TCK 38 “Azmettirme” suçu aşağıdaki gibi tanımlanmıştır. Yazımızın en sonunda TCK 38 Azmettirme Suçu Yargıtay Kararları ile ilgili inceleme yapılmıştır.
TCK 38 (1) Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır.
TCK 38 (2) Üstsoy ve altsoy ilişkisinden doğan nüfuz kullanılmak suretiyle suça azmettirme halinde, azmettirenin cezası üçte birden yarısına kadar artırılır. Çocukların suça azmettirilmesi halinde, bu fıkra hükmüne göre cezanın artırılabilmesi için üstsoy ve altsoy ilişkisinin varlığı aranmaz.
TCK 38 (3) Azmettirenin belli olmaması halinde, kim olduğunun ortaya çıkmasını sağlayan fail veya diğer suç ortağı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi (20) yıldan yirmibeş (25) yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunabilir. Diğer hallerde verilecek cezada, üçte bir oranında indirim yapılabilir.

Suça Azmettirme (TCK 38) Nedir?
Türk Ceza Kanunu’nun 38. maddesi, azmettirme kavramını ceza hukukunun önemli bir iştirak biçimi olarak düzenler. Azmettirme, suçu işlemeye karar vermemiş bir kişiyi, belirli yollarla bu kararı almaya sevk etmeyi ifade eder. Fail üzerinde etkili olup onu suç işlemeye yönlendiren kişi, bu suçun azmettireni sayılır ve işlenen suçtan fail gibi sorumlu tutulur. Bu yönüyle TCK 38, suç ortaklıklarını ve dolaylı sorumluluğu hukuk düzeni içinde netleştirme amacı taşır.
Bu yazıda, azmettirme suçunun kapsamı, cezası, hukuki nitelikleri, şartları, diğer iştirak biçimlerinden farkı, çocuklar üzerinden işlenmesi gibi özel durumları ve Yargıtay kararlarıyla gelişen içtihatlar detaylı olarak ele alınacaktır.
Azmettirme Suçu Nedir?
TCK 38 uyarınca azmettirme, “başkasını suç işlemeye karar verdirmek” olarak tanımlanır. Bu tanımda en dikkat çeken unsur, suçu işleyen kişide henüz suç işleme düşüncesinin bulunmaması ve bu düşüncenin azmettirenin etkisiyle doğmuş olmasıdır. Failin suç işlemeye karar verme sürecinde, dış bir iradenin etkisiyle yönlendirilmiş olması gerekir. Bu yönlendirme psikolojik baskı, yönlendirici telkin veya teşvik şeklinde olabilir.
Azmettirme, suça doğrudan katkı sunmayan ancak failin karar verme sürecini etkileyen bir iştiraktir. Bu nedenle, azmettiren kişi suçun işlenmesi için fiziksel bir eylemde bulunmasa da, failin suçu işlemesinde asıl itici güç olduğu için asli fail gibi değerlendirilir. Yani cezai sorumluluğu, suçun doğrudan failiyle aynıdır.
Tüm bunlar ışığında, azmettirme, belli bir hukuka aykırı fiili gerçekleştirme hususunda henüz bir fikri olmayan kişide, fiili gerçekleştirmeye ilişkin kararın oluşması bakımından bir başkası tarafından belirleyici etkinin kasten sağlanmasıdır. Belirleyicilik azmettirme hareketinin suça ilişkin karar oluşum sürecinde muhtemel diğer etkilerden ayrımının sağlanması bakımından önemlidir. Burada dikkat edilmesi gereken, azmettirme hareketi olmasaydı failin suç kararı almayacak olmasıdır. Azmettirme hareketinin bu noktada belirtilmesi gereken ve yardım etme ile ayrımına da katkı sağlayan önemli bir özelliği, suç kararının oluşumu bakımından değiştirilebilir niteliğe haiz olmamasıdır.
Azmettirme Suçunun Şartları
Azmettirme suçunun oluşabilmesi için bazı unsurların varlığı zorunludur. İlk şart, suçu işleyen kişinin başlangıçta suç işlemeye dair bir düşüncesinin olmamasıdır. Yani kişi kendi iradesiyle değil, azmettirenin etkisiyle suç işlemeye karar vermelidir. Bu şart sağlanmadan azmettirme hükümleri uygulanamaz.
İkinci önemli şart ise, suça konu fiilin fiilen işlenmiş olmasıdır. Azmettirme, bağlı iştirak olarak tanımlandığı için, azmettirilen suç işlenmeden azmettirme suçu tamamlanmış olmaz. Suçun işlenmemesi halinde ise azmettirme teşebbüs olarak değerlendirilir ve buna göre cezalandırılır.

TCK 38 – Suça Azmettirme Şartları Tablosu 2025
Şart | Açıklama |
Suç İşleme Düşüncesi Olmayan Kişinin Olması | Failde suç işleme düşüncesi bulunmamalı ya da bu düşünce henüz kesinleşmemiş olmalıdır. Zaten suçu işlemeye karar vermiş bir kişiye yöneltilen etki azmettirme sayılmaz. Bu nedenle azmettirme, failin iradesine ilk defa suç fikrini sokma anlamı taşır. |
O Kişide Suç İşleme Kararını Oluşturmaya Yönelik Davranışlar | Azmettirenin, failin suç işlemesi yönünde ikna edici, yönlendirici ya da teşvik edici davranışları olmalıdır. Bu davranışlar açıkça emir verme şeklinde olabileceği gibi dolaylı, ima yoluyla ya da manipülatif biçimde de olabilir. Amaç, failde suç işleme kararının oluşmasını sağlamaktır. |
Suçun İcrasına Başlanması | Azmettirme suçunun oluşabilmesi için, failin en azından suçu işlemeye başlamış olması gerekir. Yani sadece yönlendirme yeterli değildir; azmettirilen kişi icra hareketlerine başlamazsa azmettirme fiilen gerçekleşmemiş olur. Suç tamamlanmasa bile bu koşul mutlaka aranır. |
Azmettirenin Cezai Sorumluluğu
TCK 38/1 hükmü uyarınca, azmettiren kişi, suçu işleyen faille aynı cezaya çarptırılır. Bu durum, suça fiziksel olarak katılmasa bile azmettirenin işlenen suçun asli faili gibi değerlendirilmesini sağlar. Suçun türü ne olursa olsun, azmettiren kişi aynı cezai sorumluluğa sahiptir.
Ancak azmettirme suçu bazı durumlarda daha ağır değerlendirilir. Özellikle suça azmettirilen kişi çocuksa veya cezai ehliyeti olmayan bir bireyse, TCK 38/2 kapsamında azmettirenin sorumluluğu artar. Bu durumda azmettiren doğrudan suçu işlemiş gibi cezalandırılır, çünkü azmettirilen kişide kusur yeteneği bulunmadığı için cezai sorumluluk tümüyle azmettiren üzerinde toplanır.
TCK 38 Azmettirme – Adli Para Cezası, HAGB ve Cezanın Ertelenmesi
TCK 38 kapsamında azmettirme suçu nedeniyle verilen hapis cezası, belirli koşulların sağlanması hâlinde adli para cezasına çevrilebilir. Bunun için ilk şart, suça ilişkin kanunda hapis cezasının yanı sıra adli para cezasının da öngörülmemiş olmasıdır. Ayrıca, verilen hapis cezasının 1 yıl veya daha az süreli olması gerekir. Aksi takdirde adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir. Bu konuda detaylı bilgi için “Adli Para Cezası” başlıklı içeriğimizden yararlanabilirsiniz.
Azmettirme nedeniyle hüküm giyen bir kişi hakkında mahkeme, şartlar oluştuğu takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) veya hapis cezasının ertelenmesi kararı verebilir. Bu iki karar da sanık lehine sonuçlar doğurur ve sanığın denetim sürecine tabi tutulmasını sağlar. Denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmezse, HAGB durumunda kişi hiç suç işlememiş gibi kabul edilir; cezanın ertelenmesi hâlinde ise ceza çekilmiş sayılır.
Her iki uygulama da mahkûmiyetin bireysel ve sosyal etkilerini azaltan önemli ceza hukuku kurumlarıdır. Şartları ve sonuçları hakkında daha fazla bilgi için “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması” ve “Hapis Cezasının Ertelenmesi” başlıklı rehberlerimizi inceleyebilirsiniz.
Azmettirme ve Müşterek Faillik Arasındaki Farklar
Azmettirme ile müşterek faillik çoğu zaman karıştırılan iki iştiraktir. Müşterek faillikte, suç birlikte planlanır ve birlikte icra edilir. Yani fail ve suç ortağı birlikte karar verir, birlikte hareket eder ve suçu birlikte gerçekleştirirler. Bu nedenle her iki kişi de fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurar.
Azmettirmede ise fiil üzerinde ortak hâkimiyet yoktur. Azmettiren kişi suçu planlayan ve yönlendiren konumundadır ancak icra hareketlerine katılmaz. Bu fark uygulamada büyük önem taşır. Yargıtay, sanığın eylem üzerindeki etkisini değerlendirerek azmettirme mi yoksa müşterek faillik mi olduğuna karar verir.
Azmettirme ile Yardım Etme Arasındaki Farklar
Yardım etme ve azmettirme, iştirak biçimleri arasında önemli farklara sahiptir. Yardım eden kişi, suçu işlemeye karar vermiş failin eylemini kolaylaştırır veya suçun işlenmesini sağlayacak araçları sunar. Ancak failin suç işleme iradesi zaten mevcuttur.
Azmettirmede ise failin suç işleme iradesi başta yoktur ve bu irade azmettirenin etkisiyle oluşur. Yardım eden kişi suçun işlenmesine destek olurken, azmettiren kişi suçun oluşmasında belirleyici psikolojik etkendir. Bu nedenle ceza sorumluluğu açısından azmettirme daha ağır sonuçlar doğurur.
Çocukların Suça Azmettirilmesi (TCK 38/2)
TCK 38/2, çocukların veya cezai ehliyeti olmayan bireylerin suça azmettirilmesini ağırlaştırıcı neden olarak düzenlemiştir. Bu durumda, suçu fiilen işleyen kişi cezai ehliyete sahip olmadığı için cezalandırılmaz; tüm sorumluluk azmettiren üzerinde kalır.
Özellikle 12 yaşından küçük çocukların hırsızlık, yankesicilik gibi suçlara yönlendirilmesi durumunda Yargıtay, azmettiren yetişkini doğrudan fail kabul etmektedir. Bu tür olaylarda failin “araç” olarak kullanılması, ceza hukukunda oldukça ağır sonuçlar doğurur ve genellikle hapis cezası ile sonuçlanır.
Azmettirme Suçunun Teşebbüs Hali
Eğer azmettirilen kişi suçu işlemeden vazgeçerse ya da dışsal nedenlerle suç işlenemezse, azmettirme teşebbüs kapsamında değerlendirilir. TCK 35 uyarınca, teşebbüs halinde cezadan indirim yapılabilir veya bazı hallerde cezasızlık da söz konusu olabilir.
Ancak bu değerlendirme failin gönüllü olarak mı yoksa zorunlu sebeplerle mi vazgeçtiğine göre farklılaşır. Eğer suçu işlemeden önce fail kendi iradesiyle vazgeçerse, azmettirenin sorumluluğu da ortadan kalkabilir. Bu tür haller, özellikle etkin pişmanlıkla da birlikte değerlendirilebilir.
Azmettirme Suçunda Etkin Pişmanlık Uygulaması
Etkin pişmanlık, azmettirme suçu bakımından da önemli bir kavramdır. Özellikle uyuşturucu suçlarında ya da örgütlü suçlarda azmettiren kişinin yetkili makamlara suçun işleneceğini bildirmesi ve faillerin yakalanmasına yardımcı olması durumunda, cezadan indirim veya cezasızlık gündeme gelebilir.
Ancak etkin pişmanlık hükümleri, suç işlenmeden önce devreye girmelidir. Suç işlendikten sonra pişmanlık gösterilmesi, cezada indirime neden olabilir ancak sorumluluğu tamamen ortadan kaldırmaz. Bu durum Yargıtay kararlarıyla da istikrarlı şekilde uygulanmaktadır.
Azmettirme Suçunun Cezası ve Yaptırımı
TCK 38 kapsamında azmettirme suçunun cezası, işlenen suçun cezasına eşittir. Yani azmettiren, suçu fiilen işlememiş olsa bile suçu işlemiş gibi cezalandırılır. Bu durum, azmettirenin suça verdiği manevi desteğin ne denli önemli olduğunu ortaya koyar.
Cezanın ağırlığı, suça azmettirilen kişinin durumu, suça yönlendirme biçimi ve suçun niteliğine göre değişebilir. Failin cezai ehliyetinin bulunmaması veya azmettirenin örgütlü bir yapı içinde hareket etmesi, cezayı artıran faktörlerdir. TCK 38 bu açıdan oldukça katı bir yaptırım rejimi öngörür.

TCK 38 Yargıtay Kararları – Suça Azmettirme Yargıtay Kararları
Kan Gütme Saikiyle Tasarlayarak Kasten Öldürmeye Azmettirme
Sanık C.K., oğlunun ölümünden sorumlu tuttuğu A. ailesine karşı intikam almak amacıyla, bu aileden maktul M.A.’nın öldürülmesi için bilgi toplayarak, suça iştirak etmiş ve olayın planlanmasına zemin hazırlamıştır. C.K., failin henüz suç işleme düşüncesi yokken onu yönlendirip motive ederek, tasarlayarak öldürme suçunun işlenmesine neden olmuştur. Maktulün günlük hareketleri, adresi ve kullanacağı yol sanık tarafından azmettirilen kişilere iletilmiş, bu bilgiler ışığında maktul öldürülmüştür. Yargıtay, sanığın eylemini TCK 38 uyarınca azmettirme kabul etmiştir.
Karar Künyesi:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2018/537
Karar No: 2018/537
Karar Tarihi: 2018
Polis Müdahalesine Direnmeye Azmettirme
Sanık, polis memurlarının kendisini yakaladığı esnada kalabalık bir grubun içinde “Beni kurtarın!” diye bağırarak, henüz polisle çatışma fikri olmayan kişileri harekete geçirmiştir. Bu sözle birlikte gruptaki şahıslar kamu görevlilerine direnmiş, polis araçlarına zarar vermiş ve görevli memurları yaralamıştır. Yargıtay, sanığın bu eyleminin TCK 38 kapsamında azmettirme olduğunu kabul etmiştir.
Karar Künyesi:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2018/99
Karar No: 2018/99
Karar Tarihi: 2018
Suça Sürüklenen Çocuğu Yağmaya Azmettirme
Sanık, yaşı küçük bir kişiyi yağma suçunu işlemeye teşvik etmiş, çocuğun fail olduğu yağma eylemi üzerine azmettiren olarak ceza alması gerekirken mahkeme eksik uygulama yapmıştır. TCK 38/1-2 maddeleri uygulanmadan eksik ceza tayin edilmiştir. Ancak bu durum sanığın aleyhine temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Karar Künyesi:
Yargıtay 6. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/4155
Karar No: 2018/1163
Karar Tarihi: 20.02.2018
Nitelikli Kasten Öldürmeye Azmettirme
Sanık hakkında, maktulü öldürmeye azmettirdiği gerekçesiyle nitelikli kasten öldürme suçundan mahkûmiyet verilmiştir. Yargıtay, TCK 39 kapsamında yardım eden olarak cezalandırılması gerektiği yönündeki görüşe katılmamış, azmettirme olduğu kanaatine varmıştır.
Karar Künyesi:
Yargıtay 1. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/3707
Karar No: 2018/123
Karar Tarihi: 22.01.2018
Resmi Belgede Sahteciliğe Azmettirme
Sanık, kamu görevlisi bir şahsın görev gereği düzenlemeye yetkili olduğu belgeleri sahte olarak düzenlemesine neden olmuş, bu nedenle azmettiren sıfatıyla cezalandırılmıştır. Mahkemece bu suçun doğrudan fail sıfatıyla işlendiği kabul edilse de Yargıtay, azmettirme hükümlerinin uygulanması gerektiğini belirtmiştir. Resmi belgede sahtecilik suçu detayları için yazımıza göz atabilirsiniz!
Karar Künyesi:
Yargıtay 11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/3766
Karar No: 2017/5371
Karar Tarihi: 31.07.2017
Uyuşturucu Madde Ticareti Suçuna Azmettirme
Sanık, uyuşturucu ticareti yapan kişileri yönlendirip bilgilendirerek suçun işlenmesini sağlamıştır. Mahkemece doğrudan fail olarak cezalandırılmış ancak dosya kapsamına göre sanığın TCK 38/2 uyarınca azmettiren sıfatıyla cezalandırılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca ceza miktarının hesaplanmasında da hata yapıldığı tespit edilmiştir. TCK 188 Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu detayları için yazımıza göz atabilirsiniz.
Karar Künyesi:
Yargıtay 20. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/637
Karar No: 2017/3949
Karar Tarihi: 19.06.2017
Suça Sürüklenen Çocuğa Silahlı Tehditle Azmettirme
Sanık, olay yerinde belinden çıkardığı silahı oğluna vererek “vur bunları” demek suretiyle suça sürüklenen çocuğu tehdit eylemine azmettirmiştir. Mahkemece hem asli fail olarak hem de azmettiren olarak çifte değerlendirme yapılmış, Yargıtay bu durumun hatalı olduğunu belirlemiştir.
Karar Künyesi:
Yargıtay 4. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/14806
Karar No: 2017/17351
Karar Tarihi: 12.06.2017
Küçük Çocuğu Suçta Araç Olarak Kullanma – Müşterek Faillik Yerine Azmettirme
Sanık, pazarda alışveriş yapan kişinin çocuk arabasına asılı çantasını, suç tarihinde 12 yaşından küçük olan kızına perdeleme yaptırarak çaldırmıştır. Yargıtay, sanığın olay yerinde bulunması ve suçun icrasında aktif rol oynaması nedeniyle azmettirme değil, müşterek faillik hükümlerinin uygulanması gerektiğine hükmetmiştir. Ancak yerel mahkeme TCK 38 üzerinden karar verdiğinden hüküm bozulmuştur.
Karar Künyesi:
Yargıtay 6. Ceza Dairesi
Esas No: 2011/12766
Karar No: 2013/25676
Karar Tarihi: 18.12.2013
Çocuğu Yankesiciliğe Yönlendirme – Fiil Üzerinde Ortak Hâkimiyet
Sanık Gülbahar Ecelioğlu, yaşı küçük çocuğun para çalma girişimini perdelemek için bağırarak dikkat dağıtmış, böylece suçun işlenmesine katkı sunmuştur. Oysa çocuğun suç tarihinde kusur yeteneği yoktur. Yargıtay, sanığın katkısının suçu tamamlayıcı nitelikte olduğunu belirterek azmettirme değil müşterek faillik (TCK 37/2) uygulanması gerektiği sonucuna ulaşmıştır.
Karar Künyesi:
Yargıtay 6. Ceza Dairesi
Esas No: 2012/2493
Karar No: 2014/8764
Karar Tarihi: 30.04.2014
Küçük Yaşta Çocuğu Cep Telefonu Hırsızlığı İçin Kullanma
Sanıklar, çalıntı plakalı araçla geldikleri iş yerinde, yaşı küçük Sami’yi içeri göndererek masa üzerindeki telefonu çaldırmış, o sırada kendileri mağduru dışarıda oyalamıştır. Olayda küçük çocuğun kusur yeteneği bulunmaması nedeniyle sanıkların fiili TCK 38/2 kapsamında azmettirme olarak değerlendirilmelidir. Yerel mahkemenin yanlış hüküm kurduğu belirtilmiştir.
Karar Künyesi:
Yargıtay 6. Ceza Dairesi
Esas No: 2012/6508
Karar No: 2014/13105
Karar Tarihi: 24.06.2014
Mala Zarar Vermeye İştirak – Yanlışlıkla Azmettirme Uygulaması
Sanık, benzin dökerek katılanların ikametgahına zarar verme fiiline iştirak etmiş; olayda suça doğrudan dahil olmuş ancak mahkeme TCK 38 kapsamında değerlendirme yapmıştır. Yargıtay ise olayda fiil üzerinde ortak hakimiyet kurulduğu ve TCK 37/2 kapsamında müşterek faillik uygulanması gerektiği kanaatine varmıştır. Mala Zarar Verme Suçu detayları için yazımıza göz atabilirsiniz.
Karar Künyesi:
Yargıtay 8. Ceza Dairesi
Esas No: 2012/14496
Karar No: 2012/30702
Karar Tarihi: 15.10.2012
Çantasını Çaldıran Sanığın Küçük Çocuğu Kullanması – Azmettirme Yerine Müşterek Faillik
Sanık, kusur yeteneği olmayan 12 yaşından küçük çocuğunu çantayı çalarken perdeleme yapmak suretiyle kullandığı bir olayda, Yargıtay, failin eylem üzerindeki ortak hakimiyetini esas alarak TCK 37/2 gereği müşterek faillik uygulanması gerektiğine karar vermiştir. Mahkemenin TCK 38/2‘yi uygulaması hukuka aykırı bulunmuştur. Hırsızlık Suçu detayları için yazımıza göz atabilirsiniz.
Karar Künyesi:
Yargıtay 13. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/22255
Karar No: 2015/8049
Karar Tarihi: 29.04.2015
Kasten Öldürmeye Yardım mı, Azmettirme mi?
Sanık Ekrem, maktulü öldürme kararını alan suça sürüklenen çocuğa yardımcı olarak aracı uygun pozisyona getirmiştir. Olayda birlikte hareket etme ve fikir birliği bulunduğu halde mahkeme sanığı azmettiren olarak değerlendirmiştir. Yargıtay, bu değerlendirmeyi hukuka aykırı bulmuş, sanığın müşterek fail olduğunu belirtmiştir.
Karar Künyesi:
Yargıtay 1. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/5661
Karar No: 2015/649
Karar Tarihi: 12.02.2015