Bilişim Hukuku

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu ve Cezası

Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu ve Cezası

TCK’nın bilişim suçları başlığı altında yer alan 245’inci maddesinde düzenlenen banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu düzenlenmiştir. Çalışmamızda banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu ile alakalı olarak genel bilgilere yer verildikten sonra, TCK md. 245’de yer alan hüküm incelenmiştir.

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu ve Cezası (TCK m.245)
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu ve Cezası (TCK m.245)

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Nedir?

Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu, 5237 sayılı TCK’nın 2.Kitabının “Bilişim Alanında Suçlar” başlıklı 10. Bölümünün 245.maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin 29.6.2005 tarihli 5377 sayılı Kanun’un 27.maddesi ile değiştirilmesi sonucunda ortaya çıkan düzenlemeye göre,

“(1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(4) Birinci fıkrada yer alan suçun;

a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,

b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın,

c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,

Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.

(5) (Ek: 6/12/2006 – 5560/11 md.) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerle ilgili olarak bu Kanunun malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri uygulanır.”

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunun Unsurları
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunun Unsurları

DMCA.com Protection Status

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunun Unsurları

Suçun Maddi Konusu: Banka ve Kredi Kartları

TCK m. 245’te düzenlenen suçların maddi konusu banka kartları ve kredi kartlarıdır. Bununla birlikte elektronik ödeme şekilleri maddenin uygulama alanının dışındadır. Banka kartları sahibine nakit kullanımına gerek olmadan üye işyerlerinden mal ve hizmet satın alma yada atmlerden nakit para çekme ve çeşitli bankacılık işlemlerinin yapılmasına imkan sağlama işlevine sahip olan araçlardır.

Banka ve kredi kartlarının mülkiyeti, kartı çıkaran bankaya aittir. Kart hamiline, yani banka müşterisine banka veya kredi kartının kullanım hakkı devredilmektedir.

Suçun Maddi Unsurları

TCK m. 245’de yer alan düzenleme esas olarak üç farklı suç tipini içermektedir. Buna göre 1.fıkrada, bir banka veya kredi kartının kötüye kullanılması; 2. fıkrada, sahte bir banka veya kredi kartının üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması ya da kabul edilmesi; 3. fıkrada ise, sahte bir banka ya da kredi kartının kullanılması yoluyla yarar sağlanması ayrı suç tipleri olarak yer almaktadır.

Başkasına Ait Banka ve Kredi Kartı ile Yarar Sağlama (TCK m.245/1)

TCK m. 245/1’de yer alan suçun oluşması için başkasına ait bir kredi kartının herhangi bir şekilde ele geçirilmesi ya da elde bulundurulması gerekir. Bu kapsamda sahibi tarafından belli bir amaçla faile bırakılmış kartın geri verilmemesi de bu suçu oluşturur. Bununla beraber banka ya da kredi kartı çalınmış olabileceği gibi, başka bir kişi tarafından bulunmuş veya belli bir düzeneğin yerleştirilmesi suretiyle atm makinesine sıkışması sağlanarak ele geçirilmiş olabilir .Aynı şekilde kart, sahibinin rızası dışında hileli bir şekilde de ele geçirilmiş olabilir. Ancak kartın sahibinin bilgisi dâhilinde şifresi ile birlikte, kartın fail tarafından kullanılması amacıyla failin zilyedliğine geçmişse artık bu suçun oluşması mümkün görülmemektedir. (karşı görüş Özbek). Yargıtay Ceza Genel Kurulu bir kararında “her ne surette oluşa olsun” ibaresinin yalnızca kartın hukuki yollarla ele geçirilmesini kapsadığına dair bir görüşü bulunmaktadır.

TCK m.245/1’de yer alan suçun oluşabilmesi için kartın aynı zamanda rıza dışında kullanılması veya kullandırılması ve failin kendisine ya da bir başkasına maddi bir yarar sağlaması gerekmektedir. Kartın kendisinin değil de üzerindeki bilgilerin kullanılması durumunda (örneğin internetten alışveriş yapılması) bu suç değil, TCK m.244/4’te yer alan suç ortaya çıkar. Aynı şekilde sağlanılan yarar, bizzat kartın kullanılması yoluyla değil de başka şekillerde ortaya çıkmışsa, duruma göre yağma, dolandırıcılık ya da hırsızlık suçları söz konusu olur.

Sahte Banka veya Kredi Kartı Üretme, Satma, Devretme, Satın Alma veya Kabul Etme (TCK m. 245/2)

Bu düzenlemede yer alan suçun ortaya çıkabilmesi için, suçun maddi unsurunu meydana getiren hareketler olan üretme, satma, devretme, satın alma veya kabul etme ile birlikte söz konusu fiillerin bir başkasına ait banka hesabına ilişkin olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda üretmek, kartın baştan itibaren sahte olarak düzenlenmesini veya gerçek bir kart üzerinde değişiklik yapılmasını; satmak, belli bir ücret karşılığında kartın mülkiyetinin bir başkasına devredilmesini; devretmek, kart üzerindeki fiili egemenliğin bir başkasına geçirilmesini; satın almak, belli bir ücret karşılığında kartın mülkiyetinin bir başkası tarafından elde edilmesini; kabul etmek, kartın fiilen egemenliğinin ele geçirilmesini ifade eder. Yasada sayılan bu hareketlerden birinin ya da birkaçının bir arada gerçekleştirilmesi ile suç işlenmiş sayılacaktır.

Bu şekilde suçun ortaya çıkabilmesi için maddede tek tek sayılan hareketlerden birinin gerçekleştirilmesi yeterli görülmüştür. Dolayısıyla bu suç seçimlik hareketli bir suçtur. Bununla birlikte hareketlerin bu şekilde sayılması ile bağlı hareketli bir suç yaratılmıştır. Sonuç olarak maddede sayılmayan bir hareketin gerçekleştirilmesi durumunda m. 245/2 ortaya çıkmayacaktır.

Sahte Banka veya Kredi Kartı ile Yarar Sağlama (TCK m. 245/3)

Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu düzenleyen 245’inci maddenin 3’üncü fıkrasında düzenlenen suç ile aynı maddenin ikinci fıkrasında yer verilen sahte olarak üretilen ya da gerçek bir kart üzerinde işlemler yapılarak sahteleştirilen kartların kullanılarak haksız çıkar elde edilmesi cezalandırılmaktadır. Fıkrada sahte kart oluşturma ve sahtecilik yapmanın suçun seçimlik hareketlerini oluşturduğunu ileri süren yazarlar olduğu gibi, suçun serbest hareketli olduğunu ileri süren yazarlar da vardır.

Söz konusu suçun oluşabilmesi için öncelikle, sahte bir banka veya kredi kartının meydana getirilmesi ya da mevcut bir kart üzerinde sahteciliğin gerçekleştirilmiş olması ve daha sonra bu kart kullanılarak haksız bir yarar sağlanmış olması gerekir. Dolayısıyla kartın kullanılmış fakat haksız yararın sağlanamamış olması durumunda teşebbüs durumu ortaya çıkacaktır. Bir başkasına ait kimlik bilgisi ile ya da gerçek dışı bilgilerin kullanılması suretiyle çıkarılan banka ve kredi kartlarının kullanılması durumunda ise m.245/3’te yer alan suç değil (Yargıtay ise m.245/3’ün oluştuğu görüşünde), somut olayın özelliklerine göre dolandırıcılık ya da 5464 sayılı Kanun m. 37/2’de yer alan suç (gerçeğe aykırı beyan, sözleşme ve eki belgelerde sahtecilik) söz konusu olabilir.

Sahte kartı ortaya çıkaran kişi ile yarar sağlayan kişinin aynı olması gerekmemekle birlikte, bunların aynı kişi tarafından gerçekleştirilmesi durumunda tüketen-tüketilen norm ilişkisi gereği sadece üçüncü fıkranın uygulanması gerekir.

Suçun Hukuka Aykırılık Unsuru

Bir hukuka uygunluk sebebi olarak hakkın kullanılması TCK m.245 bakımından hukuka aykırılığı ortadan kaldırıcı bir etki oluşturmaz. TCK’da hırsızlık, dolandırıcılık ve yağma suçları için cezanın indirilmesini gerektiren bir nitelikli hal olarak öngörülmüş olan hukuksal ilişkiye dayanan alacağı tahsil maksadı, TCK m.245’te düzenlenen suç bakımından öngörülmemiştir

İlgilinin rızası, TCK m. 245/1’de yer alan suç bakımından bir hukuka uygunluk sebebi olarak değil, tipikliği ortadan kaldıran bir sebep olarak karşımıza çıkmaktadır.

Suçun Manevi Unsuru

TCK m.245’te yer alan her üç suç tipi de kasten işlenebilir. Bu suçun olası kastla işlenmesi de mümkündür. Suçun işlenişi ve yargılama konusu hakkında detaylı bilgi için Ankara Ceza Avukatı desteği alabilirsiniz.

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunun Cezası
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunun Cezası

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunun Cezası

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 245/1. madde fıkrasında belirtilen suçun işlenmesi halinde kanun koyucu “fail hakkında üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasına hükmetmiştir.” Kanun koyucu failin yapmış olduğu eylemde, yarar sağlama suretiyle ekonomik bir menfaat temini elde ettiğinden dolayı hapis cezasına ek olarak adli para cezasına da madde metninde yer vermiştir. Kanun metninde belirtilen adli para cezası ile hapis cezası “ve” bağlacıyla birlikte kullanıldığından iki yaptırım da uygulanmaktadır. TCK 52/1. madde fıkrasında adli para cezasının alt ve üst sınırı belirtilmiştir. TCK 245/1. maddesindeki banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda adli para cezasının alt sınırı belirtilmediği için faile alt sınır olan 5 gün adli para cezası verilir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 245/2. madde fıkrasında belirtilen suçun işlenmesi halinde kanun koyucu “fail hakkında üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde belirtmiştir. Madde metni incelendiğinde hapis cezasıyla adli para cezası “ve” bağlacıyla ilişkilendirildiğinden dolayı para cezası ve hapis cezası birlikte hükmedilir. TCK 52/2. maddesi “En az yirmi ve en fazla yüz Türk lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir” şeklinde belirtilmiştir. TCK 52/1. madde fıkrası dikkate alındığında adli para cezasında alt sınır beş günden az, yediyüz otuz günden fazla olamayacaktır. TCK 245/2. maddesinde alt sınır açıkça yazılmadığından faile suçta öngörülen para cezası olarak en az beş gün adli para cezası verilmelidir. Yine haksız menfaat temininde bulunanın tüzel kişilik olması durumunda bunlara özgü güvenlik tedbirlerine başvurulacaktır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 245/3. madde fıkrasında belirtilen suçun işlenmesi halinde kanun koyucu “fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” demiştir. Madde metni incelendiğinde hapis cezasıyla adli para cezası “ve” bağlacıyla ilişkilendirildiğinden dolayı her iki madde hükmü de uygulanmak zorundadır. TCK 52/2. maddesi “En az yirmi ve en fazla yüz Türk lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.” fıkrasında belirtilmiştir. TCK 52/1. madde fıkrası dikkate alındığında adli para cezasında alt sınır beş günden az yediyüz otuz günden fazla olamayacaktır. TCK 245/3. maddesinde alt sınır açıkça yazılmadığından faile suçta öngörülen para cezasında en az beş gün adli para cezası verilmelidir. Yine haksız menfaat temininde bulunanın tüzel kişilik olması durumunda bunlara özgü güvenlik tedbirlerine başvurulacaktır.

Başkasına Ait Banka veya Kredi Kartının İzinsiz Kullanılması Suretiyle Yarar Sağlama Beraat

  • Yargıtay 11.CD, 16.12.2004, 2004/1859 E, 2004/9596 K; “Katılan G Bankası Mercan Şubesi’nde müdür yardımcısı unvanıyla operasyon yönetmeni olarak çalışıp virman yetkisi bulunan sanık Nurcan’ın bu yetkisine dayanarak banka mudilerinin hesaplarına talimat olmadığı halde girip, sahte imzalı, imzasız hayali hesaplar üretip mudilerin hesaplarından çektiği paraların bir kısmını kredi kartına aktardığı, bir kısmını nakit çekip, bir kısmını da eşi diğer sanık İhsan’ın anılan bankada bulunan çek hesabına yatırdığı, bu sanığın da çek keşide etmek suretiyle bu paraları kullanarak suça katıldığının anlaşılması karşısında; suçun mağdurunun katılan banka olup sanıkların eylemlerinin suç tarihi itibariyle TCK.nun 510. maddesindeki hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçunu oluşturduğu, bu suçunda niteliği ve işlendiği tarih itibariyle 4616 sayılı Yasa kapsamında bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde, sanık İhsan’ın beraatine, sanık Nurcan’ın banka vasıta kılmak suretiyle dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,”
  • Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 05.05.2014 tarih, 2013\19446 esas, 2014\11361 karar: “A’in hırsızlık suretiyle ele geçirdiği suça konu kredi kartlarının, mağdur Hatice tarafından iptal edilmesi nedeniyle kullanılmasının mümkün bulunmayıp vasıtanın elverişli olmaması karşısında, eylemin işlenemez suç niteliğinde olduğu gözetilerek sanıkların atılı suçtan beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi.”
  • Yargıtay 8. CD, 21.04.2014 tarih, 2013/2367 Esas, 2014/10170 Karar; “Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanığın olay tarihinde misafir olarak bulunduğu mağdura ait evdeki çantadan kredi kartını alarak bu kart ile bankamatikten para çektiği sabit olmasına,” TCK.nun 245/1. maddesi “her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse” denilerek ve “Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.2010 tarih, 2010/11-17 esas, 2010/65 kararında da belirtildiği gibi hukuka aykırı olarak banka veya kredi kartını ele geçirme ile kullanılmasının iki ayrı suçu oluşturduğu ancak hırsızlık suçundan mahkumiyeti yerine suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi…”
  • Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 06.11.2018 tarih, 2018\7238 esas, 2018\12294 karar: “Sanıkların Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığına kredi kartını kaybettiğinden bahisle başvurmalarına rağmen kartla Adana ilinde aynı tarihte 4 ayrı işyerinde şifre kullanılarak harcama yapıldığının tespiti karşısında eylemlerinin 5464 sayılı Yasanın 37\1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturup oluşturmadığının tartışılmadan yazılı şekilde beraat hükmü kurulması”
  • Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 27.06.2019 tarih, 2017/26285 Esas, 2019/9044 Karar; “sanığın adına kayıtlı olan 0 554…” no’lu GSM numarasını satın alıp “kullandığına ilişkin savunması ve dosya içerisinde GSM hattının suç tarihleri olan” 15.04.2013 ve 16.04.2013 tarihlerini içerir “HTS kayıtlarının bulunması karşısında tebliğnamedeki eksik araştırmaya dair bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.” “Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın aşamalarda suçlamayı kabul etmeyerek işyerinde kullanmak üzere satın aldığı” 0 554 *** no’lu GSM hattını bir süre kullandıktan sonra kaybettiğini, “katılana ait kredi kartını kullanarak bu GSM hattına kontör yüklemediğini savunması, kontör yükleme işleminin telefon ile gerçekleşmesi nedeniyle IP bilgilerine ve kontör yüklenen 8035 TL yükleme hattına dair görüşme kayıtlarına ulaşılamadığına dair” T*** A.Ş.’nin 25.11.2013 ve 22.05.2014 tarihli yazı cevapları karşısında; “sanığın katılana ait kredi kartı bilgilerini kullanarak kontör/TL yükleme işlemini gerçekleştirdiğine ilişkin mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil elde edilemediğinden, sanığın beraati yerine yazılı biçimde mahkumiyetine hükmedilmesi bozmayı gerektirmiş,”

Kredi Kartı Dolandırıcılığı Cezası

Kredi kartı dolandırıcılığı suçunun cezası; Türk Ceza Kanunu’na göre, “başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Temel Hali Cezası

Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu temel hali cezası yaptırımı 3 yıldan 7 yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezasıdır.

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Nitelikli Hali Cezası

Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu nitelikli hali cezası dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır. Tüzel kişiler açısından güvenlik tedbirleri uygulanır.

Hangi Hallerde Başkasına Ait Kartın Kötüye Kullanılması Suçundan Ceza Verilmez?

TCK m.245/4’e göre 

“suçun;

a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eslerden birinin,

b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın,

c) Aynı konutta beraber yasayan kardeşlerden birinin, zararına olarak islenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz”.

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Adli Para Cezası, Erteleme, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Adli Para Cezası, Erteleme, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Adli Para Cezası, Erteleme, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Adli para cezası, işlenen bir suç nedeniyle hapis cezasıyla beraber veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım şeklidir. Ancak, banka veya kredi kartının yasadışı bir biçimde kötüye kullanılması suçundan verilen hapis cezası, adli para cezasına dönüştürülemez.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanığa verilen cezanın belirlenen bir denetim süresi içinde herhangi bir yaptırıma dönüşmemesi ve bu süre boyunca şartların yerine getirilmesi durumunda cezanın ortadan kaldırılmasını sağlayan bir ceza muhakemesi prosedürüdür. Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu ile ilgili olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması, sanık için verilen hapis cezası ile ilgili HAGB kararının çıkmasını mümkün kılar.

Ceza erteleme, mahkeme tarafından verilen cezanın cezaevinde infaz edilmesi yerine belirli koşullara bağlı olarak ertelenmesidir. Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu dolayısıyla hükmolunan hapis cezası, etkin pişmanlık hükümleri devreye girdiğinde ceza miktarı düşeceğinden, cezanın ertelenmesi de mümkün hale gelir.

Sıkça Sorulan Sorular

Banka ya da Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunda Görevli Mahkeme Hangisidir?

Banka ya da kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda görevli mahkeme Asliye ceza mahkemesidir.

Başkasına Ait Kartın Kötüye Kullanılması Suçunun Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?

Suçun dava zamanaşımı, TCK’nın 66. maddesine göre belirlenir. Kanun koyucu, suçun cezasının üst sınırına göre zamanaşımının belirlenebileceğini düzenleme altına almıştır. TCK’nın 66/1-d maddesine göre, beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda zamanaşımı on beş yıldır. Kanunun bu hükmü göz önüne alındığında, TCK’nın 245/1 maddesinde suçun cezasının üst sınırı altı yıl olarak düzenlendiği için suçta zamanaşımı on beş yıldır. Suçun on sekiz yaşını doldurmayanlarca işlenmesi halinde, fiili işlediği sırada on iki yaşını doldurmuş olup da on beş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davasının düşeceği düzenlenmiştir.

Kredi Kartını Başkasına Kullandırmak Suç mu?

TCK’nın 245. maddesi kapsamında değerlendirilebilecek bu eylem, kredi kartı bilgilerinin paylaşılması ve kart sahibinin bilgisi dışında işlemler yapılması durumunda banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu olarak nitelendirilebilir ve bu durumda hapis cezası ile sonuçlanabilecek bir dava süreci başlatılabilir.

Çağrı Ayboğa

Avukat Çağrı Ayboğa, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup yüksek lisans öğrenimine devam etmektedir. Ayboğa + Partners Avukatlık Bürosu’nun kurucu avukatlarındandır. Ankara Barosu’na kayıtlı olarak dinamik ve tecrübeli ekibiyle avukatlık mesleğini icra etmektedir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Ara