Dilekçelerİdare Hukuku

İdari İşlemin İptali Davası

İdari Yargıda İptal Davası Nedir? Nasıl Açılır?

İdari işlemin iptali davası, idare hukukunda idarenin hukuka uygun davranmasını sağlamak ve bireylerin kamu otoritesi karşısındaki haklarını korumak için başvurulan temel yargı yollarından biridir. Bu davalar, idari işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları yönünden hukuka uygunluğunun yargısal denetiminden geçmesini sağlamayı amaçlar. Hukuka aykırı bir işlem nedeniyle menfaati ihlal edilen herkes, bu davayı açabilme hakkına sahiptir. İptal davalarının temel amacı, kamu yararını korurken bireylerin haklarının idari tasarruflarla ihlal edilmesini önlemektir. Dolayısıyla, iptal davaları birey ile idare arasındaki hassas dengenin korunmasında kritik bir araçtır.

İptal davasına konu edilen idari işlemlerin kesin ve icrai nitelikte olması gerekir. İcrai nitelik, işlemin doğrudan bir hukuki sonuç doğurmasını ifade eder. İdari işlemlerin icrai niteliğe sahip olması, bireylerin menfaatine doğrudan etkide bulunarak hak ihlali yaratması durumunda yargı denetimini gerekli kılar. Bu kapsamda, sadece bireysel işlemler değil, düzenleyici işlemler de iptal davasına konu olabilir. Ancak düzenleyici işlemler doğrudan bireylerin menfaatine etki etmedikçe, iptali talep edilemez; bunların uygulanmasıyla bireylerin zarar görmesi halinde dava açılabilir.

İdari İşlemin İptali Davası
İdari İşlemin İptali Davası

DMCA.com Protection Status

İdari İşlemin İptali Davası Nedir?

İptal davaları, idare hukukunda bireylerin hak ve menfaatlerini koruma amacı güden, idarenin hukuka uygunluğunu denetlemek için açılan yargı süreçleridir. Bu davalar, idarenin tesis ettiği işlemlerin hukuka uygunluk denetimini sağlar ve yetki, sebep, şekil, konu ile amaç unsurlarından herhangi biri bakımından hukuka aykırı olan idari işlemlerin iptali için açılır. Hukuka aykırılığın bireylerin meşru menfaatini ihlal etmesi, iptal davasının temel dayanağını oluşturur. Dolayısıyla bu dava türü, idarenin keyfi kararlarına karşı bireylerin hukuki güvenliğini sağlamayı amaçlayan bir denetim mekanizmasıdır.

İptal davaları kapsamında yargı yetkisi, sadece işlemin hukuka uygun olup olmadığını denetlemekle sınırlıdır. Bu bağlamda, idari yargı organları idarenin takdir yetkisini ortadan kaldıracak veya yerindelik denetimi yapacak şekilde karar veremez. İdari yargı sistemi; yürütmenin faaliyetlerini hukuk normlarına uygun şekilde düzenleme amacına hizmet eder. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi, idari yargının hukuka uygunluk denetimiyle sınırlandırıldığını açıkça belirtir. Bu düzenleme, idarenin hukuka aykırı işlemlerine karşı etkili bir denetim aracı sunarken, idarenin karar alma özgürlüğünü de korur.

İptal Davası Açma Süresi Nedir?

İptal davalarının açılabilmesi için belirli süre sınırlamaları öngörülmüştür ve bu süreler hak düşürücü niteliktedir. Genel dava açma süresi, idare mahkemeleri ve Danıştay için 60 gün, vergi mahkemeleri için ise 30 gündür. Bu süre, idari işlemin ilgilisine tebliğ edildiği veya öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Ancak, idari işlemlerin niteliğine göre özel dava açma süreleri de belirlenmiş olabilir. Özel süreler, ilgili kanunda açıkça belirtilmelidir ve idari işlemde bu sürenin gösterilmemesi durumunda, genel dava açma süreleri geçerli olur.

Sürenin hesaplanmasında, tebliğ günü hesaba katılmaz; süre, tebliğ tarihinden sonraki ilk günden itibaren işlemeye başlar. Ayrıca, dava açma süresi zımni red durumunda yeniden hesaplanır. İlgili kişi, dava açmadan önce idari işlemin kaldırılması veya değiştirilmesi için idareye başvurabilir. Bu başvuru, dava açma süresini durdurur ve red kararının tebliğiyle birlikte süre yeniden işlemeye başlar. Bu düzenleme, bireylerin idareyle olan uyuşmazlıklarını yargı yoluna başvurmadan önce çözme imkânı tanır.

İptal Davasına Konu Edilebilen İdari İşlemlerin Özellikleri

İdari işlemler, kamu idarelerinin kamu gücüne dayanarak hukuki sonuç doğurmak üzere tek taraflı olarak gerçekleştirdiği tasarruflardır. Bu işlemlerin iptal davasına konu edilebilmesi için “kesin” ve “icrai” nitelikte olması gerekmektedir. Kesinlik, işlemin tamamlanmış ve yürürlüğe girmiş olmasını ifade eder. İcralık ise işlemin doğrudan bireylerin hukuki durumunda değişiklik meydana getirmesi anlamına gelir. Bu niteliklere sahip olmayan işlemler, iptal davasına konu edilemez.

İptal davasına konu olabilecek idari işlemler iki ana gruba ayrılır: bireysel işlemler ve düzenleyici işlemler. Bireysel işlemler, belli bir kişi veya kişilere yönelik olarak hukuki sonuç doğuran işlemler iken, düzenleyici işlemler genel, soyut ve sürekli nitelikteki işlemlerdir. Örneğin, bir memurun atama işlemi bireysel işlem niteliği taşırken, bir yönetmelik düzenleyici işlem niteliğindedir. Düzenleyici işlemler, ilan edildikleri tarihten itibaren dava konusu edilebilir, ancak uygulama işlemleriyle birlikte de dava konusu yapılabilir.

İptal Davası Açma Ehliyeti ve Menfaat İhlali Kavramı

İptal davası açabilmek için davacının dava konusu işlemle arasında bir menfaat ilişkisinin bulunması gerekir. Bu ilişki, “kişisel”, “meşru” ve “güncel” menfaat unsurlarını taşımalıdır. Meşru menfaat, kişinin dava konusu işlemden hukuken kabul edilebilir bir şekilde etkilenmesini ifade eder. Kişisel menfaat, işlemin davacının bireysel haklarına doğrudan etki etmesi anlamına gelir. Güncel menfaat ise işlemin etkisinin devam ediyor olması ya da etkisinin doğmasının muhtemel olmasıdır.

Menfaat ilişkisinin bulunmaması durumunda, davanın ehliyet yönünden reddedilmesi söz konusudur. Ancak, çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması gibi kamu yararını ilgilendiren konularda, bu menfaat daha geniş bir çerçevede yorumlanabilir. Örneğin, çevre kirliliği yaratacak bir idari işlemde, sadece doğrudan etkilenen değil, kamu yararını gözeten bir kuruluş da dava açma ehliyetine sahip olabilir. Bu tür davalar, toplumsal menfaatlerin korunmasında önemli bir rol oynar.

İptal Davası Açma Sebepleri Nelerdir?

İdari işlemlere karşı iptal davası, işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden birinde hukuka aykırılık bulunması halinde açılabilir. Yetki yönünden hukuka aykırılık, işlemin yetkili makam tarafından yapılmaması durumunda ortaya çıkar. Örneğin, bir kaymakamın valilik yetkisine giren bir konuda işlem tesis etmesi yetki yönünden hukuka aykırıdır. Şekil yönünden aykırılık ise işlemin, öngörülen usul ve şekil şartlarına uyulmadan yapılması durumudur.

Sebep, konu ve amaç unsurları bakımından hukuka aykırılık da iptal sebebidir. İşlemin dayandığı gerekçelerin gerçeğe uygun olmaması veya yasal dayanağının bulunmaması sebep yönünden hukuka aykırılığı ifade eder. İşlemin konusu hukuka aykırı bir sonuç doğuruyorsa ya da işlem kamu yararı yerine başka bir amaca hizmet ediyorsa, bu durum iptale neden olur. Örneğin, bir idari işlemin siyasi bir saikle yapıldığı kanıtlanırsa, bu durum amaç yönünden aykırılık teşkil eder.

İdari İşlemin İptali Davası
İdari İşlemin İptali Davası

Yürütmenin Durdurulması Kararı

Yürütmenin durdurulması, iptal davalarında idari işlemin uygulanmasını geçici olarak askıya almayı sağlayan bir tedbirdir. Bu tedbir, davacıya hukuki koruma sağlamak amacıyla verilir ve idari işlemin hukuka aykırılığı netleşmeden uygulanmasının doğurabileceği telafisi güç veya imkânsız zararların önüne geçmeyi hedefler. Ancak yürütmenin durdurulması kararı, idari işlemin hukuka aykırılığının açık bir şekilde ortaya konulmasını ve işlemin uygulanmasının ciddi zararlara yol açacağının somut şekilde gösterilmesini gerektirir. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (İYUK) 27. maddesi bu konuda iki temel şart öngörmüştür: hukuka açıkça aykırılık ve telafisi güç veya imkânsız zarar tehlikesi.

Yürütmenin durdurulması kararı, yalnızca davacının talebi üzerine verilebilir ve mahkeme bu talebi değerlendirirken idarenin savunmasını almak zorundadır. Ancak, uygulanmakla etkisi tükenen işlemler söz konusu olduğunda, idarenin savunması alınmadan da yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. Örneğin, bir imar yıkım kararında veya çevresel etkileri hemen ortaya çıkacak bir faaliyette bu tür kararların hızlı bir şekilde alınması mümkündür. Bu tür durumlarda, kararın gerekçelerinde hukuka aykırılığın neden açık olduğu ve zararların hangi boyutlarda telafi edilemez olduğu ayrıntılı şekilde açıklanmalıdır.

Yürütmenin Durdurulması Kararına İtiraz

Yürütmenin durdurulması kararı veya bu talebin reddi durumunda, taraflar bu karara karşı itiraz edebilirler. İtiraz, Danıştay’da verilen kararlarda ilgili dava dairesinin genel kuruluna; idare ve vergi mahkemelerinin kararlarında ise bölge idare mahkemesine yapılır. İtiraz süresi, kararın tebliğinden itibaren 7 gündür ve itiraz merci, başvurunun kendisine ulaşmasından itibaren yine 7 gün içinde kesin bir karar vermelidir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir ve tekrar itiraz edilemez.

Aynı gerekçelere dayanarak ikinci kez yürütmenin durdurulması talebinde bulunulamaz. Ancak, yeni delillerin veya şartların ortaya çıkması halinde, yeniden başvuruda bulunmak mümkündür. Yürütmenin durdurulması kararı, idari yargılama süreçlerinde bireylere güçlü bir koruma sağlar ve idarenin keyfi veya hukuka aykırı uygulamalarının önlenmesinde etkin bir araçtır.

İdari İşlemin İptali Kararının Sonuçları

İdari işlemin iptali kararı, işlemin tesis edildiği tarihten itibaren hukuki sonuçlarını ortadan kaldırır. Bu, iptal edilen işlemin geriye dönük olarak yok hükmünde sayılması anlamına gelir. İptal kararı, sadece davayı açan kişi için değil, aynı hukuki durumdaki diğer kişiler için de hüküm ifade eder. Dolayısıyla iptal kararı, bireysel hakların korunması yanında, genel hukuka uygunluk ilkesini de sağlamayı hedefler.

İptal edilen işlemden doğan zararlar, tam yargı davası açılarak tazmin edilebilir. Ancak, idarenin iptal kararını yerine getirmemesi durumunda, yürütme organının hukuka uygun davranma yükümlülüğü tehlikeye girer. Bu nedenle, iptal kararlarının uygulanmasının denetimi, hukuk devletinin bir gereğidir. İdare, iptal kararını gecikmeksizin yerine getirmek ve hukuka aykırı durumu düzeltmek zorundadır.

İptal ve Tam Yargı Davası Arasındaki Farklar

Özellik İptal Davası Tam Yargı Davası
Amaç İdari işlemin hukuka aykırılığını denetlemek ve işlemi ortadan kaldırmak. İdari işlemler veya eylemlerden kaynaklanan zararların tazmin edilmesi.
Dava Konusu Hukuka aykırı olduğu iddia edilen bir idari işlem. İdari işlemler veya eylemler nedeniyle ortaya çıkan zararlar.
Sonuç Hukuka aykırı işlem geçmişe etkili şekilde ortadan kaldırılır. Ortaya çıkan zararlar maddi veya manevi olarak tazmin edilir.
Zamanaşımı Genelde 60 gün içinde açılmalıdır (İYUK m.7). 1 yıl içinde açılması gerekir (TBK m.146).
Ön Koşul İdari işlemin kesin ve icrai nitelikte olması gerekir. İlgilinin zarar görmesi ve bu zararın idareye atfedilebilir olması gerekir.
Yargılama Süreci İdari işlemin hukuka uygunluğu denetlenir. Zararın varlığı ve miktarı değerlendirilir.

İptal Davası Danıştay Kararları

Başlık Açıklama Künye
Memurun Mazeretsiz İşe Gelmemesi Nedeniyle Çekilmiş Sayılması Kararının İptali Memurun mazeretsiz şekilde işe gelmediği iddiasıyla çekilmiş sayılmasına dair kararın hukuka uygun olmadığına hükmedilmiştir. İlgili işlemin, özürsüz ve mazeretsiz devamsızlık raporunun bulunmaması nedeniyle hukuka aykırı olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca, davacının aylık ve diğer parasal haklarının yasal faiziyle ödenmesine karar verilmiştir. Danıştay, davalı idarenin hukuka aykırı işlem tesis ederek ilgilinin hak kaybına neden olduğunu değerlendirmiştir. Davacının idari işlem öncesinde savunmasının alınmadığı da karar gerekçesinde belirtilmiştir. Danıştay 12. Daire – Karar: 2017/128
Özel Dava Açma Süresinin İdari İşlemde Gösterilmiş Olması İdari işlemde özel dava açma süresinin açıkça belirtilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Dava açma süresi işlemde belirtilmesine rağmen geç açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddi hukuka uygun bulunmuştur. Mahkeme, işlemin tebliğ tarihinden itibaren belirtilen sürelere uygun hareket edilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Özel dava açma süresinin belirtilmemesi halinde genel dava açma sürelerinin geçerli olacağı kararda detaylıca ifade edilmiştir. Davalı idarenin, usul hatası yapmadığı tespit edilmiştir. Danıştay 14. Daire – Karar: 2016/669
İdari İşlemin İcrası ve İptal Davası Açma Süresi İdari işlemin icrası niteliğinde yapılan kesintilerden itibaren her bir işlem için yeni dava açma süresi başladığı belirtilmiştir. Fazla ödemelerin tahsil edilmesi işlemi için davacının süresinde açtığı dava, mahkemece süre aşımı yönünden reddedilmiş ancak bu redde hukuka uygunluk bulunmadığı tespit edilmiştir. Mahkeme, işlemin icrai niteliği gereği her kesintinin ayrı bir dava konusu edilebileceğini ifade etmiştir. Davalı idarenin, hukuki hatalı tahsilat gerçekleştirdiği kararda belirtilmiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu – Karar: 2016/64
Düzenleyici İşlemlere Karşı Açılan Davalarda Süre Sorunu Düzenleyici işlemlere karşı dava açma süresinin, işlemin ilan tarihinden itibaren başladığına karar verilmiştir. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin hem düzenleyici işleme hem de bireysel işleme dava açabileceği belirtilmiştir. İlgili mahkeme, düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olmasının, bireysel işlemin iptali için engel oluşturmayacağına hükmetmiştir. Örneğin, bir imar planına dayalı bireysel uygulama işlemine karşı dava açılması durumunda, ilgili planın hukuka aykırılığı incelenebilir. Danıştay 6. Daire – Karar: 2018/492
İdarenin Yetkisiz İşlem Tesisi ve Sonuçları Yetkisiz bir idari makam tarafından yapılan işlemlerin hukuka uygun olmadığına karar verilmiştir. İlgili davada, yetkisiz makamın işlem tesis etmesi durumunda işlemin daha sonra yetkili makamca onaylanmasının hukuki geçerlilik sağlamayacağı belirtilmiştir. İlgili işlem, coğrafi yetki aşımı nedeniyle iptal edilmiştir. Danıştay, idarenin yetkisizlik durumlarında işlem tesis etmemesi gerektiğini vurgulamıştır. Usul hatalarının, işlemi baştan itibaren hükümsüz kılacağına karar verilmiştir. Danıştay 10. Daire – Karar: 2019/1324
Menfaat İhlali Şartı ve Toplumsal Dava Açma Ehliyeti Mahkeme, çevre ve imar gibi kamu yararını ilgilendiren konularda geniş bir kesimin dava açma ehliyetine sahip olduğuna karar vermiştir. Çevre dernekleri ve meslek kuruluşlarının dava ehliyeti, menfaat ihlaline dayandırılmıştır. Danıştay, bireylerin ve toplulukların, kamu düzenini etkileyen işlemlere karşı dava açma hakkının korunması gerektiğini vurgulamıştır. Davacının meşru ve güncel bir menfaatinin olması gerektiği belirtilmiş, gelecekteki olası menfaatlerin yeterli olmayacağı ifade edilmiştir. Danıştay 8. Daire – Karar: 2020/765

 

İdari İşlemin İptali Örnek Dava Dilekçesi

İdari işlemin iptali davaları, oldukça sıkı usul kurallarına bağlıdır. Bu yüzden açılacak iptal davasının dilekçesinin de detaylı ve hukuken eksiksiz olması şarttır. Aşağıda sizler için “örnek idari işlemin iptali dava dilekçesi” hazırlanmıştır. Daha detaylı bilgi için Ankara başta olmak üzere tüm illerde hukuki hizmet sunan Avukat ve hukuk profesyonellerimizden destek alabilirsiniz.

İDARİ İŞLEMİN İPTALİ ÖRNEK DAVA DİLEKÇESİ
İDARİ İŞLEMİN İPTALİ ÖRNEK DAVA DİLEKÇESİ

İDARİ İŞLEMİN İPTALİ ÖRNEK DAVA DİLEKÇESİ

Çağrı Ayboğa

Avukat Çağrı Ayboğa, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup yüksek lisans öğrenimine devam etmektedir. Ayboğa + Partners Avukatlık Bürosu’nun kurucu avukatlarındandır. Ankara Barosu’na kayıtlı olarak dinamik ve tecrübeli ekibiyle avukatlık mesleğini icra etmektedir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Ara