Gönüllü vazgeçme kurumu, TCK’nın 36’ncı maddesinde gönüllü vazgeçme başlığı altında “Fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz; fakat tamam olan kısım esasen bir suç oluşturduğu takdirde, sadece o suça ait ceza ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre gönüllü vazgeçme, icra hareketlerini yapmaya başlayan failin kendi isteği ile, iradesiyle, dıştan maddi – manevi bir etki olmadan bu hareketlerine devam etmemesi, icra hareketlerini tamamlamaması ve bunlara ilaveten o suç kastını da terk etmesi şeklinde tanımlanabilir.

Gönüllü Vazgeçme Nedir? (TCK Madde 36)
Suç, çeşitli aşamalardan geçilerek işlenir ve suçun geçirdiği bu aşamalar bütününe ‘suç yolu’ denir. Fail suç yolunda ilerlerken, suç işleme iradesi zayıflayabilir hatta bütünüyle yok olabilir. Gönüllü vazgeçme failin iradesinin zayıfladığı ya da yok olduğu bu aşamada gündeme gelen ve kanun koyucunun toplumsal ve sosyal yararı gözeterek düzenlediği, hukuki niteliği tartışmalı olan bir kurumdur. Gönüllü vazgeçme ya suçun icra hareketleri aşamasında ya da icra hareketlerinin tamamlanmasından ve fakat neticenin gerçekleşmesinden önce gündeme gelir.
TCK’nın 36 ıncı madde metnine göre “Gönüllü Vazgeçme” şu şekilde tanımlanmıştır:
“Fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz; fakat tamam olan kısım esasen bir suç oluşturduğu takdirde, sadece o suça ait ceza ile cezalandırılır.”
TCK’nın 36’ncı maddesinde “fail suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlerse” şeklindeki tanımla, icra hareketlerinin başlamasından sonucun gerçekleşmesine kadar gönüllü vazgeçmenin mümkün olduğu kabul edilmiştir. Buna göre gönüllü vazgeçme üç halde mümkündür.
- Suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçilmesi
- Suçun icra hareketleri başladıktan sonra failin kendi çabası ile suçun işlenmesinin önlenmesi
- Kendi çabası ile neticenin gerçekleşmesinin önlenmesidir. Her üç halde de fail suça teşebbüsten cezalandırılamaz. Fakat, gönüllü vazgeçme anına kadar ki fiili bir suç oluşturursa o suç nedeniyle faile ceza verilir.
Gönüllü vazgeçmede faile ceza verilmemesinin temel amacı, failin sonucu gerçekleştirme imkanı varken onu engelleyebilmek ve suç yoluna iradesiyle son veren faile cezalandırılmayacağı yönünde cesaret vermektir.
Kanaatimizce gönüllü vazgeçme, kanun koyucunun faili suç yolundan döndürmeyi teşvik ve suç yolundan dönerek daha az tehlikelilik gösteren suçluyu ödüllendirmek için uyguladığı şahsi bir cezasızlık sebebidir. Nitekim doktrinde de bu görüş kabul edilmiştir. Gönüllü vazgeçmenin suç teorisindeki yeri haksızlığın ve kusursuzluğun dışındadır. Dolayısıyla vazgeçme teşebbüsü oluşturan icra hareketlerinden sonra gerçekleşen, teşebbüs aşamasındaki haksızlığın unsurlarını ve bu haksızlıkla ilgili olarak failin kusurluluğunu etkilemeyen, sadece varlığı halinde teşebbüs aşamasındaki haksızlıkla ilgili olarak failin cezai sorumluluğunu kaldıran bir hareketi oluşturmaktadır.
Gönüllü Vazgeçme Şartları Nelerdir?
Gönüllü vazgeçme kurumundan bahsedebilmek için bazı objektif ve subjektif şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Aşağıda öncelikle gönüllü vazgeçmenin objektif ve subjektif koşulları ele alınmıştır. Ek olarak “Gönüllü Vazgeçme Şartları” tablolu olarak detaylı şekilde aktarılmıştır.
Objektif Koşul : Cayma veya Önleme
- Gönüllü vazgeçme, yalnızca teşebbüs aşamasında mümkün olur.
- İcra hareketlerinden vazgeçme: Suç planının tamamlanmaması.
- Neticeyi önleme: Suç tamamlanmadan aktif biçimde netice engellenmelidir.
- Vazgeçmenin geçerli olabilmesi için failin sonucu engelleme çabası başarılı olmalı ve bu engelleme iradi/aktif olmalıdır.
- Üçüncü kişilerin yardımıyla engelleme mümkündür, ancak irade dışı engellemeler (örneğin yanlışlıkla veya kazara) gönüllü vazgeçme sayılmaz.
- İhmal suçlarında vazgeçme için pozitif bir fiil gereklidir (örneğin çocuğu emzirmeye başlamak).
- Sonucun gerçekleşmemesi failin çabası dışında olsa bile, ciddi ve samimi çaba varsa gönüllü vazgeçme uygulanabilir.
Sübjektif Koşul: Gönüllülük
- Vazgeçmenin gönüllü olup olmadığının ölçütü, failin suçu işlemeye imkânı varken bilinçli şekilde vazgeçmesidir.
- Gönüllülük yoksa (örneğin yakalanma korkusu, üçüncü kişi müdahalesi, araç yetersizliği), teşebbüs hükümleri uygulanır.
- Failin dış baskı, zorlayıcı nedenler veya kendi iradesi dışında gelişen olaylar nedeniyle vazgeçmesi gönüllü değildir.
- Ancak failin utanma, pişmanlık, vicdan azabı, tiksinme, korku gibi duygularla vazgeçmesi gönüllü kabul edilir.
- Failin gelecekte işlemek üzere geçici olarak vazgeçmesi bile, o an için kamu düzenini koruduğu için gönüllü sayılabilir.
- Vazgeçmenin saikine (niyetine) değil, fiilen suçtan vazgeçilip geçilmediğine bakılır.
Sonuç olarak, gönüllü vazgeçme hem nesnel (hareketin durdurulması/neticenin önlenmesi) hem de öznel (serbest irade ile vazgeçme) koşulların birlikte sağlandığı durumlarda kabul edilir. Failin saikine bakılmaz, önemli olan suça fiilen devam etmemesidir.
| Gönüllü Vazgeçmenin Koşulları | Açıklama |
|---|---|
| 1. İcra hareketlerine başlanmış olmalıdır | Kasıtlı bir suçun işlenmesine yönelik icra hareketlerine başlanmış olması gerekir. Bu, suçun teşebbüs aşamasında kaldığını ifade eder. |
| 2. Suç tamamlanmadan vazgeçme | İcra hareketlerinden, tamamlanmışsa bile netice gerçekleşmeden vazgeçilmelidir. |
| 3. Vazgeçme iradi ve gönüllü olmalıdır | Failin kendi iradesiyle ve özgür iradesiyle suçu işlemeyi bırakması gerekir. |
| 4. Sonucun önlenmesi failin çabasıyla olmalıdır | Suçun tamamlanmasının veya neticenin gerçekleşmesinin önlenmesi failin kişisel çabasıyla olmalıdır. Başka bir dış etken sonucu önlemişse gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanmaz. |
| 5. Suça teşebbüs edilebilir olması | Gönüllü vazgeçme sadece teşebbüsü mümkün olan suçlarda uygulanabilir. Örneğin taksirli suçlarda teşebbüs ve dolayısıyla gönüllü vazgeçme mümkün değildir. |
İştirak Halinde Gönüllü Vazgeçe Olur Mu?
İştirak halinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme ise; TCK’nın 41’inci maddesinde iştirak halinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme başlığı altında;
1) İştirak hâlinde işlenen suçlarda, sadece gönüllü vazgeçen suç ortağı gönüllü vazgeçme hükümlerinden yararlanır.
2) Suçun;
- Gönüllü vazgeçenin gösterdiği gayreti dışında başka bir sebeple işlenmemiş olması,
- Gönüllü vazgeçenin bütün gayretine rağmen işlenmiş olması,
Hâllerinde de gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
İştirak halinde işlenen bir suçta gönüllü vazgeçme, TCK’nın 36’ncı maddesinde düzenlenen suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçmenin özel bir şeklini oluşturmaktadır.
Bu halde suçun tamamlanmasının veya neticenin gerçekleştirilmesinin önlenmesi için bir çaba veya gayret aranmamaktadır. Failin, suç ortaklarına bir şey söylemeden ya da başka bir eyleme girişmeden sessizce olay yerinden ayrılıp gitmesi TCK’nın 36’ncı maddesindeki şartlar bulunmak kaydıyla, gönüllü vazgeçme hükümlerinden yararlanması için yeterlidir. Ancak suçun;
- Gönüllü vazgeçenin gösterdiği gayreti dışında başka bir sebeple işlenmemiş olması
- Gönüllü vazgeçenin bütün gayretine rağmen işlenmiş olması hallerinde de gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanır. Fakat bu iki halde gönüllü vazgeçenden bir çaba göstermesi beklenmektedir.
İştirakçinin Vazgeçmesi: Yani müşterek faillerden birinin suçun icrası safhasındayken gönüllü vazgeçmesinin hüküm ifade edebilmesi için suçun icrasına olan katkısını çekmesi tek başına yeterli değildir. Gönüllü vazgeçen suç ortağının diğer müşterek faillerce suçun icrasına devam edilmemesi için veya icra hareketlerinin tamamlanmasından sonra gönüllü vazgeçmişse neticenin diğer müşterek faillerce gerçekleştirilmemesi için elinden gelen gayreti göstermiş olması gerekmektedir. Örneğin hırsızlık suçu (TCK 141-142) da gözcülük yapan iştirakçi olay yerine polisleri çağırmış ancak polisler gelinceye kadar suç islenmiş ya da konut boş olduğu için failler bir şey alamadan çıkmış olsalar bile gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanacaktır.
Dolaylı Failin Vazgeçmesi: Dolaylı failin vazgeçmesi halinde de failin vazgeçmesine dair hükümler uygulanacaktır. Örneğin dolaylı fail, uyuşturucu vererek etkisi altına aldığı kişinin telkin edilen suçu işlemesini engellerse cezalandırılmaz. Tüm gayretlerine rağmen suç işlenmişse dolaylı fail bundan sorumlu olacaktır. Failin vazgeçmesinde olduğu gibi, dolaylı failin vazgeçmesi halinde de diğer iştirakçilerin sorumluluğu devam edecektir. Verdiğimiz örnekte, dolaylı faile uyuşturucuyu veren kişi yardım eden olarak sorumlu olacaktır. Eğer dolaylı failin dışında bir başkası, iradesi bozulan kişinin suçu işlemesini engellerse, örneğin birini öldürmesi için hipnotize edilen kişi üçüncü bir kişi tarafından uyandırılırsa dolaylı fail, teşebbüs hükümlerine göre sorumlu olacaktır.
Azmettirenin Vazgeçmesi: Azmettirenin cezalandırılması için azmettirilenin en azından suçun icra hareketlerine başlamış olması gerekir. Zira kanun azmettirmeye teşebbüsü cezalandırmamaktadır. Azmettirenin gönüllü vazgeçmesi halinde sorumluluktan kurtulabilmesi için, kanaatimizce azmettirdiği kişiyi suçun icra hareketlerinden vazgeçmesinin sağlayacak hareketlerde bulunması, kişinin suç işlemekte ısrarcı olması halinde ise, yetkili makamlara haber vermesi gerekir. Bu son durumda azmettiren sorumluluktan kurtulacak, fiili icra edecek olan fail ise suça teşebbüsten cezalandırılacaktır.
Suça Teşebbüs ve Gönüllü Vazgeçme Arasındaki Fark Nedir?
Ceza hukukunda suça teşebbüs ve gönüllü vazgeçme kavramları, failin gerçekleştirmeye yöneldiği suçun tamamlanmaması durumlarında önem kazanır. Her iki durumda da suçun neticesi meydana gelmemiştir; ancak bu iki kurumun hukuki sonuçları ve dayandıkları irade farklılık gösterir.
Suça Teşebbüs: Failin Dış Etkenlerle Engellenmesi
Türk Ceza Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca, teşebbüs; failin suçu işlemeye yönelik icra hareketlerine başlamış olmasına rağmen, suçun tamamlanamaması veya neticenin gerçekleşmemesi durumudur. Bu engelleme, failin kendi dışındaki sebeplerle oluşur. Örneğin; bir kişi başka birini vurmak üzere silahını ateşler ancak mermi hedefe ulaşmaz veya üçüncü bir kişi failin elini tutarak müdahale ederse burada suça teşebbüs vardır. Failin kastı ve iradesi suçu sonuna kadar tamamlamaya yöneliktir; ancak dışsal bir engel nedeniyle bu gerçekleşmez.
Gönüllü Vazgeçme: Failin Bilinçli Terki
Gönüllü vazgeçme ise TCK m.36’da düzenlenmiş olup, failin suçu tamamlama imkânı varken, iradi bir şekilde ve kendi özgür iradesiyle bundan vazgeçmesidir. Bu vazgeçme, ya icra hareketlerinden geri dönme ya da suçun tamamlanmasını/faile bağlı neticenin gerçekleşmesini önleme şeklinde olabilir.
Örneğin bir kişi mağduru bıçaklamaya karar verip saldırıya başlar; ancak bir anda durur ve mağduru hastaneye götürüp tedavi ettirirse burada gönüllü vazgeçme söz konusudur. Bu durumda fail, cezalandırılmaz; sadece suça teşebbüs aşamasında kaldığı için sorumluluğu doğmaz. Gönüllü vazgeçme, failin suçun icrasını ya da neticenin oluşumunu engelleyecek bir davranışla pişmanlığını fiili olarak göstermesidir.
Gönüllü Vazgeçme ile Teşebbüsün Ayırıcı Unsurları
| Kriter | Suça Teşebbüs | Gönüllü Vazgeçme |
| İrade | Suç işlemeye yönelik irade devam etmektedir. | Fail, kendi iradesiyle suçtan vazgeçmiştir. |
| Engelleme Sebebi | Dışsal engel veya beklenmedik bir neden suçun tamamlanmasına mani olur. | Failin özgür kararıyla suç tamamlanmaz. |
| Hukuki Sonuç | Cezai sorumluluk devam eder, teşebbüs hükümleri uygulanır. | Fail cezalandırılmaz; fiil suç oluşturmaz. |
| Zarar | Genellikle bir zararın doğması mümkündür. | Failin çabasıyla zarar doğmamıştır. |
| Zamanlama | İcra hareketleri devam ederken dış müdahale sonucu son bulur. | Suç tamamlanmadan önce failin iradesiyle durdurulur. |
Etkin Pişmanlık ile Farkı
Gönüllü vazgeçme, suç tamamlanmadan önce söz konusu olurken; etkin pişmanlık(https://ayboga.av.tr/etkin-pismanlik/) ise suçun tamamlanmasından sonra failin pişmanlık göstermesiyle ortaya çıkar. Etkin pişmanlık bazı suçlar için öngörülmüş olup, failin verdiği zararı giderme, malı iade etme veya mağdurun zararını tazmin etme gibi davranışlarını kapsar.
Sonuç Olarak; Gönüllü vazgeçme, failin ceza hukuku açısından lehine işleyen bir düzenlemedir ve suçu tamamlamama yönünde serbest bir irade beyanıdır. Suça teşebbüs ise failin suçu işlemekte kararlı olmasına rağmen, dışsal nedenlerle suçun tamamlanamamasıdır. Bu iki kurumun ayrımı hem teorik hem de uygulama açısından büyük önem taşır.
Gönüllü Vazgeçme Yargıtay Kararları
Gönüllü Vazgeçmenin Suç Politikası Açısından Önemi
Gönüllü vazgeçmenin, kişilere pişmanlık olanağı tanıyarak onların topluma kazandırılması açısından cezalandırmadan daha faydalı olduğu, suç politikası gereği cezalandırılmama tercihinin benimsendiği ifade edilmiştir.
Künye: Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 09.06.2015 tarih, 2014/14-600 Esas, 2015/194 Karar.
________________________________________
Gönüllü Vazgeçme Teşebbüs Aşamasında Cezasızlık Sonucu Doğurur
Failin teşebbüs aşamasında kaldığı bir suçtan gönüllü olarak vazgeçmesi durumunda cezalandırılmayacağı, ancak bu süreçte işlenen başka suçlar varsa bunlardan sorumluluğunun devam edeceği vurgulanmıştır.
Künye: Yargıtay 14. Ceza Dairesi, 08.05.2017 tarih, 2017/622 Esas, 2017/2490 Karar.
________________________________________
Gönüllü Vazgeçme ile Teşebbüs Arasındaki Ayırım
Teşebbüsün, suçun dış nedenlerle tamamlanmaması; gönüllü vazgeçmenin ise failin kendi iradesiyle suçu gerçekleştirmekten vazgeçmesi olarak ayrıldığı belirtilmiştir.
Künye: Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 10.02.2016 tarih, 2014/1907 Esas, 2016/925 Karar.
________________________________________
Failin İradesiyle Vazgeçmesi Halinde Cezalandırılamaz
Eylemin yarıda kalmasının harici bir engel değil de failin özgür iradesine bağlı olması halinde gönüllü vazgeçmenin ve dolayısıyla cezasızlığın söz konusu olacağı ifade edilmiştir.
Künye: Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 16.12.1991 tarih, 1991/5-334 Esas, 1991/358 Karar.
________________________________________
Suç Yolunun Aşamaları Açısından İcra Hareketleri
Suç işleme sürecinin karar verme, hazırlık ve icra hareketlerinden oluştuğu; bu bağlamda gönüllü vazgeçmenin icra aşamasında mümkün olduğu vurgulanmıştır.
Künye: Yargıtay 18. Ceza Dairesi, 27.03.2017 tarih, 2017/1200 Esas, 2017/3350 Karar.
________________________________________
Failin Aktif Davranışıyla Neticenin Önlenmesi
Sanığın, av tüfeğiyle iki kez ateş ettikten sonra, mağduru aracına alarak olay yerinden uzaklaştırıp, mağdurun hastaneye götürülmesini sağladığı ve bu şekilde ölüm sonucunun gerçekleşmesini engellediği olayda, sanığın kasten öldürme suçunun icra hareketlerini tamamladıktan sonra, fakat ölüm sonucu meydana gelmeden önce iradi olarak aktif davranış ve ciddi çaba göstermek suretiyle suçun tamamlanmasını ve sonucunun gerçekleşmesini önlediği, bu nedenle TCK m.36’da düzenlenen gönüllü vazgeçme koşullarının oluştuğu kabul edilmiştir.
Künye: Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 16.02.2023 tarih, 2022/9776 Esas, 2023/459 Karar.
________________________________________
Mağdurun Hayatının Kurtarılması İçin Etkin Çaba
Sanığın, mağdura sopa ile defalarca vurup ağır şekilde yaraladığı, ancak eylemden sonra jandarma ve acil sağlık hattını arayarak mağdurun hastaneye sevkini sağladığı ve ölümün gerçekleşmesini önlemek hususunda etkin bir çaba sarf ettiği olayda, TCK m.36’da düzenlenen gönüllü vazgeçme hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
Künye: Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 22.05.2019 tarih, 2019/4765 Esas, 2019/1179 Karar.
________________________________________
Failin Aktif Davranışıyla Ölüm Sonucunun Engellenmesi
Sanığın, kullandığı silahın niteliği, darbelerin şiddeti, sayısı ve yöneltildiği vücut bölgeleri ile meydana gelen yaralanmanın niteliği birlikte değerlendirildiğinde, eyleminin öldürmeye yönelik olduğu, ancak eylemden sonra polise ve ambulansa haber verilmesini sağladığı ve yarasının üzerine kazağını basmak şeklindeki aktif davranışlarda bulunarak ölüm sonucunun gerçekleşmesini engellediği anlaşılmakla, TCK m.36’da düzenlenen gönüllü vazgeçme koşullarının oluşup oluşmadığının tartışılması gerektiği belirtilmiştir.
Künye: Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 27.11.2017 tarih, 2016/3125 Esas, 2017/4277 Karar.
________________________________________
Tıbbi Müdahaleye Kadar Aktif Davranış
Sanığın, kullandığı silahın niteliği, darbelerin şiddeti, sayısı ve yöneltildiği vücut bölgeleri ile meydana gelen yaralanmanın niteliği birlikte değerlendirildiğinde, eyleminin öldürmeye yönelik olduğu, ancak eylemden sonra tıbbi müdahale aşamasına kadar aktif davranışlarda bulunarak ölüm sonucunun gerçekleşmesini engellediği anlaşılmakla, TCK m.36’da düzenlenen gönüllü vazgeçme hükmü uyarınca kasten yaralama(https://ayboga.av.tr/kasten-yaralama-sucu-ve-cezasi-tck-md-86/ ) suçundan ceza tayini gerektiği belirtilmiştir.
Künye: Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 18.09.2017 tarih, 2017/170 Esas, 2017/2775 Karar.
________________________________________
Failin Olay Yerinden Ayrılması Gönüllü Vazgeçme Sayılmaz
Sanığın, öldürme kastıyla yakın mesafeden ateş ettiği, mağdurun yaralanarak yere düşmesiyle amaçladığı sonucu elde ettiğini düşünerek eylemine son verip olay yerinden ayrıldığı olayda, neticenin gerçekleşmesini önlemek bakımından ciddi bir çaba göstermediği, bu nedenle gönüllü vazgeçme şartlarının gerçekleşmediği kabul edilmiştir.
Künye: Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 16.06.2020 tarih, 2016/1173 Esas, 2020/292 Karar.




