Ceza Hukuku

TCK 191 Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu ve Cezası

TCK 191 Yargıtay Kararları

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçu, TCK 191 “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının “Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü bölümünde düzenlenmiştir. TCK’nın “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” başlıklı 191. maddesinde; bir kimsenin uyuşturucu madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu madde kullanması suç olarak tanımlanmıştır.

İçerik

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu ve Cezası TCK 191
Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu ve Cezası TCK 191

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu Kanuni Düzenleme – TCK 191

TCK 191/1

TCK 191/1 Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

TCK 191/2

TCK 191/2 Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır. (Ek cümle:28/3/2023- 7445/18 md.) Erteleme kararı kolluk birimlerine de bildirilir.

TCK 191/3

TCK 191/3 (Değişik:28/3/2023-7445/18 md.) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre denetimli serbestlik müdürlüğünün teklifi üzerine veya resen Cumhuriyet savcısının kararı ile altışar aylık sürelerle en fazla iki yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir. Cumhuriyet savcısı, erteleme süresi zarfında uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığını tespit etmek için yılda en az iki defa şüphelinin ilgili kuruma sevkine karar verir.

TCK 191/4

TCK 191/4 Kişinin, erteleme süresi zarfında;

  • TCK 191/4a Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
  • TCK 191/4b Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
  • TCK 191/4c Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.

TCK 191/5

TCK 191/5 Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.

TCK 191/6

TCK 191/6 Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.

TCK 191/7

TCK 191/7 Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.

TCK 191/8

TCK 191/8 Bu Kanunun;

TCK 191/8a 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,

TCK 191/8b TCK 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.

TCK 191/9

TCK 191/9 Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır.

TCK 191/10

TCK 191/10 (Ek: 27/3/2015-6638/12 md.) Birinci fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.” şeklindedir.

TCK 191 – Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu Tablosu

TCK 191, kullanmak amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme, bulundurma ve kullanma fiillerini düzenleyen temel ceza normudur. Aşağıda TCK 191’in fıkralarına ilişkin detaylı ve özet tabloyu bulabilirsiniz.

Fıkra Tanım Özet Açıklama
191/1 Temel Suç Tanımı Kullanmak amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme, bulundurma veya kullanma suçu; 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
191/2 Kamu Davasının Ertelenmesi Şüpheli hakkında 5 yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Savcı, sonuçlar hakkında şüpheliyi uyarır.
191/3 Denetimli Serbestlik Şüpheliye asgari 1 yıl denetimli serbestlik uygulanır. Bu süre en fazla 2 yıl uzatılabilir. Tedavi uygulanabilir. Yılda en az iki kez madde testi zorunludur.
191/4 İhlal Halleri Şüpheli yükümlülüklere uymazsa, tekrar madde bulundurur ya da kullanırsa hakkında kamu davası açılır.
191/5 Ayrı Soruşturma Olmaması İhlal nedeniyle ayrıca yeni bir soruşturma açılmaz; mevcut erteleme bozulur.
191/6 Tekrar Suçta Erteleme Yasağı Suç tekrar işlenmişse yeniden erteleme kararı verilemez.
191/7 Yükümlülüklere Uygun Davranış Yükümlülüklere uyulmuşsa kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.
191/8 Diğer Suçlarla Bağlantı TCK 188 ve 190 kapsamındaki suçun bu madde kapsamına girdiği anlaşılırsa HAGB uygulanır.
191/9 Genel Hükümlerin Uygulanması CMK 171 (kamu davasının ertelenmesi) ve 231 (HAGB) hükümleri kural dışı hallerde uygulanır.
191/10 Nitelikli Hâl Suçun okul, hastane, ibadethane gibi yerlere 200 metre mesafede işlenmesi halinde ceza yarı oranında artırılır.

Bu tablo sayesinde TCK 191 maddesi kapsamındaki düzenlemeleri kolayca anlayabilir ve hangi davranışların hangi hukuki sonuçları doğurduğunu özet halinde görebilirsiniz. Özellikle kamu davasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik süreçleri hakkında bilgi sahibi olmak, uyuşturucu madde kullanımı suçuyla karşılaşan kişilerin yasal haklarını ve sorumluluklarını anlamaları açısından kritik öneme sahiptir.

TCK 191 Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu Cezası
TCK 191 Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu Cezası

TCK 191 Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu Cezası

TCK m. 191/1’de kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçunun yaptırımı iki ila beş yıl arasında hapis cezası olarak öngörülmüştür. Suçun onuncu fıkrada öngörülen nitelikli halinin işlenmesi durumunda ise verilecek cezanın yarı oranında artırılacağı hüküm altına alınmıştır.

Suç için öngörülen hapis cezasının miktarı dikkate alındığında seçenek basit yargılama usulünün uygulanabileceği gözden kaçırılmamalıdır. Basit yargılama usulü CMK m. 251/1 hükmüne göre üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda uygulanmaktadır. Özellikle 6545 sayılı yasa değişikliği öncesinde işlenen ve basit yargılama usulünün yürürlüğe girdiği tarih itibariyle kovuşturması devam eden veya kanun yolunda olup henüz kesinleşmeyen dosyalar bakımından suçun yaptırımı bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası olduğu için basit yargılama usulünün uygulanması mümkündür. Yargıtay da çalışmamıza konu suç hakkında TCK m. 7 ve CMK m. 251 düzenlemelerini dikkate alarak 6545 sayılı yasa değişikliği öncesinde işlenen suçlar bakımından basit yargılama usulü uygulanması gerektiğini kabul etmektedir.

Suçla Korunan Hukuki Değer

Ceza hukuku ile belli davranışlar yasaklanarak veya belli davranışların gerçekleştirilmesi zorunlu tutularak hukuki değerlerin korunması amaçlanır. Suç ile korunan hukuki değeri ise toplumsal düzenin devamı açısından korunması gereken ve kaynağını davranış normlarından alan, şahıs veya eşyaya ilişkin hukuki değer olarak tanımlayabiliriz. Hangi hukuki değerlerin ceza normları ile korunmak istendiğinin tespiti hususunda Anayasanın değeler düzeni incelenmelidir.

Kullanmak amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde temini ve kullanma suçu, 5237 sayılı TCK’nın ise üçüncü kısmının “Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü bölümünde düzenlenmiştir. Bu kapsamda TCK sistematiğinde suçların, korunan hukuki değere göre sınıflandırıldığı dikkate alındığında, suç ile korunan hukuki değer toplumun hatta tüm insanlığın sağlığıdır. Zira uyuşturucu ve uyarıcı madde suçlarında yurtdışına yönelen ithal ve ihraç faaliyetlerinin de ceza kanunu ile yasaklanması ile uyuşturucu ve uyarıcı madde suçları yalnızca toplumun sağlığını değil, tüm insanlığın sağlığını korumayı amaçlamaktadır. Kanun koyucu uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını ve kullanmaya yönelik temin faaliyetlerini cezalandırmakla bireyi ve toplumu bu maddelerin zararlı etkilerine karşı korumayı amaçlamıştır. Zira uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin kullanımı kullanan kişinin yanı sıra toplumun sağlığı ve huzuru için de birçok tehlike barındırmaktadır.

Uyuşturucu Kullanma Suçunda Fail

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçunun faili herkes olabilir. Zira kanun koyucu fail açısından ilgili maddede herhangi bir özel nitelik aramamış olup bu suçun faili herhangi bir kişidir. Failin suç konusu uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi ilk defa kullanması ile bağımlı olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Ancak failin söz konusu maddeleri ilk defa kullanması veya bağımlılık düzeyinde kullanıyor olması denetimli serbestlik ve tedavi tedbirinin uygulanması noktasında önem arz edecektir. Diğer uyuşturucu ve uyarıcı madde suçlarında olduğu gibi suçun belli meslek mensupları tarafından işlenmesi de nitelikli hal olarak düzenlenmemiştir.

Uyuşturucu Kullanma Suçunda Mağdur

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçunun mağduru her ne kadar bu suçu işleyen kişi gibi gözükse de söz konusu suçun mağduru, tüm uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarında olduğu gibi toplumdur. Nitekim uyuşturucu veya uyarıcı madde suçları, TCK’nın ikinci kitabının kamunun sağlığına karşı suçlar başlıklı üçüncü bölümünde düzenlenmiştir. Uyuşturucu ve uyarıcı madde suçlarının tüm insanlığın aleyhine işlenmiş bir suç olduğu görüşü ile TCK m. 13’te yer alan hüküm birlikte değerlendirildiğinde uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu ile uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma suçunun vatandaş veya yabancı tarafından yabancı ülkede işlenmesi halinde Türk kanunlarının uygulanacağı hüküm altına alınmış, başka bir ifadeyle, tüm insanlık uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarının mağduru olarak kabul edilmiştir.

Uyuşturucu Kullanma Suçunda Fiil

Bir suçun mevcudiyetinin en önemli şartı fiilin varlığıdır (nullum crimen sine actione). TCK m. 191/1’de düzenlenen suçu meydana getiren fiiller kullanmak amacıyla satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak şeklinde seçimlik olarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla birinci fıkrada sayılan satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak fiillerinden birinin gerçekleştirilmesi suçun oluşumu için yeterli olmakta, ayrıca failin sayılan hareketlerden bazılarını ya da hepsini gerçekleştirmesi suçun birden fazla işlendiği anlamına gelmemektedir. Ayrıca öğretide birinci fıkrada öngörülen hareketler bağlı hareketli olduğu ve kıyas yoluyla genişletilemeyeceği için yalnızca kanun maddesinde belirtilen hareketlerin gerçekleştirilmesiyle bu suç işlenebileceği ifade edilmişse de öğretide ve Yargıtay kararların kullanmak amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde imal, ithal ve ihraç edilmesi TCK m. 191’de düzenlenen suçu oluşturacak, bu bağlamda örneğin kişisel kullanımı için gerekli miktarda maddeyi yurtdışından satın alan failin fiili kullanmak amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçunu oluşturacaktır.

Kullanmak İçin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak

TCK m. 191/1’de belirtilen ilk seçimlik hareket kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almaktır. 765 sayılı Kanun döneminde madde metninde sayılmayan bu seçimlik hareket 5237 sayılı Kanun ile mevzuatımıza girmiştir. Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, bir başkasının mülkiyetinde ya da zilyetliğinde bulunan uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi karşılığında bir bedel ödeyerek devralmaktır. Bu bedel parasal nitelikli olabileceği gibi, bir eşya mübadelesi şeklinde de ortaya çıkabilir. Burada önemli olan husus uyuşturucu veya uyarıcı maddenin üzerindeki fiili ve hukuki tasarruf edebilme hakkının bir bedel veya sair ivaz karşılığında elde edilmesidir. Örneğin uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak için başka bir cins uyuşturucu veya uyarıcı maddenin verilmesi, hakimiyet alanına sokulan uyuşturucu veya uyarıcı madde faili açısından satın alma fiili olarak kabul edilmelidir. Dolayısıyla dikkat etmek gerekir ki, TCK m. 191/1’de düzenlenen satın alma fiili her zaman için borçlar hukukundaki satım sözleşmesinin asli edimi olan satın alma fiili olmayabilir. Borçlar hukuku kapsamında satın alma eylemi olarak kabul edilemeyecek bir fiil-örneğin trampa sözleşmesi TCK’nın 191. Maddesi uyarınca uyuşturucu ve uyarıcı madde satın alma fiilini oluşturabilir.

Kullanmak İçin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kabul Etmek

765 sayılı ETCK döneminde mevcut olmayıp 5237 sayılı TCK ile ihdas edilen, TCK m. 191/1’de sayılan ikinci seçimlik hareket kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmektir. Uyuşturucu ve uyarıcı maddenin kabul edilmesi, başkasının mülkiyetinde ve zilyetliğinde bulunan uyuşturucu veya uyarıcı maddenin herhangi bir bedel karşılığı olmaksızın şahsın egemenlik alanına dahil edilmesidir. Kabul etmede de malın devralınması söz konusu olduğu için satın alma ile karıştırılabilme ihtimaline binaen belirtmek gerekir ki kabul etme fiilinde, satın almanın aksine maddenin hakimiyet alanına dahil edilmesi karşılığında bedel/ivaz ödenmez. Dolayısıyla burada fail açısından karşılıksız bir devralma söz konusudur. Örnek vermek gerekirse, hediye veya bağış şeklinde uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kabul edilerek egemenlik alanına dahil edilmesi halinde ya da tanıdığının hediye olarak verdiği uyarıcı maddeyi arabasına bırakmasına engel olmayarak maddenin fiili ve hukuki egemenlik alanına sokulması halinde, kabul etme seçimlik hareketinin gerçekleştiği kabul edilmelidir. Ancak bu durumda kabul fiilinden bahsedebilmek için mutlaka kabul edenin rızası aranacaktır. Zira kabul edenin haberi olmadan herhangi bir eşyasının içine veya hakimiyetinde bulunan bir yere uyuşturucu veya uyarıcı madde bırakılması durumunda kabul edenin iradesi eksik olduğundan kabul etme fiilinin gerçekleştiğinden bahsedilemeyecektir.

Kullanmak İçin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Bulundurmak

TCK m. 191/1’de hüküm altına alınan üçüncü seçimlik hareket kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma fiilidir. Öğretide kullanma amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma; “Bir kimsenin kendisine veya başkasına ait uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi, ruhsatsız ve ruhsata aykırı olarak fiili veya hukuki egemenliği altında, o uyuşturucu madde üzerinde tasarruf imkanı bulunacak şekilde tutması” şeklinde tanımlanmıştır. 765 sayılı ETCK döneminde “uyuşturucu maddeleri kullananlar ile bu maksatla yanında bulunduranlara” ifadesi yer almakla birlikte, yanında bulundurma ifadesi failin üzeri ve yanındaki eşyası olarak değerlendirilmemiş, “yanında bulundurma” kavramından fiili ve/veya hukuki egemenliğinde bulundurma şeklinde değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.364 5237 sayılı TCK döneminde de bulundurmadan söz edebilmek için, failin uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi muhakkak yanında taşıması gerekmemekte, zira madde üzerinde tasarruf olanağına sahip olması gerektiğinden, fail maddeyi kendi üzerinde veya her istediği an kolaylıkla ulaşabileceği ve üzerinde tasarruf edebileceği bir yerde tutabilir. Burada önemli olan husus, failin suç konusu maddeyi hakimiyet alanında bulundurması ve dilediği anda herhangi bir engel olmaksızın uyuşturucu veya uyarıcı maddeye kolaylıkla erişebilmesidir. Dolayısıyla arabasında, evinde veya depo gibi bir veya birkaç yerde de bulundurabileceği gibi, ayrıca failin söz konusu maddeyi bulundurduğu yerin maliki veya zilyedi olması gerekmez.

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanmak

TCK m. 191/1’ de düzenlenen dördüncü ve sonuncu seçimlik hareket uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaktır. 5237 sayılı TCK’nin ilk halinde, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suç olarak düzenlenmemekteydi. Zira aşağıda yer verilen ve TCK’da değişiklik yapan 5560 sayılı kanunun gerekçesinde de uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak fiili yerine kullanmak kastıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak fiillerinin suç olduğu belirtilmiştir; “Madde metninde, izlenen suç politikası gereği olarak, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak değil, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak fiilleri suç olarak tanımlanmıştır. Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, aslında tedavi ve terapiye ihtiyaç duyan bir kişidir. Bu nedenle, maddenin ikinci fıkrasında, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulması gerektiği belirtilmiştir.” Ancak uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak fiili suç olarak ihdas edilmeden önceki uygulamalarında Yargıtay, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, söz konusu maddeyi kullanmadan önce bir anlığına dahi olsa, satın almış, bulundurmuş veya kabul etmiş olacağı gerekçesiyle, TCK m. 191 kapsamında ceza vermekteydi.380

Cezada Artırım Yapılmasını Gerektiren Nitelikli Hal (TCK m. 191/10)

TCK m. 191 hükmüne bilahare yapılan değişiklikle eklenen nitelikli hal, 6638 sayılı kanunun 12. Maddesi ile TCK’nın 191. maddesine onuncu fıkra olarak eklenmiştir. TCK m. 191/10 düzenlemesi şöyledir:

“(10) (Ek: 27/3/2015-6638/12 md.) Birinci fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.” İşbu fıkraya göre, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçunun öngörülen yerlerden birinde işlenmesi halinde temel cezaya kıyasla verilecek cezada yarı oranında artırım yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu ile Uyuşturucu Ticareti Suçunun Ayrımı
Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu ile Uyuşturucu Ticareti Suçunun Ayrımı

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu ile Uyuşturucu Ticareti Suçunun Ayrımı

Ele Geçirilen Madde Miktarı

Yargıtay kararlarında ve uygulamada failin hangi amaçla uyuşturucu veya uyarıcı madde satın aldığının, kabul ettiğinin veya bulundurduğunun tespiti hususunda en önemli ölçütlerden biri ele geçirilen uyuşturucu veya uyarıcı maddenin miktarıdır. Zira failin bulundurduğu uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ticaretini yapacağına dair davranışı yoksa, ele geçirilen uyuşturucu ve uyarıcı maddeler ticareti işaret edebilecek şekilde paketlenmemişse ve maddelerin yanında paketlemede kullanılan ambalaj, hassas terazi, madde artığı bulunmuyorsa failin kastının tespitine ilişkin tek ölçüt ele geçirilen maddenin miktarıdır. Ele geçirilen uyuşturucu veya uyarıcı maddenin miktarı bazı ülkelerde daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hal olarak düzenlenmişken hukukumuzda böyle bir ayrıma gidilmemekle birlikte ele geçirilen maddenin miktarı somut cezanın belirlenmesinde dikkate alınmaktadır.

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu ve Cezası TCK 188 – Kullanım ve Ticareti Ayıran Kriterler

Failin Ekonomik Durumu

Failin uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kullanmak için mi yoksa başka amaçla mı kullandığının tespitinde değerlendirilecek ve Yargıtayın da kullandığı ölçütlerden birisidir. Örneğin failin ekonomik durumuna ilişkin olarak, ekonomik durumunun hızla ve makul şekilde açıklayamadığı düzeyde iyileşmesi veya ele geçirilen uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi mevcut ekonomik düzeyi ile satın alamayacağının anlaşılması uyuşturucu madde ticareti yaptığına işaret edebilecek iken; ekonomik durumunun hızla kötüleşmesi uyuşturucu madde kullandığına veya bu amaçla satın aldığına, kabul edildiğine veya bulundurduğuna işaret edebilir.

Maddenin Bulundurulduğu Yer

Failin kastının tespitine ilişkin yararlanılabilecek diğer bir kriter ise uyuşturucu veya uyarıcı maddenin bulundurulduğu yer ve bulundurma şeklidir. Zira kişisel kullanım için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunduran kimse, söz konusu maddeleri genellikle kolay erişimi sağlayabileceği ve bu esnada bir engelle karşılaşmayacağı yerlerde, örneğin evinde veya işyerinde muhafaza ederken; ele geçirilen maddenin ulaşımı güç ve uzak bir yerde, örneğin depo, ambar gibi yerlerde ve küçük paketçikler veya muntazam ölçüde paketlenmiş şekilde muhafaza edilmesi kullanma dışında bir amacın varlığına işaret edebilmektedir. Ayrıca bu maddelerin failin kolaylıkla erişeceği veya ulaşımı güç ve zor yerler yerine umumi ve umuma açık yerlerde, başka bir ifadeyle, ticaret ve dolaşımının kolaylıkla sağlanacağı yerlerde bulundurması halinde kullanma amacının bulunmadığı da değerlendirilebilir.

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçunda Etkin Pişmanlık

Cezayı Kaldıran Şahsi Sebep Olarak Etkin Pişmanlık Halleri

Kullanmak amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurma ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçu bakımından cezayı kaldıran etkin pişmanlık halleri, TCK’nın 192’nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkralarında düzenlenmiştir. Her iki fıkranın da uygulanma koşulları birbirinden farklı olmakla birlikte, uygulanması için gerekli şartlar gerçekleşirse faile ceza verilmesi mümkün değildir.

Etkin Pişmanlık

TCK 192/2 Düzenlenen Etkinlik Pişmanlık Hali

TCK’nın 192’nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca; “(2) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.”

TCK’nın m.192/2 hükmünde belirtilen etkin pişmanlık hükmünden yararlanmak isteyen fail, etkin pişmanlığını soruşturma başlamadan göstermeli ve verilen bilginin sanığın kendi suçuna ilişkin olması gerekmektedir. Dolayısıyla TCK’nın 191’inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen suçu işlemeyen failin uyuşturucu veya uyarıcı madde satıcılarını ilgili makamlara bildirmesi ihbar niteliğinde olup etkin pişmanlık hükümleri uygulanmaz.

TCK 192/4 Düzenlenen Etkin Pişmanlık Hali

TCK m. 192/4 hükmüne göre: “Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/16 md.) Bu durumda kamu görevlileri ile sağlık mesleği mensuplarının 279 uncu ve 280 inci maddeler uyarınca suçu bildirme yükümlülüğü doğmaz.” Söz konusu düzenleme ile uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişiler haklarında soruşturmaya başlanmadan önce tedavi olma talebiyle resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurması halinde uygulanacak cezasızlık hali düzenlenmiştir. Bu etkin pişmanlık halinin uygulanmasına ilişkin açıklamalarımızdan önce TCK m. 192/2 hükmüne ilişkin açıklamalarımızda belirttiğimiz doğrultuda “uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” fiilinin de TCK’nın 191’inci maddesi kapsamına alınması sebebiyle uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma suçunu işleyen failin de şartları oluşması halinde bu etkin pişmanlık hükmünden yararlanabileceğini ifade edebiliriz.

Cezayı Azaltan Şahsi Sebep Olarak Etkin Pişmanlık Hali TCK 192/3

TCK m. 192/3’e göre: “Bu suçlar haber alındıktan sonra, gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadar indirilir.” İşbu etkin pişmanlık düzenlemesi, daha önce açıkladığımız TCK m. 192/2 ve m. 192/4 hükmünden farklı olarak cezasızlık hali olmayan ancak faile verilecek cezayı azaltan etkin pişmanlık halidir. Etkin pişmanlığın bu hali TCK’nın 192. Maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında düzenlenen cezasızlık hallerinden temel olarak zaman itibariyle farklılık göstermektedir. Dolayısıyla fail resmi makamlar haber alınmadan önce etkin pişmanlık gösterirse TCK m. 192’nin diğer fıkralarında düzenlenen cezasızlık nedenleri söz konusu olacakken; resmi makamlar haber aldıktan sonra etkin pişmanlık gösterilmesi durumunda TCK m. 192/3’te düzenlenen cezada indirim yapılmasını gerektiren etkin pişmanlık hali gündeme gelecektir.

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçunda HAGB

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. Maddesinin beş ve devamı fıkralarında düzenlenmiştir. Böylece kanun koyucu suçu işlediği sabit görülen ve hakkında mahkumiyet hükmü verilmesi gereken sanık hakkında kurduğu hükmün açıklanmasını, özellikle ilk defa suç işlemiş olması ve cezanın korunan hukuki değer karşısında belirli bir ağırlığa ulaşmaması sebebiyle sanığa hükümlü sıfatına maruz bırakmadan son bir şans vererek belirli şartlar altında geri bırakmaktadır. Söz konusu şartlar 231. Maddenin beş ve devamı fıkralarında hükmolunacak cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası olması ile sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunmaması, mahkemenin sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışlarını göz önünde bulundurarak yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varılması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi ve sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını kabul etmesi şeklinde sayılmıştır.

CMK 231: Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

TCK m. 188 veya TCK m. 190’da düzenlenen suçlardan yapılan kovuşturmalarda suçun TCK m. 191’de düzenlenen suçu oluşturduğu tespit edilirse CMK m. 231’de öngörülen şartlar aranmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilecektir. Zira TCK m. 191/8 hükmünde belirtilen “bu madde hükümleri çerçevesinde” ibaresi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi, kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilebilmesi için gereken koşulları sağlanması halinde mümkün olacağı ifade edilmek istenmiştir. Dolayısıyla sanığa verilecek cezanın iki yıldan fazla olması, daha önceden işlediği kasten suç nedeniyle mahkum olması, mahkeme nezdinde yeniden suç işleyeceğine kanaat getirilmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmemesi halinde dahi sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilecektir.

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu Yargıtay Kararları
Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu Yargıtay Kararları

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu Yargıtay Kararları

Denetimli Serbestlik Sürecinde Aynı Suçun Tekrar İşlenmesi Ayrı Ceza Gerektirmez

Sanığın, tedavi sürecinde aynı suçu işlemesi durumunda tekrar ceza verilmeyeceğine hükmedilmiştir. Yargıtay 10. Ceza Dairesi, sanığın tedavi sürecinde aynı suçu işlemesi nedeniyle verilen hapis cezasını bozmuştur. Bu karar, özellikle İstanbul adliyesindeki hâkimler tarafından uygulanmaya başlanmış ve uyuşturucu bağımlılarının cezalandırılmasını zorlaştırmıştır.

Künye: Yargıtay 10. Ceza Dairesi, E. 2013/11137, K. 2018/46, T. 08.01.2018

Uyuşturucu Madde Bulundurma Amacının Belirlenmesinde Kriterler

Uyuşturucu madde bulundurma eyleminin, kullanmak için mi yoksa ticaret amacıyla mı yapıldığının tespitinde; failin davranışları, maddenin bulunduğu yer ve bulunduruluş biçimi gibi kriterler dikkate alınmalıdır. Yargıtay, uyuşturucu maddenin çok sayıda ve özenli olarak hazırlanmış küçük paketçikler halinde bulunması, her paketçiğin içine hassas biçimde yapılan tartı sonucu aynı miktarda uyuşturucu madde konulmuş olması, uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yer veya yakınında hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin bulunması gibi hususların kullanım dışında bir amaçla bulundurulduğu konusunda önemli bir belirti olduğunu belirtmiştir.

Künye: Yargıtay 10. Ceza Dairesi, E. 2014/10463, K. 2018/230, T. 09.01.2018

Denetimli Serbestlik Süresince Tekrar Suç İşlenmesi Halinde Kamu Davası Açılır

Denetimli serbestlik süresi içinde, kişinin tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde, hakkında kamu davası açılır. Bu durumda, erteleme süresi zarfında kişinin yükümlülüklere uygun davranmadığı kabul edilir ve kamu davası açılır.

Künye: Yargıtay 20. Ceza Dairesi, E. 2018/3966, K. 2018/3305, T. 11.07.2018

Yargıtay Kararlarında TCK 191 Uygulaması

Yargıtay, uyuşturucu madde bulundurma eyleminin, kullanma amacıyla mı yoksa ticaret amacıyla mı yapıldığını belirlemek için çeşitli kriterler kullanır. Bu kriterler arasında ele geçirilen maddenin miktarı, paketlenme şekli, sanığın savunması ve olayın diğer özellikleri yer alır.

Örneğin, Ceza Genel Kurulu’nun 2018/208 E., 2020/522 K. sayılı kararında, sanığın bulundurduğu esrar maddesinin miktarı ve diğer deliller değerlendirilerek, eylemin “kullanmak için bulundurma” suçu kapsamında olduğu belirlenmiştir.

Denetimli Serbestlik ve Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi

TCK 191’in 2. fıkrası, bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada, şüpheli hakkında 5 yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verileceğini belirtir. Bu süre zarfında, şüpheliye asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır ve gerek görülmesi halinde tedaviye tabi tutulabilir .

Eğer şüpheli, denetimli serbestlik süresi içinde yükümlülüklere uygun davranmaz veya tekrar uyuşturucu kullanırsa, kamu davası açılır ve erteleme kararı kaldırılır .

Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi (KDAE)

Uyuşturucu Kullanma Suçunda Erteleme ve HAGB

Kovuşturma aşamasında, eğer sanık daha önce benzer bir suçtan dolayı erteleme kararı almamışsa, mahkeme TCK 191’in 8. fıkrası gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verebilir . Ancak, denetim süresi içinde sanığın tekrar aynı suçu işlemesi halinde, HAGB kararı açıklanır ve ceza infaz edilir.

Hapis Cezasının Ertelenmesi (TCK md. 51)

 

Çağrı Ayboğa

Avukat Çağrı Ayboğa, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup yüksek lisans öğrenimine devam etmektedir. Ayboğa + Partners Avukatlık Bürosu’nun kurucu avukatlarındandır. Ankara Barosu’na kayıtlı olarak dinamik ve tecrübeli ekibiyle avukatlık mesleğini icra etmektedir.
Başa dön tuşu
Ara