Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi (KDAE)
Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi -KDAE- Kararı Tüm Detaylar
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi, Türk ceza muhakemesi hukukunda Cumhuriyet savcılarına önemli bir takdir yetkisi tanıyan ve klasik yargılama anlayışını dönüştüren bir ceza hukuku kurumudur. Özünde onarıcı adalet yaklaşımını benimseyen bu düzenleme, mağdurun zararının giderilmesini ön planda tutarken, kovuşturma mecburiyeti ilkesini maslahata uygunluk ilkesiyle dengelemeyi hedeflemektedir. 2005 yılında Çocuk Koruma Kanunu ile hukuk sistemimize giren ve 2006’da Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan değişiklikle yetişkinler için de uygulanabilir hâle gelen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kurumu, uygulama eksiklikleri ve sistemsel engeller nedeniyle uzun süre etkili bir şekilde hayata geçirilememiştir.
Bu çalışma, kamu davasının açılmasının ertelenmesi uygulamasını tüm yönleriyle ele alarak, kurumun ceza adaleti sistemi içerisindeki yerini, mevcut aksaklıkları ve bu aksaklıkların nasıl giderilebileceğine dair çözüm önerilerini incelemektedir. Ceza yargılamasında alternatif bir çözüm yolu olarak dikkat çeken bu mekanizmanın, suçla mücadelede toplumsal onarımı ve bireysel iyileşmeyi esas alan yapısı ile adil yargılanma hakkına katkı sunduğu değerlendirilmektedir.

Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Nedir?
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi (KDAE), ceza muhakemesi hukukunda Cumhuriyet savcısına tanınan önemli takdir yetkilerinden biri olup, hakkında kamu davası açılmasına yetecek derecede şüphe bulunan bir kişinin, belli koşullar dâhilinde yargılamaya konu edilmeden, belirli bir denetim süresiyle izlenmesi esasına dayanmaktadır. Bu kurum, failin kişiliği, sosyal ilişkileri, suçun işleniş biçimi ve ağırlığı gibi unsurlar göz önünde bulundurularak, kamu yararının dava açmadan daha iyi sağlanacağı kanaatine varılması durumunda devreye girmektedir. KDAE kararı, şüphelinin belirli bir süre boyunca iyi hâl göstermesi şartıyla, kamu davasının hiç açılmaması sonucunu doğurmaktadır.
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi, klasik ceza yargılamasının zorluk ve etkilerinden uzaklaştırıcı bir işlev görerek şüpheliyi ağır yargılama sürecinin getirdiği damgalanmadan korur. Aynı zamanda onarıcı adalet ilkelerine uygun olarak, failin topluma kazandırılması, mağdurun zararının giderilmesi ve ceza yargılamasının etkinleştirilmesi hedeflenmektedir. Bu yaklaşım, ceza muhakemesinde uzun yıllardır benimsenen “kovuşturma mecburiyeti” ilkesine istisna teşkil etmekte; “maslahata uygunluk” veya “takdîrilik” prensibi doğrultusunda, toplumsal yarar ve bireysel rehabilitasyonu dengeleme işlevi taşımaktadır.
ÖNEMLİ BİLGİLENDİRME!
- Kamu davasının açılmasının ertelenmesi (KDAE), ceza muhakemesi hukukunda, savcının yeterli şüphe bulunmasına rağmen, şüphelinin kişiliği ve suçun önemi gibi hususları değerlendirerek kamu yararı gereği dava açmaktan belirli şartlarla geçici olarak vazgeçmesini ifade eder. Bu kurum; ceza ertelemesi, infazın ertelenmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) gibi diğer ceza hukuku kurumlarıyla sıkça karıştırılsa da her biri farklı hukuki sonuçlar doğurur.
Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kurumunun Kıyaslanması
Ceza muhakemesi hukukunda yer alan bazı müesseseler, benzer görünümlerine rağmen birbirinden oldukça farklı hukuki sonuçlar doğurmaktadır. Bu nedenle özellikle uygulamada sıkça karıştırılan bazı kavramların dikkatli bir şekilde birbirinden ayırt edilmesi gerekmektedir. Bu kavramların başında “Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi” (KDAE), “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması” (HAGB), “Ceza Ertelemesi” ve “İnfazın Ertelenmesi” kurumları gelmektedir. Her bir müessesenin farklı amaçları, uygulanma koşulları ve doğurduğu sonuçlar vardır. Bu kurumlar arasındaki farkların açıklığa kavuşturulması, hem uygulayıcıların hem de ilgililerin doğru değerlendirme yapabilmesi açısından önemlidir.
Öncelikle Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi (KDAE), henüz hakkında dava açılmamış bir şüpheliye ilişkin savcılık makamının takdir yetkisi kapsamında değerlendirilen bir önleyici karardır. Bu kurumda Cumhuriyet savcısı, hakkında yeterli şüphe bulunan bir kişinin kişilik özellikleri, sosyal durumu ve suça ilişkin diğer unsurlar göz önünde bulundurularak kamu davası açmaktan, belirli şartlar dahilinde ve belirli bir süreliğine vazgeçmektedir. Bu süre içerisinde şüpheli herhangi bir kasıtlı suç işlemez ve yükümlülüklere uygun davranırsa, dava hiç açılmamış gibi kabul edilir. Bu yönüyle KDAE, henüz bir ceza yargılamasının başlamadığı aşamada devreye giren önleyici ve koruyucu bir kurumdur.
HAGB İle Farkı:
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), mahkeme tarafından verilmiş bir mahkumiyet kararının, beş yıl süreyle hukuki sonuç doğurmasının ertelenmesini sağlayan bir kurumdur. HAGB kararı verildiğinde, sanık bu beş yıllık denetim süresinde herhangi bir kasıtlı suç işlemez ve yükümlülüklerine uyarsa, daha önce verilen mahkumiyet hükmü hiç açıklanmaz ve sanık sabıkalı sayılmaz. Ancak bu süre içinde kasıtlı bir suç işlenirse, mahkeme hükmü açıklar ve infaz süreci başlar. HAGB, mahkeme kararıyla uygulanan ve bir mahkumiyetin ertelenmesine dayanan bir düzenlemedir.
Ceza Ertelemesi İle Farkı:
Ceza ertelemesi ise, mahkeme tarafından verilen hapis cezasının infaz kurumunda (cezaevinde) çektirilmesi yerine, dışarda infaz edilmesini konu alan bir infaz yöntemidir. Ceza ertelemesinde, failin sabıkasız oluşu, mahkemeye olumlu kanaat vermesi ve suçu tekrarlamama ihtimalinin bulunması dikkate alınarak, cezanın cezaevi dışında, toplum içinde denetimli serbestlik çerçevesinde çekilmesine karar verilir. Bu durumda cezanın infazı yine vardır, fakat bu infaz cezaevi yerine serbest koşullarda yapılır.
İnfazın Ertelenmesi İle Farkı:
İnfazın ertelenmesi ise, kesinleşmiş bir hapis cezasının çeşitli nedenlerle ileri bir tarihe ertelenmesini ifade eder. Örneğin sağlık, hamilelik, ileri yaş gibi nedenlerle veya takdiren belirli sosyal ya da insani durumlar söz konusuysa, cezanın cezaevinde infazı belirli bir süre sonraya bırakılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, infazın ertelenmesinin cezanın ortadan kaldırılmasını değil, yalnızca infazın belirli bir süreyle geciktirilmesini sağladığıdır.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, KDAE kurumu henüz dava açılmadan önce Cumhuriyet savcılığı tarafından verilen ve kamu yararı gerekçesiyle dava açmaktan vazgeçmeyi öngören bir kurumdur. HAGB, davanın açılmasından ve mahkumiyet hükmü kurulmasından sonra uygulanan, fakat bu hükmün kesinleşmemesini sağlayan bir ara çözüm yoludur. Ceza ertelemesi ise mahkumiyetin kesinleşmesiyle birlikte cezanın cezaevinde infaz edilmeyip dışarda çektirilmesine imkan tanır. Son olarak infazın ertelenmesi, kesinleşmiş hapis cezasının insani gerekçelerle belirli bir tarihe kadar ötelenmesidir.

Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Şartları Nelerdir?
CMK’nın 171/2–5 hükmü su şekildedir:
“(2) 253’üncü maddenin on dokuzuncu fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, Cumhuriyet savcısı, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olup, üst sınırı bir yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine karar verebilir. Suçtan zarar gören, bu karara 173’üncü madde hükümlerine göre itiraz edebilir.
(3) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilebilmesi için, uzlaşmaya ilişkin hükümler saklı kalmak üzere;
a) Şüphelinin, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezası ile mahkûm olmamış bulunması,
b) Yapılan soruşturmanın, kamu davası açılmasının ertelenmesi halinde, şüphelinin suç islemekten çekineceği kanaatini vermesi,
c) Kamu davası açılmasının ertelenmesinin, şüpheli ve toplum açısından kamu davası açılmasından daha yararlı olması,
d) Suçun islenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.
(4) Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç islenmediği takdirde, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir. Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç islenmesi halinde kamu davası açılır. Erteleme süresince zamanaşımı islemez.
(5) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararlar, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.”
1. Suça ve Cezaya İlişkin Koşullar
Koşul | Açıklama |
---|---|
Suçun Niteliği | Suçun şikâyete tâbi olması ve üst sınırının bir yıl (bir yıl dahil) hapis cezasını gerektirmesi gerekir. |
Adli Para Cezaları | Yalnızca adli para cezası öngörülen suçlarda ön ödeme uygulaması zorunludur, bu nedenle KDAE uygulanamaz. |
Suçun Uzlaşmaya Tabi Olması | KDAE için uzlaşmaya tabi olma şartı aranmamaktadır. |
Yeterli Şüphe | Suçun şüpheli tarafından işlendiğine dair yeterli şüphe oluşmuş olmalıdır. |
2. Şüpheliye İlişkin Koşullar – Liyakat Koşulu
Koşul | Açıklama |
---|---|
Suç İşlemekten Çekineceği Kanaati | Soruşturma sonunda, kamu davası açılmasının ertelenmesi halinde şüphelinin suç işlemekten çekineceği kanaati oluşmalıdır. |
Kişisel Değerlendirme | Şüphelinin geçmiş yaşamı, sosyal çevresi, eğitimi ve soruşturma sırasındaki tutumu değerlendirilerek karar verilmelidir. |
Denetimli Serbestlik | İyi halin tespiti için Cumhuriyet Savcılığı denetimli serbestlik hizmetlerinden yararlanabilir. |
3. Şüpheliye İlişkin Koşullar – Adli Geçmiş
Koşul | Açıklama |
---|---|
Kasıtlı Suç Nedeniyle Hapis Cezası | Şüpheli, önceden kasıtlı bir suçtan hapis cezası almamış olmalıdır. Adli para cezası bu kapsamda değerlendirilmez. |
Ceza Türü ve İnfaz | Kasıtlı suçtan alınan mahkumiyetin kesinleşmiş olması aranır; infaz edilip edilmediği önemli değildir. |
4. Şüpheliye İlişkin Koşullar – Zararın Giderilmesi
Koşul | Açıklama |
---|---|
Mağdurun Zararının Giderilmesi | Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, tazmin veya eski hale getirme yoluyla tamamen giderilmesi gerekir. |
Şüphelinin Kabulü | Şüpheli bu koşulu kabul etmediği takdirde kamu davasının açılmasının ertelenmesinden yararlanamaz. |
Çocuklar Açısından Düzenleme | Önceki düzenlemede ekonomik yetersizlik halinde zarar giderme aranmazken, yeni düzenlemede bu şart çocuklar için de zorunludur. |
5. Kamu Yararı Koşulu
Koşul | Açıklama |
---|---|
Kamu Yararı Değerlendirmesi | Cumhuriyet Savcısı, KDAE’nin şüpheli ve toplum açısından kamu davası açılmasından daha faydalı olduğuna kanaat getirmelidir. |
Değerlendirme Ölçütleri | Sayısal üstünlük ve ihlal edilen hakkın niteliksel değeri esas alınarak kamu yararı tespit edilir. |
Soyut Kavram | Kamu yararı her olay özelinde değerlendirilmelidir; genel bir tanım yapılamaz. |
Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Aşağıdaki Suçlar İçin Uygulanmaz (CMK md. 171/6):
- a) Suç işlemek için örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar,
- b) Kamu görevlisi tarafından görevi sebebiyle veya kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen suçlar ile asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar,
- c) Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (cinsel taciz suçu, cinsel saldırı suçu, cinsel istismar suçu, reşit olmayanla cinsel ilişki suçu).
Şüpheliye ve suça ilişkin tüm yasal koşulların eksiksiz olarak sağlanması halinde, Cumhuriyet savcısı kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verir ve bu karar, yalnızca bu kuruma özgü olan kayıt sistemine resmi olarak işlenir.
Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararına İtiraz
Suçtan zarar gören, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına itiraz edebilir. CMK’nın 173’üncü maddesi hükmüne göre; suçtan zarar gören kişi ya da kişiler, kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği tarihten itibaren başlayacak olan on beş günlük yasal süre içerisinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararını veren Cumhuriyet savcısının görev yaptığı yargı çevresine en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilirler (CMK md.171, 173).
İtiraza ilişkin başvuruda; kamu davasının açılarak, kovuşturmaya başlanmasını haklı gösterebilecek deliller ve emareler ileri sürülür. İtiraz üzerine, ilgili sulh ceza hâkimi, itiraz konusunda bir karar verebilmek için, soruşturmanın genişletilmesine lüzum görürse, bu hususu açıkça vurgulamak suretiyle, kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararına itiraz edilen Cumhuriyet savcısının görev yaptığı Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir. (CMK md. 173/3). Kararı değerlendirmekle yükümlü sulh ceza hâkimi, kamu davasının açılması için itiraz nedenlerinin yerinde olmadığına kanaat getirirse, itiraza ilişkin istemi gerekçeli olarak reddeder. İtiraz sahibini, yapılan giderlere mahkûm ederek, dosyayı kamu davasının açılması kararını veren Cumhuriyet savcısına gönderir. Bu savcı, kararı, itiraz edene ve şüpheliye tebliğ eder.
Suçtan zarar görenin itirazının reddedilmesi sonrasında, Cumhuriyet savcısının yeni bir delilin bulunması nedeniyle kamu davasını açabilmesi, önceden itiraza ilişkin olarak yapılan başvuru hakkında karar vermiş olan sulh ceza hâkimliğinin bu hususta da karar vermesine bağlıdır. İtirazı değerlendirmekle yükümlü sulh ceza hâkimi, itiraz istemini haklı ve yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararını kaldırır. Bu durumda, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek, ilgili mahkemeye sunar (CMK md. 173/4)
CMK’nın 171/1 hükmü ile Türk Ceza Hukuku’nda ilk kez, Cumhuriyet savcısına yargısal denetime tabi olmayan bir takipsizlik kararı verebilme yetkisinin tanındığı, daha önceden belirtilmişti. Gerçekten de Cumhuriyet savcısı, CMK’nın 171/1. maddesinde kendisine tanınan takdir yetkisine dayanarak vereceği kovuşturmaya yer olmadığı kararına karsı, CMK’nın 173’üncü maddesi hükmünde belirtilen itiraz yoluna gidilemez. Ancak, Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullanarak verdiği kararlarda, bu madde hükmü uygulanmayacaktır (CMK md. 173/5).
Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Sabıka Kaydına İşlenir mi?
Ceza muhakemesi hukukunda alternatif uyuşmazlık çözüm yollarından biri olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi (KDAE), sanığın belirli şartları yerine getirmesi hâlinde yargılanmadan süreci tamamlamasına olanak tanır. Bu kararın adli sicil (sabıka) kaydında yer alıp almayacağı ise uygulamada sıkça merak edilen bir husustur. Detaylı Bilgi: Adli Sicil Kaydı Sildirme
Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararlar, klasik anlamda sabıka kaydında görünmez. Yani bir kişi, iş başvurusu ya da kamu kurumlarında işlem yaparken alacağı sabıka kaydında bu bilgiye rastlamaz. Ancak bu karar, yalnızca yargı makamlarının erişebileceği özel bir sistemde kayıt altına alınır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 171. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, bu kayıtlara sadece yeni bir soruşturma veya kovuşturma sırasında savcı, hâkim ya da mahkeme erişebilir ve bu bilgi yalnızca o dosya kapsamında kullanılabilir.
Uyuşturucu Madde Kullanma Suçunda Erteleme Uygulaması ve Koşulları
Kullanmak amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme ya da bulundurma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinde düzenlenmiş olup, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Bu suç açısından kamu davasının açılmasının ertelenmesi kurumu, Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki genel kurallardan farklı olarak değerlendirilir. Şöyle ki; uyuşturucu kullanma suçu bakımından Cumhuriyet savcısının doğrudan, herhangi bir ön şart aranmaksızın erteleme kararı verebilmesi mümkündür.
Cumhuriyet savcısı, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurduğu tespit edilen kişi hakkında, beş yıllık süreyle kamu davası açılmasını erteleyebilir. Bu süre zarfında kişiye en az bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Gerekli görülürse bu süre üçer aylık dilimlerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Ayrıca ihtiyaç duyulması halinde kişi tedaviye de yönlendirilebilir. Şüphelinin, kendisine yüklenen tedbir ve yükümlülüklere tam olarak uyması, beş yıl boyunca yeniden suç işlememesi halinde hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir.
Ancak kişi bu süre içinde tekrar uyuşturucu madde kullanır, satın alır, bulundurur ya da yükümlülüklere uymazsa; bu durumda erteleme kararı kaldırılır ve kamu davası açılır. Şüphelinin bu yükümlülükleri ihlal etmesi, yeni bir soruşturma nedeni sayılmaksızın mevcut dosya kapsamında değerlendirilir.
Bu uygulama, bireyin yeniden topluma kazandırılmasını hedefleyen, cezalandırmadan çok iyileştirme esasına dayanan onarıcı bir adalet anlayışının ürünüdür. Aynı zamanda kişiyi sabıkalı hale getirmeden sorumluluk bilinciyle hareket etmeye yönlendirir.
Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararı Yargıtay Kararları
KDAE Kararında Yasal Uyarı ve Tebliğ Eksikliği Kararın Geçersizliğine Sebep Olur
Özet:
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunda verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi (KDAE) kararının geçerli olabilmesi için, kararın içeriğinde sanığın yükümlülükleri ve bu karara karşı 15 gün içinde Sulh Ceza Hâkimliğine itiraz hakkı olduğu uyarısının yer alması gerekir. Bu uyarıyı içermeyen karar, sanık tarafından öğrenilmiş olsa bile hukuken kesinleşmiş sayılmaz ve denetimli serbestlik tedbiri infaz edilemez.
Künye:
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 2024/12566 E., 2024/2872 K.
Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararı Usule Uygun Değilse Kesinleşme Gerçekleşmiş Sayılmaz
Özet:
Uyuşturucu kullanma suçu nedeniyle verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi (KDAE) kararında, şüpheliye yükümlülükler ve ihlal durumunda karşılaşacağı hukuki sonuçlara dair bilgilendirme yapılmaması, kararın kesinleşmesini engeller. Kararın kesinleşmediği durumda denetimli serbestlik tedbirine başlanamaz ve kovuşturma şartı gerçekleşmiş sayılmaz.
Künye:
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, E. 2024/12566, K. 2024/2872
Karar Metni:
5237 sayılı Kanun’un 6545 sayılı Kanun ile değişik 191. maddesinin 2 ve 3. fıkraları doğrultusunda verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi (KDAE) kararında, 5271 sayılı Kanun’un 171. maddesinde öngörülen şartlar aranmaz. KDAE kararı kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna özgü olarak düzenlenmiş olup, Cumhuriyet savcısı tarafından verilmesi zorunludur. Denetimli serbestlik tedbiri ve gerekirse tedavi zorunludur. Bu kararın usule uygun ve yasal ihtarları içerecek şekilde düzenlenmesi, kararın kesinleşmesi ve erteleme süresinin başlaması için zorunludur. Usule aykırı tebliğ edilmiş kararlar kesinleşmemiş sayılır.
Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararı Kesinleşmeden İşlenen Fiiller Tek Suç Sayılır
Özet:
Kamu davasının açılmasının ertelenmesine (KDAE) dair karar usulüne uygun olarak kesinleşmeden önce işlenen uyuşturucu madde kullanma eylemleri zincirleme suç sayılır ve doğrudan dava açma şartı oluşmaz.
Künye:
Yargıtay 10. Ceza Dairesi, E. 2021/7220, K. 2023/4323
Karar Metni:
Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 191/6. maddesi gereği doğrudan dava açma şartının oluşmadığı, zira Daire’nin yerleşik içtihatlarına göre kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı usulüne uygun kesinleşene kadar, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan işlenen tüm suçların tek suç olup alt sınırdan uzaklaşma gerekçesi olarak kabul edilmesi gerektiği; somut olayda 09.09.2014 tarihli KDAE kararı kesinleşmeden 05.10.2015 tarihinde yeni eylemin işlendiği, dolayısıyla kovuşturma şartının henüz oluşmadığı, tüm dosyaların birleştirilerek sanığın eylemlerinin tek suç, ayrı suç veya zincirleme suç olup olmadığı yönünden değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiştir.
KDAE Kararı Kesinleşmeden Suç İşlenirse Kovuşturma Şartı Oluşmaz
Özet:
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği durumda, sonradan işlenen aynı tür suç nedeniyle yargılamaya devam edilemez. Kararın usulüne uygun tebliğ edilip kesinleştirilmesi gerekir.
Künye:
Yargıtay 10. Ceza Dairesi, E. 2020/11040, K. 2022/11005
Karar Metni:
26.10.2020 tarihli eylem nedeniyle verilen KDAE kararının usulüne uygun şekilde kesinleşmediği durumda, daha önceki 25.04.2015 tarihli eylem için kovuşturma şartı gerçekleşmemiş sayılır. Şüpheliye kararın yeniden tebliğ edilerek 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itiraz hakkı olduğu hatırlatılmalı ve infaz işlemleri bu süreç sonunda yapılmalıdır. Aksi takdirde kovuşturma yapılamaz.
Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararı Kesinleşmeden İnfaz Başlayamaz
Özet:
Kamu davasının açılmasının ertelenmesine (KDAE) ilişkin karar şüpheliye usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeden ve kesinleşmeden denetimli serbestlik tedbiri uygulanamaz; infaza başlanması hukuki sonuç doğurmaz ve kovuşturma şartı gerçekleşmiş sayılmaz.
Künye:
Yargıtay 10. Ceza Dairesi, E. 2020/10116, K. 2022/9785
Karar Metni:
KDAE kararının 15 günlük itiraz süresi beklenmeden Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilerek çağrı yapılması ve tedbirin infazına başlanması usule aykırıdır. Sanığa yapılan ihtarlı çağrı tebligatına rağmen karar kesinleşmeden infaza geçilemez. Bu nedenle yargılamaya devam edilerek verilen mahkûmiyet kararı hukuka aykırıdır. Kovuşturma şartının gerçekleşmesi beklenmeden hüküm kurulamaz.
Erteleme Kararında İtiraz Hakkının Bildirilmemesi Kararı Kesinleştirmez
Özet:
Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararda, şüpheliye 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itiraz hakkı olduğu bildirilmemişse, karar öğrenilmiş olsa dahi kesinleşmiş sayılmaz ve kovuşturma yapılamaz.
Künye:
Yargıtay 10. Ceza Dairesi, E. 2019/7101, K. 2022/18
Karar Metni:
Sanığa yönelik KDAE kararında itiraz süresi ve mercii gösterilmeden tebliğ yapılması nedeniyle karar kesinleşmemiş sayılır. Bu nedenle yükümlülüklere uyulmaması eylemi, karar kesinleşmeden işlendiği için kovuşturma şartı oluşmamıştır. Kovuşturmanın devamı yerine davanın durdurulması ve kararın yeniden usulüne uygun tebliğ edilmesi gerekir.
Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararları Şüpheliye ve Müdafiine Ayrı Ayrı Tebliğ Edilmelidir
Özet:
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı yalnızca müdafiye tebliğ edilirse, karar kesinleşmiş sayılmaz; bu durumda denetimli serbestlik tedbiri infaz edilemez ve 5 yıllık erteleme süresi başlamaz.
Künye:
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, E. 2024/14407, K. 2024/8762
Karar Metni:
5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesine göre verilen KDAE kararı, suça sürüklenen çocuğun müdafiine tebliğ edilmesine rağmen çocuğa ve velisine ayrıca tebliğ edilmemiştir. KDAE kararları, ilgilisine doğrudan yükümlülük getirdiğinden, sadece müdafiye tebliği yeterli değildir. Bu nedenle karar kesinleşmemiştir ve dava şartı gerçekleşmemiştir. Mahkemenin bu değerlendirmesinde isabetsizlik bulunmadığından bozma talebi reddedilmiştir.
Beraatle Sonuçlanan Dava Önceki KDAE Kararının Hukuki Geçerliliğini Ortadan Kaldırır
Özet:
Erteleme kararının ihlali nedeniyle açılan kamu davasında beraat kararı verilmişse, bu kararın kesinleşmesiyle birlikte KDAE kararı geçerliliğini yitirir ve sanık hakkında yeniden erteleme kararı verilebilir.
Künye:
Yargıtay 10. Ceza Dairesi, E. 2022/911, K. 2022/12153
Karar Metni:
Sanığın 04.08.2017 tarihli eylemi için daha önce verilen KDAE kararının ihlali sonrası kamu davası açılmış, ancak bu davada beraat kararı verilmiş ve kesinleşmiştir. Bu durumda, beraate konu suç nedeniyle verilen KDAE kararı hukuken geçersiz hale gelir. Dolayısıyla sanık hakkında tekrar kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilebileceği, bu nedenle mevcut kamu davasında kovuşturma şartı oluşmadığı gerekçesiyle durma kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Sıkça Sorulan Sorular
Kamu davası açılmasının ertelenmesi sicile işler mi? (2025)
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi (KDAE), adli sicil kaydına işlemez. Ancak bu durum, arşiv kaydına alınır. Yani resmi makamlar (hakimlik, savcılık, kolluk kuvvetleri) bu bilgiye ulaşabilir. Kişisel sicil temiz kalır ama ileride yeniden suç işlenmesi veya memuriyet başvurularında bu kayıt dikkate alınabilir.
Kamu davasının açılmasının ertelenmesine itiraz edilebilir mi? (2025)
Hayır, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına itiraz edilemez. Bu karar, Cumhuriyet savcısının takdirine bağlıdır ve Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m. 171/2 gereği yargı denetimine tabi değildir. Ancak bu kararı alan şüpheli, süreci kabul etmeyip mahkeme yolunun açılmasını isteyebilir. Bu durumda savcı dava açmak zorunda kalır.
Kamu davasının düşmesi için ne yapmalı? (2025)
Kamu davasının düşmesi için genellikle şu yollar izlenir:
Zamanaşımı süresinin dolması
Şikayetten vazgeçme (şikayete tabi suçlarda)
Uzlaştırma veya ön ödeme sürecinin tamamlanması
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi süresinin sorunsuz tamamlanması (3 veya 5 yıl)
Eğer bu süreçlerden biri gerçekleşirse, dava düşer ve sanık hakkında hüküm kurulmaz.
Kamu davası erteleme süresi kaç yıldır? (2025)
CMK m. 171/2’ye göre, kamu davasının açılmasının ertelenme süresi en az 1 yıl, en fazla 5 yıl olabilir. Uygulamada en yaygın süreler 3 yıl ve 5 yıl olarak görülmektedir. Bu süre içinde kişi hakkında yeni bir suç işlenmez ve yükümlülüklere aykırılık oluşmazsa, kamu davası düşer ve dosya kapanır.