İnfazın Ertelenmesi – İnfaz Erteleme Dilekçesi
İnfaz Erteleme, İnfazın Ertelenmesi İçin Dilekçe Örneği

İnfazın ertelenmesi ve infaz erteleme, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 16 ve 17 nci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre infazın ertelenmesi; mahkemelerce verilen kesinleşmiş hapis cezalarına ilişkin ilamların Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmesinden sonra henüz infaza başlamadan veya infaz süreci devam ederken hükümlünün hastalık, gebelik ve doğum, milletvekili seçilmesi, eğitim, askerlik veya başkaca zorunlu sebeplerle infazın belirli bir süre ertelenmesi veya yeniden yargılama, lehe kanun gibi infazda tereddüt oluşturan durumlarda infazın ertelenmesidir. Bu müessese infazın hükümlü ve ailesi bakımından mahkumiyetin amacı dışında ortaya çıkarabileceği daha ağır zarar ve sakıncaların en aza indirilmesi amacıyla hapis cezasının infazının daha sonra gerçekleştirilmek üzere belirli bir süre ertelenerek ceza infaz sisteminin insanileştirilmesi ve insan onuruna uygun infaz amacına hizmet etmektedir.
İnfazın Ertelenmesi Nedir?
Hapis cezasının infazının ertelenmesi müessesesi, mahkemeler tarafından verilen kesinleşmiş ve infazı kabil bir hapis cezasına ilişkin ilamının uygulanmasının ertelenmesini ifade etmektedir. Bu durumunda, verilen hapis cezası infaz aşamasında yani hapis cezasına mahkum olan hükümlünün ceza infaz kurumuna girmeden önceki aşamada veya ceza infaz kurumunda bulunduğu sırada cezasını yerine getirirken infazın olduğu yerde durdurularak, belirli bir süre boyunca uygulanmayarak ertelenmesi, erteleme süresinin bitiminde ise tekrar infaza devam edilmesini ifade etmektedir.
Hapis cezasının infazının ertelenmesi, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun uyarınca dört farklı nedene bağlanmıştır. Bunlar hükümlünün, hastalık, gebelik ve doğum, hükümlünün istemi ve askerlik görevi nedeniyle hapis cezasının ertelenmesidir. Ancak bunun dışında özel Kanunlarda hapis cezasının infazının ertelenmesine ilişkin özel düzenlemeler de bulunmaktadır.
Hastalık Sebebiyle İnfazın Ertelenmesi
Hastalık nedeniyle hapis cezasının infazının ertelenmesi, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 16. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre hastalık nedeniyle infazın ertelenebilmesi için akıl hastalığı, hapis cezasının infazının mahkûmun hayatı için kesin bir tehlike teşkil eden durumlar ile, ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumunda hayatını tek başına sürdüremeyecek durumda olanlar ve hükümlünün gebelik ve yeni doğum hâlleri durumunda infazın ertelenmesi söz konusu olabilecektir. Bu hallerde hapis cezasının infazının ertelenmesi zorunlu ise de, üç yılın üzerinde olan hapis cezalarında Kanuna göre zorunlu olarak yakalama emri düzenleneceğinden bir taraftan infaza başlayıp devam ederken diğer taraftan sağlık kurulu raporlarının en kısa sürede tamamlanması gerekmektedir. Kanunun amacı, cezanın insani bir rejim altında yerine getirilmesi olduğundan bu süreç içerisinde ön raporlarla hastalık nedeniyle cezanın infazının ertelenmesi muhakkak ise rapor alınana kadar mahkemeden infazın durdurulması veya kesin rapor alınana kadar infaza ara verilmesi kararı talep edilebilecektir.
Buna göre hapis cezasının infazının hastalık nedeniyle ertelenmesi belirli koşulların gerçekleşmesi halinde hükümlünün talebi olmasa bile uygulanabilecek; bu koşulları taşımayanlar veya verilen erteleme kararını ihlal edenler hakkında geri bırakma kararı kaldırılabilecektir.
Hapis cezasının infazı devam ederken hastalık nedeniyle hükümlünün ceza infaz kurumundan hastaneye kaldırılması hâlinde, burada geçirdiği süre, cezadan indirilecek, ancak, cezanın infazını durdurmak için hükümlü, hastalığına kasten neden olmuşsa bu infaz süresinin indiriminden yaralanamayacaktır. Hapis cezasının infazının ertelenmesi, ancak hakkında kesinleşmiş ve infazı kabil olan bir kararla hükümlü statüsüne tabi olan kişiler hakkında uygulanacaktır. Henüz yargılaması devam eden ve hakkında karar verilmemiş tutuklu bulunan bir kişinin hastalık nedeniyle tahliyesine CGTİHK 116/1 maddesi uyarınca tutukluluk hâliyle uzlaşır nitelikte olanları tutuklular hakkında da uygulanabilecektir.
İnfaz Hesaplama Yapmak İçin Tıklayınız: https://ayboga.av.tr/infaz-hesaplama-04/

Gebelik Sebebiyle İnfazın Ertelenmesi
Hükümlülerin infazının ertelenmesine ilişkin diğer bir sebep ise 16. maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarında düzenlenen gebelik nedeniyle hapis cezasının infazının ertelenmesi durumudur.
Dördüncü Fıkrada; hapis cezasının infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkında geri bırakılacağı, ancak çocuğun ölmüş veya anasından başka birine verilmiş olması durumunda, doğumdan itibaren iki ay geçince cezanın infaz olunacağı belirtilmiştir. Ancak bu haktan, kapalı ceza infaz kurumuna girdikten sonra gebe kalanlardan koşullu salıverilmesine altı yıldan fazla süre kalanlar ile eylem ve tutumları nedeniyle tehlikeli sayılanların yararlanamayacağı, bu durumdu olan kişilerin cezasının ceza infaz kurumlarında kendileri için düzenlenen uygun yerlerde infaz olunacağı hüküm altına alınmıştır.
Görüldüğü üzere, gebelik ve yeni doğum hâlleri de hapis cezasının infazının geri bırakılması nedeni olarak Kanunda düzenlenmiştir. Kanunda açık bir düzenleme yer almasa da kanaatimce hükümlünün gebeliğinin tespiti ve buna ilişkin raporun mutlaka kadın doğum uzmanından alınması gerekmektedir. Gebe olan veya doğumdan itibaren altı ay geçmemiş bulunan hükümlünün cezasının infazı geri bırakılacaktır. Düzenlemeden, hükümlünün hamile olması durumunda hapis cezası sadece doğum yapıncaya kadar değil doğum yaptıktan altı ay sonrasına kadar ertelenecektir. Eğer hapis cezası, doğumdan sonra kesinleştiyse, bu durumda hapis cezası, hükümlünün doğum yaptığı tarihten itibaren altı ay süreyle ertelenecektir. Ancak hamile olan hükümlünün çocuğu ölmüş veya annesinden başka birine verilmiş olursa, infaz için altıncı ayın dolması beklenmez. Bu durumda infaz iki ay geri bırakılıp doğumdan itibaren iki ay sonra infaza başlanacaktır.
Gebelik nedeniyle infazın ertelenmesinde, talep rapor doğrultusunda ve Kanundan kaynaklanan bir imkân olması dikkate alındığında benimde katıldığım görüşe göre teminat şartı aranmaması, başka bir deyişle teminatsız olarak ertelemeye karar verilmesi gerekmektedir.
Buradaki altı aylık sürenin emzirme süresi mi, yoksa başka bir gerekçeyle mi, olup olmadığı hususunda bir açıklık yoktur. Ancak düzenlemedeki, çocuğun ölmesi veya başka birine verilmesi durumunda doğumdan itibaren iki ay sonra infaza başlanacağına ilişkin ibareden altı aylık sürenin hükümlü bakımından değil çocuğun yararı için yapılmış bir düzenleme olduğu anlaşılmaktadır. Buradaki iki aylık sürenin başlangıcı çocuğun ölümü veya başkasına verilmesi anı olmayıp, doğum anıdır. Hükümlü ikiz veya daha fazla çocuk doğurmuşsa ve çocukların biri veya birkaçı ölmüş ancak en az biri hayatta ise buradaki sürenin altı ay olarak uygulanacağı hususunda bir şüphe bulunmamaktadır.
Cezanın infazına başlandıktan sonra hükümlü kadının gebe olduğu anlaşılırsa infazın durdurulup ertelenip ertelenemeyeceği veya bu ertelemeye Cumhuriyet Savcısının mı karar vereceği yoksa hakim kararına ihtiyaç olup olmadığı hususunda Kanunda bir açıklık yoksa da, yapılan düzenlemede gebe olan kadının cezasının infazının erteleneceği hususu bir hak olarak düzenlenmiş olması hususu dikkate alındığında, hükümlünün cezasının Cumhuriyet savcısı tarafından ertelenebileceği, ayrıca hakimden infazın durdurulmasına ilişkin karar almaya gerek olmadığı kanaatindeyim. Ancak uygulamada hükümlü ve hatta insan haklarına aykırılık teşkil ettiği savunulacak bir şekilde infazın sürdürüldüğü sırada gebe olduğu anlaşılan hükümlü kadının doğum öncesi hastaneye kaldırıldığı, doğum yaptıktan sonra da infaza devam edildiği, hatta doğumu müteakip hemen cezaevine geri alınan kadın hükümlünün çocuğunu cezaevinde emzirmesi gibi katı bir uygulamanın da varlığı gözlenmektedir. Ancak bu durumda savcılık tarafından ertelemenin kabul edilmemesi kararına karşı hükmü veren mahkemeye hükümlünün başvurarak infazın durdurulması ve gebelik nedeniyle infaza ara verilmesini talep etme hakkının bulunduğu kanaatindeyim.
Hükümlünün Kendi İsteği Üzerine İnfazın Ertelenmesi
Hükümlünün hapis cezasına başlanmış olsa bile istemiyle infaza ara verilerek hapis cezasının ertelenmesi mümkündür. CGTİHK 17. maddesinde; hükümlünün istemiyle hapis cezasının infazının ertelenmesi düzenlemektedir. Maddede yapılan düzenleme ile, hapis cezasının belirli bir miktarın altında, kasten işlenen suçlarda üç yıl, taksirle işlenen suçlarda ise beş yıl veya daha az süreli hapis cezasının bulunması durumunda henüz infaza başlanmadan önce çağrı kağıdı ile hükümlünün infaz için Cumhuriyet savcılığı tarafından davet edildiğinde hapis cezasının infazının hükümlünün talebi ile ertelenebilme imkanı getirilmiştir.
Ayrıca maddenin dördüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile infaz hukukuna yeni bir kurum olarak, hapis cezalarının bölünerek infaz edilebilmesi imkanı getirilmiştir. Buna göre, infaza başlamadan veya infaz devam ederken zorunlu ve çok ivedi haller olarak kabul edilen, hükümlünün yükseköğrenimini bitirebilmesi, ana, baba, eş veya çocuklarının ölümü veya bu kişilerin sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle ailenin ticari faaliyetlerinin yürütülebilmesinin veya tarım topraklarının işlenebilmesinin imkânsız hâle gelmesi veya hükümlünün hastalığının sürekli bir tedaviyi gerektirmesi gibi, örnekseme yoluyla sayıldığı ve benzer durumlara uygulanabileceğinin anlaşıldığı benzer, zorunlu ve çok ivedi hâllerde Cumhuriyet Başsavcılığınca altı ayı geçmeyen sürelerle hapis cezasının infazının ertelenebilme veya ara verilebilme imkanı getirilmiştir. İnfaz hukukunda kural olan derhal infaz ilkesinin bir istisnası olan hükümlünün istemiyle infazın ertelenebilmesi imkanı, derhal infazın mahkum ve ailesi için ağır bir zarara sebebiyet verebileceği durumlara engel olma amacını gütmektedir.
Maddenin kenar başlığının, “Hükümlünün istemiyle infazın ertelenmesi” olduğu, ayrıca birinci fıkrada düzenlenen kasten işlenen suçlarda üç yıl, taksirle işlenen suçlarda ise beş yıl veya daha az süreli hapis cezasının bulunması durumunda hükümlünün istemiyle infazın ertelenebileceği belirtilmesine rağmen diğer fıkralarda düzenlenen infaz erteleme durumlarında hükümlünün isteminin aranıp aranmayacağı konusunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda hükümlünün istemi olmasa da infazın ertelenip ertelenmeyeceği hususu açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Doktrinde açıkça istemde bulunma ibaresinin fıkrada düzenlenmediğine göre Cumhuriyet savcısının istem olmasa da infazı erteleyebileceği veya ara verebileceği savunulmuştur.
Kanatimce, madde kenar başlığında ve birinci fıkrada düzenlenen “hükümlünün istemiyle” ibaresinin, kasten işlenen suçlarda üç yıl, taksirle işlenen suçlarda ise beş yıl veya daha az süreli hapis cezasının bulunması durumuna münhasır olduğu, bu durumda bulunan hükümlünün istemi olmadan Cumhuriyet Savcısı tarafından ertelenemeyeceği anlaşılmaktadır. Bunun dışında zorunlu ve ivedi hallerde genellikle hükümlü tarafından istemde bulunulacağı ancak bazı istisnai durumlarda ve özellikle infaz devam ederken hükümlünün hastalığının sürekli bir tedaviyi gerektirmesi durumunda hükümlü tarafından istemde bulunulmasa dahi Cumhuriyet Savcısı tarafından infazın ertelenebilmesinin mümkün olabileceğini düşünmekteyim.
Ağır Hastalık ve Engellilik Nedeniyle Cezaevinde Hayatını Tek Başına Sürdüremeyenlerin İnfazının Ertelenmesi
Hapis cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesi nedenlerinden birisi de ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumunda hayatını tek başına sürdüremeyecek durumda olan hükümlülerin bu sebeple hapis cezalarının infazının ertelenmesi durumudur.
Kanunun 16. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca, maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen mahkûmun cezasının infazının iyileşinceye kadar geri bırakılabileceği belirtilmiştir.
Bu değişiklik 2013 yılında 6411 Sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile eklenmiş, ceza infaz kurumunda ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza evinde hayatını tek başına idame ettiremeyecek derecede ağır hasta ve bedensel engelli olup başkasının yardımı olmaksızın en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan felçli ve yatalak durumda ve benzeri hastalık ve engelli olanların hapis cezasının infazının bu sebeple ertelenmesi öngörülen bir düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme ceza infaz kurumlarında devamlı bakım gerektiren bir hastalık ve sakatlıktan muzdarip hükümlülerin durumuna çare olması bakımından çok önemli bir boşluğu doldurmuştur.
Yüksek Öğrenimin Tamamlanması Amacıyla İnfazın Ertelenmesi veya Ara Verilmesi
Hükümlünün istemiyle infazın ertelenebilmesi imkanı getiren düzenlemede, hükümlüler bakımından zorunlu ve ivedi hal olarak kabul ettiği bazı durumlarda hükmün infazına başlanmış olsa dahi infazın bu zorunlu halin varlığı gereği ertelenebileceği ifade edilerek, yüksek öğrenimin bitirilebilmesi amacıyla hükümlünün istemiyle infazın ertelenebileceğini düzenlemiştir. Buradaki düzenlemeden yüksek öğrenimin bitirilebilmesi halinin infazın ertelenmesi için zorunlu hallerden biri olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Yapılan düzenlemede, hükümlünün yüksek öğrenimi bitirebilmesi amacıyla henüz infaza başlanmadan veya hapis cezalarının infazına başlanmış olsa bile hükümlünün istemiyle Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından altı ayı geçmeyen sürelerle hapis cezasının infazına ara verilebileceği ancak bu ara vermenin iki defadan fazla olamayacağı belirtilmiş, yani bu durumda erteleme veya ara vermenin toplamda bir yılı geçemeyeceği anlaşılmaktadır.

Askerlik Nedeniyle İnfazın Ertelenmesi
Askerlik görevini ifa edecek olan hükümlülerin cezalarının infazının ne şekilde yerine getirileceği ise, Kanunun 118. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; Sırf askerî suçlar ile askerî disiplin suçları ayrık olmak üzere, askere alınmadan önce ve askerlikleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı er ve erbaşlar ile yedek subaylar hakkında kısa süreli hapis cezaları yerine hükmedilen Türk Ceza Kanununun 50’nci maddesinin birinci fıkrasının (c), (e) ve (f) bentlerinde yazılı tedbirler ile bu Kanunun 106’ncı maddesinde yazılı adlî para cezasının yerine getirilmesi askerlik hizmetlerinin sonuna bırakılacağı ve bu süreler içinde zamanaşımının işlemeyecektir.
Madenin ikinci fıkrasında ise, herhangi bir suçtan askerî ceza ve tutukevinde tutuklu bulunan kişiler hakkında, adliye mahkemelerince verilen veya askerî mahkemelerce verilip de 22.5.1930 tarihli ve 1632 sayılı Askerî Ceza Kanununun 39’uncu maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı ceza infaz kurumlarında infazı gereken hapis cezaları, bu kişilerin tutukluluk hâli durdurulmak suretiyle askerî ceza ve tutukevlerinde yerine getirileceği düzenlenmiştir. Ancak ikinci fıkrada düzenlenen infazın durdurulması işlemi infaza ara verilmesi amaçlı olmayıp işlemiş olduğu suçun niteliği ve işleyen kişinin asker olması nedeniyle askeri ceza evinde infaz edilmesi bakamından tutukluluğunun durdurulup hükümlü statüsüyle askeri ceza evinde cezasının infazı amacına yöneliktir. Bu sebeple buradaki tutukluluk hâlini durdurmak teknik anlamda bir durdurma olsa da hukuki anlamda bir infaza ara verme değildir zira tutuklulukta infazı kabil bir kesinleşmiş mahkeme hükmü bulunmamakta olup tutukluluk ancak mahkeme tarafından verilmiş bir koruma tedbiridir.
Olağanüstü Kanun Yollarına Başvurulması Durumunda İnfazın Durdurulması veya Ertelenmesi
Yargılama makamının verdiği kararlar hukuka aykırı veya hatalı olabilir. Kanun yolları, yargılama makamlarınca verilen kararların bir başka makam tarafından denetlenmesini, gerekiyorsa hukuka aykırılığın giderilmesi veya yanlışlığın düzeltilmesini sağlayan hukuki çarelerdir. Olağanüstü kanun yolu ise kesinleşmiş olan yargı kararlarına karşı başvurulan bir denetim yolu olarak karşımızı çıkmaktadır. Ceza Muhakemesi Kanununda olağanüstü kanun yolları, 308-323 maddeleri arasında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itirazı, kanun yararına bozma, yargılamanın yenilenmesi olarak üç farklı şekilde düzenlenmiştir.
İnfazın Ertelemesinin Talep Edilemeyeceği Durumlar
Kural olarak, kanunda yazılı şartları taşıması kaydıyla hükümlünün talebi üzerine infazın ertelenmesi hakkından her vatandaş yararlanabilir. Ancak Kanunun “Hükümlünün istemiyle infazın ertelenmesi” kenar başlığı ile düzenlenen 17. Maddenin altıncı fıkrasında üç halde infazın ertelenemeyeceği belirtilmiştir. Buna göre; Terör suçları, örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkum olanlar, mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına karar verilenler ve son olarak da disiplin veya tazyik hapsine mahkum olanlar infazın ertelenmesi hakkından yararlanamayacaklardır.
Ancak hemen belirtelim ki burada erteleme talep edilemeyecek durumlar Kanunun 17. Maddesinde düzenlenen hükümlünün kendi istemiyle infazın ertelenebileceği durumlara ilişkindir. Yoksa Kanunun 16. Maddesinde düzenlenen hapis cezasının infazının akıl hastalığı veya mahkumun hayatı için kesin bir tehlike oluşturduğu durumlarda, gebe veya yeni doğurmuş olması halinde veya maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut bir tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen 17. Maddede sayılan infazın ertelenmesini talep edemeyecek olan hükümlülerin talepleri olmasa dahi infazı izleme ve denetleme görevi bulunan Cumhuriyet savcısı tarafından hükümlünün yaşam hakkı ve infazın insaniliğini gerçekleştirme amacıyla infazının ertelemesine veya ara verilmesine karar verebilecektir.
Kanunun 16. Maddesinin 5. Fıkrası uyarınca, hapis cezasının infazı, Kapalı ceza infaz kurumuna girdikten sonra gebe kalanlardan koşullu salıverilmesine altı yıldan fazla süre kalanlar ile eylem ve tutumları nedeniyle tehlikeli sayılanların gebelik nedeniyle cezasının infazının ertelenmesini talep ve bu haktan yararlanmaları imkanı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle hapis cezasına çevrilmesi durumunda hükümlünün erteleme talebinde bulunma hakkı yoktur. Bu durum CGTİHK’nın 106. Maddesinin Dokuzuncu Fıkrasında, “Adli para cezasından çevrilen hapsin infazı ertelenemez” hükmü ile açıkça düzenlenmiştir. Bu husus bu konuda bir düzenleme olmasaydı dahi böyle olması gerekirdi. Zira para cezaları ödendiği anda hapse çevirme kararı alkmakta olduğundan adli para cezasını ödemeyen hükümlünün birde cezasını erteletme imkanının getirilmesi adalet ve hakkaniyet prensibi ile bağdaşmayacaktır.
Hapis cezasının ertelenme talebi ile ilgili önemli bir sorun da hükümlünün cezasının ceza zamanaşımı süresinin dolmasına yakın bir zamanda erteleme talebinde bulunulmasıdır. Bu durumda hükümlünün erteleme talebinde bulunabilme imkanı olsa da hakkındaki cezanın erteleme süresi içinde ceza zamanaşımına uğrayacağı ve hükmün infaz edilme imkanı ortadan kalkacağı için talebin bu sebeple reddedilmesi gerekmektedir. Aksi halde bilerek bir cezanın zamanaşımına uğramasına sebebiyet veren ve infazı izleme ve denetleme görevi bulunan Cumhuriyet savcısının kendisine verilen bu yetkiyi kötüye kullanması söz konusu olabilecektir.

İnfaz Erteleme Dilekçe Örneği
ü
……………… CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
HÜKÜMLÜ :
TALEP KONUSU : 5275 sayılı kanunun 17. maddesi gereğince infazın “1 yıl” ertelenmesi talebidir.
AÇIKLAMALAR :
1- ……. Ağır Ceza Mahkemesinin ../../….. tarih, 2007/….. Esas ve 2008/….. karar sayılı ilamı, söz konusu savcılık makamınca temyiz edilmiş Yargıtay … Ceza Dairesi hakkımda verilen kararı onamış ve karar kesinleşmiştir. Bana verilen ceza, infaz aşamasına gelmiş bulunmaktadır.
……. Cumhuriyet Başsavcılığının tarafıma gönderdiği 2014/…… ilamat “2 YIL 6 AY HAPİS” cezası ile ilgili çağrı kağıdını ../../……. tarihinde muhtarlıktan alarak tebellüğ ettim.
İkametgahım burası olduğundan dolayı ilgili çağrı kağıdı …… da bulunan adresime gönderilmiştir. Bu durumdan dolayı ben de savcılığınıza başvurmaktayım. İkametgâh ilmühaberi de ekte sunulmuştur.
2- Cezanın derhal infazı mağduriyetime neden olacak niteliktedir. Cezanın infazına başlanıldığında işimi ve taahhütlerimi yerine getiremeyeceğimden işlerimi sonradan telafisi mümkün olmayacak şekilde kaybedeceğim.
Zaten şu anda boşanmış olduğum eşimden olma 13 aylık bir müşterek çocuğumuz bulunmaktadır, bakımını/bakım giderlerini ben karşılamaktayım. Zaten işlerim şu aşamada kötüye gitmektedir. Kendimin ve çocuğumun zaruri ihtiyaçlarını ancak giderebilmekteyim. Cezanın derhal infazı halinde işlerimi tamamen kaybedeceğim. Cezanın infazından önce işlerimi yoluna koyabilmem ve çocuğumun bakım giderlerini karşılayabilmem için infazın ertelenmesini talep etmekteyim.
3- Tüm bunların yanında cezanın derhal infazına sağlık durumum elvermemektedir. Zira …/…/……… tarihinden itibaren ……… Devlet Hastanesinde psikiyatrik tedavi görmekteyim ve ilaç tedavim halen sürmektedir. Buna ilişkin poliklinik ekpikrizi ekte sunulmuştur.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda saydığım nedenler dolayısıyla infazın 1 yıl ertelenmesini, durumum gözönüne alınarak teminata hükmedilmemesi ya da çok cüzi bir teminatla bu sürenin verilmesini, saygı ile arz ederim. …/…/.…..
(Hükümlü)
EK:
1-) Doktor raporu
2-) İkametgah bilgileri