Fuhuş Suçu Şartları ve Cezası – TCK Madde 227
Fuhuşa Teşvik Ve Aracılık Etme Suçu nedir?
Fuhuş suçu, Türk Ceza Kanunu’nun, İkinci Kitap, “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı, üçüncü kısımda, “Genel Ahlâka Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Madde metninde, kişilerin ve özellikle çocukların fuhşa teşviki, sürüklenmesi fiillerinin hangi koşullarda suç oluşturduğu hususunda düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler yapılırken, Türkiye’nin fuhuşla mücadele ile ilgili olarak milletlerarası sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülükleri göz önünde bulundurulmuştur. Bu çalışmada fuhuş suçu, suçun unsurları, nitelikli halleri, özel görünüş biçimleri ve Yargıtay uygulamaları açısından değerlendirilmiştir.
Fuhuş Nedir?
İçinde bulunulan toplum kurallarına uymayan biçimde ya da birkaç kişiyle para karşılığında cinsel ilişkide bulunma “fuhuş” olarak tanımlanmaktadır.1 Dini literatürde, aşırı çirkin söz ve davranış, büyük günah, edep ve ahlâka aykırı olup dinen yasaklanan her türlü kötülük ve çirkinlik anlamında kullanılır.
Farklı bir tanımla fuhuş, bir kadının çıkar karşılığı veya alışkanlık halinde vücudunu başkalarının cinsel zevklerine teslim etmesi ve bu suretle bir çok erkekle cinsel ilişkide bulunmasıdır.
- Fuhşun genel olarak şu özelliklere sahip olduğu söylenebilir:
- Fuhuş yapan kişi kadın, erkek ya da travesti olabilir.
- Fuhuş karşı cins dışında, hemcinsle de yapılabilir.
- Fuhşun menfaat karşılığıdır. Ancak bu menfaat mutlak surette para değildir.
- Fuhuş, kişinin bedeninden yararlanılmasına razı olmasıdır. Bu yararlanmanın cinsel tatmine yönelik olması gerekir. Ancak, tamamlanmış olması gerekmez.
- Fuhşun devamlı olması gerekmez. Menfaat karşılığı bir kez bile gerçekleşmesi yeterlidir.
- Fuhuş duygusal bağ içermez.

Şartları ve Cezası https://ayboga.av.tr/fuhus-sucu-tck-227/
Fuhuş Suçu Nedir? (TCK 227) Fuhşa Teşvik ve Cezaları Nelerdir?
Fuhuş suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 227. maddesinde “Genel Ahlaka Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Fuhuş, bir kişinin para karşılığında başka biriyle cinsel ilişkiye girmesi olarak tanımlanır. Ancak kişinin kendi rızasıyla fuhuş yapması TCK kapsamında suç olarak kabul edilmez. Suç teşkil eden fiil, fuhuşa teşvik etmek, fuhşu kolaylaştırmak, aracılık yapmak veya zorla fuhuş yaptırmak gibi eylemlerle ilgilidir. TCK 227’nin madde gerekçesinde, fuhuş suçunun toplumun genel ahlakını, ar ve haya duygusunu koruma amacı taşıdığı belirtilmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 227. maddesine göre fuhuş suçu olarak kabul edilen ve cezalandırılan fiiller şunlardır:
- Fuhşa teşvik etme suçu (TCK 227/2): Bir kişinin fuhşa yönlendirilmesi veya teşvik edilmesi.
- Fuhşu kolaylaştırma suçu (TCK 227/2): Fuhuş yapılmasını mümkün kılan veya destekleyen fiiller.
- Fuhşa aracılık etme suçu (TCK 227/2): Fuhuş yapan kişi ile müşteri arasında bağlantı kurma veya aracı olma.
- Fuhuş için yer temin etme suçu (TCK 227/2): Fuhuş yapılmasına olanak sağlayacak mekân veya ortam sağlama.
- Çocuğun fuhuşu suçu (TCK 227/1): 18 yaşından küçüklerin fuhuşa teşvik edilmesi veya zorlanması.
- Zorla fuhuş yaptırma suçu (TCK 227/4): Cebir, tehdit, hile veya mağdurun çaresizliğinden yararlanarak fuhuş yaptırmak.
Türkiye’de Fuhşa İlişkin Düzenlemeler
1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu fuhuş konusunda hükümler içeren bir diğer kanundur. Fuhuş yoluyla bulaşan hastalıklar için Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığının birlikte hazırlayacağı bir yönetmelikle tedbirler alınacağı m. 128’de, kanunda belirtilen hastalıklara sahip olan kadınların gerekirse zorla fuhuş yapmalarının engelleneceği ve bunların gerektiği takdirde tecrit ve tedavi edileceği m. 129’da, genelevlerde içki kullanımının yasak olduğu m. 130’da, fuhuş nedenli hastalıklara karşı yapılacak masrafların belediye tarafından karşılanacağı, bu konuda, fuhuşla uğraşan kadınlardan herhangi bir ücret alınmayacağı m. 131’de, genel kadınlara yönelik ahlaki ve düzenleyici işlemlerin fuhşu özendirici nitelikte olmaması konusunda gereken dikkatin gösterileceği m. 132’de hüküm altına alınmıştır.
TCK m. 227 dışında TCK’da fuhuş kavramı:
- Vatandaş veya yabancı tarafından işlenmesi halinde Türk kanunlarının uygulanacağını düzenleyen TCK m. 13/1-g bendinde,
- İnsan Ticareti suçuna ilişkin seçimlik hareketler arasında, “fuhuş yaptırmak… maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle” hükmünde TCK m. 80/1’fıkrasında,
- İnsanlığa Karşı Suçlar arasında, siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak “zorla fuhşa sevk etme” hükmünde TCK m. 77/1-h bendinde yer verilmiştir.
Fuhuş konusunda hukukumuzda yer alan bir diğer düzenleme, “Genel Kadınlar ve Genelevlerin Tabi Olacakları Hükümler ve Fuhuş Yüzünden Bulaşan Zührevi Hastalıklarla Mücadele Tüzüğü”dür. Bu tüzükte de fuhşun tanımı yapılmamış, ancak m. 15’te, başkalarının cinsi zevkini menfaat karşılığı tatmin etmeyi sanat edinen ve bunun için değişik erkeklerle münasebette bulunan kadınlar için genel kadın denileceğini belirterek fuhşu meslek edinen kadınları tanımlamıştır.

Fuhuş Suçunun Cezası
TCK md. 227 nci maddenin birinci fıkrasında düzenlenen çocuğun fuhşa teşviki, kolaylaştırma, tedarik, barındırma veya aracılığı dört yıldan on yıla hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasıdır.
TCK md. 227 nci maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen herhangi bir kişiyi fuhşa teşvik/aracılık/temin/yolunu kolaylaştırma eylemi yönünden ise iki yıldan dört yıla hapis cezası ve üç bin güne kadar adli para cezasıdır.
TCK md. 227 nci maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenen fuhşu kolaylaştırmak veya fuhşa aracılık etmek amacıyla hazırlanmış görüntü, yazı ve sözleri içeren ürünleri verme, dağıtma veya yayma eylemi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve iki yüz günden iki bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacaktır.
TCK md. 227 nci maddenin dördüncü fıkrasında düzenlenen cebir/tehdit kullanımı, hile/çaresizlikten yararlanma ile fuhuş cezada iki katına kadar artırım nedenidir.
Fıkra | Suç Tanımı | Hapis Cezası | Adli Para Cezası |
---|---|---|---|
1. Fıkra | Çocuğun fuhşa teşviki, kolaylaştırılması, tedariki, barındırılması veya aracılığı | 4 yıldan 10 yıla kadar | 5.000 güne kadar |
2. Fıkra | Herhangi bir kişiyi fuhşa teşvik, aracılık, temin veya yolunu kolaylaştırma | 2 yıldan 4 yıla kadar | 3.000 güne kadar |
3. Fıkra | Fuhşu kolaylaştırma veya fuhşa aracılık etmek amacıyla görüntü, yazı ve söz içeren ürünleri verme, dağıtma, yayma | 1 yıldan 3 yıla kadar | 200 günden 2.000 güne kadar |
4. Fıkra | Cebir, tehdit, hile veya çaresizlikten yararlanarak fuhşa zorlama | Ceza iki katına kadar artırılır |
TCK md. 227 nci maddenin beşinci fıkrasında belirtilen belli derecedeki hısımların ya da kişilerin nüfuz kullanmak suretiyle gerçekleştirdikleri eylemlerde ceza yarı oranında artırılacaktır. Bu suçların örgüt faaliyeti ile işlenmesi cezada yarı oranında artırım nedenidir. Yedinci fıkra tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine yer vermiştir. Sekizinci fıkra ise fuhşa sürüklenen kişinin tedavi veya psikolojik terapiye tabi tutulmasına ilişkin düzenlemedir.
Sekizinci fıkradaki düzenlemenin, ceza hukukunun kesinlik ve istikrar ilkesine aykırı olduğu, hâkim ya da mahkemelerin uygulamada keyfiliğe kaçabileceği belirtilmektedir. Ancak mahkemelere seçimlik yetki verilmesi takdir hakkının bir gereğidir ve bu tip hükümler genel kanun yapma tekniğine uygundur. Ceza içeren hükümlerde, temel cezanın belirlenmesinde, erteleme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ya da güvenlik tedbirleri uygulanması gibi pek çok hükümde, kanun yapma tekniğine uygun olarak bu tip düzenlemeler bulunmaktadır. Ayrıca, mahkemeleri terapi hükümleri konusunda zorlama hükümleri, özellikle mağdurların çoğunlukla yabancı ülkelerden gelen kadınlar olduğu düşünüldüğünde infazı mümkün olmayan bir hüküm olacaktır.
Tüzel kişilerin suça aracı olduğunun anlaşılması halinde tüzel kişi hakkında da Türk Ceza Kanunu 60. maddesi hükümlerine göre güvenlik tedbirleri uygulanabilecektir. Ceza Daireleri’nin cezanın belirlenmesinde maddi hata ya da hesaplama hatası olması halinde bu hususu düzelterek onama konusu yapabildikleri anlaşılmaktadır. Sanığın aleyhine olan hükümlerde yanlış uygulamalar nedeniyle hüküm aleyhe temyiz nedeni bulunmaması halinde Yargıtay tarafından bozmaya konu yapılmamaktadır. Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için sanığın beyanının alınması gerekir. Sanığın kabul etmemesi halinde hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi mümkün değildir.
Fuhuş Suçu Korunan Hukuki Değer
Her suçun bir hukuki konusu vardır. Hukuki konu, hukuk tarafından korunan menfaattir. Buna hukuki konu ya da hukuki menfaat de denilebilir. Hukuki değeri ihlal etmek isteyenleri hukuk normu, ceza ile tehdit ederek muhtemel ihlallerden korumaktadır.
Fuhşa ilişkin hükümler, TCK m. 227’de “Genel Ahlâka Karşı Suçlar” bölümünde yer almaktadır. Bu nedenle korunan hukuki değerin “genel ahlâk” olduğunu söylemek mümkündür. Parlar, suçla korunan hukuki değerin, toplumun ortak edep duygusu ve suç mağdurlarının cinsel özgürlüğünün korunması ve bu şekilde genel ahlâk değerlerinin korunması olduğunu. Gerçeker, ise suçla korunan hukuki değerin toplumun ar ve hayâ duyguları ile birlikte genel ahlâkın korunması olduğunu belirtmektedir.
Kanun sistematiğinden yola çıkarak suçla korunan hukuki değerin genel ahlâk olduğunu bununla birlikte kanun metnine göre çocukların korunması, yetişkinlerin cinsel özgürlüklerinin güvence altına alınması, kamu sağlığı konularının da suçla korunan hukuki değerler olduğunu kabul etmek gerekir.
Fuhuş Suçu Hareketin Konusu
Suç teşkil eden her hareketin mutlaka bir konusu vardır. Konusu bulunmayan bir suçtan bahsetmek mümkün değildir. Hareketin konusu genel olarak, tipik hareketin üzerinde icra edildiği kişi veya şey anlaşılmalıdır. Hukuki değer ve hareketin konusu birbirinden farklı kavramlardır. Hukuki değer, toplum hayatı bakımından önemli olan ve ceza hukuku tarafından korunan yaşamsal değerlerdir.
Türk Ceza Hukuku m. 227’de suç olarak düzenlenen eylem fuhuş olmayıp, çocukların ve yetişkinlerin fuhşa teşvik edilmesidir. Buna göre cezalandırılacak olan, fuhuş yapan kişi değil, fuhşu teşvik etme ve fuhşun yapılmasını kolaylaştırmadır. Buna göre fuhuş suçunda da hareketin konusunun, fuhuş suçunun mağduru ve mağdur bedenidir.

Fuhuş Suçunun Maddi Unsurları
Fail
TCK m. 37 açısından, fiili gerçekleştiren kişi fail olarak tanımlanmıştır. Herkes tarafından işlenmesi mümkün olmayan, ancak belli sıfata sahip kişiler tarafından işlenebilen suçlara mahsus (özgü) suçlar denilir. Günümüz ceza hukuku, gerçek kişilerin dışında hükmi şahısların da suç faili olabileceğini kabul etmektedir.
Suçun faili herkes olabilir. Ancak hükmün beşinci fıkrasına göre fiilin üst soy, kayın üstsoy, kardeş, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan diğer kişiler ya da kamu görevi veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde suçun nitelikli hali oluşacaktır.
Sanığın arkadaşının da fail olabilmesi mümkündür. Bu hali kanun ayrıca nitelikli hal olarak düzenlememiştir.
Üzerine atılı suçu kabul etmeyen sanığın, olağan mesleğini yürüttüğü sırada, mesleğinin gereğini ücret alarak gerçekleştirmesi dışında fuhşa aracılık ettiğine dair herhangi bir delil bulunmaması halinde hakkında beraat hükmü kurulacaktır.
Mağdur
Suçlar, bireyin, toplulukların ya da kamunun menfaatlerini ihlâl eder. Bu menfaatleri korumak ve toplumsal barışı sağlamakla görevli olan devlet, dolaylı olarak her suçun geniş anlamda mağdurudur. “Suçun mağduru” kavramından, suç fiilinden zarar gören herkes değil yalnız bu fiil ile ihlâl olunan ve ceza korumasının konusunu oluşturan varlık ya da menfaatlerin sahiplerini anlamak gerekir. En dar anlamda ise suçun mağduru suçtan doğrudan zarar gören kişidir. Pek çok durumda, suçun mağduru ile suçtan zarar gören aynı kişidir. Ancak sadece suçtan zarar gören sıfatından hareketle kişinin ayrıca suç mağduru olduğunu söylemek yanıltıcıdır. Topluma karşı işlenen suçlarda, suçun mağduru toplumdur. Bu suçlar nedeniyle somut olarak zarar görenler ise suçtan zarar gören olarak kabul edilir.
Mağdurun kadın ya da erkek olması önemli değildir. Ancak kanun, mağdur yaşına göre ayrım yapmaktadır. 18 yaşından küçük mağdurlar yönünden TCK 227/1 maddesi uygulanacaktır. TCK 227/2 ve 4 fıkraları açısından ise herkes suçun mağduru olabilecektir. Eylemin sübutu açısından mağdurun rızası önemli değildir. Cinsel özgürlük üzerinde tasarruf yetkisi kural olarak tanınmakla birlikte kanun bu rızaya rağmen eylemi cezalandırmışsa yahut ihlâl edilen hak ve yarar müstehcen görüntünün yayınlanmasında olduğu gibi sadece mağdurun cinsel özgürlüğü olmayıp, kamunun haklarına da ilişkin ise rızanın bir değeri olmaz. Fuhuş suçunda da bir kadın ya da kızın rızasının bulunması suçun oluşumu açısından önemli olmayıp tedavir, yer temini gibi haller cezalandırılmakta bu anlamda rızaya bir değer verilmemektedir.
Suçun niteliğinin belirlenmesi açısından mağdurların yaşları önemlidir. Bu nedenle yaşlarının kesin olarak belirlenmesi amacıyla nüfus kayıtları ya da pasaportlarının yetkili makam ve kişilerce onaylanmış örnekleri getirtilmeden sanıklar hakkında hüküm kurulabilmesi mümkün değildir.
Failin, çok sayıda mağdura fuhuş yaptırması halinde, her bir mağdura yönelik eylem ayrı ayrı fuhuş suçunu oluşturacaktır.
1982 Anayasası çocuklarla ilgili düzenlemelere yer vermiştir. Anayasa m. 10/3 fıkrası ile çocuklar için alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir. Anayasa m. 61/4-5 fıkraları ile sosyal güvenlik hakkı olarak, devletin korunmaya muhtaç çocukların topluma kazandırılması için gereken tedbirleri alacağı, bunun için gerekli örgütlenmeyi yapacağı hüküm altına alınmıştır. Anayasa m. 62’de ise yurt dışında bulunan Türk çocuklarının korunmasıyla ilgili gereken tedbirlerin alınması düzenlenmiştir.
Çocuk on sekiz yaşın doldurmamış kişidir (5237 sayılı TCK m. 6/1-b). Yaşın nüfus kaydına göre belirlenmesi, tereddüt halinde gerçek yaşın tespiti gerekir (5271 sayılı CMK m. 218/2). Yaş tespiti yapıldıktan sonra kesin hükme göre nüfusa yazılan yaş dikkate alınmalıdır. Evlenme veya mahkeme kararı ile reşit kılınmaya maddede yer verilmemiş ise de, yasayla kişinin reşit olması kabul edildiğine göre, artık çocuk değil, büyüklere özgü kuralların dikkate alınması gerekir. Çünkü fuhuşta esas olan çocuğun korunmasıdır. 5237 sayılı TCK’da fuhuş suçuna ilişkin düzenlemelerde çocuklara ilişkin hükümlerde bu hususa açıklık getirilmesi gereklidir.
Çocuğun kız ya da erkek olması ayrımı yapılmamıştır. Bu nedenle mağdurların her iki cinsiyetten olması da mümkündür.
Hareket
Dış âlemde bir değişiklik meydana getirmeye yönelik icrai veya ihmali bir hareket bulunmadıkça, suçun varlığından söz edilemez. Bu anlamda esas olarak suçun maddi unsuru “hareket” unsurundan başka bir şey değildir. Suçun yapısal, maddi unsurlarından olan hareket, ceza normu ile ortaya konulan tanımda gösterilen ya da tanımda gösterilmemekle birlikte tanımda yer verilen zarar veya tehlike şeklinde neticeyi meydana getirmeye elverişli iradi, insan bedeninden yapmak şeklinde ortaya çıkan davranış şeklidir.
Suçun, tipte birbirinden bağımsız olarak gösterilen birden fazla hareketten sadece birinin gerçekleşmesiyle oluştuğu suçlara seçimlik hareketli suçlar denir. Suçun basit şekli 2. fıkrada bir yetişkini fuhşa teşvik etmek, fuhşu kolaylaştırmak, aracılık etmek veya yer temin etmek olarak düzenlenmiştir. Madde metninde belirtilen seçimlik hareketlerden birinin gerçekleşmesi ile suç işlenmiş olacaktır.
Maddede anlatılan eylemler TCK m. 227/1 fıkrasındaki eylemlere paralel düzenlenmiştir. Seçimlik hareketler kanunda gösterilmiştir. Teşvik, yolunu kolaylaştırma, aracılık etme veya yer temini veya kazancından yararlanma eylemleri suç olarak düzenlenen hareketlerdir.
Türk Ceza Kanunu m. 227’de, fuhuş suçunu on sekiz yaşını tamamlamış olanlar ile tamamlamamış olanlar açısından farklı fıkralarda düzenlemiştir. Ancak suçun unsurları tamamen aynıdır. Kanun, çocuklar için fuhşa teşvik, kolaylaştırma ile fuhuş için insan temini, aracılık eylemlerinin hazırlık hareketlerini de tamamlanmış suç gibi cezalandırmıştır. Söz konusu durum sistematik açıdan yerinde değildir. Çünkü kanun esas olarak yetişkinlere yönelik eylemleri de hüküm altına almak istemiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile fuhuş yapmak suç olarak tanımlanmamıştır. TCK m. 2/2 fıkrasında idarenin düzenleyici işlemleriyle suç ihdası da mümkün olmadığından, fuhuş tüzüğü ile kişilerin cezalandırılması mümkün değildir.
Sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması halinde seçimlik hareketlerden hangisinin gerçekleştiğinin, somut olayda birden fazla fail bulunması halinde müşterek faillik koşullarının ve suçun diğer unsurlarının ne şekilde gerçekleştiği hususlarının gerekçeli kararda gösterilmesi gerekir.
Fuhşa teşvik etmek
Sanığın genel olarak söylediği sözler fuhşa teşvik suçunu oluşturmaz. Suça konu sözlerin mağdurenin ne zaman, nerede, kiminle ve ne karşılığı cinsel ilişkiye girmek istediğine ilişkin bir açıklık içermesi gerekir. Sanığın eylemi konusundaki şüphe halinde şüphe sanık lehine değerlendirilecektir.
Fıkranın ikinci cümlesinde fuhşa teşvik tanımlanmıştır. Buna göre, fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanması fuhşa teşvik sayılır. Bu tanımlamada yer alan davranışlar dışında da fuhşa teşvik mümkündür. Çünkü cümlede belirtilen haller örnek olarak gösterilmiştir. Bu nedenle fuhşa teşvik, somut olayın özelliklerine göre mahkeme tarafından belirlenmelidir.
Fuhşun yolunu kolaylaştırma
Herhangi bir şekilde fuhuşla uğraşan kişilere yardımcı olma fuhşun yolunu kolaylaştırma olarak kabul edilebilecektir. Bu anlamda özel bir iştirak şekli olduğu düşünülebilir ise de bu eylemde, fuhuş yolunu kolaylaştıran kişi başkasının suç olan eylemine iştirak iradesiyle katılmamaktadır. Suç teşkil etmeyen bir davranışı kolaylaştırma suç olarak kabul edilmiştir. Bu anlamda kanunilik ilkesi açısından sorunlu olduğu söylenebilir. Hangi eylemlerin fuhuş yolunu kolaylaştıracağı uygulama makamlarının takdirine bırakılmıştır.
Sanığın aracı ile fuhuş yapan mağdureleri bu amaçla müşterilere götürüp getirmesi şeklinde gerçekleşen eylem fuhşun yolunu kolaylaştırmadır. Bu hükmün uygulanabilmesi için sanığın bu eylemi kendisine ya da başkasına ait araçla gerçekleştirmiş olması önemli değildir. Yargıtay, fuhuş eyleminin gerçekleştirmesi sırasında gözcülük yapılmasını da fuhşun yolunun kolaylaştırılması olarak kabul etmektedir.
Fuhşa aracılık etme
Fuhuş yaptığını bildiği kişinin eylemine aracılık etme, fuhuş yapacağı kişilerle bir araya gelmesini sağlamadır. Masaj salonunda gelen müşteriyi fuhuş yapması için yönlendiren masaj salonu sahibi fuhşa aracılık etmek suçunu işlemiştir. Yer temin etmek de esasen fuhşa aracılık etmenin özel bir halidir.
Fuhuş için yer temini
Birinci fıkradan farklı olarak yer temin etme kavramına yer verilmiştir. Bu yerin ev, otel, ya da motorlu taşıt olması arasında fark yoktur. Mekânın bedel karşılığı olup olmaması da önemli değildir. Mekanın açık ya da kapalı olması mümkündür. Bu yerin, kişilerin fuhuş amacıyla buluşmalarına ve fiili gerçekleştirmelerine elverişli olması gerekir. Bu bakımdan ücretli ya da ücretsiz olması önemli olmadığı gibi gece ya da gündüz temin edilmiş olması ya da herkes tarafından görülüp görülmemesi fuhuş suçunun oluşması açısından önemli değildir.
Sanığın, mağdur ve anlaştığı kişiyi, otele yönlendirmesi ve oteldeki görevliden yardım istemesi ve oteldeki resepsiyon görevlisinin de oda vermesi halleri fuhuş için yer teminidir. Otel çalışanlarının, fuhuş eylemine iştirak ya da aracılık yapıp yapmadıklarının ya da yer temin eylemlerinin bulunup bulunmadığının somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmesi gerekir.
Fuhuş yapan kişinin kazancından geçim sağlama
TCK m. 227/2 fıkrasında bir kanuni karineye yer vermiştir. Buna göre, fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanması fuhşa teşvik sayılır. Bu anlamda failin başka bir gelirinin olması da önemli değildir. Kanunun kısmen ibaresine yer vermesiyle uygulama alanı belirsiz bir şekilde genişlemiş olan hükmün kanunilik ilkesi açısından yeniden gözden geçirilmesi uygun olacaktır.

Fuhuş Suçunun Manevi Unsuru
Bir kimsenin işlediği fiilden dolayı ceza sorumluluğunun bulunabilmesi için hareketi ile kanun tarafından cezalandırılabilen netice arasında maddi nedensellik bağı dışında ayrıca faille fiil arasında manevi bir bağın da bulunması gerekir. Bu bağın kurulması ön şart olarak failin kusur yeteneği bulunması ve ayrıca kusurlu bir hareketinin bulunmasına bağlıdır. İsnat kabiliyeti de failin sorumlu tutulabilmesi için yeterli olmayıp ayrıca iradesinin de kusurlu olması gerekir.
TCK m. 227’de düzenlenen suçun unsuru kasttır. Suçun oluşması açısından genel kast yeterlidir. Fail, başkalarının cinsel arzularını tatmin için bilerek ve isteyerek fuhşa teşvik etmelidir. Bu değerlendirmeye göre suçun işlenmesi açısından özel kast da gereklidir.
Sanığın, fuhuş yapması için başka bir erkek şahısla yalnız bırakması, bu erkek şahsın mağdure ile para karşılığı birlikte olduğu düşüncesi ile öpmesi ancak mağdurenin daha farklı hareketlere izin vermemesi, direnmesi halinde erkek şahsın eylemine devam etmemesi halinde, erkek şahsın herhangi bir suç kastı bulunmamaktadır. Ancak fuhuş yapması için erkek şahısla mağdureyi yalnız bırakan sanığın eylemi fuhuş suçunu oluşturmaktadır.
Fuhuş Suçunda Nitelikli Haller
Çocuğa Yönelik Eylemler
Suç seçimlik hareketli olarak düzenlenmiştir. TCK m. 227/1 fıkrasında fuhşa teşvik, bunun yolunu kolaylaştırma, bu maksatla tedavir, barındırma ve aracılık suç olarak düzenlenmiştir. Fıkrada belirtilen birden fazla eylemin gerçekleştirilmesi halinde de eylem tek olacaktır. Ancak pek tabi olarak birden fazla eylemin aynı olayda gerçekleşmesi halinde temel cezanın belirlenmesi yönünden cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesine neden olabilecektir. Yargıtay bu halde zincirleme suç hükümlerinin dikkate alınması gerektiği görüşündedir.
Mağdur çocuğun yaşına itiraz edilmesi halinde, çocuğun resmi bir kurumda doğup doğmadığı araştırılmalıdır. Mağdurun resmi kurumda doğmadığının anlaşılması halinde yaş tespitine esas olacak şekilde kemik grafileri çektirilerek tam teşekküllü bir hastaneden, içinde radyoloji uzmanının da bulunduğu sağlık kurulundan rapor alınması, bu konuda tereddüt oluşması halinde Adli Tıp Kurumu’ndan görüş sorulması gerekir.
Türk Ceza Kanunu m. 102-105’te düzenlenen cinsel suçlarla fuhuş suçu birlikte değerlendirildiğinde mağdurun 15 yaşını ikmal etmemiş çocuk olması halinde fuhuş için rızası geçerli kabul edilemeyeceğinden sanık hakkında TCK m. 103’te düzenlenen çocuğun cinsel istismarı suçunun da değerlendirilmesi gerekir. Bu durumda fikri içtima (TCK m. 44) hükümleri gereğince sanık hakkında yalnız cinsel istismar suçundan hüküm kurulması gerekir. Mağdurenin 15-18 yaş grubunda olması halinde ise TCK m. 227/1 fıkrasının uygulanması gerekir.
1- Teşvik
Teşvik, isteklendirme, özendirme veya bir kimseyi kötü bir iş yapması için kışkırtma anlamına gelen bir sözcüktür. “Fuhşa teşvik” kavramından anlaşılması gereken, çocukta fuhşa yönelik bir irade oluşturmaya çalışılması, çocuğun fuhuş yapmak için ikna edilmesi ya da fuhşa karşı koymamasının sağlanması, onun fuhuş yapma konusunda desteklenmesi ve onaylanmasıdır. Fuhuş yapma düşüncesi olmayan bir çocukta bu fikrin ortaya çıkmasını sağlama da teşviktir. Manevi bir etkiyi ifade eder ve zorlama yoktur. Zorlama halinde dördüncü fıkraya ilişkin artırım hükümleri uygulanacaktır.
Failin mağduru fuhşa teşvik etmek için güzel, hoşa giden sözler söylemesi, yaptığının yanlış olmadığı yönünde kanaat oluşturmaya çalışması, hediye veya yiyecekler vermesi ya da bir takım vaatlerde bulunması mümkündür. Fuhşa teşvik doğrudan mağdur ve fail arasında gerçekleşebileceği gibi dolaylı olarak da gerçekleşebilir.
Fuhşa teşvik, yazılı, sözlü olabileceği gibi hareketlerle de gerçekleşebilir. Yazı, resim, ses, görüntü ve sözler araç olarak kullanılabilir. Failin, böylece mağdurun kendisini üçüncü kişilerin cinsel arzularına terk etmesine yönelik bir alet olma fikrini ve duygusunu uyandıracak manevi etki oluşturması fuhşa teşviktir.
Fuhşa teşvik kavramı ile mutlak anlamda cinsel birleşme anlaşılmaz. Cinsel ilişkiden önce gerçekleşen tasaddi düzeyindeki cinsel temaslar da fuhuş kapsamına girer.
Maddede seçimlik hareketleri gerçekleştirmek yönünden mağdurun rızası ya da onayının bulunup bulunmaması hususu anlaşılamamaktadır. Teşvik etmek; kararı mağdura verdirmek anlamını da içerdiğinden mağdurun rızasının yokluğundan da söz etmek mümkün değildir.
2- Fuhşun Yolunun Kolaylaştırılması
Fuhşu kolaylaştırmak için fail hareketi icrai olabileceği gibi ihmali de olabilir. Fuhşu arayan bakımından bunun için veya fuhuş yapacak kimsenin fuhşa atılması bakımından onun için temin edilecek, hazırlanacak veya yaratılacak her türlü imkanın sağlanmasıdır.
3- Tedarik
Failin mağdura ulaşarak kendisinden yararlanacak diğer kişiye sunmadır. Farklı bir anlatımla, kendisinden başka birisinin cinsel arzularını tatmin amacıyla, fuhuş yapacak mağdurun araştırılıp bulunması, temin edilmesi, sağlanması veya elde edilmesidir.
4- Barındırma
Mağdura, failin kendi yaşam sahası içerisinde belli bir yere sağlamak suretiyle fuhşu kolaylaştırmasıdır. Bu barınma yerinin, ev, otel, yurt, dükkan, işletme ya da başka bir yer olması bu anlamda önemli değildir. Rızasının bulunmaması halinde ayrıca durumun TCK m. 109 yönünden de değerlendirilmesi gerekir. Somut durumun özelliklerine göre eylemin fuhuş amaçlı insan ticareti olması da mümkündür.
5- Aracılık
Fail, mağdur ve ondan yararlanmak isteyen kişiyi bir araya getirmektedir. Ücret alıp almama önemli olmadığı gibi getirme götürme şeklinde de gerçekleşmesi gerekmez. Mağdurenin para alması, failin herhangi bir para ya da menfaat edinmemesi suçun oluşuma açısından önemli değildir.
Cebir veya Tehdit Kullanarak, Hile ile ya da Çaresizliğinden Yararlanarak Bir Kimseyi Fuhşa Sevk Etmek veya Fuhuş Yapmasını Sağlamak
TCK m. 80 ile benzerlik taşımakla birlikte eylemin tamamlanması açısından insan kaçakçılığı suçunda mutlak surette fuhuş amacının bulunması gerekmez. TCK m. 80 esas olarak TCK m. 227/4 fıkrasındaki eylemin hazırlık hareketlerini cezalandırmaktadır. Bu da mağdurun fuhuş yaptırmak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle tedavir edilmesi, kaçırılması, sevk edilmesi ya da barındırılmasıdır. Bu eylemin gerçekleşmesi için mağdurun mutlak surette fuhşa sevkedilmesi ya da fuhuş yapmasının sağlanması zorunlu değildir.
Benzer bir hükme Türk Ceza Kanunu m. 80’de düzenlenen insan ticareti suçunda da yer verilmiştir. Buna göre, zorla fuhuş yaptırmak amacıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri ülkeye sokan, ülke dışına çıkaran, tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden ya da barındıran kişi cezalandırılacaktır.
Mağdurun çaresizliğinden yararlanılarak suçun işlendiğinden söz edilebilmesi için, failin mağduru fuhşa sevk veya fuhuş yapmaya razı ederken, onun bu durumundan özellikle yararlanmış olması, mağdurun içinde bulunduğu olumsuz koşullardan başka türlü kurtulma imkanı bulunmadığı fikri oluşturularak fiile razı edilmesi gerekir.
Çaresizlik, yeme-içme, barınma, seyahat gibi hayatın devamı için zorunlu konularda yapacak bir şeyi olmayan kimsenin durumudur. Mağdurun üstesinden gelemeyeceği çaresizlik ve muhtaçlık halinin oluşturduğu sonuçtan yararlanarak sömürülmesi halinde TCK m. 80’de belirtilen hükümler uygulanabilecektir. Mağdurun, yalnız ülkesindeki ekonomik sıkıntılar nedeniyle ve para kazanmak amacıyla Türkiye’de bulunması halinde çaresizlikten söz edilemeyecektir.
Türk Ceza Kanunu m. 227/4 fıkrası açısından 14. Ceza Dairesi, “mağdurun çaresizliğinden yararlanma” mağdurenin içinde bulunduğu ve üstesinden gelemediği maddi veya manevi anlamda elverişsiz durumdan yararlanmak suretiyle mağdurun fuhşa razı edilmesi olarak değerlendirmekte, 18. Ceza Dairesi ise, “kişinin muhtaç durumda bulunması, bu muhtaç halin yarattığı sonuçtan yararlanılarak sömürülmesi, hayatını devam ettirmek, bir yerde kalmak veya gitmek gibi konularda yapacak bir şeyi bulunmaması, üstesinden gelinemeyecek bir çaresizlik durumu bulunması olarak değerlendirmiş ve salt ekonomik güçlüklerin çaresizlik olmadığını hükme bağlamıştır.
Mağdurenin içinde bulunduğu ve üstesinden gelemediği maddi veya manevi anlamda elverişsiz durum ya da muhtaçlık halinin yarattığı sonuçlar nedeniyle sömürülmesi, hayatını devam ettirmek, bir yerde kalmak veya gitmek gibi konularda yapacak bir şeyi bulunmaması, üstesinden gelinemeyecek bir çaresizlik durumu bulunması somut olayın özelliklerine göre değerlendirilecektir. Her türlü ekonomik ve sosyal yönden çaresizlik bu anlamda değerlendirilemeyecektir.
Somut olayın özelliklerine göre eylemin cebir, tehdit ya da hile ile işlendiği ya da mağdurenin çaresizliğinden yararlanıldığı yönünde delil bulunmaması halinde şüphenin sanık lehine yorumlanması ile (in dubio pro reo) sanık hakkında bu nitelikli halin uygulanmaması gerekir.
Fiilin Eş, Üstsoy, Kayın Üstsoy, Kardeş, Evlat Edinen, Vasi, Eğitici, Öğretici, Bakıcı, Koruma ve Gözetim Yükümlülüğü Bulunan Diğer Kişiler Tarafından ya da Kamu Görevi veya Hizmet İlişkisinin Sağladığı Nüfuz Kötüye Kullanılarak İşlenmesi
Eşe ilişkin artırım hükümlerinin uygulanması açısından resmi evli bulunmak şarttır. Dini nikâhlı ya da nikâhsız olmak bu bakımdan artırım nedeni değildir. Üstsoy; anne-baba, büyükanne-büyükbaba ve onların da anne babasını ifade eder. Bunun için bu kişilerin de “öz” olması gerekir. Kayın üstsoy; eşin anne babası, büyük anne, büyük baba ve onların anne babalarını ifade eder. Ceza Genel Kurulu’nun 28/05/2013 gün, 2012/14-1397 Esas 2013/265 Karar sayılı ilamında da belirtildiği şekilde, ceza hukuku açısından evlilik ve kayın hısımlığı nikâhla doğar ve yine boşanma ile sona erer. Bu açıdan artırıcı hükümlerin boşanma gerçekleştikten sonra uygulanabilmesi mümkün değildir. Suçun işlendiği sırada evliliğin bulunması artırım nedenlerinin uygulanması için gereklidir.
Kardeş, anne ve/veya baba bir kardeşleri ifade eder. Evlat edinen; medeni kanun anlamında geçerli evlat edinme işlemi; vasi Türk Medeni Kanunu 413 ve devamındaki hükümlere göre atanan kanuni temsilciyi ifade eder. Eğitici; ders dışındaki konuların eğitimi ile ilgili kişi; öğretici ise okula ilişkin konularda mağdura yardımcı olan kişi; bakıcı, mağdurun yeme-içme, temizlik gibi temel ihtiyaçlarını karşılayan kişi; koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler, kanun ya da örf âdete göre bu yükümlülüğe sahip kişiler anlaşılmalıdır. Kamu görevi ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanan kişi, kanun hükümlerine göre ya da İş Hukuku kurallarına göre çalışan kişilerin eylemidir.
Teşvik ancak mağdura yönelik olabilir. Mağdurun babasının, bir başka şahsa kızıyla cinsel ilişkiye girmesi yönündeki cep telefonu mesajları, mağdurenin de bilgisinin bulunmadığı somut olayda 14. Ceza Dairesi, fuhuş suçunun unsurlarının bulunmadığı yönünde değerlendirme yapmıştır. Üçüncü kişilere yönelik fuhşa teşvik maddede belirtilen fuhuş suçunu oluşturmayacaktır.
Suçun Örgütün Faaliyeti Çerçevesinde İşlenmesi
Suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi mümkündür. Bu halde, sanığın ayrıca suç işlemek için örgüt kurma suçundan (TCK m. 220) cezalandırılması gerekir. Örgütlerin üç öğesi vardır:
- Birbiriyle etkileşimde bulunacak bireyler
- Ortak bir amaç
- Amacı gerçekleştirmeye istekli olma.
Topaç, örgüt varlığı için gerekli unsurları zorunlu ve ihtiyari olmak üzere ikiye ayırır. Bu ayrıma göre zorunlu unsurlar:
- Yasadışı kazanç temin etmek için bir araya gelmiş ve aralarında işbölümü ilişkisi bulunan hiyerarşik bir yapı,
- Suç ile elde edilen bir kazancın olması,
- Suç işleme konusunda süreklilik,
- Mevcut örgütsel yapı içerisinde uygulanagelen bir yaptırım sistemi,
- Kamuya veya özel sektöre nüfuz,
- Elde edilen kara paranın aklanmasıdır.
Avrupa Organize Suçlarla Mücadele Çalışma Grubunun 28-31 Mart 1996 tarihinde Almanya’nın Leipzig şehrinde yapmış olduğu toplantıda, organize suçun unsurları olarak:
- Haksız kazanç temin etmek üzere bir araya gelen ve aralarında işbölümü bulunan hiyerarşik bir yapının,
- Suç ile elde edilen bir kazancın,
- Suç işleme konusunda bir sürekliliğin,
- Mevcut organize yapı içerisinde bir yaptırım gücünün,
- Şiddet ve tehdit gibi yöntemlerin kullanılmasının,
- Kamuya ve özel sektöre nüfuz edilmesinin,
- Elde edilen kara paranın aklanmasının söz konusu olması durumunda organize suçun varlığının söz konusu edilebileceği ifade edilmiştir.
Bu şartların somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmesi ile örgüt varlığı konusunda kanaat oluşması halinde sanığın bu fıkrada belirtilen suç ve ayrıca suç işlemek için örgüt kurma suçundan cezalandırılması gerekir.
Fuhşu Kolaylaştırmak veya Fuhşa Aracılık Etmek Amacıyla Hazırlanmış Görüntü, Yazı ve Sözleri İçeren Ürünleri Verme, Dağıtma veya Yayma
Esasen nitelikli hal olmaktan çok suç yoluna (iter criminis) ya da fuhuş için hazırlık eylemleri olarak değerlendirilebilecek eylem diğer fıkralarda belirtilen suçlardan bağımsız bir suçtur. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere bu eylemlerin 24/11/2016 günlü 6763 sayılı kanunla 3. fıkra olarak eklenmiş olmasının nedeni özellikle büyük şehirlerde cadde ve sokaklar üzerinde müstehcen resim ve telefon numaralarının bulunduğu fuhuş davetiyesi kartlarının atılması, bunların alenen gençlerin ve çocukların yoğun bulunduğu mekanlarda bulunmasının fuhşu kolaylaştırıcı etki doğurması ve bunun toplumda ciddi rahatsızlıklara sebebiyet vermesidir.
Fıkrada belirtilen eylemin müstehcen resim ve telefon numaralarının bulunduğu fuhuş davetiye kartlarının atılması, alenen gençlerin yoğun bulunduğu mekanlarda yapılması suç olarak düzenlenmiştir. Fıkrada düzenlenen eylem 6763 sayılı yasa ile suç haline getirilmiş gibi görünse de TCK m. 226/1 veya 2 fıkraları kapsamında değerlendirilebilecek eylemlerdir. Sanığın eyleminin her iki maddeye uyması halinde TCK m. 44 fikri içtima hükümleri gereğince daha ağır olan TCK m. 227/3 fıkrasında düzenlenen suça ilişkin hükümler uygulanmalıdır.

Fuhuş Suçunun Benzer Suçlarla Kıyaslanması
Suç Türü | Açıklama |
---|---|
İnsan Ticareti | İnsan ticareti, uluslararası hukuk açısından suç sayılan eylemlerden biridir. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçları iç hukuktan kaynaklanan suçlar olup, insan hakları ihlalleriyle doğrudan bağlantılıdır. İnsan ticaretinde mağdurların yaşama hakkı, vücut bütünlüğü ve cinsel dokunulmazlığı korunmaya çalışılırken, fuhuş suçunda korunan hukuki değer genel ahlaktır. Aynı olayda hem insan ticareti hem de fuhuş suçu oluşabilir ve sanık her iki suçtan da ayrı ayrı cezalandırılır. |
Göçmen Kaçakçılığı | Göçmen kaçakçılığı, kişilerin yasadışı yollarla başka ülkelere taşınması veya yerleştirilmesi suçudur. Göçmen kaçakçılığı mağdurların malvarlığı ve beden bütünlüğünün korunmasını hedefler. Eğer bir göçmen fuhuş amacıyla ülkeye getiriliyorsa, insan ticareti suçu oluşur. Ancak mağdur fuhuş yapmaya zorlanırsa, fuhuş suçu da devreye girerek fail en ağır cezaya çarptırılır. |
Cinsel Saldırı ve Cinsel İstismar | Cinsel saldırı, cinsel istismar ve reşit olmayanla cinsel ilişki suçları, mağdurun rızasının bulunmadığı hallerde ortaya çıkar. Cinsel istismar suçunda çocukların rızası hukuken geçerli değildir. Fuhuş suçu ile cinsel saldırı suçları arasında fark, fuhuş suçunda failin mağduru rıza dahilinde fuhşa teşvik etmesi veya aracılık yapmasıdır. Cinsel saldırıda ise mağdurun iradesi tamamen ortadan kaldırılmıştır. |
Hayasızca Hareketler | Hayasızca hareketler suçu (TCK m. 225), toplum içinde genel ahlaka aykırı davranışları kapsar. Aleni şekilde cinsel ilişkiye girmek veya teşhircilik yapmak bu suçun konusunu oluşturur. Fuhuş suçu ile arasındaki fark, fuhuşun aleniyet gerektirmemesi ve mağdurun rızasının bulunmasıdır. Ancak somut olayda her iki suçun birlikte gerçekleşmesi mümkündür ve bu durumda fail her iki suçtan da cezalandırılır. |
Müstehcenlik | Müstehcenlik suçu (TCK m. 226), müstehcen içerikli materyallerin üretilmesi, yayılması veya bulundurulmasıyla ilgilidir. Fuhuş suçunda fail, mağdurun bedenini fuhuş amacıyla kullanırken; müstehcenlik suçunda suçun konusunu yazılı, görsel veya dijital materyaller oluşturur. Fuhuş suçunun her halinde mağdur varken, müstehcenlik suçunda her zaman bir mağdur bulunmayabilir. |
Korunan Hukuki Değer | Fuhuş suçu (TCK m. 227) genel ahlakın korunmasını amaçlayan suçlardan biridir. Ancak aynı zamanda çocukların korunması, cinsel özgürlüklerin güvence altına alınması ve kamu sağlığı da bu suçun koruma alanına dahildir. Fuhuşa teşvik ve aracılık yapan kişilerin cezalandırılmasıyla toplumun genel ahlaki yapısının korunması hedeflenmiştir. |
Hareketin Konusu | Her suçun belirli bir hareket konusu vardır. Fuhuş suçunda suç teşkil eden fiil, mağdurun fuhşa teşvik edilmesi, aracılık yapılması veya zorlanmasıdır. Suçun hareket konusu mağdur ve mağdurun bedenidir. Fuhuş yapan kişi değil, fuhşa teşvik eden, aracılık yapan veya mağdur üzerinde baskı kuran kişi cezalandırılır. |
Fuhuş Suçu Emsal Yargıtay Kararları
Fuhuş Suçunun Unsurları
Fuhuş suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 227. maddesinde düzenlenmiş olup, topluma karşı işlenen suçlar kapsamında yer almaktadır. Kanun, bu suçla genel ahlakı ve toplumsal düzeni korumayı amaçlamaktadır. Fuhuş suçunun mağduru hem yetişkinler hem de 18 yaşından küçük bireyler olabilir. Suçun oluşması için bir kişiyi fuhşa teşvik etmek, fuhşun yolunu kolaylaştırmak, fuhuş için aracılık etmek veya yer temin etmek gibi seçimlik hareketlerden birinin gerçekleştirilmesi yeterlidir. Ayrıca, fuhuş suçunun cebir, tehdit, hile veya mağdurun çaresizliğinden yararlanma gibi nitelikli halleri bulunmaktadır. Bu gibi durumlarda cezanın artırılması öngörülmektedir. Fuhuşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak geçimin sağlanması da fuhşa teşvik suçu kapsamına girmektedir.
Künye: Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/424 E., 2021/607 K.
Fuhuş Suçunda Hapis ve Adli Para Cezasına Birlikte Hükmedilmelidir
Fuhuş suçu kapsamında mahkemeler, hem hapis cezası hem de adli para cezasına hükmetmelidir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 227/2. maddesinde, fuhuş suçuna ilişkin “iki yıldan dört yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adli para cezası” öngörülmüştür. Bu düzenleme, hapis cezası ve adli para cezasının birlikte verilmesini zorunlu kılmaktadır. Ancak yerel mahkeme, yalnızca hapis cezasına hükmetmiş ve adli para cezası uygulamamıştır. Yargıtay, hapis ve adli para cezasının alternatif değil, birlikte verilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararını hukuka aykırı bulmuştur.
Künye: Yargıtay 14. Ceza Dairesi – 2014/7152
Mağdur Sayısı Kadar Fuhuş Suçu İşlenmesi
Fuhuş suçunda mağdur sayısı kadar suç oluşur. 5237 sayılı TCK’nın 227. maddesinde, fuhuş suçu, mağdur sayısına bağlı olarak işlenen suçlardan sayılmaktadır. Sanığın birden fazla mağduru fuhşa teşvik ettiği veya bu fiile aracılık ettiği tespit edilirse, her mağdur için ayrı ayrı ceza verilmesi gerekmektedir. Yerel mahkemenin sanık hakkında yalnızca tek suçtan mahkûmiyet kararı vermesi eksik ceza tayini anlamına gelir. Ayrıca, adli para cezasının belirlenmesi sırasında Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 232/6. maddesine uygun şekilde uygulama maddesinin gösterilmemesi de hukuka aykırıdır.
Künye: Yargıtay 14. Ceza Dairesi – 2014/2070
Zincirleme Şekilde Fuhuşa Aracılık Etme Suçu
Sanık, birden fazla kez fuhuş yapması amacıyla aracılık etmiş ve yer temin etmişse, zincirleme suç hükümleri uygulanmalıdır. 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesi, aynı suçun birden fazla kez işlenmesi halinde cezanın artırılmasını öngörmektedir. Bu nedenle, sanığın fuhuş suçunu değişik zamanlarda tekrarlaması halinde zincirleme suç hükümleri uygulanarak daha ağır bir ceza verilmesi gerekmektedir. Yargıtay, yerel mahkemenin zincirleme suç hükümlerini uygulamasını hukuka uygun bulmuş ve kararı onamıştır.
Künye: Yargıtay Ceza Genel Kurulu – 2014/60
Zorla Fuhuş Yaptırma Suçunun İspatında Olayın Oluş Şeklinin Önemi
Fuhuş suçunun ispatında olayın gelişim şekli ve delillerin bütünlüğü büyük önem taşımaktadır. Yargıtay, mağdurların olayın intikal sürecinde verdikleri ifadeler, sanıkların ikametinde bulunan deliller ve diğer objektif bulguların birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Özellikle polis tarafından ele geçirilen müşteri listeleri ve mağdurların daha önce fuhuşa zorlandığını gösteren belgeler, sanıkların mahkûmiyeti için yeterli delil sayılmıştır. Ancak, delil yetersizliği halinde sanıkların beraatine karar verilmesi gerekmektedir.
Künye: Yargıtay 14. Ceza Dairesi – 2013/6970
Fuhuş Suçunda Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Fuhuş suçu nedeniyle verilen hapis cezasının süresi, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) veya cezanın ertelenmesi açısından önemlidir. Yargıtay, hapis cezasının iki yılın üzerinde olması halinde HAGB ve erteleme hükümlerinin uygulanamayacağını belirtmiştir. Ancak, fuhuş suçunun mağdur sayısına bağlı olarak ayrı ayrı işlenmesi halinde her mağdur için ayrı ceza tayin edilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Böyle bir durumda, ceza süresi iki yılın altına düşebilir ve sanığın lehine olan hükümler uygulanabilir.
Künye: Yargıtay Ceza Genel Kurulu – 2013/274
Evlenme Vaadiyle Yurtdışından Getirilen Kişiye Fuhuş Yaptırma
Sanığın, evlenme vaadiyle mağduru kandırarak yurtdışından Türkiye’ye getirmesi ve daha sonra mağdurun çaresizliğinden yararlanarak fuhuş yapmaya zorlaması, fuhuş suçunun ağırlaştırılmış hali kapsamında değerlendirilmelidir. Ancak Yargıtay, cebir, tehdit veya mağdurun çaresizliği unsurlarının bulunmaması halinde ağırlaştırıcı nedenlerin uygulanamayacağını belirtmiştir. Bu nedenle, sanığın mağduru zorla fuhşa yönlendirdiğine dair kesin delil bulunmadığında, ağırlaştırılmış cezaya hükmedilmesi hukuka aykırıdır.
Künye: Yargıtay 8. Ceza Dairesi – 2010/5953
Fuhuş Suçunda Polisin Müşteri Rolünde Olması
Sanığın, müşterilere kadın temin ederek fuhuş yaptırdığı ve yer sağladığı yönünde elde edilen deliller doğrultusunda mahkumiyetine karar verilmişse de, Yargıtay, delillerin hukuka uygun şekilde elde edilip edilmediğini incelemektedir. Eğer polis, gizli soruşturmacı görevlendirmeden müşteri rolüne girerek delil toplamışsa, bu yöntem hukuka aykırı kabul edilir ve bu deliller mahkeme kararına dayanak yapılamaz. Bu nedenle, hukuka aykırı delillerle verilen mahkumiyet kararları Yargıtay tarafından bozulmaktadır.
Künye: Yargıtay 4. Ceza Dairesi – 2023/15878 E., 2024/892 K.

Fuhuş Suçunda Sıkça Sorulan Sorular
Arabada Fuhuşun Cezası Nedir?
Türk Ceza Kanunu’nun 227. maddesine göre, bir araç içerisinde fuhuş yapılması veya fuhuş için yer temin edilmesi suç kapsamına girer. Arabada fuhuş yapıldığı tespit edilirse, fuhşa aracılık etme veya yer temin etme suçu oluşur ve fail 2 yıldan 4 yıla kadar hapis ve adli para cezasına çarptırılabilir. Ayrıca, fuhuş yapılan araç müsadere edilebilir (el konulabilir) ve kamuya devredilebilir.
TCK 227 Maddesi Dolandırıcılığı
TCK 227. maddesi, fuhuş suçlarını düzenlemektedir ve dolandırıcılıkla ilgili değildir. Ancak bazı durumlarda fuhuş vaadiyle dolandırıcılık suçu işlenebilir. Örneğin, bir kişi para karşılığında cinsel ilişki vaat edip parayı aldıktan sonra fuhuş gerçekleştirmiyorsa, bu durum nitelikli dolandırıcılık (TCK 158/1-l) kapsamında değerlendirilebilir ve 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası öngörülür.
TCK 227/2
Türk Ceza Kanunu’nun 227/2. maddesi, bir kimseyi fuhşa teşvik etmek, fuhşa aracılık etmek, fuhşun yolunu kolaylaştırmak veya fuhuş için yer temin etmek fiillerini suç olarak düzenlemektedir. Bu suçu işleyenler 2 yıldan 4 yıla kadar hapis ve adli para cezasına çarptırılır. Ceza, fuhuşa zorlanan kişi çocuksa veya mağdurun çaresizliğinden yararlanılmışsa artırılır.
Fuhuşta Basılmak
Fuhuş yapılan bir mekânda polis baskınına uğramak, kişiye doğrudan bir ceza verilmesini gerektirmez. Ancak, fuhuş yaptığı tespit edilen kişi hakkında Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca idari para cezası uygulanabilir. Fuhuşa aracılık eden, fuhuş için yer temin eden veya fuhşa teşvik eden kişiler hakkında ise TCK 227 gereğince hapis cezası verilebilir.
Fuhuşa Yer Temin Etmek Yargıtay Kararı
Yargıtay, fuhuş için yer temin etmenin suç olduğunu ve bu suçu işleyenlerin 2 ila 4 yıl arasında hapis cezasına çarptırılabileceğini birçok kararında vurgulamıştır. Özellikle, birden fazla kişi için fuhuşa yer temin edenler zincirleme suç hükümleri gereği daha ağır ceza alabilir. Örneğin, Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/7152 sayılı kararında, sanığın yalnızca hapis cezasına çarptırılmasının hukuka aykırı olduğu, ayrıca adli para cezasına da hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Para Karşılığı Cinsel İlişki Suç Mu?
Türkiye’de fuhuş yapmak suç değildir, ancak fuhuşa teşvik etmek, aracılık etmek veya yer temin etmek suçtur (TCK 227). Para karşılığı cinsel ilişkiye giren kişiye doğrudan ceza verilmez, ancak bu durum Kabahatler Kanunu’na göre idari para cezası ile cezalandırılabilir. Fuhuş organizasyonu yapan veya aracılık eden kişiler hakkında ise ceza davası açılabilir ve hapis cezası verilebilir.
Fuhuşta Yakalanan Erkek Cezası
Fuhuş yapan erkekler, suç işlemiş sayılmaz ve hapis cezasına çarptırılmaz. Ancak, fuhuş yaptığı tespit edilen kişiye Kabahatler Kanunu kapsamında idari para cezası verilebilir. Eğer fuhuş için bir aracı, otel veya başka bir yer kullanılıyorsa, bu mekân sahipleri TCK 227’ye göre yargılanabilir ve hapis cezası alabilir.
Evde Fuhuşun Cezası
Kendi evinde tek başına fuhuş yapmak suç değildir, ancak bir başkasına fuhuş yaptırmak, fuhşa aracılık etmek veya fuhuş için ev sağlamak suçtur. Evini fuhuş için tahsis eden kişiler, TCK 227 gereği 2 ila 4 yıl hapis cezası ve adli para cezası alabilir. Ayrıca, ev mühürlenebilir ve kapatılabilir.
Parayla Fuhuşun Cezası
Türkiye’de fuhuş yapmak suç değildir, ancak fuhşa teşvik etmek, aracılık etmek veya yer temin etmek suçtur. Fuhuş yapan kişi, Kabahatler Kanunu’na göre idari para cezasına çarptırılabilir, ancak bu fiili organize eden veya fuhşa zorlama gibi suçlar işleyen kişiler hapis cezası alabilir.
Otelde Fuhuşun Cezası
Bir otel işletmecisi veya çalışanı, fuhuş için oda tahsis ederse veya fuhşa göz yumarsa, TCK 227’ye göre 2 ila 4 yıl hapis ve adli para cezası alabilir. Ayrıca, otel hakkında kapama kararı verilebilir. Otelde fuhuş yapıldığına dair delil bulunursa, otel işletmecisine para cezası kesilebilir ve otel ruhsatı iptal edilebilir.
Fuhşa Teşvik, Aracılık ve Yer Temin Etme Cezası
Türk Ceza Kanunu’nun 227. maddesine göre, bir kişiyi fuhşa teşvik eden, fuhuş için aracılık yapan veya fuhuş için yer temin eden kişi, 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ve adli para cezasına çarptırılır. Eğer suç bir örgüt kapsamında işlenirse, ceza artırılır ve 5 ila 10 yıl hapis cezası uygulanabilir. Mağdurun 18 yaşından küçük olması veya çaresizliğinden yararlanılarak fuhşa yönlendirilmesi durumunda da ceza ağırlaştırılır.