Ceza HukukuMakalelerimiz

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Nedir?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, suç işlediği sabit olan ancak verilen hüküm askıda tutularak belli süreyle uygulanmaması amacıyla verilen bir karardır.

Bu karar, suçlu kişinin suçunu kabul etmesi ve yeniden suç işleme olasılığına karşı önlem alması koşullarına bağlıdır. Bu karar, hüküm verilmesi sonucunda ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçları önlemek amacıyla yasal olarak düzenlenmiştir.

Eğer sanığa verilen ceza iki yıldan kısa bir hapis cezası veya adli para cezası ise ve gerekli koşullar mevcut ise, mahkeme hükmün açıklanmasını beş yıl süreyle geriye bırakabilir.

Sanık tarafından işlenen suç nedeniyle verilen hüküm iki yıldan kısa bir hapis cezası veya adli para cezası ise, mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verebilir.

Bir ceza hukuku müessesesi olan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin detaylı bilgi ve hukuki hizmet için Ayboğa+Partners Avukatlık Bürosu uzman ekibiyle gerekli tüm yardımı sağlamaktadır.

İçerik

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Nedir?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, ceza sisteminde takdiri indirim, hapis cezasının alternatif yaptırımlara dönüştürülmesi, cezanın ertelenmesi gibi diğer bireyselleştirme yöntemleri gibi bir kurumdur. Ancak, bu karar, diğerleri gibi sanık için doğrudan bir hukuki sonuç doğurmaz. Denetim süresinin şartlarına uyulduğu takdirde, geri bırakılan karar iptal edilir ve dava düşürülür.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanığın belli bir denetim süresi içinde ceza almadan toplumda kalmaya devam etmesine izin veren bir hüküm kararıdır. Belirtilen koşulların sağlandığı takdirde, sanık suçluluk hükümlerinden kurtulabilir ve ceza almaz.

Diğer bireyselleştirme yöntemlerinde olduğu gibi, mahkeme kararları hukuki sonuçlar doğurabilirken, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı henüz bir sonuç doğurmamıştır.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, suçlunun cezasını tamamlamak yerine alternatif bir yaptırım sağlar. Ancak, bu kararın verilmesi için belirli koşulların yerine getirilmesi gerekir.

Sanığın kişisel durumu, suçun niteliği, tutumu, işleniş şekli ve cezası gibi faktörler bu kararın verilmesinde etkilidir. Bu karar, suçlunun rehabilitasyonu ve topluma yeniden kazandırılması amacını taşır.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, kişinin özel yaşamına hiçbir kısıtlama getirmeden bir nevi sanığa ikinci bir şans tanımaktadır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararının Niteliği İtibariyle Bir Hüküm Müdür?

Hüküm, mahkemenin kararıyla sonuçlanan bir davadır ve ceza davalarında da kullanılır. Ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, CMK m.223’te sayılan hüküm çeşitlerinden biri değildir. Bu nedenle, bu karar bir hüküm olarak nitelendirilemez.

Bu karar, sanık hakkında herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz ve sanık herhangi bir hak yoksunluğuna uğratmaz. Bununla birlikte, sanık hakkında bir hüküm kurulmuş olmasına rağmen, hükmün açıklanması geri bırakıldığı için, sanık hakkında mahkumiyet hükmü verilmemiş gibi bir sonuç ortaya çıkar.

Diğer taraftan hükmün açıklanmasının geri bırakılması sonuçları itibariyle maddi ceza hukuku açısından da neticeler meydana getirir. Mahiyeti itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması bir genel veya özel af da değildir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararının Şartları Nelerdir?

Ceza Muhakemesi Kanunu 231. Maddesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını açıklar. Buna göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, suçun cinsi, suçlunun kişiliği, durumu, tutumu ve suçun işleniş şekli gibi faktörler dikkate alınarak verilir.

Bu kararın verilmesinde, suçlunun daha önceki suç kaydı, suçun niteliği ve ağırlığı, toplumsal etkileri, suçlunun gelecekte suç işleme olasılığı gibi faktörler de dikkate alınır.

Şartları şu şekildedir;

  • Sanığa işlediği suç neticesinde kesin bir mahkûmiyet hükmü verilmesi,
  • Sanık ve mağdur arasında bir uzlaşmanın sağlanamamış olması,
  • Sanığa hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası olması,
  • Sanığın işlediği suçun özel kanunlarda düzenlenen istisna suçlardan olmaması,
  • Sanık hakkında daha önceden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmemiş olması.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı İçin Sanığa Dair Belirli Şartlar Bulunmaktadır:

  • Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilecek sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmaması:

Hüküm açıklanmasının geri bırakılacağı sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olması gerekir. Ancak, taksirle işlenen suçlar için bu şart aranmaz.

  • Suç nedeniyle mağdurun uğradığı zararın giderilmesi:

İşlenen suç nedeniyle mağdur veya kamu bir zarara uğramışsa, uğranılan zararın giderilmesi gerekir. Zararın giderilmesi aynen iade yoluyla ya da tazmin suretiyle yapılabilir.

  • Mahkemece sanığın tekrar suç işlemeyeceği kanaatine varılması:

Mahkeme sanığın tekrar suç işlemeyeceği kanaatine varırsa hüküm açıklanmasının geri bırakılması kararı verir. Ancak, hakim, sanığın davranışlarını ve kişiliğini sübjektif kriterlere göre değerlendiremez. Olumsuz bir davranışı ya da bilinen olumsuz bir kişilik özelliği yoksa, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmelidir.

  • Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına onay vermesi:

Sanık, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını kabul etmelidir. Eğer sanık kararı kabul etmezse, hükmün açıklanması geri bırakılamaz.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı Verilemeyecek Suçlar Nelerdir?

Kural olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, TCK’da ve ceza hükmü içeren diğer kanunlardaki tüm suçlarda uygulanır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmayacağı suçlar;

  • İki yıl üstü süreli hapis veya adli para cezası gerektiren suçlar
  • Anayasa’nın 174. maddesinde koruma altına alınan inkılap kanunlarında yer alan suçlar
  • 6222 sayılı Sporda Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kapsamındaki suçlar
  • Şike ve teşvik suçları
  • 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanun kapsamında disiplin suç ve cezaları
  • Kullanmak için Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak, Kabul Etmek veya Bulundurmak ya da Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanmak Suçu
  • İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu
  • İcra İflas Kanunu’nda Yer Alan Suçlar
  • Disiplin Hapsi ve Tazyik Hapsi Gerektiren Fiiller

Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez. Bu sayılan suçlar açısından cezanın miktarının veya sanığın kabul etmesinin önemi yoktur.

3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar bakımından 6352 sayılı Kanun m.105/2-b maddesi ile yapılan değişiklikle birlikte hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri uygulanabilmektedir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararında Denetim Süresi Ne Kadardır?

Mahkeme tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinde, sanığın 5 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulmasına karar verilir. Bu 5 yıllık süre, suç tarihinde 18 yaşından küçük olan çocuklar hakkında Çocuk Koruma Kanunu’nun 23. Maddesi uyarınca 3 yıl olarak uygulanır.

Bu 3 ve 5 yıllık süreler takdire bağlı olmayan, belirlenmesi zorunlu olan sürelerdir. Hakim bu süreleri azaltamaz veya artıramaz.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildikten sonraki denetim süresi;

Sanık, hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile birlikte belirli bir süre boyunca gözetim altında tutulur. Bu sayede, toplumda uyumlu bir birey haline gelmesi takip edilir.

Mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile bir yıldan fazla olmamak üzere denetimli serbestlik tedbirine hükmedebilir. Bu durumda denetimli serbestlik tedbirine hükmetme ve en fazla bir yıla kadar olmak üzere süre belirlemek konusunda, hakimin takdir hakkı mevcuttur. Ancak mahkemenin takdir hakkı bulunsa da bir yıldan fazla süreyle denetimli serbestlik tedbirine karar veremez.

Sanık denetim süresi içinde kasten bir suç işlemez ve hakimin belirlediği diğer yükümlülüklere uygun hareket ederse açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesine karar verilir. Dava düştükten sonra yargılanan kişi davadan önceki hukuki durumuna geri döner.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ve Denetim Süresi İçinde Yeniden Suç İşlenmesi Halinde Ne Olur?

Sanık, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işler veya hakimin belirlediği yükümlülüklere aykırı hareket ederse açıklanması geri bırakılan hüküm mahkeme tarafından açıklanır.

Denetim süresi içerisinde yeniden kasıtlı suç işleyen sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hüküm aynen açıklanır. Suç işleyen sanık hakkında daha önce verilen ceza seçenek yaptırımlara çevrilemez, ertelenemez. Hükmün açıklanması, mahkeme tarafından yeniden duruşma açılması suretiyle yapılır. Deneme süresi içerisinde suç işlenmiş olması nedeniyle yeniden duruşma açılmasının amacı, oluşan yeni durum karşısında duruşma açıldığından ve yargılamaya devam olunduğundan sanığın bir şekilde haberdar edilmesini ve bu şekilde savunma hakkının kısıtlanmasını önlemektir. Bununla birlikte, duruşmanın usulüne uygun olarak sanığa bildirilmesine karşın duruşmaya katılmaması halinde, önceki savunması ile yetinilerek, hüküm kurulabilecektir. Ayrıca maddedeki yaptırımların yalnızca adli para cezası veya müsadereyi içermemesi nedeniyle CMK’nın 195. maddesinin uygulanma koşulu da bulunmamaktadır –Y3CD-K.2021/10185

Denetim süresi içinde suç işlemediği halde hakimin belirlediği denetimli serbestlik yükümlülüklerini yerine getirmeyen sanık hakkındaki hükmün de açıklanmasına karar verilir. Ancak, bu durumda hükmü açıklayan mahkeme sanığın cezasının yarısına kadar olan bir kısmının infaz edilmemesine karar verebilir.

Mahkeme, koşulları varsa suç işlemeyen ancak yükümlülüklere aykırı davranan sanık aleyhine hükmedilen hapis cezasını erteleyebilir veya adli para cezası gibi seçenek bir yaptırıma çevirerek yeni bir mahkumiyet hükmü de kurabilir.

Denetim süresi içinde yeniden suç işlenmesi halinde, işlendiği iddia edilen ikinci suçun mahkumiyetle kesinleşmesinden sonra işlenen ilk suç nedeniyle verilen HAGB kararı açıklanabilir. Nitekim, Yargıtay işlendiği iddia edilen ikinci suç kesinleşmediği halde, birinci suç nedeniyle verilen HAGB kararının açıklanmasını hukuka aykırı bulmuştur. –YCGK-K.2008/25, Y15CD-K.2012/45113

Önemle belirtmek gerekir ki; 28.06.2014 tarihine kadar işlenen suçlarda birden fazla kere hükmün açıklanmasının geri bırakılması verilebilir. Bu tarihten sonra işlenen suçlarda birden fazla kere hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi kanuni düzenleme nedeniyle mümkün değildir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararına Uyulmaması Nedeniyle Dosyanın Açılması ve Hükmün Niteliği Nedir?

Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına uyum göstermemesi durumunda, yani denetim süresi içinde suç işlemesi veya yükümlülüklere uymaması halinde, hükmün tamamen açıklanmasına karar verilir. Özellikle denetim süresi içinde suç işlenmesi halinde, hâkim hükmü değiştirmeden açıklamalıdır. Hükümdeki hata veya eksiklikler ise kanun yolu muhakemesi yoluyla giderilmelidir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararının Sonuçları Nelerdir?

Mahkeme, sanığın suçunu sabit görerek ceza vermekte ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı vererek cezanın uygulanmasını ertelemektedir. Bu karar, sanığın suç işlediği ve cezaya çarptırıldığı halde hüküm açıklanmayarak sanık hakkında herhangi bir hukuki sonuç doğurmamaktadır.

Sanık, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemez ve belirlenen yükümlülüklere uygun davranırsa dava düşer ve sanığa herhangi bir ceza verilmez. Bu sayede sanığın sicili temiz kalır. Ancak, ceza davasının yargılama giderleri sanığa yüklenir ve sanık bunları ödemek zorundadır.

Kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları, Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğü’ne kaydedilmek üzere gönderilir. Bu kayıtlar, yalnızca bir soruşturma veya kovuşturma ile ilgili olarak Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından istendiğinde kullanılabilir.

Hükmün açıklanması ya da düşmesi kararı verilmesi gereken durumlarda dosya yeni bir esasa kaydedilmelidir, bu da Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeler Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 58. maddesi uyarınca yapılmalıdır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Denetim Süresi İçinde İşlenen İkinci Suçun Özellikleri Nelerdir?

Eğer bir kişi denetim süresi içinde kasıtlı bir suçtan mahkûm olursa, hükmün açıklanabilmesi için bir ikinci suçun da denetim süresi içinde ve kasıtlı olarak işlenmiş olması yeterlidir.

Madde metninde ikinci suçun denetim süresi içinde kesinleşmiş olması gerektiği belirtilmemiştir. Ancak, mahkeme ikinci suçun denetim süresi içinde işlendiğine dair kesin bir karar aldıktan sonra, sanığın ilk suçtan mahkûmiyet kararını açıklayabilir.

İkinci suçun doğrudan ya da olası kastla işlenmiş olması önemli değildir. Ayrıca, ikinci suçun şikayete bağlı veya resen soruşturulan bir suç olması veya mahkûmiyet kararının adli para cezası veya hapis cezası olması veya TCK’nın 50. maddesindeki seçenek yaptırımlara çevrilmiş olması veya kesin nitelikte olması da sonucu etkilemez. Kanun koyucu sadece ikinci suçun kasıtlı olmasının yeterli olduğunu belirtmektedir.

İkinci suçun taksirle işlenmesi durumunda ise bilinçli taksir de olsa hüküm açıklanamayacaktır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu-K.2019/647

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı Verilen Kişiye Yeniden Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı Verilebilir Mi?

5271 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi sekizinci fıkrasının birinci cümlesinden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 72. maddesiyle eklenen cümle ile birlikte, bir sanık hakkında denetim süresi içinde birden fazla hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilemeyeceği düzenlenmiştir.

Bu yasak, kişinin işlediği ikinci suçun denetim süresi içinde olup olmamasına bakılmaksızın uygulanır ve daha önceden işlenen suçlar için de geçerlidir. Önemli olan, denetim süresi içinde bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyeceği hususudur.

Bu karara esas suçun ne zaman işlendiği ise önem arz etmez. Yani bir sanık hakkında önceden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş ve belirlenen denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmişse, bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez. Ancak taksirli suçlardan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine engel yoktur.

CMK m.231/8:

(8) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tabi tutulur. Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;

a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,

b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,

c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine, karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur.’’

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararına İtiraz, İstinaf ve Temyiz Edilebilir Mİ?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı, kararın öğrenilmesinden veya tebliğ edilmesinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına genellikle istinaf veya temyiz başvurusunda bulunulamaz. Ancak, bazı istisnai durumlarda suçun vasfına ilişkin istinaf veya temyiz yoluna başvurmak mümkündür.

Örneğin, bir sanık hırsızlık suçundan mahkum edilerek HAGB kararı alınmışsa, suçun aslında yağma suçu olduğunu iddia eden bir müdahil (şikayetçi ya da davaya katılan) suçun vasfına yönelik istinaf veya temyiz başvurusunda bulunabilir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz, genellikle itiraz kanun yoluna başvurulur. HAGB kararını veren mahkeme ne ise, o mahkemeye dilekçe verilerek karara itiraz edilebilir.

Mahkeme, önce kendisi itirazı değerlendirir ve inceleme sonucunda kendi kararını düzeltebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren mahkeme, itirazı yerinde görmediği takdirde itiraz dilekçesini incelemekle yetkili mahkemeye gönderir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itirazı incelemeye yetkili mahkemeler şu şekilde belirlenir:

  • Asliye Ceza Mahkemesi’nin Hükmettiği HAGB Kararına Yapılan İtirazı İncelemeye Yetkili Mahkeme:

Eğer hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilmişse, bu karara yapılan itirazın incelenmesi yetkili mahkeme, aynı adliyedeki Ağır Ceza Mahkemesi olacaktır. Ancak, eğer o adliyede Ağır Ceza Mahkemesi bulunmuyorsa, Asliye Ceza Mahkemesi’nin yargı çevresindeki Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurulabilir.

Öte yandan, unutulmamalıdır ki, Çocuk Mahkemeleri ve Fikri Sınai Ceza Mahkemeleri, Asliye Ceza Mahkemesi düzeyinde kabul edilir.

  • Ağır Ceza Mahkemesi’nin Hükmettiği HAGB Kararına İtiraz:

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı veren herhangi bir Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına karşı yapılan itiraz, bu kararın verildiği mahkemenin sıra numarası olarak bir sonraki Ağır Ceza Mahkemesi tarafından incelenir.

Yargıtay kararlarına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması itiraz dilekçesi incelemek üzere kendisine gönderilen mahkeme, itiraz edilen kararı hem usul hem esas açısından denetimden geçirecektir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itiraz, henüz etkin bir kanun yoluna dönüşmüş değildir. Yapılan itirazlar hakkında dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilmektedir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı temyiz yolu kapalı olup bu kararlara ancak itiraz edilebilir. Fakat, sanığın temyiz dilekçesi itiraz dilekçesi olarak kabul edilmeli ve itirazı incelemeye yetkili mahkemeye gönderilmelidir (Y15CD-K.2014/16494).

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı, CMK’nın 231/12. Maddesi uyarınca itiraz yasa yoluna başvurulabilir. Dolayısıyla mahkemece açıklanması geri bırakılan hüküm bir mahkumiyet hükmü niteliğinde olmadığından ve yasanın maddesi açık olduğundan mahkeme tarafından verilen HAGB kararına karşı istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulamaz. Fakat mahkeme CMK’nın 231/10. maddesine göre bir düşme kararı verirse verilen bu karar için istinaf ve temyiz yoluna başvurulabilecektir. HAGB kararlarına CMK m.231/12 uyarınca itiraz edilebilir. Bu itirazın kime karşı ve nereye yapılacağını kısaca şöyle açıklayabiliriz:

  • Asliye Ceza Mahkemesinin verdiği HAGB kararına karşı, Asliye Ceza Mahkemesinin bağlı olduğu üst mahkeme olan Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir.
  • Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği HAGB kararına karşı numara olarak takip eden Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir.
  • Bir yerde tek Ağır Ceza Mahkemesi varsa en yakın Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir.

Anayasa Mahkemesi’nin 20/7/2022 tarihli ve E.: 2021/121, K.: 2022/88 sayılı Kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebileceğini düzenleyen CMK 231. maddesinin 12. fıkrası iptal edilmiştir. Bu Kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır.

HAGB Kararına Kanun Yararına Bozma Başvurusu Nasıl Olur?

Kanun yararına bozma, kesinleşmiş mahkeme kararlarına karşı kullanılabilen bir hukuki işlemdir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, itiraz edilmediği takdirde veya itiraz sonucunda itirazı incelemeye yetkili mahkemenin reddi ile kesinleşir. Ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı aleyhine kanun yararına bozma talep edildiğinde, kararın içeriği (esası) yeniden değerlendirilemez.

Yargıtay tarafından yapılan inceleme, sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usulü şartlarının yerine getirilip getirilmediğini denetleyecektir.

Yargıtay, kanun yararına bozma başvurusu üzerine hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında aşağıdaki hususların hukuka uygun şekilde uygulanıp uygulanmadığını kontrol edecektir:

  • Hükmedilen ceza miktarının 2 yıldan az olup olmadığı,
  • Daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin olup olmadığı,
  • Zararın giderilip giderilmediği,
  • Suçun hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulanamayacak istisnai bir suç olup olmadığı,
  • Denetim süresinin çocuklar için 3 yıl, yetişkinler için 5 yıl olup olmadığı,
  • Hakimin kararda hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarını değerlendirip değerlendirmediği.

Yargıtay kanun yararına bozma başvurusu üzerine yukarıdaki noktalarda hukuka aykırılık tespit ederse, hukuka aykırılık yeni bir yargılamayı gerektirdiği takdirde yeniden yargılama yapılarak karardaki hukuka aykırılığın giderilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verir.

Yargılama yapılmasını gerektirmeyen hallerde ise hukuka aykırılık Yargıtay ilgili ceza dairesince veya Ceza Genel Kurulunca doğrudan karar verilerek giderilir.

HAGB Kararının Diğer Mahkemelere ve Diğer Davalara Etkisi Nedir?

Kural olarak hukuk ve idare hakimi hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile bağlı değildir. Çünkü hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı günışığına çıkmış, açıklanmış, denetimlerden (yargı yolundan) geçerek kesinleşmiş, infaz edilebilir bir karar olmadığından, kural olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının hukuk mahkemeleri ve idare mahkemelerinde bir bağlayıcılığı yoktur.

Ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında belirtilen somut olaylar, hukuk mahkemeleri ve idari yargıda da dikkate alınabilir.

Hukuk mahkemeleri ve idari yargı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını gerekçe göstererek kararı reddedemez, ancak normal bir karar gibi ele alamazlar. Ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması dosyasındaki somut vakıalar, hakaret, fiili saldırı, haksız tecavüz veya görev ihmalini içeriyorsa, hukuk mahkemeleri ve idari yargı bu vakıaları değerlendirerek sonuç çıkarabilirler.

Sonuç olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı hukuk ve idari mahkemeleri bağlamaz; ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması dosyasındaki somut olaylar her zaman dikkate alınır.

Hukuk mahkemeleri, hükmün açıklanmasının geri bırakılması dosyasındaki somut olaylara dayanarak tazminat takdir edebilirler, idari yargı ise memurların görevden alınmasına onay verebilirler.

HAGB Kararına İtiraz Halinde Aleyhe Bozma/Değiştirme Yasağı

Aleyhe bozma/değiştirme yasağı, sadece sanık lehine yapılan temyiz veya istinaf başvurularında, hükmün sanık aleyhine sonuç doğuracak şekilde değiştirilemeyeceği prensibidir.

Örneğin, şantaj suçundan dolayı sanık bir yıl hapis cezasına çarptırılmış ve yalnızca sanık lehine istinaf başvurusu yapılmışsa; istinaf mahkemesi, sanık için verilen cezanın az olduğunu düşse bile, aleyhe bozma/değiştirme yasağı nedeniyle hükmü bozamaz.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edildiğinde, aleyhe bozma/değiştirme yasağı prensibi göz önünde bulundurulur.

Yargıtay kararlarına göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hakkında yapılan sanık lehine kanun yolu başvurularında, bozma sonrası verilecek cezanın ilk cezadan daha ağır olamayacağı kabul edilmektedir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı Adli Sicil Kaydına İşler Mi?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, kişinin adli sicil kaydına yansımaz. Ancak, bu kararlar adli sicil kaydında özel bir bölümde kaydedilir.

E-devlet üzerinden alınan sabıka kaydı veya adliyeden alınan adli sicil kaydı gibi kayıtlarda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı görünmez. Bu kayıtlar, CMK’nın 231. maddesi uyarınca hakim veya savcı tarafından bir soruşturma veya kovuşturma ile ilgili olarak yukarıda açıklanan hususların tespiti için kullanılabilir.

HAGB Dilekçesi

ANKARA ( ). AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

SUNULMAK ÜZERE

ANKARA ……………. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NE

……………. E. ……………. K.

(İTİRAZ EDEN)

SANIK : ……………. (T.C. Kimlik No: …………….)

MÜDAFİ : Av. Çağrı AYBOĞA

KONU : Sanık hakkında tesis edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itirazımıza ilişkindir.

SUÇ İSNADI : SEVK MADDESİ:5237 sayılı yasanın 37/1 delaletiyle 142/1-b,143,35/1.2,116/1 4,119/1.c,151/1,53/1,54,63(herbir şüpheli için ayrı ayrı)

KARAR TARİHİ : …………….

AÇIKLAMALAR

I- MADDİ OLGULAR

1) Müvekkil ve diğer Sanık ……………. hakkında yürütülen soruşturma neticesinde düzenlenen iddianame ve açılan Kamu Davasında hırsızlığa teşebbüs, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme adı altında Malvarlığına ve Hürriyete karşı suçlar isnat edilmiştir.

2) Yapılan kovuşturma neticesinde Sanık ……………. hakkında İstanbul …………….. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ……………. E. ……………. K. Sayılı dosyasından verilen 21.01.2014 tarihli hüküm gereğince:

‘‘…DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Suç tarihinde sanıkların birlikte hırsızlık yapmak amacıyla bir araya geldikleri, eylem birliği içerisinde suçta kullanılan araçla müştekiye ait adrese geldikleri, müştekiye ait konuta girdikleri, sanık ……………. emanete kayıtlı suçta kullanılan aletlerle kapıyı açmak istediği sırada yapılan ihbar sonucu olay yerine gelip polis memuru görevlilerce yakalandıkları, sanıkların bu eylemlerle atılı suçu işledikleri, suçta kullanılan aletlerin kapı açılmasında kullanılmaya elverişli aletlerden olduğunun İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kriminal Polis Labaratuarı ile sabit olduğu sanıkların bu şekilde atılı suçları işledikleri, mağdurun samimi anlatımları, sanıkların ikrara yöneliksavunmaları, adli emanet makbuzu ve tüm dosya kapsamı ile anlaşılmakla her iki sanığın dageceleyin hırsızlığa teşebbüs suçundan eylemlerine uyan TCK 142/1-b, 143, 35/2, sanıkların geceleyin konut dokunulmazlığını bozmak suçundan TCK 116/1-4, 119/1-c, keza sanıkların mala zarar vermek suçundan TCK 151/1 maddesi gereğince ayrı ayrı cezalandırılmalarına ve lehlerine CMK 231 maddesindeki şartların oluştuğu görülmekle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;

1- Sanıklar …………….ve …………….’in bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık suçunu işlediği sübuta erdiğinden eylemlerine uyan 5237 sy TCK’nın 142/1-b md uyarınca suçun işleniş şekli ve özellikleri ile sanıkların kastının yoğunluğuna binaen takdiren 2’şer yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına…’’
Gerekçelerine istinaden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedilmiştir.

II- İTİRAZ SEBEPLERİ

3) Müvekkil Sanık aleyhinde dosyada hiçbir delil bulunmamasına rağmen hakkında beraat kararı yerine hüküm verilmesi ve 5271 Sayılı CMK 231 gereğince HAGB kararı verilmesi açıkça hukuka aykırı olup; söz konusu karara kanuni süresinde itiraz etmekteyiz.

SANIĞIN SUÇUN İCRASINA KATILDIĞI VE MÜŞTEREK FAİL OLDUĞUNA DAİR HİÇBİR DELİL VE EMARE DAVA DOSYASINDA YER ALMAMAKTADIR. Şöyle ki soruşturma dosyası ve İfade tutanakları, sorgu zaptı değişik iş sayılı kararı olay yeri inceleme raporu el koyma kararı ile tüm soruşturma dosyası kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; diğer Sanık ……………. 24/06/2012 tarihinde kolluk görevlilerince suça teşebbüs aşamasında yakalanmış ve gözaltına alınmıştır. Nitekim aynı tarihli olay yeri ve suç esyası el koyma tutanakları gereğince Sanık Hâkim karşısına çıkarılarak, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştır. Gerek sanığın Savcılık ifade tutanağı gerekse de olay yeri tutanağı mümzisi kolluk görevlilerinin 12/03/2013 tarihli duruşmada verdikleri tanık beyanlarında Sanığın olay yerinde olmadığı, hırsızlığa teşebbüs ederken yakalanmadığı, olay yerinden takriben 300-400 metre uzakta ……………. plakalı aracında beklerken yakalandığı ve hakkında hiçbir işlem yapılmadan serbest bırakıldığı ve de üzerinden hiçbir şekilde suç eşyasına rastlanmadığı belirtilmiştir.

Belirtmek gerekirse soruşturma dosyası ve İfade tutanakları, sorgu zaptı değişik iş sayılı kararı olay yeri inceleme raporu el koyma kararı ile tüm soruşturma dosyası kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

  • Müvekkil Sanık …………….’ın olay tarihinden evvel ……………. plakalı aracı bir rent a car firmasından ailevi ihtiyaçlar sebebi ile kiralamış bulunduğu,
  • Olay günü diğer Sanık ……………. ve suça sürüklenen çocuklar olarak ……………. ve ……………. isimli şahısların kolluk kuvvetlerince yakalanıp, gözaltına alındıkları,
  • Olaya yeri yakalam ve gözaltı tutanağı düzenleyen kolluk görevlilerinin 12/03/2013 tarihli duruşmadaki tanıklıklarında Sanık ……………. olay yerinden takriben 400 metre uzakta yakaladıkları ve üzerinde hiçbir suç eşyasına rastlanmadığından serbest bırakıldığı,
  • Sanık ……………. 24.06.2012 tarihli Cumhuriyet Başsavcılığı ifade tutanağında aynen;

‘‘SORULDU: Ben daha önceden bu tip işler yapıyordum. Ama uzun zamandır yapmıyordum.

Dün ……………. ile bir süre arabayla dolaşırken telefonumu şarj olması için arabasına taktım. Daha sonra telefonu almayı unutmuşum. Birlikte uyuşturucu madde kullanmıştık. Bu yüzden tam gece ne yaptığımı hatırlamıyorum. Yalnız ……………. benim yanımda akşam vakti ayrılmıştı. Daha sonra parkta ……………. ve ……………. isimli çocuklarla buluşup yakalandığımız eve girdiğimizi hatırlıyorum. Benim çok borcum vardı. Bu yüzden bu işi yapmak zorunda kaldım. ……………. bu olayla ilgisi yoktur.
Ben …………….’a zorla hırsızlık yaptırmaya çalışmış değilim. Pişmanım dedi. Beyanı okundu imzası alındı.’’

  • Müvekkil Sanığın olay tarihinde kiraladığı aracında ailesini beklerken kolluk kuvvetlerince yakalanıp ifadesine dahi başvurulmadan serbest bırakıldığı,

Saptamaları ve somut delilleri mevcuttur.

4) SANIĞIN OLAY YERİNDE YAKALANMAMASINA VE EL KOYULAN HERHANGİ BİR SUÇ EŞYASI ÜZERİNDE OLMAMASINA VE DE SUÇUN YASAL UNSURLARI OLUŞMAMASINA RAĞMEN HAKKINDA HAGB KARARI VERİLMESİ YERİNDE DEĞİLDİR. Bu doğrultuda dosya kapsamı ve deliller değerlendirildiğinde, Diğer Sanık ……………. açık ikrarı ile Müvekkil Sanık hakkındaki beyanları ve olay yeri inceleme raporu, Kolluk kuvveti İhbar Evrakı dikkate alındığında, Müvekkil’in isnat edilen suçları işlemedeği ve zikredilen aracında beklemek dışında atılı suçların icrasına ilişkin hiçbir hareket ve fiilinin de mevcut olmadığı açıktır.

5) Nitekim İddia makamınca hazırlanan iddianamede Müvekkil’in 5237 Sayılı TCK md. 37/I gereğince müsnet suçun Sanıklarca birlikte işlendiği kannati serdedilmiş olsa da Müvekkilin dosya kapsamında işlenen suça ilişkin fiilleri ve mezkur suçlara iştirakine ilişkin hiçbir delil söz konusu değildir. Nitekim Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulaması muvecehesinde Müşterek faillikte, suç ortaklarının suçun icrasında üstlendikleri rol ve katkılarının önem taşıdığı, suçun işlenmesinde yaptıkları katkının diğerinin fiilini tamamladığı, tarafların suçun icra edilmesinde fikir ve eylem birliğine vardığı durumlarda müşterek failliğin söz konusu olacağı açıkken Sanık Müvekkilin atılı suçların icrası, tamamlanması hususundaki etkilerine ilişkin hiçbir delile yer verilmemiştir.

NETİCE VE TALEP : Yukarıda ,izah edilen sebepler vicahında:

Sanık hakkındaki iddia, delil ve diğer Sanığın lehe beyanları doğrultusunda ……………. beraatine hükmedilme gerekirken hakkında HAGB kararı tesis edilmesine ilişkin itirazımızın kabulüne,

Sanığın BERAATİNE,

Karar verilmesini saygılarımla talep ederim.

İTİRAZ EDEN Sanık Müdafi

Av. Çağrı AYBOĞA

Çağrı Ayboğa

Avukat Çağrı Ayboğa, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup yüksek lisans öğrenimine devam etmektedir. Ayboğa + Partners Avukatlık Bürosu’nun kurucu avukatlarındandır. Ankara Barosu’na kayıtlı olarak dinamik ve tecrübeli ekibiyle avukatlık mesleğini icra etmektedir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Ara