Ev Hapsi (Konutunu Terk Etmeme) Tedbiri
Ev Hapsi Ne Kadar Sürer? İtiraz ve Şartları
Ev Hapsi (Konutunu Terk Etmeme) Tedbiri Nedir?
Ev hapsi, diğer bir deyişle konutu terk etmeme tedbiri; bir adli kontroldür ve ilgilinin belirlenen adresi izinsiz terk etmesini engeller. Ev hapsi veya konutu terk etmeme, Ceza Muhakemesi Kanunu‘nda düzenlenmiştir ve itiraz usulü, süresi ve şartları yazımız detayında incelenmiştir.
Mevzuatta Ev Hapsi (Konutunu Terk Etmeme)
Ev hapsi (konutu terk etmeme), Türk hukukunda adli kontrol tedbirleri arasında önemli bir yer tutar ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 109. maddesinin 3. fıkrasının (j) bendinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, şüpheli veya sanık, yargı makamı tarafından belirlenen konutu, izin almaksızın terk edemez. Tedbirin amacı, suç şüphesi altındaki kişiyi denetim altında tutarak, kaçma ya da delilleri karartma risklerini ortadan kaldırmaktır. Bu tedbir, tutuklamaya alternatif olarak uygulandığından, kişinin özgürlüğünü tamamen kısıtlamak yerine evde kalma zorunluluğu getirir.
Konutu terk etmeme (ev hapsi), yalnızca ceza muhakemesi aşamalarında değil, aynı zamanda denetimli serbestlik kapsamında da düzenlenmiştir. Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği (DSHY) madde 56/1(ç) kapsamında elektronik kelepçe ile izleme olanağı sağlanmıştır. Bu yöntemle, kişinin karara uygun davranıp davranmadığı teknolojik araçlarla denetlenir. Ayrıca, tedbirin gereklilikleri ve süresi, hâkimin her dört ayda bir yapacağı değerlendirme ile yeniden gözden geçirilir.
Ev Hapsi (Konutunu Terk Etmeme) Görevli ve Yetkili Mahkeme
Ev hapsine (konutu terk etmeme) karar verme yetkisi, soruşturma aşamasında sulh ceza hakimliğine, kovuşturma aşamasında ise davanın görüldüğü mahkemeye aittir. Soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının talebiyle sulh ceza hâkimi, şüpheli hakkında ev hapsi (konutu terk etmeme) kararı verebilir. Kovuşturma aşamasında ise ceza mahkemesi, duruşmalar sırasında veya sanığın talebi üzerine ev hapsi (konutu terk etmeme) tedbiri uygulayabilir. Bu kararlarda, şüpheli ya da sanığın konutunun açık bir şekilde belirlenmesi önemlidir.
Yetkili mahkemenin belirlenmesi açısından suçun işlendiği yer önemli bir kriterdir. Örneğin, suçun işlendiği yerin sulh ceza hakimliği soruşturma aşamasında yetkiliyken, dava açıldığında mahkemenin görev alanına geçer. Mahkemelerin bu süreçte tedbiri uygularken delilleri ve şüphelinin risk durumunu değerlendirmesi gerekir. Şüpheli veya sanığın suçun işlendiği yer dışındaki başka bir mahkemede yargılanması gerekiyorsa, ilgili mahkemeye yetki devri yapılabilir.
Ev Hapsi (Konutunu Terk Etmeme) Kararının Verilmesi Şartları
Ev hapsi (konutu terk etmeme) kararı, tutuklamaya alternatif bir koruma tedbiri olarak uygulanır. Bunun için şüpheli veya sanık hakkında kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin bulunması gerekir. Bunun yanında, kaçma, delilleri karartma veya yargılamayı engelleme gibi bir tutuklama nedeninin de mevcut olması şarttır. Ev hapsi (konutu terk etmeme), suçun ağırlığına ve şüphelinin durumuna göre ölçülü bir şekilde uygulanır.
Ayrıca, katalog suçlardan birinin işlendiğine dair kuvvetli deliller bulunması, tutuklama nedenlerinin varsayıldığı hallerdendir. Bu durumda mahkeme, şüphelinin konutu terk etmemesi yönünde karar verebilir. Hâkim, bu tedbiri uygularken şüphelinin sosyal, ekonomik ve ailevi koşullarını da göz önünde bulundurur. Bu değerlendirmeler tedbirin ölçülülük ilkesi çerçevesinde uygulanmasını sağlar.
Hangi Suçlarda Ev Hapsi (Konutunu Terk Etmeme) Kararı Verilebilir?
Ev hapsi (konutu terk etmeme) kararı, kanunen tutuklama gerektiren tüm suçlarda uygulanabilir. Özellikle, soykırım, kasten öldürme, cinsel saldırı ve uyuşturucu ticareti gibi katalog suçlar, ev hapsi (konutu terk etmeme) tedbirinin en çok uygulandığı suç türleri arasında yer alır. Bu suçlarda kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması durumunda şüpheli veya sanığın konutu terk etmemesi kararı alınabilir. Ancak ev hapsi (konutu terk etmeme), sadece katalog suçlarla sınırlı olmayıp diğer suçlarda da uygulanabilir.
Tutuklama yasağı bulunan suçlarda da ev hapsi (konutu terk etmeme) kararı uygulanabilir. Örneğin, çocuklar veya sağlık durumu tutuklanmaya uygun olmayan kişiler hakkında bu tedbire daha sık başvurulur. Tedbirin kapsamı ve süresi, suça ve şüphelinin durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu kapsamda, mahkeme tedbirin gerekliliğini her dört ayda bir gözden geçirir.
Ev Hapsi (Konutunu Terk Etmeme) Süresi Ne Kadar?
Ev hapsi (konutu terk etmeme) süresi, adli kontrol hükümlerine tabidir ve CMK m.110’da belirtilen süreler dâhilinde uygulanır. Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen suçlarda tedbirin süresi en fazla iki yıl olup, zorunlu hallerde bir yıl daha uzatılabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanındaki suçlarda ise bu süre üç yıl olarak belirlenmiştir ve bazı durumlarda dört yıla kadar uzatılabilir. Çocuklar açısından bu süreler yarıya indirilir.
Ev hapsi (konutu terk etmeme) kararı, süre bakımından tutuklama ile benzer şekilde sınırlıdır. Ancak sürelerin aşılması halinde tedbir kendiliğinden kalkar. Ayrıca, hüküm kesinleştikten sonra ev hapsi (konutu terk etmeme) tedbiri uygulanamaz. Mahkeme, tedbirin kaldırılmasına karar vererek şüphelinin özgürlüğünü iade edebilir. Tedbirin kaldırılması için gerekli koşullar, delillerin toplanması veya yargılamaya etki eden bir durumun sona ermesi ile ortaya çıkar.
Ev Hapsi (Konutunu Terk Etmeme) Nasıl Kaldırılır?
Ev hapsi (konutu terk etmeme) tedbiri, şüpheli veya sanığın talebi üzerine veya şartların ortadan kalkması durumunda kaldırılabilir. Talep üzerine mahkeme, Cumhuriyet savcısının görüşünü aldıktan sonra beş gün içinde karar verir. Ayrıca, adli kontrol süresinin dolması ile tedbir kendiliğinden sona erer. Soruşturma aşamasında sulh ceza hâkimi, kovuşturma aşamasında ise mahkeme tedbiri kaldırabilir.
Ev hapsi (konutu terk etmeme) kararının kaldırılabilmesi için hâkimin, tedbirin devamını gerektiren sebeplerin ortadan kalktığını tespit etmesi gerekir. Örneğin, şüphelinin delilleri karartma veya kaçma ihtimali kalmadıysa tedbir kaldırılabilir. Ayrıca, sanığın durumu değişmiş veya tedbir gereksiz hale gelmişse, mahkeme bu kararı resen de alabilir. Bu süreçte, ölçülülük ilkesine uyulması temel bir gerekliliktir.
Ev Hapsine (Konutunu Terk Etmeme) İtiraz Usulü
Ev hapsine (konutu terk etmeme) itiraz, kararın öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılabilir. İtirazlar, soruşturma aşamasında sulh ceza hakimliğine, kovuşturma aşamasında ise bir üst mahkemeye yapılır. İtirazda, kararın hukuka aykırı olduğu, ölçüsüz olduğu veya gereksiz olduğu gerekçeleri sunulabilir. Mahkeme, bu itirazları değerlendirirken şüphelinin delil durumu ve sosyal koşullarını yeniden gözden geçirir.
Ev hapsi (konutu terk etmeme) kararına yapılan itirazların kabul edilmesi durumunda, tedbir tamamen kaldırılabilir veya daha hafif bir tedbirle değiştirilebilir. Örneğin, şüpheli hakkında ev hapsi (konutu terk etmeme) yerine imza yükümlülüğü gibi daha hafif bir adli kontrol tedbirine hükmedilebilir. Bu süreç, şüphelinin temel haklarını koruma amacı taşır ve kararın ölçülülük ilkesine uygunluğunu garanti eder.
Sıkça Sorulan Sorular
Ev Hapsi (Konutunu Terk Etmeme) Süresi Ne Kadardır?
Ev hapsi (konutu terk etmeme) süresi, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 110. maddesine göre belirlenir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmeyen suçlarda, bu tedbirin uygulanabileceği süre en fazla iki yıldır. Zorunlu durumlarda, gerekçesi belirtilmek kaydıyla bu süre bir yıl daha uzatılabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar için ise süre üç yıldır ve bazı durumlarda dört yıla kadar uzatılabilir. Çocuklar için bu süreler yarı oranında uygulanır.
Ev hapsi (konutu terk etmeme) tedbiri, yargılama süresince geçerli olmakla birlikte, hüküm kesinleştikten sonra kendiliğinden kalkar. Mahkeme, her dört ayda bir tedbirin gerekliliğini değerlendirir. Eğer tedbiri devam ettirmeyi gerektiren koşullar ortadan kalkmışsa, süre dolmadan da tedbir kaldırılabilir. Ancak, mahkeme tarafından aksi bir karar verilmediği sürece, belirtilen süreler boyunca ev hapsi (konutu terk etmeme) tedbiri geçerliliğini korur.
Ev Hapsi (Konutunu Terk Etmeme) Hangi Hallerde Verilir?
Ev hapsi (konutu terk etmeme), tutuklamaya alternatif bir adli kontrol tedbiri olarak uygulanır ve genellikle şu hallerde verilir:
- Kuvvetli Suç Şüphesi: Şüpheli veya sanık hakkında kuvvetli suç şüphesini gösteren somut deliller bulunmalıdır.
- Tutuklama Nedeni: Kaçma şüphesi, delilleri karartma ihtimali veya katalog suçlardan birinin işlenmiş olması gibi tutuklama nedenleri mevcutsa ev hapsi (konutu terk etmeme) kararı verilebilir.
- Ölçülülük İlkesi: Tutuklama, şüphelinin haklarına ciddi bir müdahale olduğundan, daha hafif bir tedbir olarak ev hapsi (konutu terk etmeme) uygulanabilir. Bu tedbir, şüphelinin sosyal, ailevi ve ekonomik durumlarına uygun şekilde belirlenir.
Ev hapsi (konutu terk etmeme) özellikle tutuklama yasağı olan kişilerde (örneğin çocuklar veya sağlık sorunları olan bireyler) sıkça uygulanır. Ayrıca, uyuşturucu ticareti, cinsel saldırı ve terör suçları gibi katalog suçlarda da mahkemeler bu tedbire başvurabilir.
Ev Hapsinde (Konutunu Terk Etmeme) İşe Gidilir Mi?
Ev hapsi (konutu terk etmeme) tedbirinin temel amacı, şüpheli veya sanığın belirlenen konuttan çıkışını kısıtlamaktır. Ancak, hâkim tedbiri düzenlerken şüphelinin iş hayatına devam edebilmesi için bazı istisnalar getirebilir. Örneğin, iş yerinin adresi ve çalışma saatleri açıkça belirtilmek suretiyle, şüpheliye işe gitme izni verilebilir. Bu durum, hâkimin ölçülülük ilkesi doğrultusunda takdirine bağlıdır.
İzin verilen bu durumlarda, şüphelinin belirlenen zaman dilimi dışında konutuna dönmesi gerekir. Ayrıca, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından izlenen elektronik kelepçe ile kişinin verilen sınırların dışına çıkıp çıkmadığı kontrol edilir. Eğer şüpheli, verilen izin dışında konutundan ayrılırsa, bu durum ev hapsi (konutu terk etmeme) tedbirinin ihlali olarak değerlendirilir ve tutuklama kararı çıkabilir.
Ev Hapsinde (Konutunu Terk Etmeme) Telefon Kullanılabilir Mi?
Ev hapsi (konutu terk etmeme) tedbiri, şüphelinin fiziksel hareket alanını sınırlandırır ancak kişisel iletişim araçlarını kullanmasını tamamen yasaklamaz. Dolayısıyla, ev hapsi (konutu terk etmeme) altında bulunan bir kişi, telefon veya internet gibi iletişim araçlarını kullanabilir. Ancak, mahkeme veya hâkim, şüphelinin belirli kişilerle iletişim kurmasını yasaklayabilir.
Örneğin, delilleri karartma veya yargılamayı etkileme ihtimaline karşı, şüphelinin dava ile ilgili kişilerle iletişim kurması engellenebilir. Bu tür bir kısıtlama, ev hapsi (konutu terk etmeme) tedbirine ek olarak mahkeme kararıyla getirilebilir. Şüpheli, bu kurallara uymazsa, tedbirin ihlali nedeniyle tutuklama kararı alınabilir. Telefon kullanımına ilişkin sınırlamalar, genellikle hâkim tarafından tedbir kararında ayrıntılı şekilde belirtilir.
Ev Hapsi (Konutu Terk Etmeme) İtiraz Dilekçesi
… ….. SULH CEZA MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NE
SORUŞTURMA NO : … CBS …….Soruşturma.
SORGU NO : ……. Sorgu
ADLİ KONTROLE
İTİRAZ EDEN SSÇ : ……… (TC:………)
(adres)
MÜDAFİ : Av. Çağrı AYBOĞA
(adres)
KONU : … …. Sulh Ceza Mahkemesi’nin …… sorgu numaralı incelemesi kapsamında müvekkil hakkında ev hapsi şeklinde adli kontrol altına alınması kararına karşı itirazlarımızın sunulmasından ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
1-Müvekkil … …Sulh Ceza Hakimliğince 2018/283 sorgu numarası ile Konutu Terk Etmemek Suretiyle Adli Kontrol altına alınmıştır, VE 2 AYDIR EV HAPSİNDE BULUNMAKTA OLUP hakkında verilen adli kontrol tedbirinin artık cezalandırma mekanizmasına dönüştüğü ve iddianamenin … ….. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından iade edilmesi de düşünülürse soruşturma aşamasının daha uzun süreceği ve bu süre boyunca müvekkilimin evinden dışarı çıkamaması kendisi için bu yargılamanın çoktan bittiği ve cezalandırılıp şuan infazını geçirdiği niteliği taşıyacaktır.
2- Söz konusu dosya kapsamında soyut bir ihbar ve müvekkile ait olmayan paylaşımların facebook hesabında bulunmasından başka hiçbir delil bulunmamaktadır . Müvekkil gerek kollukta gerekse sorgu evresin de vermiş olduğu ifade de ‘’söz konusu facebook hesabının çalındığını hatta daha önceden bir soruşturma kapsamında yine facebook hesabından kaynaklı bir adli işlem gördüğü ve bu konuda gerekli mercilere başvurusunu yaptığı ve soruşturmada mağdur olduğunun da ortaya çıktığını ifade etmiştir.’’ Zaten dosya kapsamın da HERHANGİ BİR CEBİR ŞİDDET VE TEHDİT İÇEREN PAYLAŞIMDAN SÖZ EDİLMEMESİNE RAĞMEN ev hapsine alınmıştır.
3- Bu beğeniler ;TMK 7 de düzenlenen propaganda suçu Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Şeklinde tanımlanmış olup söz konusu beğeniler incelendiğinde görülecektir ki hiçbir şekilde terör örgütünü cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek bir paylaşımı bulunmamaktadır.
4-Müvekkil ailenin gelir kaynağı olup hayatını idame ettirmek ,bakmakla yükümlü olduğu AİLESİNİN VE KENDİSİNİN ihtiyaçlarını gidermek için çalışmak zorundadır. Ancak mahkemenizin vermiş olduğu Konutu Terk Etmemek(EV HAPSİ) kararıyla müvekkil ileride telafisi imkansız zararlara uğrayacak kendisini ve ailesinih ekonomik ve psikolojik olarak olumsuz etkilenecektir. Soruşturma makamı EV HAPSİNDEN İSTEDİĞİ HUKUKİ MENFAATİ CMK 109 DA DÜZENLENEN DİĞER ADLİ KONTROL MÜESELERİNDEN HERHANGİ BİRİNİ ( İMZA VS. BİRİ VEYA BİR KAÇI BİRDEN) UYGULAYARAKTA ELDE EDEBİLİR İKEN ADLİ KONTRÖL YÜKÜMLÜLÜKLERİNDEN EN AĞRI OLAN EV HAPSİNİ UYGULAMASI USULE VE YASAYA AYKIRIDIR.
5- Müvekkil hakkında dosya kapsamından her türlü şüpheden uzak hiçbir somut delil bulunmamaktadır. Müvekkiller mevcut deliller ve ilerde toplanacak delillerle beraat edeceği kuvvetli bir ihtimaldir. ADLİ KONTROLE BELİRLENEN YÜKÜMLÜKLER BİR CEZALANDIRILMA MEKANİZMASI DEĞİLDİR.KİŞİYİ DENETİM ALTINA ALMA MEKANİZMASIDIR. Kanun koyucu bu mekanizmanın kullanılmasında elde etmek istenen menfaatin verilecek adli kontrol kararıyla orantılı olması gerekir. Ancak MÜVEKKİL HAKKINDA VERİLEN KONUTU TERK ETMEMEK GİBİ KANUNDA SAYILAN YÜKÜMLÜLÜKLERİN EN AĞIRININ UYGULANMASI HAKSIZ VE HUKUKSUZDUR. Çünkü konutu terk etmeme kişinin tutuklu olması gibi tüm özgürlüğünü elinden almakta ve kişiye adeta hapis hayatı yaşatmaktadır.
HUKUKİ NEDENLER : 5271 S. K. m. 101, 105, 115.
SONUÇ VE İSTEM :Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle, müvekkilin hakkında verilmiş olan konutu terk etmemek suretiyle adli kontrol altına alınması kararının kaldırılmasına, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkilin CMK 109 düzenlenen diğer yükümlülüklerle adli kontrol altına alınmasına, eğer hakimliğiniz düzeltme yoluna gitmiyorsa, dosyanın CMK 268 gereğince itiraz merci olan 3. Sulh Ceza gönderilmesine müvekkiller adına vekaleten arz ve talep ederiz.
Av. Çağrı AYBOĞA
SSÇ ……….. Müdafi
Detaylı bilgi için “Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçesi” yazımızı inceleyebilirsiniz.