cezasının o ülkede infazının mümkün olması | Uyuşturucu madde ihracı nedeniyle Türkiye’de yeniden yargılama yapılmaz ya da ceza verilmez (fiil aynı olsa bile, ceza yabancı ülkede çektirildiği için Türkiye’de ikinci bir cezaya hükmedilmez). |
Failin, yabancı ülkede aldığı cezanın o ülkede infaz edilmemesi ve Türkiye’de de infazının mümkün olmaması (örneğin fail iade edildi, yabancı ceza yarım kaldı) | Türkiye’deki mahkeme, uyuşturucu ihraç fiili için TCK 188 uyarınca ceza verir ve bu ceza Türkiye’de infaz edilir (yabancı ülkede fiilen çekilmiş kısım yoksa mahsup edilecek bir süre de yoktur). |
İkinci fıkra, esasında bir ceza muhakemesi kuralı niteliğindedir ve uyuşturucu ticareti suçunun cezalandırılmasında “çifte cezalandırma”yı önlemeye yöneliktir. Örneğin, yurtdışına uyuşturucu götürürken yakalanıp o ülkede 5 yıl hapis cezasına mahkûm edilen bir Türk vatandaşı düşünelim. Bu kişi cezasını o ülkede kısmen çektikten sonra Türkiye’ye iade edildiğinde, Türkiye’de de aynı fiil (uyuşturucu ihraç etme) nedeniyle yargılanabilir. İşte TCK 188/2’ye göre, Türkiye’de mahkeme ceza verirken yabancı ülkede zaten çekilmiş olan süreyi göz önüne alarak, diyelim ki 20 yıl ceza verecekse, yabancı ülkede çekilmiş 5 yılı bu cezadan düşecektir. Hatta kişi yabancı ülkede cezasını tamamen çekmişse ve cezanın Türkiye’de infazına gerek kalmamışsa, Türkiye’de belki de hiç ceza verilmeyebilir. Bu düzenleme, özellikle uluslararası uyuşturucu kaçakçılığında hakkaniyeti sağlamak amacıyla getirilmiştir. Aksi takdirde fail aynı eylem için farklı ülkelerde toplamda astronomik cezalar çekebilir ve bu da orantısız bir yaptırım anlamına gelirdi.
Hukuki değerlendirme: TCK 188/2, tek başına ayrı bir suç tanımı yapmaz; birinci fıkradaki ihracat suçunun bir sonucunu düzenler. Dolayısıyla bu fıkra kapsamında ayrıca bir ceza aralığı yoktur, ceza birinci fıkraya göre belirlenir ancak mahsup uygulanır. Bu hüküm, uygulamada özellikle “uyuşturucu kuryesi” olarak adlandırılan ve yurt dışında yakalanan kişiler açısından önem taşır. Yargıtay kararlarında, yabancı mahkeme kararlarının tercümeleri getirtilerek, o ülkede fiilen ne kadar hapis yatıldığı tespit edilmekte ve Türkiye’deki cezada bu miktarın mahsubu yoluna gidilmektedir. Bu şekilde, uluslararası alanda işlenen uyuşturucu suçlarında faillerin toplamda alacağı ceza dengelenmiş olmaktadır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, Türkiye’de yargılamanın yapılmasına engel bir “kesin hüküm” durumu olmadığıdır; yani yabancı ülkede yargılanmış olmak, Türkiye’de yargılanmaya engel değildir, sadece ceza hesabında indirim söz konusudur.

TCK 188/3 : Uyuşturucu Maddenin Ülke İçinde Satışı, Dağıtımı, Sevki, Depolanması veya Satın Alınması
TCK 188/3. fıkra, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi “ülke içinde” yasa dışı şekilde ticarete konu eden tüm fiilleri kapsamaktadır. Bu fıkra, halk arasında genellikle “uyuşturucu satma suçu” olarak bilinen durumu ve buna ilişkin birçok farklı eylemi tek tek saymıştır. Kanun metnine göre, uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden (satışa sunan), başkalarına veren, sevkiyatını yapan (sevk eden), nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi bu fıkra kapsamında suç işlemiş olur. Görüldüğü üzere burada uyuşturucu maddeyi *elden ele dolaştıran, ticari amaçla hareket eden herkes* cezalandırılmaktadır: Sadece satıcı değil, satışa aracılık eden, taşıyan, deposunda saklayan, toptan veya perakende alıcı da (satmak amacıyla alım yapan) bu kapsamda sorumlu tutulur. Bu madde kapsamında önemli olan, uyuşturucu maddeyi “kullanmak için” değil “ticaretini yapmak için” bulundurmak veya devretmektir.
Eylemler (TCK 188/3 kapsamı) | Öngörülen Ceza | Artırıcı Nedenler | İndirici Nedenler |
---|---|---|---|
Uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi ruhsatsız/izinsiz olarak yurt içinde: satmak, satışa sunmak, başkasına vermek, sevk etmek, nakletmek, depolamak, satın almak, kabul etmek veya bulundurmak | En az 10 yıl hapis ve 1000 günden 20.000 güne kadar adli para cezası (Not: Kanun “on yıldan az olmamak üzere” diyerek alt sınırı 10 yıl olarak belirlemiştir. Uygulamada üst sınır 15 yıl olarak değerlendirilebilir; ancak nitelikli hallerle bu süre artabilir.) |
– Suç konusu madde eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid gibi ağır bir uyuşturucu ise ceza %50 artırılır (Bkz. fıkra 4-a). – Bu fiiller, okul, yurt, hastane, kışla, ibadethane gibi yerlerin yakınında (200 metreden yakın mesafede) işlenmişse ceza %50 artırılır (Bkz. fıkra 4-b). – Suç, en az üç kişi tarafından birlikte işlendiyse ceza %50 artırılır (Bkz. fıkra 5). – Suç, örgüt faaliyeti kapsamında işlendi ise ceza %100 artırılır (Bkz. fıkra 5). – Suçu işleyen kişi doktor, eczacı gibi sağlık mesleği mensubu ise ceza %50 artırılır (Bkz. fıkra 8). – Uyuşturucu maddeyi satın alan veya verilen kişi çocuk ise (18 yaşından küçük) satıcıya verilecek cezanın alt sınırı 15 yıldan az olamaz (özel ağırlaştırma; TCK 188/3’e 2014’te eklenmiştir). |
– Suç konusu madde, esasen reçeteyle alınabilen bir ilaç türündeyse (örneğin bazı güçlü ağrı kesiciler veya psikotrop ilaçlar) cezada %50’ye kadar indirim uygulanabilir (Bkz. fıkra 6). – Fail, yakalanmadan önce gönüllü olarak yetkililere başvurup elindeki uyuşturucu maddeyi teslim eder ve diğer bağlantılı suçluların yakalanmasına yardım ederse “etkin pişmanlık” ile ceza almayabilir (TCK 192). Yakalandıktan sonra işbirliği yapması halinde ise yine etkin pişmanlık hükümleri uyarınca cezasında indirim mümkün olabilir. |
Tablodan da anlaşıldığı üzere, ülke içinde uyuşturucu ticareti yapanlara yönelik ceza 10 yıl hapisten başlamaktadır ve suçun niteliğine göre çok daha yukarılara çıkabilmektedir. Özellikle bu fıkrada dikkat çeken bir nokta, “çocuğa uyuşturucu satan” kişinin cezasının ayrıca ağırlaştırılmasıdır. Kanunda 2014 yılında yapılan bir ekleme ile, eğer uyuşturucu maddenin verildiği veya satıldığı kişi bir çocuk (18 yaş altı) ise, bu fiili gerçekleştiren kişinin hapis cezası 15 yıldan az olamaz. Yani normalde alt sınır 10 yıl iken, mağdur çocuk olursa alt sınır 15 yıla çıkmaktadır. Bu düzenleme, gençleri ve çocukları uyuşturucudan korumak amacıyla getirilen son derece önemli bir önlem olarak değerlendirilebilir.
Yargı içtihatları ve uygulama: TCK 188/3 kapsamındaki suç ile TCK 191’deki “kullanmak için uyuşturucu bulundurma” suçu uygulamada sık sık birbirine karışabilir. Bu ayrımın yapılması, failin amacının tespitine bağlıdır. Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, bir kişinin üzerinde veya evinde ele geçirilen uyuşturucu maddenin “miktarı”, “türü”, “ambalajlanma şekli”, “yakalanma koşulları” ve “şahsın beyanları” değerlendirilerek o kişinin maddeyi “satmak için mi yoksa kendi kullanımı için mi” bulundurduğu takdir edilir. Örneğin, şahsın üzerinde çok sayıda küçük paketlere ayrılmış uyuşturucu bulunması, hassas terazi, yüklü miktarda nakit para, satışa hazır düzenekler ele geçirilmesi genellikle ticaret yapıldığını gösterir. Bu gibi durumlarda fail, miktar az bile olsa TCK 188/3’e göre cezalandırılır. Buna karşılık, kendi ihtiyacı düzeyinde ve kullanım araçlarıyla birlikte yakalanan, satışa dair bir delil elde edilemeyen kişiler hakkında genellikle TCK 191 uygulanır (bu madde suçu daha hafif olup hapis cezası ertelenebilir/denetimli serbestlik uygulanabilir). Kısacası, “kullanıcı” ile “satıcı” ayrımı hukukçular için kritiktir ve her somut olayın özelliklerine göre yapılır. Yargıtay, sadece miktar kriterine bakmaz; örneğin küçük miktarda bir uyuşturucu ile yakalanan bir kişinin, çevresinde “torbacı” olarak bilindiği veya satış yaptığına dair tanık beyanları varsa yine TCK 188/3’ten hüküm verilebilir. Bu nedenle savunmada, ele geçen uyuşturucunun tamamının şahsi kullanım için olduğu ve ticari amaç güdülmediği ispatlanabilirse cezai sorumluluk önemli ölçüde değişecektir.
Son olarak, bu fıkradaki “satın alan, kabul eden, bulunduran” ifadesine de değinmek gerekir. Burada kastedilen, uyuşturucu maddeyi ticari dolaşım içinde tutan alıcı ve bulundurucudur. Örneğin sırf kendi kullanımı için uyuşturucu satın alan kişi TCK 191 kapsamında değerlendirilir; ancak daha büyük miktarda alım yapan veya aldığı uyuşturucuyu başkalarına dağıtmak üzere bulunduran kişi TCK 188/3’ten sorumlu olur. Yargıtay, uyuşturucu maddeyi “satın alan” failin, eğer kullanım sınırlarını aşan miktarlarda alışveriş yaptığını veya müteaddit defalar başka kişilerden alıp etrafına dağıttığını tespit ederse, bu kişiyi de satıcı gibi değerlendirmektedir. Dolayısıyla yasa, uyuşturucu ticaretinin her halkasını – üretimden son satıcıya ve toptancı alıcıya dek – ayrı ayrı yakalamayı hedeflemiştir.

TCK 188/4 : Nitelikli Uyuşturucu Maddeler ve Hassas Bölgelerde Suçun İşlenmesi
TCK 188/4. fıkra, yukarıdaki temel suç tiplerine uygulanan nitelikli hallerden ikisini içermektedir. 4. fıkranın (a) bendi, suç konusu uyuşturucu maddenin türüne; (b) bendi ise suçun işlendiği yere ilişkin bir ağırlaştırıcı sebep düzenlemektedir. Bu fıkra 2015 yılında yapılan değişiklikle güncellenmiştir. Öncelikle (a) bendine göre, eğer uyuşturucu ticareti suçu kapsamında yakalanan madde eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid ve türevleri veya bazmorfin ise (ayrıca Bakanlar Kurulu kararıyla bu nitelikte olduğu belirlenen diğer maddeler de dahil), suçun cezası normalde verilecek cezanın %50’si oranında artırılır. Eski düzenlemede bu oran %100 (bir kat) idi; 2015’te yapılan yasal değişiklikle artırma oranı yarıya çekilmiş ancak kapsam genişletilerek sentetik kannabinoidler de listeye eklenmiştir. (b) bendine göre ise, 188/3’te sayılan uyuşturucu satış, dağıtım, sevk gibi fiillerin, okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi toplumun hassas kesimlerinin bulunduğu bina ve tesislerde veya bunların belirlenmiş sınırlarına 200 metreden daha yakın mesafede bulunan umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi halinde, ceza yine %50 artırılır. Kısaca özetlemek gerekirse, 4. fıkra hem uyuşturucunun türünü hem de işlendiği yeri dikkate alarak cezayı ağırlaştıran özel durumları tanımlamaktadır.
TCK 188/4 4. Fıkra Nitelikli Hali | Cezaya Etkisi |
---|---|
(a) Suç konusu maddenin eroin, kokain, morfin, bazmorfin, sentetik kannabinoid veya türevleri gibi “ağır” bir uyuşturucu olması (Ayrıca Bakanlar Kurulu’nca aynı nitelikte olduğu ilan edilen diğer maddeler) | Hakim tarafından TCK 188’in ilgili fıkrasına göre belirlenen temel ceza, %50 oranında artırılır (yarı oranında artırım uygulanır). |
(b) 188/3’deki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla, ibadethane gibi eğitim, sağlık, askeri veya dini amaçla insanların toplu bulunduğu bina ve tesislerde, yahut bunların çevre duvarı/çit vb. ile belirlenmiş sınırlarına 200 m mesafe içinde kalan umuma açık yerlerde işlenmesi | Suçun işlenişine ilişkin bu özel mekan durumu mevcutsa, belirlenen temel ceza %50 oranında artırılır (yarı oranında). |
Bu nitelikli haller, toplumda uyuşturucunun en tehlikeli yönlerini hedef alır. Ağır nitelikli uyuşturucu maddeler (eroin, kokain vb.), bağımlılık yapıcı etkisi çok yüksek ve toplumda tahribatı büyük maddelerdir; bu nedenle bu maddelerin ticareti söz konusuysa yasa failin cezasını ekstra artırmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus, esrar (kenevir ürünleri) gibi kimi maddelerin bilimsel olarak “daha hafif” sayıldığı için bu bent kapsamında sayılmadığıdır. Gerçekten de kanun gerekçesinde, bilim insanlarının “yumuşak uyuşturucu” olarak nitelendirdiği esrarın bu kapsamda ağır uyuşturucu sayılmadığı özellikle vurgulanmıştır. Dolayısıyla esrar ticareti yapan bir kişi, ceza alacaktır ancak cezası bu (a) bendine dayanarak %50 artırılmaz (elbette diğer fıkralar uygulanabilir). Örneğin aynı miktarda eroin satan ile esrar satan arasında, eroin satıcısının cezası yarı oranında daha fazla olacaktır.
(b) bendindeki mekan kriteri ise uyuşturucu satışının özellikle gençlerin veya savunmasız kesimlerin bulunduğu yerlere yakın yapılmasını engellemeye yöneliktir. Okul ve yurt çevreleri başta olmak üzere, hastane (hastalara yönelik), kışla (askerlik hizmetindekilere yönelik) veya ibadethane (dini mekanlar) gibi yerlerin civarında uyuşturucu satışı yapmak, kanun tarafından daha vahim görülmüştür. Bu hüküm uyarınca, örneğin okul bahçesinin hemen dışındaki sokakta öğrencilere uyuşturucu satan bir torbacı yakalanırsa, alacağı ceza yarı oranında artırılacaktır. Bu mesafe 200 metre olarak kanunda belirtilmiştir; uygulamada kolluk birimleri ve mahkemeler, suçun işlendiği yerin bu kriteri sağlayıp sağlamadığını tespit etmek için ölçüm bile yapabilmektedir. Yargıtay da, suç mahallinin okul vb. yere yakınlığının, harita ve keşiflerle kesin olarak belirlenmesi gerektiğini içtihatlarında dile getirmiştir. Buradaki korunan hukukî değer, gençliğin ve kamunun sağlığıdır; okul veya hastane çevresinde uyuşturucu satılması toplumsal açıdan daha büyük bir tehdit olarak değerlendirildiğinden fail daha ağır cezalandırılır.
Özetle, 4. fıkra hükümleri, cezanın belirlenmesinde “maddenin niteliği” ve “suç yerinin özelliği” gibi hususları dikkate alarak failin cezasını artıran hükümlerdir. Uygulamada bu artırımlar, mahkemece temel ceza belirlendikten sonra ayrıca eklenir. Örneğin, bir kişi 188/3 kapsamında 12 yıl hapis cezası aldıysa ve suç konusu madde eroin ise ceza 6 yıl artırılarak 18 yıla çıkarılır; eğer aynı zamanda eylem bir okul yakınında gerçekleşmişse bir %50 daha (aslında toplamda %100’e yakını) artırılarak ceza 24 yıla kadar çıkabilecektir. Görüldüğü gibi nitelikli haller bir araya geldiğinde yaptırım katlanarak büyümektedir.

TCK 188/5 : Suçun Toplu (Birlikte) İşlenmesi veya Örgüt Kapsamında İşlenmesi
TCK 188/5. fıkra, uyuşturucu ticareti suçunun faillerinin sayısı ve organizasyonuna ilişkin iki farklı nitelikli hali düzenler. Bu fıkraya göre: (1) Suçun en az üç kişi tarafından birlikte işlenmesi (birlikte iştirak) halinde ceza %50 artırılır (yarı oranında artırım). (2) Suçun, suç işlemek için kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde ise ceza %100 artırılır (bir kat artırma, yani cezanın iki katına çıkarılması) öngörülmüştür. Görüldüğü üzere kanun, birden fazla kişinin el birliğiyle uyuşturucu ticareti yapmasını ağırlaştırıcı sebep saymakla kalmamış, eğer bu birliktelik belirli bir organizasyon şemasına dönüşüp “örgüt” halini almışsa daha da ağır bir ceza vermeyi uygun görmüştür. 2014 yılında yapılan değişiklikle bu fıkra revize edilmiştir; önceki halinde örgüt kapsamında işlenme %50 artırım nedeni iken, yeni düzenlemeyle örgütlü suçlarda artırım %100’e çıkarılmış, üç kişiyle işleme hali de ayrıca eklenmiştir.
TCK 188/5 Birlikte/Organize İşlenme Durumu | Sonuç (Ceza Artışı) |
---|---|
Suçun en az üç kişi tarafından birlikte işlenmesi (örneğin üç kişinin müşterek biçimde uyuşturucu nakletmesi veya satması, aralarında rol paylaşımı olmaksızın birliktelik) | Hakimin belirlediği temel ceza %50 artırılır (yarı oranında artırım). |
Suçun, suç işlemek için kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi (yani hiyerarşik bir suç organizasyonunun planlı faaliyeti olarak gerçekleştirilmesi) | Hakimin belirlediği temel ceza %100 artırılır (bir kat artırma, ceza iki katına çıkacak şekilde). |
Burada ilk durum, en az üç kişinin birlikte suçu işlemesidir. Örneğin, biri uyuşturucuyu temin eder, diğeri taşır, bir diğeri de satar ise aralarında önceden anlaşma olmasa bile üçü de aynı suça bilerek iştirak etmiş olarak birlikte hareket etmiş sayılır ve bu durumda kanun cezayı yarıya kadar artırır. İkinci durum ise daha kapsamlı bir örgüt olgusudur. Uyuşturucu ticareti suçu, çoğunlukla organize suç örgütleri tarafından işlendiği için, kanun bu tür örgütlü faaliyetleri özel olarak hedef almıştır. Bir suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenme demek, TCK 220’de tanımlanan anlamda bir çıkar amaçlı suç örgütünün varlığını gerektirir. Bu örgüt, hiyerarşik bir ilişki içinde, süreklilik gösteren ve en az üç kişiden oluşan bir yapıdır. Örgüt üyeleri belirli rollere sahiptir (örneğin lider, kuryeler, dağıtıcılar, finansörler vs.) ve suçlar bu yapı içinde planlı olarak işlenir. Eğer uyuşturucu ticareti suçu böyle bir örgüt kapsamında gerçekleşmişse, kanun koyucu cezada bir kat artırım yaparak, örneğin 10 yıl ise 20 yıla, 15 yıl ise 30 yıla çıkmasını öngörmektedir.
Örgüt kurma suçu ile ilişkisi: Eskiden TCK 188’in eski fıkralarında (8. fıkrasında) “uyuşturucu suçu işlemek amacıyla örgüt kurmak” ayrı bir suç olarak tanımlanmıştı. Ancak güncel düzenlemede bu ifade 188’den çıkarıldı; bunun yerine 5. fıkradaki örgüt kapsamında işlenme hali nitelikli unsur sayıldı. Bu ne anlama gelir? Eğer kişi uyuşturucu ticareti yapmak için bir örgüt kurmuşsa ve bu örgüt faaliyeti çerçevesinde suç işlerse, artık ayrıca örgüt kurma suçundan ceza almayacak, doğrudan 188/5 kapsamında cezası katlanacaktır. Öte yandan, eğer örgüt kurulmuş ancak henüz somut bir uyuşturucu suçu işlenmeden yakalanmışsa, o durumda TCK 220 (suç örgütü kurma) hükümleri devreye girebilir. Uygulamada, genellikle uyuşturucu ticareti suçundan yargılananlar hakkında ayrıca TCK 220’den ceza verilmemekte, 188’deki ağırlaştırma uygulanmaktadır; ancak bu konuda Yargıtay, aynı fiil nedeniyle hem 220 hem 188’den ceza verilemeyeceğini, biri özel düzenleme diğeri genel olduğundan sadece özel nitelikli 188’in uygulanması gerektiğini vurgulamıştır.
Yargı içtihatları: Birden fazla kişinin birlikte suç işlemesi ile örgüt arasında ince bir çizgi vardır. Her örgüt en az üç kişiden oluşur, fakat her üç kişilik grup bir örgüt değildir. Yargıtay, birden fazla kişinin iştirakini cezayı artırıcı kabul etmekle birlikte, “örgüt” vasfının oluşması için ayrıca devamlılık, hiyerarşi ve planlı iş bölümü aranması gerektiğini belirtir. Örneğin, uyuşturucu ticareti için süreklilik arz eden bir dağıtım ağı kurmuş, kod isimler kullanarak iletişim sağlayan, gelir paylaşımı yapan bir çete tespit edildiğinde, bu bir örgütlü faaliyettir. Ancak tesadüfen bir araya gelip ortak bir sevkiyat yapan üç kişi, devamlı bir yapı oluşturmadıkça sadece birlikte işleme kapsamında kalır. Bu ayrım, cezanın yarı mı yoksa bir kat mı artırılacağını belirler. Uygulamada savcılar genellikle örgüt suçlaması yöneltir, sanık müdafileri ise somut olayda örgüt boyutunun oluşmadığını, bir defalık bir birliktelik olduğunu savunarak cezanın daha az artırılmasını sağlamaya çalışırlar. Sonuç olarak, 5. fıkra, suçun kolektif şekilde işlenmesini cezalandırmada önemli bir rol oynar ve mahkemelerin bu hükmü uygularken sanıkların eylemlerinin organizasyon düzeyini dikkatle değerlendirmesi gerekir.

TCK 188/6 : Reçeteye Tâbi veya İzne Bağlı Maddelerin Kötüye Kullanımı
TCK 188/6. fıkra, uyuşturucu veya uyarıcı etki doğuran fakat üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı maddelerle ilgili bir düzenlemedir. Bu fıkraya göre, aslında yasal olarak belli koşullarda üretilebilen veya satılabilen (örneğin tıbbi amaçla kullanılan) maddeler de yasa dışı şekilde ticarete konu edilirse TCK 188’in yukarıdaki fıkraları aynen uygulanacaktır. Yani bir ilaç veya tıbbi malzeme niteliğinde olsa bile, uyuşturucu etkisi varsa ve izinsiz olarak piyasaya sürülüyorsa, fail uyuşturucu ticareti yapmış sayılır. Ancak, kanun bu durumda bir esneklik tanımıştır: Bahsi geçen maddeler için verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Bu, bir üst sınırdır; cezanın yarıya kadar indirilmesi, mahkemenin takdirine bağlıdır ve somut olayın özelliklerine göre uygulanır.
TCK 188/6 Kapsama Giren Maddeler | Uygulanan Hüküm ve İndirim İmkanı |
---|---|
Üretimi resmi izne veya satışı doktor reçetesine bağlı olan ve uyuşturucu/uyarıcı etki yapabilen her türlü madde (örn. bazı tıbbi ilaçlar, sentetik ilaç hammaddeleri) | Bu maddelerle ilgili yasa dışı imal, satış, sevk, depolama vs. fiillerine de TCK 188’in yukarıdaki tüm fıkra hükümleri uygulanır. Ancak mahkeme, cezada %50’ye kadar indirim yapma hakkına sahiptir (cezanın yarısına kadar indirimi mümkün kılan takdiri bir indirim). |
Bu düzenleme ne anlama gelir? Örneğin, morfin içeren güçlü bir ağrı kesici ilacın üretimi Sağlık Bakanlığı iznine tabidir ve satışı da sadece reçete ile eczanelerde olabilir. Eğer bir kişi bu ilacı yasa dışı yollarla üretir veya reçetesiz şekilde büyük ölçekte piyasaya sürerse, normalde TCK 188/1 veya 188/3’ten suçlu olur. 6. fıkra der ki: Bu kişiyi yine aynı şekilde cezalandıracağız, ancak çünkü söz konusu madde tamamen yasa dışı bir uyuşturucu değil, tıbbi amaçla kullanılan bir madde, bu nedenle cezasında yarıya kadar indirim yapabiliriz. Mahkeme somut olaya bakarak, örneğin failin ilaç kaçakçılığı yaptığını ama bunun eroin gibi tamamen yasadışı bir maddeye nazaran tehlikesinin görece daha düşük olduğunu değerlendirebilir ve diyelim 10 yıl ceza yerine 5 yıl ceza verebilir. Bu tamamen yargıcın takdir yetkisine kalmıştır.
Uygulamadaki örnekler: Son yıllarda reçeteye tabi ilaçların suistimali de ciddi bir sorun haline gelmiştir. Özellikle yeşil reçete veya kırmızı reçete ile satılan bazı psikotrop ilaçlar (örneğin uyuşturucu etkili haplar, sakinleştiriciler) karaborsada ticarete konu olabilmektedir. Bu tip eylemlerde bulunanlar da TCK 188 ile yargılanır. Yargı içtihatlarında, örneğin eczanede satılması gereken bir ilacın sahte reçetelerle toplanıp piyasada el altından satılması fiili de uyuşturucu ticareti kapsamında değerlendirilmiştir. Ancak böyle durumlarda mahkemeler 6. fıkrayı dikkate alarak, ilacın tıbbi kullanımı olan bir madde olduğunu, doğrudan eroin/kokain gibi sokak uyuşturucularından olmadığını gözetip belli oranda ceza indirimi uygulayabilmektedir. Bu indirim mecburi değildir; hakim, eylemin boyutuna göre hiç indirim yapmayabilir de. Örneğin, bir doktor ve eczacı iş birliğiyle binlerce kutu yeşil reçeteli ilacı yasa dışı dağıtmışsa, toplum sağlığına ciddi zarar verdiği için hakim indirimsiz ceza vermeyi tercih edebilir. Ancak küçük ölçekli bir reçetesiz satış söz konusuysa indirim gündeme gelebilir. Özetle, 6. fıkra, uyuşturucu etkili yasal maddelerin kötüye kullanımı halinde cezada bir esneklik payı bırakmaktadır.

TCK 188/7 : Uyuşturucu Madde Yapımında Kullanılan Öncü Kimyasallar
TCK 188/7. fıkra, doğrudan doğruya uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmayan, fakat “uyuşturucu madde üretiminde kullanılan” ve üretimi veya ithali resmi izne bağlı olan maddelere ilişkindir. Bu tür maddelere genellikle “öncü kimyasal (prekürsör)” denir. Kanun, bu maddelerin de izinsiz şekilde dolaşımını ayrı bir suç olarak tanımlamıştır. 7. fıkraya göre, söz konusu öncü kimyasalları izinsiz olarak ülkeye ithal eden, ülkeden ihraç eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden, nakleden veya depolayan kişi, uyuşturucu ticareti yapmış gibi cezalandırılır. Bu fiil için öngörülen ceza, 8 yıldan az olmamak üzere hapis ve 1000 günden 20.000 güne kadar adli para cezasıdır. Görüleceği üzere, bu alt bent de ciddi bir hapis cezası öngörmekle birlikte alt sınırı, doğrudan uyuşturucu maddeye göre biraz daha düşüktür (8 yıl). Bunun sebebi, yakalanan maddenin henüz uyuşturucu olmayıp, uyuşturucu yapımında kullanılabilecek bir madde olmasıdır; ancak yine de yasa koyucu bunu da ağır suç kapsamına alarak üretimin kaynağını kurutmayı amaçlamıştır.
TCK 188/7 Eylemler (Öncü Madde) | Öngörülen Ceza |
---|---|
Uyuşturucu/uyarıcı etki doğurmayan fakat uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve üretimi veya ithali izne tabi olan bir maddeyi izinsiz olarak: ithal etme, ihraç etme, imal etme, satma, satın alma, sevk etme, nakletme veya depolama | En az 8 yıl hapis ve 1000 günden 20.000 güne kadar adli para cezası |
Örneğin, aseton, efedrin, asetik anhidrit gibi bazı kimyasal maddeler doğrudan uyuşturucu değildir; ancak eroin, metamfetamin gibi uyuşturucuların üretiminde temel bileşen olarak kullanılırlar. Bu nedenle bu tip kimyasalların büyük miktarlarda ticareti de devlet kontrolüne tabidir, genelde lisanssız satılamaz veya ithal edilemez. 7. fıkra, bir nevi bu tür ham maddelerin yasa dışı ticaretini cezalandırır. Uygulamada, güvenlik güçleri bir kişiyi tonlarca asetik anhidrit (eroin yapımında kullanılan bir kimyasal) ile yakalarsa, ortada henüz eroin yoktur ama bu kişi yine de ağır bir suç işlemiş sayılır. Çünkü niyeti eroin üretimine yöneliktir veya bu maddeyi yasa dışı uyuşturucu imalatçılarına sağlamaktadır. Bu durumda TCK 188/7 devreye girer ve en az 8 yıl hapis cezası istenir.
Hukuki olarak dikkat edilmesi gerekenler: Bu fıkranın uygulanabilmesi için yakalanan maddenin gerçekten uyuşturucu yapımında kullanılan ve “izinle temin edilmesi gereken” bir madde olması gerekir. Eğer söz konusu kimyasal herhangi bir kısıtlamaya tabi değilse, kişi hakkında bu maddeyi bulundurmasından ötürü 188/7 uygulanamaz (farklı suçlar gündeme gelebilir, örneğin kaçakçılık mevzuatı). Ancak Türkiye’de uyuşturucu üretiminde kritik olan kimyasalların listesi belirlenmiş ve kontrol altına alınmıştır. Yargı kararlarında, bu fıkra kapsamında yargılanan sanıkların genelde çok büyük miktarlarda öncü kimyasal ile yakalandıkları ve bunun organize işler olduğu görülmektedir. Cezanın alt sınırının 8 yıl oluşu, suçun ciddiyetini yansıtır. Örneğin, bir kimya şirketi sahibi izinsiz olarak tonlarca prekürsörü yasa dışı şekilde satmışsa, bu kişi belki fiilen eroin satmamıştır ama dolaylı olarak o suça zemin hazırladığı için yine uzun yıllar hapisle cezalandırılır.
Ek olarak, 7. fıkradaki suç da diğer fıkralarda olduğu gibi TCK 188’in genel nitelikli hallerine tabi olabilir. Yani eğer bu öncü maddelerin ticareti de örgütlü şekilde yapıldıysa veya üç kişi tarafından birlikte yapıldıysa 5. fıkra uygulanarak ceza artırımı yapılabilir; ya da bu suçu bir eczacı işlediyse 8. fıkra ile cezası artırılabilir. Kanun her ne kadar “yukarıdaki fıkralar” diyerek 6. fıkrada bahsetse de, 7. fıkra ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmiştir ve yargı, uygun gördüğünde benzer prensipleri uygulamaktadır. Neticede amaç, uyuşturucu üretiminin hem sonuç ürününü hem de bu sonuca ulaştıran yolları engellemektir.

TCK 188/8 : Sağlık Mesleği Mensupları ve Belirli Kişiler Bakımından Nitelikli Hal
TCK 188/8. fıkra, uyuşturucu veya uyarıcı madde suçunun failinin sıfatına dayalı bir nitelikli hal öngörmektedir. Eğer bu maddede tanımlanan suçlar, bir tabip (doktor), diş tabibi, eczacı, kimyager (kimyacı), veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı tarafından ya da sağlık hizmeti veren veya kimyacılıkla/ecza ticaretiyle uğraşan bir kişi tarafından işlenirse, verilecek ceza yarı oranında (%%50) artırılır. Bu sayılan kişiler, kısaca sağlık sektöründe görev alan veya kimyasal madde/ilaç ticareti ile ilgili alanda çalışan kişilerdir. Kanun koyucu, bu kişilerin uyuşturucu suçunu işlemelerini ayrı bir ihanet olarak görmekte ve mesleklerinin sağladığı kolaylıklar nedeniyle suça karışmalarını önlemek için cezayı artırmaktadır.
TCK 188/8 Failin Konumu/Mesleği | Cezaya Etkisi |
---|---|
Doktor, diş hekimi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı veya genel olarak sağlık hizmetiyle uğraşan ya da kimyacılık/ecza ticareti ile uğraşan kişi | Uyuşturucu ticareti suçunu işlerse alacağı hapis cezası %50 oranında artırılır (yarı oranında artırım uygulanır). |
Bu hükmün amacı, sayılan meslek gruplarının bilgi ve imkanlarını kötüye kullanarak uyuşturucu suçuna bulaşmalarını önlemektir. Örneğin bir eczacı, eczanesindeki ilaçları veya kimyasal maddeleri uyuşturucu üretimi için satarsa ya da reçetesiz olarak bağımlılara uyuşturucu etkili ilaç verirse, normalde 188 kapsamında ceza alacakken, eczacı olduğu için cezası yarı oranında artırılacaktır. Keza bir doktor uyuşturucu reçeteleri yazarak kaçakçılığa yardım ederse veya bir kimyager laboratuvarında uyuşturucu sentezlerse durum aynıdır. Bu kişiler toplum nezdinde güven duyulan ve sağlık amacıyla faaliyet gösteren kimseler oldukları için, suç işlemeleri halinde daha ağır cezayı hak ettikleri düşünülmüştür. Ayrıca bu meslek mensuplarının yasal yollardan uyuşturucu veya prekürsör maddelere erişimi daha kolay olabildiğinden, suistimalin önüne geçmek adına caydırıcılık sağlanmak istenmiştir.
Uygulamadaki örnekler ve içtihatlar: Yargıtay kararlarında, sağlık personelinin karıştığı uyuşturucu suçlarında bu fıkra sıklıkla uygulanmaktadır. Örneğin, kendisi doktor olup uyuşturucu ticareti yapan bir sanığın cezası bu nedenle artırılmıştır. Bir başka örnekte, hastanede çalışan bir laborantın laboratuvardan çaldığı kimyasallarla uyuşturucu üretimine yardım ettiği tespit edildiğinde cezası yarı oranında artırılmıştır. Bu kişiler ayrıca meslek mevzuatı gereği idari disiplin cezalarıyla (örneğin doktorluk/eczacılık lisansının iptali gibi) da karşılaşabilirler, ancak bunlar ceza kanunundan bağımsız durumlardır. TCK 188/8’in önemi, uyuşturucu suçuna “içeriden” destek sağlayabilecek konumdaki kişileri cezalandırmayı hedeflemesidir. Bu fıkra, sadece diploma sahibi profesyonelleri değil, aynı zamanda sağlık hizmeti sunan yardımcı personeli ve hatta “kimyasal madde ticareti ile uğraşan” herhangi bir taciri bile kapsar. Yani bir kimya tüccarı, laboratuvar malzemesi satan bir şirket sahibi de bu kapsamda sayılır. Bu yönüyle oldukça geniş tutulmuş bir nitelikli hal söz konusudur.
Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçu (TCK 188)
Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçu (TCK 188), görüldüğü gibi sekiz fıkra halinde kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir ve her bir fıkra farklı bir boyuta işaret etmektedir. 2025 yılı itibarıyla geçerli olan bu maddede, son yıllarda yapılan kanun değişiklikleriyle cezalar oldukça yükseltilmiş ve yeni nitelikli haller eklenmiştir. Özellikle 2014 ve 2015 yıllarında gerçekleşen değişiklikler sonucunda, uyuşturucu ticareti suçunun alt sınırları artırılmış (5 yıldan 10 yıla, 10 yıldan 20 yıla gibi), bazı ceza artırıcı nedenlerin oranları yükseltilmiş (örgütlü suçlar için cezanın bir kat artırılması gibi) ve sentetik uyuşturucular ile çocukları korumaya yönelik hükümler güçlendirilmiştir. Bu sayede, yasa koyucu toplumda artan uyuşturucu tehdidine karşı daha sert bir duruş sergilemiştir.
Hukukçular açısından TCK 188 maddesinin doğru uygulanması son derece önemlidir. Zira yüksek cezalar söz konusu olduğundan, suç vasfının doğru belirlenmesi (örn. kullanma mı ticaret mi, örgütlü mü bireysel mi, ağır nitelikli madde var mı yok mu) adil yargılama için kritik hale gelmektedir. Yargıtay’ın 2025’e kadarki içtihatları, genellikle ilk derece mahkemelerine yol gösterici niteliktedir ve bu içtihatlar ışığında aşağıdaki temel prensipler vurgulanabilir:
- Uyuşturucu ticareti suçu ile kullanma suçu ayrımı: Failin uyuşturucuyu bulundurma amacına dair maddi deliller ve olayın özellikleri titizlikle incelenmelidir. Kişisel kullanım sınırlarını aşan her durumda 188. madde uygulanmalı, ancak şüphe halinde sanığın lehine yorum yapılarak kullanım suçu kapsamında değerlendirme de göz ardı edilmemelidir.
- Cezayı artıran nitelikli hallerin ispatı: Örneğin, “örgüt faaliyeti kapsamında” işlenme iddiası varsa, bunun örgüt üyeliği şartlarını taşıyıp taşımadığı somut olgularla ortaya konulmalıdır. Aynı şekilde ağır uyuşturucu kapsamında sayılan bir maddenin tespiti, veya suç yerinin okul yakını olup olmadığı hususları, net delillerle ispatlanmalıdır. Aksi halde sanık aleyhine ağırlaştırma yapılamaz.
- Etkin pişmanlık ve diğer indirici sebepler: Suç sonrası gönüllü işbirliği yapan failin bu hükümlerin avantajından yararlanması teşvik edilmelidir. Bu sayede hem uyuşturucu ağlarının çözülmesi kolaylaşır hem de adil bir ceza politikası sağlanır. Yine, reçeteli ilaçların suiistimalinde hakimin ceza indirimi takdirini uygun hallerde kullanması, adalet duygusunu pekiştirebilir.
Genel halka yönelik olarak ise şu mesajı vermek mümkündür: Uyuşturucu ticareti suçu, Türk hukuk sisteminde en ağır cezalara tabi suçlardan biridir. Bu suçu işleyenler, şartlar oluştuğunda müebbet hapise yakın sürelerle hapis cezasına çarptırılabilmektedir. Dolayısıyla uyuşturucu madde ticaretine karışmak, hem kendi hayatınızı hem başkalarının hayatını karartabilecek çok ciddi bir suçtur. Kanun, kullanıcıyı tedavi etmeyi esas alırken taciri cezalandırmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle gençlerin ve herkesin “torbacı” diye tabir edilen satıcılardan uzak durması, bu suçun içinde asla yer almaması hayati önem arz etmektedir. 2025 yılı güncel verilerine göre Türkiye’de mahkemeler uyuşturucu ticareti yapanlara büyük oranda hapis cezası vermekte ve çoğu zaman bu cezalar uzun yıllar cezaevinde kalmayı gerektirmektedir. Ayrıca, ceza infaz rejiminde yapılan son düzenlemelerle, uyuşturucu ticareti suçundan hüküm giyenler için koşullu salıverilme (şartlı tahliye) oranları da nispeten kısıtlanmış, yani cezanın önemli bir kısmının cezaevinde çekilmesi öngörülmüştür. Kısacası, hem kanun metni hem de yargı pratiği, uyuşturucu ticaretine karşı “sıfır tolerans” politikasını yansıtmaktadır.
Sonuç olarak, TCK 188 Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçu maddesi; kapsamı, yaptırımları ve nitelikli halleri ile detaylı bir şekilde ele alınması gereken bir konudur. Bu içerikte, madde metnindeki her bir fıkra ayrı ayrı açıklanmış, her fıkranın getirdiği ceza ve yaptırım tablolarla özetlenmiştir. 2025 itibarıyla geçerli hukuk kuralları ve içtihatlar doğrultusunda hazırlanan bu rehber, hem hukukçular için bir bilgi notu hem de konuyla ilgilenen herkes için anlaşılır bir kaynak olmayı hedeflemektedir. Unutulmamalıdır ki, uyuşturucu ile mücadele hem hukuki hem toplumsal bir sorumluluktur ve bu suç tipine dair bilgi sahibi olmak da bu mücadelenin bir parçasıdır.