Ceza Hukuku

TCK 35  Suça Teşebbüs

Türk Ceza Kanunu Suça Teşebbüs

Türk Ceza Kanunu (TCK) nın 35 inci maddesinde düzenlenen suça teşebbüs hükümleri, suçun özel görünüş biçimlerinden biridir. Ceza kanunlarının özel hükümler kısmında tanımlanmış olan suçların, hukukun güvence işlevini yerine getirebilmesi için bu suçların faili tarafından tamamlanmış olması gerekir. Bu durumun yaratacağı sıkıntıları gidermek amacıyla kanun koyucu ceza kanununun genel hükümler kısmında teşebbüse ait hükümlere yer vermiştir. Bu suretle, suçun tamamlanamaması durumunda da, failin cezalandırılabilmesi imkânı yaratılmıştır. Bu açıklamalar ışığında, teşebbüse ilişkin genel hükümlerin; bir suçun tamamlanamadığı durumlarda, ancak bu suçun kanuni tanımı ile birlikte ve bu hükmün yanında bununla bağlantılı olarak uygulama kabiliyetini haiz oldukları; bu nedenle de yardımcı norm karakteri taşıdıkları görülmektedir.

TCK 35  Suça Teşebbüs

Teşebbüs Nedir?

Teşebbüs kavramı ceza hukuku öğretisinde “suçun özel görünüş şekilleri” başlığı altında ele alınır. Suça teşebbüs; elverişli hareketlerle suçun icrasına başlandıktan sonra failin elinde olmayan nedenlerden dolayı icra hareketlerinin veya neticenin tamamlanamaması olarak tanımlanabilir. Bu tanıma göre teşebbüs durumunda; suç yoluna giren ve elverişli hareketlerle suçun doğrudan doğruya icrasına başlayan fail, elinde olmayan nedenlerle suç tipinin objektif nitelikteki unsurlarını kısmen veya tamamen gerçekleştirememektedir. Bu anlamda, teşebbüste sübjektif olarak tamamlanmış; fakat objektif olarak yarıda kalmış bir eylem söz konusudur.

DMCA.com Protection Status

Suça Teşebbüsün Koşulları

Teşebbüsün oluşabilmesi için failin suç işleme kastı ile hareket etmiş olması ve bu kastını elverişli hareketlerle dış dünyaya yansıtması gerekir. Sadece suç işleme kastının varlığı ya da sadece suçun icrasına yönelik hareketlerin varlığı teşebbüsün oluşumu için yeterli değildir. Her iki unsurun birlikte varlığı şarttır. Failin kastı, icra hareketlerine başlaması ve suçun tamamlanamamasının kendi isteği dışında gerçekleşmesi gerekir. Bu nedenle hazırlık hareketlerinin tamamlanması, tek başına teşebbüsü oluşturmaz.

Teşebbüste icra hareketleri, doğrudan doğruya suçun kanuni tanımında yer alan unsurların gerçekleştirilmesine yönelik hareketlerdir. Elverişli vasıtalarla suça yönelik icra hareketlerinin başlamış olması gerekir. Ayrıca, suçun tamamlanamamasının failin kendi iradesi dışında bir sebepten kaynaklanması şarttır. Failin kendi isteğiyle icra hareketlerini terk etmesi halinde gönüllü vazgeçme söz konusu olur ki, bu durumda teşebbüs hükümleri uygulanmaz.

Koşul Açıklama
Kast Unsuru Failin suç işleme kastı ile hareket etmesi gerekir. Kast olmadan teşebbüs oluşmaz.
Elverişli Hareketler Kastın dış dünyaya yansıması gerekir. Elverişli araçlarla suçun icrasına başlanmış olmalıdır.
Hazırlık Hareketleri Yetersizdir Sadece hazırlık hareketleri teşebbüsü oluşturmaz. Suçun icrasına yönelik doğrudan hareketler gereklidir.
İcra Hareketlerinin Başlaması Suçun kanuni tanımında yer alan unsurları gerçekleştirmeye yönelik doğrudan hareketler başlamış olmalıdır.
Tamamlanmama Nedeni Suçun tamamlanamaması failin kendi isteği dışında gerçekleşmelidir.
Gönüllü Vazgeçme Fail icra hareketlerinden kendi isteğiyle vazgeçerse teşebbüs oluşmaz. Bu durumda gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanır.

Teşebbüs ile Hazırlık Hareketleri Arasındaki Fark

Hazırlık hareketleri, suç işlemek amacıyla yapılan ve suçun icra hareketlerine başlamadan önce gerçekleştirilen fiillerdir. Bu hareketler suçun işlenmesini kolaylaştırmak için yapılan, mağdurla ilgili bilgi toplama, suçun işleneceği zamanı belirleme, suçta kullanılacak araçları temin etme gibi faaliyetlerdir. Hazırlık hareketleri, suçu doğrudan doğruya gerçekleştirmeye yönelik olmadıkları için cezalandırılmazlar.

Teşebbüs ise suçun doğrudan doğruya icrasına yönelik elverişli hareketlerle başlar. Fail suçun kanuni tanımında yer alan unsurları gerçekleştirmek amacıyla hareket ederken, elinde olmayan nedenlerle neticeyi gerçekleştirememiştir. Hazırlık hareketlerinden teşebbüse geçiş, suçun doğrudan icrasına yönelik adım atılmasıyla olur. Bu nedenle hazırlık hareketleri cezalandırılmazken, teşebbüs cezalandırılır.

Kriter Hazırlık Hareketleri Teşebbüs
Tanım Suç işleme amacıyla yapılan ancak doğrudan icra hareketlerine geçilmeden önceki eylemler. Suçun icrasına yönelik doğrudan ve elverişli hareketlerle başlayan süreç.
Amaç Suçun işlenmesini kolaylaştırmak, planlamak, araç temin etmek, zaman belirlemek gibi ön hazırlık işlemleridir. Suçun kanuni tanımındaki unsurları gerçekleştirmek amacıyla harekete geçmektir.
Eylemin Niteliği Suçu doğrudan gerçekleştirmeye yönelik değildir. Doğrudan suçu gerçekleştirmeye yöneliktir.
Örnek Faaliyetler Mağdur hakkında bilgi toplama, suç zamanı belirleme, suç aracı temin etme. Failin mağdura saldırmaya başlaması, fiilin gerçekleştirilmesine doğrudan girişilmesi.
Cezalandırılabilirlik Ceza hukuku açısından cezalandırılmaz. Türk Ceza Kanunu’na göre cezalandırılır.
Netice Suçun icra aşamasına geçilmediği için sonuç doğurmaz. Failin elinde olmayan nedenlerle netice gerçekleşmez.
Hukuki Sonuç Cezai yaptırıma tabi değildir. Teşebbüs hükümleri uygulanır.
Geçiş Aşaması Teşebbüse geçiş, failin suçun doğrudan icrasına yönelik eyleme başlamasıyla olur. Hazırlık aşamasını geçmiştir, icra hareketlerine başlamıştır.

Teşebbüs ile Gönüllü Vazgeçme Farkı

Teşebbüs ve gönüllü vazgeçme, ceza hukukunda farklı sonuçlar doğuran iki kavramdır. Teşebbüste fail suçun icrasına başlamış ancak elinde olmayan nedenlerle suçu tamamlayamamıştır. Buna karşılık gönüllü vazgeçmede fail, suçu işlemekten kendi iradesiyle vazgeçmiştir. Gönüllü vazgeçmenin varlığı halinde, failin suçu işlemekten kendi isteğiyle vazgeçmesi nedeniyle cezada indirim yapılır veya hiç ceza verilmez.

Gönüllü vazgeçmenin kabul edilebilmesi için failin, suçu işlemeye devam edebilecek durumda olmasına rağmen vazgeçmesi gerekir. Failin elinde olmayan bir sebeple suçun tamamlanmaması halinde gönüllü vazgeçme değil, teşebbüs hükümleri uygulanır. Bu ayrım, cezai sorumluluğun belirlenmesi açısından büyük öneme sahiptir.

Kriter Teşebbüs Gönüllü Vazgeçme
Tanım Fail suçun icrasına başlamıştır; ancak elinde olmayan nedenlerle suç tamamlanmamıştır. Fail suçun icrasına başlamıştır; ancak kendi iradesiyle suçtan vazgeçmiştir.
Suçun Tamamlanmama Nedeni Failin kontrolü dışındaki sebepler (örneğin: mağdurun kaçması, polis müdahalesi). Failin kendi isteğiyle icra hareketlerinden vazgeçmesi.
Hukuki Sonuç Teşebbüs hükümleri uygulanır, ceza verilir ancak suç tamamlanmadığı için daha az ceza verilir. Suçun aşamasına göre cezada indirim yapılabilir ya da hiç ceza verilmez.
Faile Yönelik Değerlendirme Suçu işlemeye devam etmek istemektedir ancak engellenmiştir. Suçu işleyebilecek durumdayken, kendi iradesiyle geri çekilmiştir.
Cezai Sorumluluk Cezai sorumluluk devam eder. Cezai sorumluluk ortadan kalkabilir ya da hafifler.
Şartlar Elverişli icra hareketleri başlamış olmalı, netice gerçekleşmemiş olmalı. Suçun icrası sırasında failin vazgeçme iradesi açıkça ortaya konmalıdır.
Ceza Hukuku Açısından Değeri Suçun işlenmesine yönelik ciddi bir tehdit içerdiği için cezalandırılır. Toplum yararına uygun davranış olarak kabul edilir, teşvik edilir.
Amaç Suçun işlenmesi hedeflenmiştir, ancak başarılamamıştır. Suçun işlenmesi hedeflenmiştir, ancak fail bundan bilinçli şekilde vazgeçmiştir.
Cezada Etki Suçun teşebbüs aşamasında kalması ceza indirimi sebebidir. Gönüllü vazgeçme halinde ceza verilmemesi veya ciddi indirim mümkündür.
Örnek Fail bıçakla mağdura saldırır, ancak çevredekiler araya girip engeller. Fail mağdura saldırmak üzere iken pişman olur ve saldırmaktan vazgeçer.

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçu ve Cezası

Failin icra hareketlerinin tamamlanmasına veya icra hareketlerinin tamamlanmasından sonra neticenin gerçekleşmesine, kendisinin isteyerek engel olması durumu, gönüllü vazgeçme olarak adlandırılır. Gönüllü vazgeçme halinde kişi, teşebbüs hükümlerine göre değil, gerçekleştirdiği fiile göre cezalandırılır. Eğer gerçekleştirilen fiil bağımsız bir suç oluşturuyorsa sadece bu suçtan dolayı cezaya hükmolunur. Gönüllü vazgeçmenin varlığı durumunda fail, daha ağır olan asıl suçtan değil, daha hafif olan fiilden sorumlu olur.

Kasten öldürmeye teşebbüs suçunda, failin suçu işlemek amacıyla hareket ettiği, doğrudan doğruya icra hareketlerine başladığı ancak öldürme neticesinin meydana gelmediği görülür. Bu durumda TCK’nın 35. maddesi uyarınca fail, işlediği fiile göre cezalandırılır. Eğer failin icra hareketleri neticesinde mağdurun ölümü meydana gelmemişse ve fail bu durumu kendi iradesiyle sağlamamışsa, teşebbüs hükümlerine göre ceza tayin edilir.

Bazı Suçlar Bakımından Suça Teşebbüs

Bazı suçlar bakımından teşebbüs hükümleri uygulanabilirken, bazı suçlar bakımından teşebbüs mümkün değildir. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda, ağırlaştırıcı neticenin gerçekleşmemesi durumunda temel suçun hükümlerine göre cezalandırma yapılır. Örneğin, kasten yaralama fiilinde ölüm neticesinin meydana gelmemesi durumunda, sadece yaralama suçundan dolayı cezaya hükmolunur.

Buna karşılık, sırf hareket suçlarında teşebbüs hükümleri uygulanmaz. Çünkü bu tür suçlar, sadece hareketin gerçekleştirilmesiyle tamamlanır. Örneğin, yalan yere yemin etmek gibi suçlarda netice aranmadığı için teşebbüs mümkün değildir. Ancak neticeye bağlı olan suçlarda, teşebbüs hükümlerinin uygulanabilmesi için suçun doğrudan doğruya icrasına başlanması ve elverişli hareketlerin gerçekleştirilmesi gereklidir.

Taksirli Suçlar ve Teşebbüs

Taksirli suçlarda teşebbüs hükümleri uygulanmaz. Çünkü taksirli suçlar, failin öngörülebilir bir neticeyi istememesi ve gerekli dikkat ve özeni göstermemesi sonucunda meydana gelir. Dolayısıyla taksirli suçlarda kast unsuru bulunmadığı için suça teşebbüs hükümlerinin uygulanması söz konusu olamaz. Örneğin Taksirle Ölüme Neden Olma Suçu veya Taksirle Yaralama suçlarında teşebbüs hükümleri uygulanamaz.

Teşebbüs, kastın bulunmasını gerekli kılan bir kavramdır. Failin suçu işleme iradesi olmadan sadece dikkatsizlik veya özensizlik sonucu suç işlenmesi durumunda, fiilin teşebbüs aşamasında kaldığı iddia edilemez. Bu nedenle, taksirli öldürme veya yaralama gibi suçlarda teşebbüs hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.

İhmali Suçlar ve Teşebbüs

İhmali suçlarda teşebbüs hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı öğretide tartışmalıdır. Bir görüşe göre, ihmali davranışla netice alınamadığı durumlarda da teşebbüs hükümleri uygulanabilir. Ancak bu görüşe karşı çıkanlar, ihmali suçların doğası gereği teşebbüsün mümkün olmadığını ileri sürmektedirler.

İhmali suçlar, failin yapması gereken bir hareketi yapmamasıyla oluşur. Dolayısıyla icra hareketlerinin başlamasından söz edilemez. Bununla birlikte, bazı ihmali davranışlar sonucu neticenin meydana gelmemesi durumunda, teşebbüs hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilmektedir. Bu bağlamda, özellikle garantör sıfatı taşıyan kişilerin ihmali davranışları söz konusu olduğunda teşebbüs hükümlerinin uygulanabileceği görüşü ağırlık kazanmıştır.

Olası Kast ve Teşebbüs

Olası kastta fail, neticenin meydana gelmesini istememekte, ancak meydana gelmesini göze almaktadır. Bu nedenle olası kastla işlenen suçlarda teşebbüs hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı tartışmalıdır. Bir görüşe göre, olası kastta teşebbüs hükümleri uygulanmaz çünkü fail neticeyi istememektedir.

Ancak diğer bir görüşe göre, olası kastla işlenen suçlarda da netice meydana gelmediği durumlarda teşebbüs hükümleri uygulanabilir. Özellikle failin neticeyi göze alarak hareket ettiği durumlarda, suçun icrasına başlanmış ve dış sebeplerle tamamlanamamışsa, teşebbüs hükümleri devreye girmelidir. Bu konuda uygulamada olayın somut özellikleri dikkate alınarak değerlendirme yapılmaktadır.

Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Suçlarda Teşebbüs

Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda teşebbüs hükümlerinin uygulanabilmesi için, hem temel suçun hem de ağırlaştırıcı neticenin gerçekleşmemiş olması gerekir. Eğer ağırlaştırıcı netice gerçekleşmemişse, fail temel suçtan sorumlu tutulur. Ancak ağırlaştırıcı netice meydana gelmemiş ve fail bu neticeyi meydana getirmek amacıyla hareket etmişse, teşebbüs hükümleri devreye girer.

Örneğin, kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmemişse ve fail mağduru öldürmek kastı ile hareket etmişse, kasten öldürmeye teşebbüsten sorumlu olur. Bu tür suçlarda teşebbüsün varlığı, failin kastı ve hareketin ağırlığı dikkate alınarak belirlenir. Bu nedenle neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda her somut olayın kendi içinde değerlendirilmesi gerekir.

Sırf Hareket Suçlarında Teşebbüs

Sırf hareket suçlarında teşebbüs hükümleri uygulanmaz. Çünkü bu suçlarda suç, sadece hareketin gerçekleştirilmesiyle tamamlanır ve herhangi bir neticenin meydana gelmesi aranmaz. Örneğin, yalan yere yemin etmek veya sahte yemin etmek gibi suçlarda sadece hareketin yapılması suçun tamamlanması için yeterlidir.

Bu nedenle, sırf hareket suçlarında icra hareketleriyle suç tamamlandığı için teşebbüs kavramı uygulanamaz. Suçun tamamlanabilmesi için bir neticenin meydana gelmesi gerekmediğinden, failin sadece hareketi gerçekleştirmesi suçun oluşması için yeterlidir. Dolayısıyla bu tür suçlarda teşebbüs aşamasından söz edilmesi mümkün değildir.

Tehlike Suçlarında Teşebbüs

Tehlike suçlarında teşebbüs hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı, suçun yapısına bağlıdır. Tehlike suçları, belirli bir tehlikenin ortaya çıkmasını cezalandırdığı için, tehlike gerçekleşmişse suç tamamlanmış sayılır. Ancak bazı durumlarda tehlikenin ortaya çıkmaması halinde teşebbüs hükümleri uygulanabilir.

Örneğin, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda, failin hareketi belirli bir tehlikeyi doğurmamışsa ve bu durum failin iradesi dışında gerçekleşmişse, teşebbüsten söz edilebilir. Bu nedenle tehlike suçlarında teşebbüs kavramı, suçun icrasına başlanıp başlanmadığına ve tehlikenin doğup doğmadığına göre değerlendirilir.

Kalkışma Suçlarında Teşebbüs

Kalkışma suçlarında teşebbüs hükümleri doğrudan uygulanabilir. Çünkü kalkışma suçları, suçun işlenmesine yönelik hareketlerin başlamasıyla oluşur. Özellikle anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs gibi suçlarda, kalkışmanın başarıya ulaşıp ulaşmaması önemli değildir.

Kalkışmanın başarıya ulaşmaması durumunda da teşebbüs hükümleri uygulanır. Suçun icrasına başlanmış ve failin elinde olmayan nedenlerle sonuç gerçekleşmemişse, teşebbüs söz konusu olur. Bu tür suçlarda, suçun icrası ve gerçekleşen fiillerin niteliği ayrı ayrı değerlendirilmeli ve somut olayın özelliklerine göre karar verilmelidir.

Kesintisiz Şekilde İşlenen Suçlarda Teşebbüs

Kesintisiz şekilde işlenen suçlarda teşebbüs hükümleri, suçun icrasına başlanıp başlanmadığına ve neticenin gerçekleşip gerçekleşmediğine bağlıdır. Kesintisiz suçlarda suç, zaman içinde devam eden hareketlerle icra edilir ve bu hareketlerin kesilmesi halinde suç tamamlanmayabilir.

Örneğin, sürekli işlenen bir zimmet suçunda failin eylemleri bir süre boyunca devam eder. Eğer failin eylemleri dış müdahale ile kesilmişse ve suç tamamlanamamışsa, teşebbüs hükümleri uygulanır. Bu nedenle kesintisiz suçlarda teşebbüs kavramı, suçun icrasının hangi aşamada kesildiğine bağlı olarak değerlendirilir.

Şahısta Hata ve Hedefte/İsabette Sapma

Şahısta hata ve hedefte sapma kavramları, teşebbüs hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı konusunda önem taşır. Şahısta hata durumunda fail, hedeflediği kişiyi değil, başka bir kişiyi etkiler. Ancak kast değişmediği için suç tamamlanmış sayılır.

Hedefte sapmada ise failin kastı belirli bir kişiye yönelmişken, başka bir kişiye zarar verilir. Bu durumda failin sorumluluğu hedeflediği suça teşebbüs ve gerçekleşen suç açısından ayrı ayrı değerlendirilebilir. Şahısta hata ve hedefte sapma, somut olayın özelliklerine göre teşebbüs hükümlerinin uygulanmasını etkiler.

İşlenemez Suç

İşlenemez suç, hukuken veya fiilen suçu tamamlamak imkânsız olan durumlarda söz konusu olur. Örneğin, ölmüş bir kişiyi öldürmeye teşebbüs etmek gibi. Bu tür durumlarda teşebbüs hükümleri uygulanmaz, çünkü suçun tamamlanması zaten mümkün değildir.

İşlenemez suç kavramı, failin kastının bulunmasına rağmen fiilen suçu gerçekleştirme olanağının bulunmadığı hallerde önem kazanır. Ceza hukukunda işlenemez suçlarda cezalandırma yapılmaz, çünkü failin hareketi hukuki değer üzerinde gerçek bir tehlike oluşturmamaktadır.

Gönüllü Vazgeçme

Gönüllü vazgeçme, failin suçun tamamlanmasına kendi isteğiyle engel olması durumunda söz konusudur. Fail, suç işlemek amacıyla icra hareketlerine başladıktan sonra kendi iradesiyle bu hareketleri tamamlamaktan vazgeçerse, gönüllü vazgeçmeden söz edilir.

Gönüllü vazgeçme halinde fail, teşebbüs hükümlerine göre değil, sadece gerçekleştirdiği fiil açısından cezalandırılır. Eğer gerçekleştirilen fiil bağımsız bir suç teşkil ediyorsa bu suçtan dolayı ceza verilir; aksi halde cezadan kurtulur. Gönüllü vazgeçme, failin cezai sorumluluğunu azaltan veya ortadan kaldıran önemli bir hukuki müessesedir.

Kabahatlerde Teşebbüs

Kabahatlerde teşebbüs hükümleri uygulanmaz. Çünkü kabahatlerde ceza hukuku anlamında suç tipolojisine uygun bir yapı bulunmaz ve kabahatlerde teşebbüs kavramı ceza hukuku ilkelerine aykırıdır.

Kabahatler Kanunu’nda kabahatlerin icrasına başlanması durumunda failin sorumluluğu doğar. Bu nedenle kabahatlerde teşebbüs aşaması söz konusu olmaz; kabahatin tamamlanması şartı aranır. Bu yönüyle kabahatler ile suçlar arasındaki temel farklardan biri de teşebbüs hükümlerinin uygulanıp uygulanmaması noktasında ortaya çıkar.

Suça Teşebbüs Cezası Nedir?

Teşebbüs halinde ceza, tamamlanmış suç için öngörülen cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirilebilir. Bu indirim oranı, failin suçun gerçekleşmesine ne kadar yaklaştığına göre hâkim tarafından takdir edilir.

Teşebbüs hükümleri gereğince cezanın belirlenmesinde, icra hareketlerinin yoğunluğu, suçun gerçekleşmesine olan yakınlık ve failin kastının derecesi gibi kriterler dikkate alınır. Bu şekilde teşebbüs aşamasında kalan fiillerin tamamlanmış suçlardan daha az cezalandırılması ilkesi uygulanır.

Teşebbüsün Cezalandırılması

Teşebbüs, suçun tamamlanamaması halinde de cezalandırılabilir. Türk Ceza Kanunu, suçun tamamlanamaması durumunda failin sorumluluğunu ortadan kaldırmamış, aksine teşebbüs hükümleriyle failin cezalandırılmasını öngörmüştür.

Teşebbüs halinde cezalandırılmanın amacı, suçun icrasına başlandığı anda toplum güvenliğinin tehdit altına girmesi gerçeğine dayanır. Failin suçu tamamlamasıyla tamamlamaması arasında ceza bakımından bir fark olmakla birlikte, her iki durumda da failin cezalandırılması gerektiği kabul edilmiştir.

Yargıtay içtihatlarına göre, teşebbüs hükümlerinin uygulanabilmesi için failin suçun icrasına doğrudan doğruya başlaması ve elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması gerekir. Yargıtay kararları, teşebbüsün oluşabilmesi için hazırlık hareketlerinden ayrılan icra hareketlerinin bulunması gerektiğini vurgulamaktadır.

Özellikle kasten öldürmeye teşebbüs gibi suçlarda Yargıtay, failin öldürme kastıyla icra hareketlerine başlamasını ve mağdurun ölmemesini teşebbüs olarak değerlendirmektedir. Yargıtay uygulamasında, teşebbüs ile tamamlanmış suç arasındaki fark somut olayın özelliklerine göre titizlikle incelenmekte ve karar verilmektedir.

Suça Teşebbüs Yargıtay Kararları

Suça Teşebbüs Yargıtay Kararları

Eylemin Kasten Yaralama mı Yoksa Kasten Öldürmeye Teşebbüs mü Olduğunun Belirlenmesi

Kastın belirlenmesi açısından her bir olayda kullanılacak ölçütlerin farklılık gösterebileceği, bu nedenle failin suça yönelen iradesinin somut olay çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kasten öldürmeye teşebbüs mü yoksa kasten yaralama mı olduğu hususunda; suç nedeni, kullanılan araç, hedef alınan bölge, darbe adedi ve şiddeti, failin olay öncesi ve sonrası davranışları gibi kriterler dikkate alınarak karar verilmelidir.

Künye: Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 30.09.2003 tarih, 2003/226 Esas, 2003/229 Karar​.

 Suça Teşebbüste İcra Hareketlerinin Değerlendirilmesi

Sanığın, pazarda alışveriş yapan kişinin çantasını açarak cüzdanı aradığı sırada yakalanması olayında, icra hareketlerinin tamamlanmaması nedeniyle eksik teşebbüs hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.

Künye: Yargıtay 2. Ceza Dairesi, 29.03.2006 tarih, 2006/5746 Esas, 2006/8156 Karar​.

 Göçmen Kaçakçılığı Suçunda Teşebbüs Halinin Değerlendirilmesi

Sanığın yasa dışı yollardan Türkiye’ye giriş yapan göçmenleri başka bir ülkeye geçirmeye teşebbüs ettiği olayda, teşebbüs hükümlerinin uygulanması gerektiği ifade edilmiştir. Özellikle 5237 sayılı TCK döneminde, göçmen kaçakçılığı suçunun teşebbüs aşamasında da cezalandırılabileceği vurgulanmıştır.

Künye: Yargıtay 7. Ceza Dairesi, 27.05.2008 tarih, 2008/5455 Esas, 2008/8577 Karar​.

 Rüşvet Vermeye Teşebbüs ve Suçun Tamamlanamaması

Sanığın, polis memurlarına rüşvet teklif etmesi ancak anlaşma sağlanmaması nedeniyle rüşvet vermeye teşebbüs hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.

Künye: Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 16.02.2009 tarih, 2008/11628 Esas, 2009/1247 Karar​.

 Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçunda Zarar ve Tehlikenin Ağırlığına Göre Ceza Tayini

Sanığın mağdura ateş ettiği ancak mağdurun yara almadan kurtulduğu olayda, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak suça teşebbüs hükümlerine göre alt sınırdan ceza verilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

Künye: Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 02.06.2009 tarih, 2009/1176 Esas, 2009/5187 Karar​.

Failin Kendi İradesiyle Teşebbüs Aşamasında Suçtan Vazgeçmesi

Sanığın kasten öldürme kastıyla mağdura doğru ateş etmek üzere silahı doğrulttuğu, ancak ateş etmekten kendi isteğiyle vazgeçtiği olayda, gönüllü vazgeçme hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Failin suçun icrasını kendi iradesiyle durdurması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir.

Künye: Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 17.11.2010 tarih, 2010/4016 Esas, 2010/6845 Karar​.

 Tehdit ve Hakaret Suçunda Teşebbüsün Mümkün Olmadığı Haller

Sanığın, mağdura yönelik sözlü tehditte bulunması halinde suçun tamamlandığı, bu suçlarda teşebbüsün hukuken mümkün olmadığı belirtilmiştir. Hakaret ve tehdit suçlarında icra hareketlerinin suçun tamamlanması anlamına geldiği, dolayısıyla teşebbüs hükümlerinin uygulanamayacağı ifade edilmiştir.

Künye: Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 08.02.2011 tarih, 2010/21091 Esas, 2011/2169 Karar​.

Çocuğun Cinsel İstismarı Suçunda Teşebbüs

Sanığın küçük yaştaki mağdura yönelik cebir ve tehdit kullanarak cinsel istismarda bulunmaya çalıştığı ancak eylemin tamamlanamadan engellendiği olayda, çocuğun cinsel istismarı suçunda teşebbüs hükümlerinin uygulanması gerektiği vurgulanmıştır. Eylemin failin elinde olmayan nedenlerle tamamlanamaması durumunda teşebbüs hükümlerine göre cezalandırılacağı belirtilmiştir.

Künye: Yargıtay 14. Ceza Dairesi, 19.12.2012 tarih, 2012/6154 Esas, 2012/10759 Karar​.

 Mala Zarar Verme Suçunda Teşebbüs Hükümlerinin Uygulanması

Sanığın, başkasına ait aracı yakmak amacıyla benzin döktüğü, ancak çevredekilerin müdahalesi sonucu aracı yakamadan engellendiği olayda mala zarar verme suçunda teşebbüs hükümlerinin uygulanması gerektiği ifade edilmiştir. Faile eksik teşebbüs hükümlerine göre ceza tayin edilmiştir.

Künye: Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 11.03.2013 tarih, 2013/2691 Esas, 2013/3218 Karar​.

Zincirleme Suçta Teşebbüs Hükümlerinin Uygulanması

Failin, zincirleme şekilde birden fazla kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs ettiği olayda her mağdur için ayrı ayrı teşebbüs hükümleri uygulanarak artırım yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Zincirleme suç hükümleriyle birlikte teşebbüs hükümlerinin bir arada tatbik edileceği belirtilmiştir.

Künye: Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 09.06.2015 tarih, 2015/1-150 Esas, 2015/184 Karar .

Hırsızlık Suçunda Teşebbüs ve Gönüllü Vazgeçme Ayrımı

Sanığın mağdurun evine girerek değerli eşyaları aramaya başladığı, ancak bir şey almadan kendi isteğiyle çıkması halinde, hırsızlık suçundan gönüllü vazgeçme hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Failin dış dünyaya yansıyan hareketlerine göre gönüllü vazgeçmenin tespit edileceği ifade edilmiştir.

Künye: Yargıtay 13. Ceza Dairesi, 25.09.2017 tarih, 2017/1875 Esas, 2017/4832 Karar.

Çağrı Ayboğa

Avukat Çağrı Ayboğa, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup yüksek lisans öğrenimine devam etmektedir. Ayboğa + Partners Avukatlık Bürosu’nun kurucu avukatlarındandır. Ankara Barosu’na kayıtlı olarak dinamik ve tecrübeli ekibiyle avukatlık mesleğini icra etmektedir.
Başa dön tuşu
Ara