Makalelerimiz

Gerekçeli Karar Nedir?

Gerekçeli kararlar gibi hukuki belgelerin hazırlanma sürecinin takibi ve incelenmesi gibi konularda müvekkillerine profesyonel hizmet sunan bir hukuk bürosudur.

Gerekçeli kararların Mahkemelerce doğru bir şekilde hazırlanması ve taraflarca değerlendirilmesi, bir davada alınacak kararın hukuki dayanağını oluşturduğu için son derece önemlidir.

Gerekçeli Karar Nedir?

Gerekçeli karar, mahkemenin bir hukuk veya ceza davasında verdiği kararın, o kararı veren hakimin kararlarını hangi nedenlere dayandırdığını, hangi kanunları veya yasal gerekçeleri uyguladıklarını ve hangi kanıtları değerlendirdiklerini ayrıntılı bir şekilde açıklamasıdır.

Gerekçeli kararlar, kararın hukuki dayanağını ve nedenlerini anlamak için çok önemlidir. Ayrıca, bir kararın hukuka uygunluğunu ve gerekçeli olup olmadığını değerlendirmek için de kullanılırlar.

Gerekçeli kararlar, bir dava sonucunda verilen kararın gerekçesini, yani nedenlerini belirtmek amacıyla yazılır ve resmi bir belge olarak mahkeme dosyasına kaydedilir. Bu nedenle, bir gerekçeli karar, bir hukuk davasında verilen kararın hukuki açıdan geçerli bir belgesi olarak kabul edilir.

Ceza mahkemelerinin yapılan yargılama sonunda verdikleri karara iddianamede belirtilen hususları, vakıaları, delilleri, talepleri, sanık savunmalarını, müşteki şikayetlerini değerlendirip sonuç olarak verdikleri hükmü hangi yasal sebeplere dayandırdıklarını gerekçelendirerek açıkladıkları kararlar gerekçeli karar olarak tanımlanır.

Öte yandan hukuk mahkemelerinde ise davacı ve davalı iddia ile taleplerini, verdikleri hükmü hangi yasal sebeplere dayandırdıklarını açıklayan ayrıntılı kararlar da gerekçeli karardır.

Gerekçeli karar; mahkemenin, yargılama sonunda vermiş olduğu hükmü hangi hukuki nedenlere dayanarak tesis ettiğini detaylıca açıkladığı, maddi vakalar ile sonuç arasında mantıksal bir bağ kurduğu karara denir.

Bir mahkeme kararının gerekçesiz olamaz. Zira kurulan hükmün gerekçeli olması en başta anayasal bir zorunluluktur.

Anayasanın 141. Maddesinin 3. Fıkrasında “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” Şeklinde ifade edilmiştir.

Gerekçeli Karar Ne Demektir?

Gerekçeli karar, yargılama neticesinde mahkemenin ulaştığı hükmün, hangi hukuki nedenlere dayandığının mahkeme tarafından yazılı olarak açıklanmasıdır.

Gerekçeli karar, mahkemelerin yargılamanın konusu iddia ve savunmayı, vakıa, delil ve talepleri değerlendirerek hangi yasal nedenlerle hüküm kurduğunu açıklamak üzere yazdığı kararıdır. Gerekçeli karar, mahkemelerin verdiği kararın hukuka uygun olup olmadığının denetlenmesini sağlayarak keyfiliği önler.

Mahkeme kararını tebliğ alan taraflar, kararın gerekçesine bakarak beğenmedikleri kararlara karşı üst bir yargı merciine itiraz, istinaf, temyiz gibi kanun yollarına başvurabilirler.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2003/259 K. Şu şekilde açıklamıştır:

‘’Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. Gerekçe; hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve maddi olaya uygun açıklamasıdır. Gerekçenin dosyadaki bilgi ve belgelerin yerinde değerlendirildiğini gösterir biçimde; geçerli, yasal ve yeterli olması gerekir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi yasa koyucunun amacına uygun düşmez ve uygulamada keyfiliğe yol açar.’’

Hukuk ve Ceza Yargılamalarında Gerekçeli Karar

Hukuk ve ceza yargılamalarında gerekçeli karar, verilen kararın hukuki dayanağını açıklar ve kararın gerekçelerini ortaya koyar. Bu kararlar, hukuk sistemlerinin temelini oluşturur ve mahkemelerin aldıkları kararların adil, tutarlı, keyfilikten uzak ve hukuka uygun olduğunu gösterir.

1- Hukuk Yargılamalarında Gerekçeli Karar, mahkemenin delilleri ve kanıtları nasıl değerlendirdiğini, hangi kanun ve yönetmeliklere dayandığını, hangi hukuki prensipleri ve emsal kararları takip ettiğini açıklar. Bu kararlar, ilgili tarafların neyin doğru veya yanlış olduğunu anlamasına ve gerekirse kararı temyiz etmesine yardımcı olur.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. Maddesinde bu husus özel olarak düzenlenmiştir. İlgili hüküm şu şekilde düzenlenmiştir: Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:

  • Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
  • Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
  • Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
  • Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
  • Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
  • Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.

Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.

Yukarıda yer alan kanun maddesi çerçevesinde hukuk mahkemelerinin görev alanına giren; tazminat, boşanma, miras, alacak gibi özel hukuk uyuşmazlıklarını içeren davaların sonucunda verilen kararlar gerekçeli karar şeklinde zorundadır.

Yargıtay içtihatlarına göre, gerekçeli kararda yazılması gereken zorunlu unsurlar aşağıda sıralanmıştır:

  • İki tarafın iddia ve savunmalarının özeti,
  • Tarafların anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususlar,
  • Çekişmeli konular hakkında toplanan deliller,
  • Delillerin tartışılması,
  • Ret ve üstün tutulma nedenleri,
  • Sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç,
  • Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
  • Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını
  • Hukuki sebebin açıkça gösterilmesi ise zorunludur.

“Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 maddenin 1. fıkrasının 3. bendine göre; mahkeme kararlarında iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur.”Yargıtay 2 Hukuk Dairesi- K.2017/3290

2- Ceza Yargılamalarında Gerekçeli Karar, mahkemenin sanığın suçlu bulunup cezalandırılması veya beraat etmesi kararını nasıl aldığını açıklar.

Mahkemenin delilleri nasıl değerlendirdiği, hangi kanunlara ve emsal kararlara uyduğu, ceza hukukunun temel prensiplerine uygunluğu ve diğer faktörler gibi tüm unsurları ele alır. Bu kararlar, kamuoyunun adaletin nasıl sağlandığına dair güvenini artırır ve adil yargılamaların gerçekleşmesi için önemlidir.

Ceza davalarına bakan mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil, gerekçeli olarak yazılır hükmü, Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 34’te “Gerekçe” kısmında; mevcut deliller tartışılıp değerlendirildikten sonra, hükme esas alınan ve reddedilen deliller belirlenmeli, delillerle sonuç arasındaki bağ üzerinde durularak, neden ve nasıl bu sonuca ulaşıldığı anlatılmak suretiyle hukuki nitelendirmeye yer verilmeli ve sonuç bölümünde açıklanan uygulamaların dayanaklarına değinilmelidir, demektedir.

Ceza Muhakemesi Kanunu Madde 230:

Mahkumiyet hükmünün gerekçesinde aşağıdaki hususlar gösterilir:

a) İddia ve savunma, bunların dayandırıldığı ve mahkemece toplanan kanıtların neler olduğu,

b) Kanıtların tartışılması, değerlendirilmesi ve reddedilen veya kanıtlama yönünden üstün tutulan ve kabul edilen kanıtlar ve nedenleri,

c) Tüm bunların ışığında ulaşılan kanı; sanığın suç oluşturduğu kabul edilen eylemi, bunun yasal unsurları ve nitelendirmesi, uygulanacak kanun maddesi,

ç) Cezayı ağırlatan ve hafifleten yasal ve değerlendirmeye bağlı nedenlerle cezayı kaldıran yasal nedenlerin bulunup bulunmadığı, bunlara ilişkin istemlerin kabul veya reddiyle temel cezanın belirlenmesine ilişkin nedenler,

d) Cezanın ertelenmesine, tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirinin uygulanmasına yönelik veya bu konulardaki istemlerin kabul veya reddine ilişkin dayanaklar gösterilecektir.

Beraat hükmünün gerekçesinde, 223’üncü maddenin ikinci fıkrasında belirtilen hallerden hangisine dayanıldığının gösterilmesi gerekir.

Ceza verilmesine yer olmadığına dair kararın gerekçesinde, 223’üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarında belirtilen hallerden hangisine dayanıldığının gösterilmesi gerekir.
Yukarıdaki fıkralarda belirtilen hükümlerin dışında başka bir karar veya hükmün verilmesi halinde bunun nedenleri gerekçede gösterilir.

Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 232. Maddesince; ceza mahkemeleri kararlarında hükmün esasını oluşturan hüküm fıkrasında kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme imkanının bulunup bulunmadığının, başvurma imkanı varsa süresi, şekli ve merciinin açıkça gösterilmesi gerekir.

Gerekçeli kararlar, yargı sistemi için hayati öneme sahiptir ve tüm yargı kararları için zorunlu bir unsurdur. Kararların açık ve anlaşılır bir şekilde belirtilmesi, yargı sisteminin şeffaf ve hesap verebilir olmasına yardımcı olur.

Gerekçeli Karar Ne Zaman Kesinleşir?

Gerekçeli kararın kesinleşmesi şu iki şekilde olur;

  • Gerekçeli karara karşı kanunda verilen süre içerisinde kanuna başvurulmaz ise karar kesinleşir.
  • Gerekçeli karara karşı kanuna başvurulma durumunda istinaf ve temyiz incelemesi yapılır. İstinaf ve temyizi inceleyen üst dereceli mahkemelerin hükmü hukuka uygun bulması halinde karar kesinliğe kavuşur.

İlk derece mahkemenin kararı vermesi üzerine istinaf kanun yoluna başvuru süresi, hukuk mahkemeleri davalarında, gerekeli kararın tebliğinde 2 hafta süre tanır. Gerçekleştirile istinaf başvurusu şart koşulursa Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı da kararın tebliğinden 2 hafta gibi bir süreçte temyiz edilir. Eğer dava ceza mahkemeleri alanına giriyorsa istinafa başvuru süresi 7 gündür.

Ceza mahkemeleri tarafından karar tefhim edilmişse istinaf süresi duruşmanın görüldüğü tarihten itibaren başlamış olur.

Gerekçeli kararın kaç günde tebliğ edileceği kararın yazılma süresi ve PTT vasıtasıyla gönderileceğinden postada harcanacak süreye göre farklılık gösterir. Kararın tebliğe çıkarılması demek, kararın ilgili tarafa tebliğ edilmek üzere postaya verildiği anlamına gelir. Gerekçeli karar tebliğ edilmezse, hüküm, kesinleşmemiş olur.

Gerekçeli kararın kesinleşmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa istinaf ve temyiz incelemesi yapan üst dereceli mahkemelerin de hükmü hukuka uygun bulması halinde mümkündür. Gerekçeli kararın kesinleşmesiyle, kararın hüküm fıkrasına uygun bir şekilde infaz edilmesi gerekir.

Gerekçeli Karar Metninde Bulunması Gerekenler

Gerekçeli karar metninde bulunması gerekenler şunlardır;

  1. Tarafların iddia ve savunmalarının özeti
  2. Tarafların anlaştıkları hususlar ile anlaşamadıkları hususlar
  3. Çekişmeli olan vakıalar ile ilgili toplanan deliller
  4. Toplanan delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi
  5. Sabit vakıalar ve bu vakıalardan çıkarılan sonuç
  6. Hukuki sebepler

Ceza mahkemelerinin gerekçeli şekilde yazılan gerek mahkumiyet gerekse beraat kararlarında bulunması gereken hususlar, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu madde 230’da detaylı olarak düzenlenmiştir.

Tarafların iddia ve savunmaları, bunların dayandırıldığı ve mahkemenin toplamış olduğu deliller, reddedilen, üstün görülen kanıtlar ve reddedilme, suçu oluşturan fiil, uygulanacak hukuk, cezayı ağırlaştıran veya hafifleten nedenler gibi bu hususlardandır.

Ayrıca ifade etmek gerekir ki Yargıtay Ceza Genel Kurulu gerekçenin dosyada bulunan bilgi ve belgeleri değerlendirecek şekilde yasal, geçerli ve yeterli olması gerektiğini kararlarında özellikle belirtmiştir.

Gerekçeli Kararın Yazılma Süresi Nedir?

Gerekçeli kararın yazılma süresi, yargılama sürecindeki farklı aşamalara, mahkemenin yoğunluğuna ve kararın karmaşıklığına göre değişebilir. Ancak Türk Ceza Kanunu’nun 231. maddesine göre, mahkemelerin yazılı gerekçeli kararlarını en geç 15 gün içinde düzenlemeleri gerekmektedir. Bu süre, duruşma tarihi itibariyle başlamaktadır.
Ancak bazı durumlarda, mahkeme hakimi gerekçeli kararın yazılması için daha fazla zaman talep edebilir. Özellikle kararın karmaşık olması veya delil toplama aşamasındaki zorluklar nedeniyle yazma süresi uzatılabilir.

Mahkeme, gerekçeli kararın yazılması için belirli bir süre verirse, bu süre içinde kararın yazılması ve taraflara tebliğ edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, kararın verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde, tarafların karara itiraz hakkı olduğu için, gerekçeli kararın taraflara tebliği sonrasında bu süre de hesaplanmalıdır.

Gerekçeli Kararın Kısa Kararla Çelişmesi Halinde Ne Olur?

Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği (taraflara bildirdiği) kısa karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu kısa karara çelişmemesi gerekir.

Gerekçeli kararda, kısa hükmün aynen bulunması ancak bu kararın gerekçesinin açıklanması lazımdır. Gerekçeli karar ile kısa kararın değiştirilmesi mümkün olmayıp, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılması şarttır.

Esasen, kısa kararı yazıp, duruşmada bunu bildirmiş olup davadan el çeken hakim, artık bu kararını değiştirmesi yasal açıdan imkansızdır.

Hukuk mahkemelerindeki yargılamalarda gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki olması halinde, gerekçeli karar yok hükmünde kabul edilmektedir:

Ceza davalarında ise sanığın lehine veya aleyhine olması fark etmeksizin kısa karar ile gerekçeli karar arasında bir çelişki olması durumunda infaz işlemleri için kısa karar dikkate alınacaktır.

Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olması halinde, ceza mahkemesi kararlarının infazı kısa karara göre yapılmalıdır:

Uygulamada, mahkemeler hüküm fıkrasını “kısa karar” şeklinde duruşma tutanağına yazmak suretiyle hükmü son duruşmada açıklamakta, hükmün gerekçesini (yani gerekçeli kararı) ise kısa karara aykırı olmamak kaydıyla kanunen belirlenen süre içinde daha sonra yazarak ilgililere tebliğ etmektedir. Daha sonra yazılan gerekçeli kararın hüküm fıkraları, duruşmada yazılan son kısa kararın hüküm fıkralarına aykırı olamaz.

Gerekçeli Kararda İstinaf ve Temyiz

Gerekçeli karar, mahkemenin verdiği bir kararın hukuki gerekçelerini ve dayandığı delilleri içeren yazılı bir belgedir. Bu nedenle, gerekçeli kararlar hem istinaf hem de temyiz aşamalarında önemli bir yer tutar.

Hukuk mahkemelerinde genel olarak gerekçeli karar aleyhine istinaf kanun yolu başvuru süresi, kararın tebliğinden itibaren 2 haftadır.

Hukuk mahkemelerinin kararları aleyhine istinaf başvurusu yapılması üzerine, istinaf mahkemesi başvuru hakkında karar verdiğinde şartları varsa istinaf mahkemesinin kararına karşı da tebliğinden itibaren 2 hafta içinde temyiz başvurusu başvurulabilir.

Ceza mahkemelerinde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde istinaf kanun yoluna başvurmak mümkündür. İstinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, şartları varsa Bölge Adliye (İstinaf) Mahkemesi’nin kararına karşı da 15 gün içinde temyiz kanun yoluna başvurulabilir.

Mahkemenin yargılamanın sonunda duruşmada verdiği kısa karar hükmün gerekçesini içermediği takdirde, hükme karşı istinaf veya temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren işlemeye başlar

İstinaf aşamasında, tarafların gerekçeli karara itiraz hakkı bulunmaktadır. İstinaf incelemesi, daha yüksek bir mahkeme tarafından yapılır ve bu aşamada, tarafların gerekçeli karara itirazları değerlendirilir. İstinaf incelemesi sonucunda, mahkeme, gerekçeli kararda hukuka aykırı bir durumun bulunup bulunmadığına karar verir.

Temyiz aşamasında ise, mahkemenin verdiği gerekçeli kararın hukuki dayanağı ve delilleri, tarafların temyiz dilekçelerinde öne sürdükleri gerekçelerle birlikte daha üst bir mahkeme tarafından incelenir. Temyiz aşamasında, kararın hukuki açıdan doğru olup olmadığı, delillerin doğru şekilde kullanılıp kullanılmadığı ve hukuki gerekçelerin yeterliliği gibi konular değerlendirilir.

Bu nedenle, gerekçeli karar, hem istinaf hem de temyiz aşamalarında önemli bir belge olarak kabul edilir. Taraflar, gerekçeli karara karşı itirazlarını bu aşamalarda ileri sürerek, hukuki haklarını koruma altına alabilirler.

Gerekçeli Karar Yazıldı Ne Anlama Gelir?

Gerekçeli karar; mahkemenin, yargılama sonunda vermiş olduğu hükmü hangi hukuki nedenlere dayanarak tesis ettiğini detaylıca açıkladığı, maddi vakalar ile sonuç arasında hukuki bir bağ kurduğu ayrıntılı karara denir.

Mahkemenin, yargılama sonucunda davacı ve davalının istek ve sonuçları ile ilgili verdiği hükmü şüpheye yer bırakmayacak şekilde taraflara açık ve net belirtmesi gerekir.

Normal şartlarda hakimin kararını yazdırırken ve bildirirken taraflara bunu gerekçeleriyle birlikte sunması gerekir. Ancak bu durum mahkemelerin iş yoğunluğu sebebiyle mümkün olmamaktadır.

Hakim yargılamanın karar aşamasında sadece hüküm fıkrasını yani talep sonucuna karşılık gelen kısmı taraflara bildirir. Hükmün tefhiminden sonra ise hakimin gerekçeli kararı yazması gerekir.

Mahkeme yargılama sonunda tefhim edilen kısa karara uygun olacak şekilde belirli bir süre içinde gerekçeli kararı yazmak zorundadır.

UYAP ya da e-devlet üzerinden yapılan sorgulamada dosya görüntüle kısmında açıklamalarda “gerekçeli karar yazıldı” ifadesiyle karşılaşılır. Bu ifade davaya bakan, hakimin mahkemede taraflara tefhim ettiği hüküm fıkrasına “hangi hukuki nedenlere” dayanarak ulaştığını gösterir. Bu açıklama kısa kararın gerekçeli halinin yazıldığını ifade etmektedir.

Hakim tarafından yazılan gerekçeli karar talep halinde taraflara ve ilgililere tebliğ edilir. Kararın tebliğe çıkarılması ise kararın ilgililere tebliğ edilmesi için postaya verilmesini ya da sistemden tebliğ edilmesini ifade eder.

Gerekçeli kararın taraflara tebliğ edilmesi ve tarafların itiraz ya da istinaf etmemesi halinde hüküm kesinleşmiş olur.

Bu içerik, Av. Çağrı AYBOĞA ve Stj. Av. Serdar DEMİRAL tarafından oluşturulmuştur.

Çağrı Ayboğa

Avukat Çağrı Ayboğa, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup yüksek lisans öğrenimine devam etmektedir. Ayboğa + Partners Avukatlık Bürosu’nun kurucu avukatlarındandır. Ankara Barosu’na kayıtlı olarak dinamik ve tecrübeli ekibiyle avukatlık mesleğini icra etmektedir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Ara