Velayet nedir? Velayet kelimesi (sözlük anlamı); sevmek, sahip çıkmak, yardım ve idare etmektir. Velayet kelimesinin İngilizce karşılığı “parentel right”; Almanca karşılığı “elterliche gewalt”; Fransızca karşılığı “puissance paternelle”dir.
Velayet; küçüklerin ve istisnai olarak da kısıtlanmasına karar verilen ergin çocukların, gerek şahıslarına gerek mallarına özen gösterme ve onları temsil etme konusunda kanunun ana ve babaya yüklemiş olduğu hakların ve yükümlülüklerin tümüdür.
Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre velayet; tanımı yapmakta fayda vardır. Buna göre; küçüklerin ve malvarlıklarının bakımını ve korunmalarını sağlamak için onların malları ve şahısları üzerinde ana ve babanın sahip oldukları görevlerin ve hakların hepsine birden velayet denir. Kısaca velayet, çocuğun kişi varlığı ile malvarlığının korunmasını ve her iki alanda da çocuğun temsilini sağlayan bir kurumdur.

Velayet Nedir?
Velayet, küçüklerin ve istisnai olarak kısıtlı ergin çocukların bakımı, korunması ve yetiştirilmesi amacıyla ana babanın çocuklar üzerindeki hak, yetki ve sorumluluklarını ifade eder. Velayet, çocuğun kişilik haklarının ve malvarlığının korunması ile temsilini kapsayan hak ve görevleri içerir.
Evlilik Birliği İçinde Velayet Hakkı
Türk Medenî Kanununa göre, evlilik birliği devam ederken çocuklar üzerindeki velayet hakkını ana ve baba birlikte kullanırlar. Ergin olmayan çocuğun velayet hakkı, ana ve babaya ait olup, yasal sebep olmadıkça ana ve babadan alınamaz (TMK m. 335/1).
Kısıtlanan ergin çocuk ise, hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe ana ve babasının velayeti altında kalır (TMK m. 335/2). Kısıtlanan ergin çocuk için ana veya baba vasi olarak tayin edilse dahi, bu karar doğru bir karar değildir. Bu durumda yine velayet hükümleri geçerlidir.
Velayet hakkı kadın erkek eşitliği prensibi çerçevesinde, hem anaya hem de babaya birlikte tanınmıştır. Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar (TMK m. 336/1). Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse, hakim velayeti eşlerden birine verebilir (TMK m. 336/2). Ana ve babadan birinin ölümü halinde velayet sağ kalana; boşanma halinde ise çocuk kendisine bırakılan tarafa ait olur (TMK m. 336/3).
Velayet taraflardan birine verilince diğer taraf ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulur. Velayet düzenlemesi yapılıp kişisel ilişki kurulmaması bozma sebebidir. Kişisel ilişki kurulurken kişisel ilişkinin zamanı, süresi, kısaca infazda güçlük meydana getirmeyecek şekilde kararda düzenleme yapılmalıdır. Anlaşmalı boşanma davasında velayet kendisine verilmeyen taraf ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasında da tarafların beyanları alınmalıdır.

Boşanma Davasında Velayet Hakkı
Boşanma davasının devamı esnasında çocukların velayetinin kullanılması konusunda eşler arasında anlaşmazlık çıkması halinde hakim, çocukların bakımı ve korunması amacıyla, geçici önlem mahiyetinde olmak üzere, bir ara kararıyla velayeti taraflardan birine verebilir. Bu durumda, diğer taraf ile çocuk arasında kişisel ilişki düzenlenir ve çocuk lehine tedbir nafakasına karar verilir (TMK m. 169). Bu durum boşanma davası süresince devam eder.
Açılan boşanma davası boşanma kararıyla sonuçlanırsa, hakim, çocuğun menfaatini dikkate almak koşuluyla velayeti taraflardan birine verir. Diğer eşin, çocuklar üzerindeki velayet hakkı sona erer. Anne bakımına ve şefkatine muhtaç bir çocuğun anne yanında kalmasının fikri, bedeni ve ahlaki gelişmelere engel olacağı yolunda muhtemel ciddi tehlike bulunmadığı takdirde velayet hakkı anneye verilir.
Hakim, velayeti taraflardan birine verirken, diğer taraf ile çocuklar arasındaki kişisel ilişki kurulmasını da düzenler (TMK m. 336/2, m. 182). Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun özellikle sağlık ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Bu katkı, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Ergin olan kişi, kendi adına yardım nafakası davası açmalıdır (TMK m. 182/2, m. 364).
Çocuk ile ana veya baba arasında kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yararı ön planda tutulacaktır. Boşanma sebebiyle velayeti kendisine verilen ananın ya da babanın ölümü halinde velayet kendiliğinden sağ kalan anaya ya da babaya geçmez. Hakim kararına kadar askıda kalır. Boşanma aşamasında velayet hakkından mahrum kalmamak için Ankara Boşanma Avukatı desteği alabilirsiniz.
Evlatlık Bağı Kurulduktan Sonra Velayet Hakkı
Evlat edinen ile evlatlık arasındaki evlatlık bağı, mahkeme kararı ile birlikte kurulmuş olur (TMK m. 315/1). Evlatlık bağının kurulmasıyla, ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlükler evlat edinene geçer; dolayısıyla henüz ergin olmayan evlatlık, evlat edinenin velayeti altına girer (TMK m. 314/1). Asıl ana ve babanın evlatlık üzerindeki velayet hakkı sona erer. Fakat asıl ana ve babanın evlatlık olarak verdikleri çocukla kişisel ilişki kurma hakları saklıdır.
Evlilik Dışında Doğan Çocuğun Velayet Hakkı
Evlilik dışında doğan çocuğun velayeti kural olarak anaya aittir (TMK m. 337/1). Şayet ana ölmüş ise veya küçükse ya da kısıtlanmışsa veyahut da velayet anadan alınmışsa, hakim, çocuğun menfaatini dikkate alarak, velayeti, ya babaya verir ya da çocuğa bir vasi atar (TMK m. 337/2). Asıl olan velayet altına konulmaktır. Evlilik dışında doğan çocuğun velayeti anada olduğundan, daha sonra açılan babalık davası sonucu erkek ile çocuk arasında soybağı kurulması halinde, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulması ve iştirak nafakası konusu hakim tarafından re’sen karara bağlanır.

Velayet Verilirken Nelere Bakılır?
Hakim, çocuğun velayetini anaya veya babaya verirken, çocuğun yaşı, cinsiyeti, karakteri, ana ve babadan her birinin oturduğu yer ve bulundukları çevre, ekonomik durumları, ahlaki yapıları, ana ve babanın çocuğun gelişmesi üzerindeki etki derecesi, çocuğun velayeti hususundaki istemleri dikkate alınır. İdrak gücüne sahip olan çocuk dinlenmeli ve isteği dikkate alınmalıdır.
Velayet konusu kamu düzeni ile ilgili olduğundan, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Çocuğun bedeni, fikri ve ahlakî gelişmesine engel olacak ciddi nedenler yoksa, ana bakımına ve şefkatine muhtaç olan çocuğun velayeti anaya verilir. Velayet ile ilgili davalar iç hukuk bakımından kamu düzenine ilişkindir. Boşanma kararıyla birlikte, varsa çocuğun velayeti konusunda da bir karar verilmelidir. Asıl olan çocuğun yararı ve mutluluğudur.
Hakim, çocuğun yararına olmayan taraf arasında yapılan anlaşmaları dikkate almaz. Bu konuda hakimin geniş bir takdir yetkisi vardır. Velayet düzenlemesi yapılırken, gerektiğinde uzman bilirkişilerden görüş alınmalıdır. Dolayısıyla hakim, tarafların ibraz ettiği delillerle yetinmeyip kendiliğinden delil toplar ve karar verir. Örneğin hakim, ana bakımına ve şefkatine muhtaç durumda bulunan küçük çocuğun velayetini, ciddi engeller bulunmuyorsa anaya verir.
Çocukların birden fazla olması halinde, kardeşleri birbirinden ayırmamaya dikkat etmek gerekir. Şayet çocukların bazılarının velayetinin anaya; bazılarının velayetinin de babaya verilmesi gerekiyorsa, velayetleri anaya veya babaya verilen çocukların birbirlerini görebilecekleri ve bir arada bulunabilecekleri şekilde kişisel ilişki kurulması gerekir.
Velayet Verilmeyen Taraf ile Çocuk Arasında Kişisel İlişki
Evlilik birliğini sona erdiren hallerden bir tanesi de boşanmadır. Türk hukuk sistemine göre boşanma halinde çocukların velayeti anaya veya babaya verilir. Velayet kendisine bırakılmayan çocuk ile diğer taraf arasında kişisel ilişki kurulur.
Evlilik birliğinin sona ermesi, varsa çocuklar ile ana ve baba arasındaki hukuki bağın kesilmesi anlamına gelmez. Aksine, velayet hakkı kendisine verilmeyen tarafın çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkı devam eder. Kişisel ilişkiden amaç, analık ve babalık duygularının tatmin edilmesini sağlamaktır.
Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya velayeti kendisine bırakılmayan çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK m. 323). Bu talep, soybağının doğal bir sonucudur. Kişisel ilişki kurulurken, çocuğun fikri ve bedeni gelişmesi ile eğitimi, ana ve babalık duygularının tatmini, ana ve baba ile çocuk arasındaki bağın geliştirilmesi hususları dikkate alınır.
Hakim, velayeti anaya verilen çocuğun, haftanın belirli günlerinde ve belli saatler arasında, millî ve dinî tatil günlerinde babası ile görüşmesine veya belirlenen günleri babasının konutunda geçirmesine veyahut da yaz aylarında belli bir süre babasının yanında kalmasına karar verebilir. Velayet kendisine verilmeyen tarafla çocuk arasında kişisel ilişki kurulurken, bunun yerine getirilmesi safhasında tereddüt hasıl olmaması için, kişisel ilişkinin başlama ve bitiş tarihleri ile saatlerinin de kararda açıkça gösterilmesi gerekir.
Kişisel ilişki kurulmasına yönelik olarak verilen mahkeme kararı kesin hüküm teşkil etmez. Kişisel ilişki kurulması, değişen koşullar dikkate alınarak hakim tarafından kendiliğinden veya ana ve babadan birinin istemi üzerine yeniden düzenlenebilir. Tarafların kendi aralarında yaptıkları anlaşma, hakim tarafından uygun bulunmadıkça geçerli olmaz.
Velayet hakkı kendisine verilmeyen tarafa tanınan kişisel ilişki kurma hakkı sınırsız değildir. Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesini ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür (TMK m. 324/1).
Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocukla ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK m. 324/2).
Büyükanne ve büyükbabaların da torunlarıyla, hatta olağanüstü haller mevcut ise hısımların çocukla kişisel ilişki kurmaya hakları vardır (TMK m. 325). Bu davadaki yargılama basit yargılama usulüne tabidir. Üçüncü kişi ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasında ve bu ilişkinin kapsamının belirlenmesinde çocuğun menfaatleri dikkate alınır. Kişisel ilişki kurma teknikleri çeşitli şekilde olabilir. Bunlar; belirli süre birlikte kalma, yüz yüze görüşme, klasik olarak yazışma, e posta ile yazışma, bilgi edinme ve telefon görüşmesi şeklinde olabilir.
Kişisel ilişki kurulması, şahsa bağlı bir hak olması dolayısıyla, bu haktan feragat geçerli değildir. Hakim, çocukların velayetini taraflardan birine verince, diğer tarafın çocuklar üzerindeki velayet hakkı sona erer. Çocuğun velayeti düzenlenmeksizin sadece nafakaya karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece yapılacak iş, öncelikle dava konusu küçüğün velayetini, taraflardan birine vermek, diğer taraf ile kişisel ilişki kurmak ve sonuca göre iştirak nafakası hakkında karar vermektir. Kişisel ilişki kurulması sırasında yapılması gereken masraflar ise, çocukla kişisel ilişki kuran tarafa aittir.
Velayet Hakkının Kapsamı
Kısaca velayetin kapsamı, çocuğun adını koyma (TMK m. 339), genel ve mesleki eğitim (TMK m. 340), dini eğitim (TMK m. 341), çocuğu temsil etme (TMK m. 342), çocuğun mallarını yönetme (TMK m. 352-353), ve çocuğun mallarını kullanma (TMK m. 354) hakkını içerir.
Velayetin Kaldırılması
Türk Medenî Kanununa göre, ana ve baba velayet hakkını kötüye kullanırsa velayet hakkı kaldırılabilir. Velayet hakkının kaldırılabilmesi için Türk Medenî Kanununda belirtilen şartlardan herhangi birinin gerçekleşmesi gerekir.
Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, özürlü olması, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri nedeniyle velayet görevini yerine getirememesi halinde velayet kaldırılabilir (TMK m. 348/1, cümle 1).
Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması halinde velayet kaldırılabilir (TMK m. 348/1, cümle 2). Velayet, ana ve babanın her ikisinden de kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır (TMK m. 348/2).
Velayete sahip ananın veya babanın yeniden evlenmesi, velayetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebileceği gibi, duruma ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir (TMK m. 349).
Türkiye, Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesine taraf olmuştur. Bu Sözleşmenin amacı; kişisel ilişkilere uygulanacak genel ilkeleri belirlemek, kişisel ilişkilerin düzgün bir şekilde kullanılmasını sağlamak, kişisel ilişkinin sonunda çocuğun derhal geri dönmesini sağlamaktır.
Velayetin Sona Ermesi
Çocuklar üzerindeki velayet, çocuğun ergin olmasıyla, yani onsekiz yaşını tamamlamasıyla (TMK m. 11/2) veya evlenmeyle (TMK m. 11/2) veyahut da mahkemece ergin kılınmasıyla (TMK m. 12) sona erer. Ayrıca, ananın veya babanın ölümüyle veya gaipliğine karar verilmesiyle velayet sona erer.

Velayet Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Velayet ne anlama gelir?
Velayet, küçüklerin ve istisnai olarak kısıtlı ergin çocukların bakımı, korunması ve yetiştirilmesi amacıyla ana babanın çocuklar üzerindeki hak, yetki ve sorumluluklarını ifade eder. Velayet, çocuğun kişilik haklarının ve malvarlığının korunması ile temsilini kapsayan hak ve görevleri içerir.
Velayet kime verilir?
Evlilik birliği süresince velayet, ana ve baba tarafından birlikte kullanılır. Boşanma durumunda ise hâkim, velayeti ana veya babadan birine verir. Evlilik dışı bir ilişki durumunda, çocuğun velayeti kural olarak anneye aittir, ancak bazı istisnai durumlarda babaya da verilebilir.
Kimler velayet altındadır?
Velayet altında olanlar, ergin olmayan (18 yaşından küçük) çocuklar ile bazı durumlarda kısıtlanmış ergin bireylerdir.
Boşanmada velayet nedir?
Boşanmada velayet, çocukların bakımının ve temsilinin boşanma sonrası ana veya babadan birine verilmesidir. Boşanma durumunda velayet, genellikle tek bir ebeveyne verilir ve diğer ebeveyn ile çocuğun kişisel ilişkisi düzenlenir.
18 yaşından sonra velayet düşer mi?
Evet, velayet, çocuğun ergin (18 yaşına) olması ile sona erer. Ergin olan birey kendi kararlarını verir ve velayetin kapsamı dışında kalır.
Velayet ve vesayet farkı nedir?
Velayet, ana ve babanın çocukları üzerindeki hak ve sorumluluklarını ifade ederken; vesayet, velayeti olmayan bireylerin korunması ve temsil edilmesi için atanan bir yasal sorumluluktur. Velayet, esas olarak çocukların korunması ve temsil edilmesi amacını taşır; vesayet ise yetim, kimsesiz ya da kısıtlı bireylerin korunması için atanır.
Boşanmada velayet nasıl belirlenir?
Boşanma durumunda, velayet çocuğun menfaatine göre belirlenir. Hâkim, çocuğun fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimini göz önünde bulundurarak velayeti ana veya babadan birine verir.
Çocuğun velayeti hangi durumlarda anneye verilmez?
Anne, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini tehlikeye atacak davranışlarda bulunursa veya sorumluluklarını yerine getiremezse velayet anneye verilmez. Bu gibi durumlarda, çocuğun menfaati gereği velayet babaya ya da bir vasiye verilebilir.
Noterden velayet verme mümkün mü?
Velayetin noter aracılığıyla devri mümkün değildir, çünkü velayet kamu düzenine ilişkin bir hak olup, ancak mahkeme kararı ile düzenlenebilir.
Avukatsız velayet davası açılabilir mi?
Evet, velayet davası açmak için avukat zorunlu değildir. Ancak, yasal süreçlerin karmaşıklığı nedeniyle bir avukat yardımı almak tavsiye edilir.
Annenin velayet hakkı nedir?
Annenin velayet hakkı, çocukların bakım, eğitim ve temsilini sağlama sorumluluğudur. Velayet, evlilik devam ettiği sürece anne ve baba tarafından birlikte kullanılır, boşanma durumunda ise anneye verilebilir.
Anlaşmalı velayet değişikliği nasıl yapılır?
Anlaşmalı boşanmalarda velayet değişikliği, tarafların ortak iradesi ile gerçekleştirilir ve hâkim tarafından onaylanır. Hâkim, çocuğun menfaatine uygun bulduğu takdirde tarafların velayet konusundaki anlaşmalarını kabul eder.