Aile HukukuDilekçeler

Evlilik Sözleşmesi – Mal Rejimi Sözleşmesi 2025

Evlilik (mal rejimi) sözleşmesi; eşlerin evlilik süresince malvarlığının yönetimi, borçlara katılım ve evlilik sona erdiğinde tasfiye yöntemine ilişkin hükümleri noterde düzenleme veya onaylama şeklinde belirledikleri, ileriye etkili bir özel hukuk sözleşmesidir. Sözleşme kurarken, aile hukukunun emredici normları ile uyuşma zorunluluğu esastır; özellikle aile konutu üzerindeki koruma hükümleri, mal rejimi tasarımında “üst norm” olarak dikkate alınmalıdır (bkz. Aile Konutu). Boşanma hâlinde mal rejimi kural olarak dava tarihi itibarıyla sona erdiğinden, paylaşım ve alacak kalemlerinin doğru tespiti bakımından sözleşmede “kişisel mal–edinilmiş mal” ayrımı, değer artış payı ve katılma alacağının hesabına dair ölçülebilir formüllere yer verilmesi, ileride çıkabilecek çekişmeleri azaltır (bkz. Boşanma Davası).

Uygulamada evlilik sözleşmesi, iki ekseni aynı anda kurgular: (i) Günlük yönetim (gelirlerin yönlendirilmesi, borç–risk paylaşımı, üçüncü kişilerle sözleşmeye girişte bilgilendirme ve şeffaflık yükümlülükleri), (ii) Tasfiye mimarisi (rayiç tespit yöntemi, katkı–katılma ölçütü, kişisel mal havuzu). Mal rejimi tasfiyesinde uyuşmazlık kaçınılmaz olduğunda, sürecin boşanma çekirdeğiyle eşgüdümü önem kazanır; anlaşmalı boşanma planlanıyorsa, protokol ile mal rejimi hükümlerinin tutarlı olması, feragat/ibra sınırlarının açık yazılması gerekir (bkz. Anlaşmalı Boşanma). Çekişmeli süreçlerde ise bağımsız bir mal rejimi tasfiyesi davası stratejisi, delil düzeni ve değerleme kronolojisiyle birlikte yürütülmelidir (bkz. Mal Rejimi Tasfiyesi).  Tasfiye sonrası çocukların yüksek yararı bağlamında velayet ve kişisel ilişki düzenlemelerinin ekonomik yansımaları (konut tahsisi, eşyaların devri, okul–bakım giderleri) de hesaba katılmalıdır (bkz. Velayet)

DMCA.com Protection Status

İçerik

Evlilik Sözleşmesi – Mal Rejimi Sözleşmesi
Evlilik Sözleşmesi – Mal Rejimi Sözleşmesi

TMK m. 202 Evlilikte Mal Rejimi Sözleşmesi

Konu/Norm: Mal Rejimi – TMK m. 202 ve devamı

Evlilik sözleşmesi, eşlerin malvarlığı ilişkilerini kanunun emredici sınırları içinde önceden belirleyen, mal rejimi sözleşmesi niteliğinde bir hukuki işlemdir. Yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma (hemen bakınız: Edinilmiş Mal, bunun dışında mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı ve mal ortaklığı gibi seçimlik rejimler söz konusu olabilir. Sözleşme; mülkiyetin kime ait olacağı, yönetim ve tasarruf yetkileri, borçlardan sorumluluk ve evliliğin sona ermesi hâlinde tasfiye yöntemlerini belirler. Aile hukukunun kamusal yönü, aile konutu ve saklı pay ile alacaklıların korunması gibi alanlarda sözleşme serbestisini sınırlar.

2002’de TMK’nın yürürlüğe girmesiyle yasal rejim mal ayrılığından edinilmiş mallara katılmaya dönmüştür; bu dönüşüm boşanmada mal paylaşımı ve şirket hisseleri gibi karmaşık kalemlerde (örn. Mal Paylaşımında Şirket Hisselerinin Durumu) öngörülebilirliği artırmıştır. Bu nedenle, evlilik sözleşmesi hem uyuşmazlık önleyici bir araç hem de tasfiye hukukunun ana referansıdır. Uygulamada ziynet eşyaları ve aile konutu gibi gruplar, sözleşme metninde ayrıca düzenlenerek ispat kolaylığı sağlanır.

Evlilik Sözleşmesi (Mal Rejimi Sözleşmesi) Nedir?

Evlilik sözleşmesi (mal rejimi sözleşmesi), eşlerin malvarlığı ilişkilerini resmî şekle bağlı olarak düzenledikleri, hukuki öngörülebilirliği ve risk yönetimini amaçlayan bir özel hukuk sözleşmesidir. Çekirdeğinde kişisel mallar–edinilmiş mallar ayrımı bulunur; her eşin malvarlığı üzerindeki mülkiyet, yönetim ve tasarruf yetkisi ile borçlardan şahsi sorumluluk alanı açıkça belirlenir. Tasfiye anında, katılma alacağı yalnız edinilmiş mallar üzerinden hesaplanır; kişisel mallar tasfiyeye dâhil edilmez. Sözleşme, yalnız “boşanma anı”na hitap eden bir belge değildir; evlilik sürerken de üçüncü kişilerle ilişkileri, alacaklı–borçlu dengesini, aile konutu üzerindeki tasarrufları ve ziynet eşyalarının hukuki statüsünü etkiler. Şirket hisseleri, kâr payları ve bedelsiz pay gibi unsurların edinilmiş/kişisel mal niteliği de bu çerçevede önceden belirlenebilir.

Uygulamada nitelikli bir evlilik sözleşmesi; (i) seçilen mal rejimini açıkça yazar, (ii) aile konutu işlemlerine ilişkin kanuni sınırlamaları dikkate alır, (iii) ziynet ve kişisel eşyaya dair ispat güçlüğünü azaltacak net hükümler içerir, (iv) şirket payları, kâr payı, tasfiye payı gibi ticari unsurları somutlaştırır, (v) gerekiyorsa Ek-1 kişisel mal listesi ile envanter oluşturur. Bu yaklaşım; uyuşmazlık riskini düşürür, ispat kolaylığı sağlar ve üçüncü kişilere karşı dürüstlük kuralı ile uyumlu, şeffaf bir çerçeve kurar. Şekle aykırılık, emredici kurallara aykırı içerik, irade sakatlığı ve alacaklılardan mal kaçırma kastı gibi hallerde hükümsüzlük/iptal söz konusu olabileceğinden, metnin noterde düzenleme veya onaylama şeklinde kurulması ve güncel içtihada uygun kurgulanması esastır.

Türkiye’de Evlilik Sözleşmeleri

Türk hukukunda yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılmadır; sözleşme yapılmadığında kendiliğinden uygulanır. Ancak taraflar, mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı veya mal ortaklığı gibi seçimlik rejimleri evlilikten önce ya da evlilik sırasında resmî şekle uyarak tercih edebilir. Bu tercih; ticari riskin yüksek olduğu mesleklerde borç izolasyonu, karma aile yapılarında mülkiyet netliği, uluslararası malvarlığı bulunan çiftlerde ise tasfiye öngörülebilirliği sağlar. Sözleşmesiz durumda dahi bazı talepler mümkün olsa da (örneğin katkı payı veya değer artış payı), bunlar çoğu kez boşanma davasından bağımsız süreçlerde, teknik hesaplamalarla yürütülür; bu nedenle sözleşme, ihtilafların kapsamını ve hesabın yöntemini baştan tanımlar.

Türkiye’de evlilik sözleşmelerinin uygulanmasında temel ilkeler şunlardır: geçmişe etkisizlik (kural olarak sözleşme geriye yürümez), emredici normlara saygı (aile konutu, saklı pay, alacaklıların korunması), üçüncü kişilere karşı şeffaflık (muvazaa yasağı) ve ispat kolaylığı (envanter ve belge düzeni). Nitelikli bir metin, bu ilkeleri göz önünde bulundurarak; mal gruplarını, tasfiye formüllerini, ticari varlıkların niteliğini ve taraf iradelerini açık, sade ve çelişkisiz biçimde ortaya koyar. Böylece evlilik birliğinin ekonomik yönü, hem birliktelik süresince hem de sona erme hâllerinde adil, öngörülebilir ve uygulanabilir bir zemine kavuşur.

Evlilik Sözleşmesi Nasıl Yapılır? Adım Adım Rehber

Evlilik (mal rejimi) sözleşmesi, eşlerin malvarlığı ilişkilerini, borçlardan sorumluluğu ve tasfiye esaslarını önceden belirleyen, resmî şekle tabi bir hukuki işlemdir. İlk adım risk–ihtiyaç analizidir: gelir asimetrisi, borç–haciz riski, aile konutunun hukuki durumu, ziynet eşyalarının statüsü, şirket payları ile mesleki varlıkların niteliği birlikte değerlendirilir. Bu analiz yalnız rejim seçimini değil; sözleşmeye eklenecek açıklayıcı kayıtları, ispatı kolaylaştıracak envanterleri ve üçüncü kişilere karşı şeffaflık düzeyini de belirler. Uygun görülen hallerde “Ek-1 kişisel mal listesi” hazırlanarak sözleşmeye eklenir.

İkinci adım rejim seçimi ve metin kurgusudur. Mal ayrılığı, borç izolasyonu ve yönetim serbestisi sağlarken; mal ortaklığı, birikimin birlikte mülkiyete dönüşmesini; paylaşmalı mal ayrılığı ise paylaşım dengesi ile bağımsızlığı birlikte hedefler. Seçilen rejim açık, yoruma kapalı ve teknik kavramlar sadeleştirilmiş bir dille yazılmalıdır. Ardından mülkiyet–yönetim–tasarruf yetkileri, borçlardan sorumluluk, aile konutu korumasına uygun hükümler, ziynet eşyaları, şirket payları/kâr payları, tasfiye ve hesap ilkeleri (örneğin katkı/değer artış payı) düzenlenir. Son adımda taraflar kimlik bilgileri, tarih ve yer bilgileriyle birlikte noterde düzenleme/onaylama yoluna gider.

Evlilik Sözleşmesini Kimler Yapabilir?

Sözleşme, nişanlılar tarafından evlilikten önce veya eşler tarafından evlilik devam ederken yapılabilir. Nişanlıların evlenme memurluğuna verecekleri yazılı beyan yalnızca rejim türünün seçimi içindir; ayrıntılı hükümler için noterde düzenleme/onaylama esastır. Genel ehliyet kuralları uygulanır; vesayet altında olanlar bakımından yasal temsil ve gerektiğinde vesayet makamının izni gerekebilir. Mal rejiminin mahkeme kararıyla değiştirilmesine ilişkin talepler, niteliği gereği şahsa sıkı sıkıya bağlıdır ve bizzat tarafça ileri sürülür.

Ticari işletme sahibi veya yüksek riskli meslek icra eden eşler açısından sözleşme, özel önem taşır. İşletme malvarlığı, pay devri, kâr payı, bedelsiz pay, tasfiye payı gibi kalemlerin edinilmiş/kişisel mal ayrımı ile tasfiyedeki yansımaları ayrıca düzenlenmelidir. Ziynet ve kişisel eşyaya ilişkin uyuşmazlık ihtimallerinde de mülkiyet, kullanım ve iade esaslarının açıkça yazılması, ileride doğabilecek ispat sorunlarını azaltır.

Evlilik Sözleşmesi Ne Zaman Yapılabilir?

Sözleşme evlenmeden önce noterde yapılabileceği gibi, evlilik sırasında da her zaman noterde akdedilebilir. Evlendirme memurluğuna verilecek adi yazılı beyan yalnızca mal rejiminin türünü belirler; rejimin içeriğine ilişkin ayrıntılı kayıtların hukuken hüküm ifade edebilmesi için noterde düzenleme/onaylama gerekir. Bu ayrım, uygulamada geçerlilik ve ispat bakımından kritik önemdedir.

Kural olarak evlilik sözleşmeleri geçmişe etkili sonuç doğurmaz; ileriye dönük olarak hüküm ifade eder. Bu ilke, üçüncü kişilerin korunması ve hukuk güvenliği gereğidir. Boşanma aşamasında malvarlığına ilişkin talepler çoğu kez ayrı dava olarak yürütülür; bu nedenle sözleşme, tasfiye hesaplamalarını (katılma alacağı, katkı/değer artış payı gibi) baştan netleştirerek yargılama yükünü ve belirsizliği azaltır.

Evlilik Sözleşmesinde Şekil Şartı

Geçerlilik şekli noterde düzenleme veya noterde onaylamadır. Bu şekle uyulmaması mutlak butlan sonucunu doğurur; yani hüküm doğurmaz. Evlendirme memurluğunda yapılan yazılı seçim, yalnızca rejim tercihini gösterir ve sözleşmenin yerini tutmaz. Şeklin bu denli sıkı tutulması, aile hukukunun kamusal yönü ve sözleşmenin üçüncü kişilere olası etkileriyle açıklanır.

Sözleşmenin değiştirilmesi veya kaldırılması da aynı resmî şekle tabidir. Uygulamada, taslak metnin sade, çelişkisiz ve ölçülü olması, taraf iradesinin anlaşılır biçimde yansıtılması ve ispatı kolaylaştıracak eklerin (envanter, makul açıklamalar) kullanılması önerilir. Noter işlemleri sırasında kimlik, tarih, yer ve yevmiye bilgilerinin doğru girilmesi, ileride doğabilecek geçerlilik tartışmalarını önler.

Evlilik Sözleşmesi Yapılması Zorunlu mudur?

Zorunlu değildir; sözleşme yapılmadığında yasal mal rejimi kendiliğinden uygulanır. Bununla birlikte ticari risk, karma aile yapıları, uluslararası malvarlığı veya yüksek borçlanma ihtimali bulunan çiftler için sözleşme, borç izolasyonu, tasfiye öngörülebilirliği ve ispat kolaylığı sağlar. Özellikle aile konutu ve ziynet gibi çekişmeli kalemlerde, açık ve ölçülü kayıtlar sayesinde uyuşmazlık riski düşer.

Sözleşme yapılmasa da katkı payı, değer artış payı veya katılma alacağı gibi talepler hukuken mümkündür; fakat çoğu kez teknik hesap ve ayrı yargılama süreçleri gerektirir. Bu nedenle sözleşme, hem kapsamı hem de hesabın yöntemini baştan belirleyerek süreçleri sadeleştirir; üçüncü kişilere karşı da dürüstlük kuralıyla uyumlu bir çerçeve sunar.

Evlilik Sözleşmesi İptal Edilebilir mi?

Evet. Şekle aykırılık, ehliyetsizlik, emredici hükümlere aykırı içerik, irade sakatlıkları (yanılma, aldatma, korkutma) ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı düzenlemeler iptal/ hükümsüzlük sonucunu doğurabilir. Aile konutu üzerinde kanunun aradığı rızayı bertaraf eden hükümler veya alacaklılardan mal kaçırma kastı taşıyan kurgular geçersiz sayılır; bu hallerde üçüncü kişiler iptal davası açabilir.

İptal riskini azaltmanın yolu; metni emredici kurallarla uyumlu kurmak, ölçüsüz veya muğlak kayıtlar kullanmamak ve ispatı destekleyecek belgeleri sözleşmeye eklemektir. Özellikle ziynet, paylı mülkiyet, işletme varlıkları ve borç sorumluluğu gibi alanlarda açık, dengeli ve hakkaniyete uygun ifadeler tercih edilmelidir.

Evlilik Sözleşmesinin Sonradan Değiştirilmesi Mümkün müdür?

Mümkündür; ancak aynı resmî şekle uyulmalıdır. Değişiklik ve kaldırma işlemleri kural olarak geçmişe etkili sonuç doğurmaz; ileriye dönük etkilidir. Bu sınırlama, üçüncü kişilerin güvenini ve edinilmiş değerlerin korunmasını amaçlar. Uygulamada tarafların yaşam koşulları değiştikçe (iş kurma, ülke değiştirme, çocukların doğumu gibi) sözleşme revize edilebilir; fakat her revizyon hukuki teknikle uyumlu, çelişkisiz ve ölçülü olmalıdır.

Olağanüstü mal rejimi kararları (örneğin hâkim kararıyla mal ayrılığına dönüş) sonrasında eski rejime dönüş, alacaklıların korunması ilkeleri gereği sınırlandırılabilir. Bu gibi durumlarda borçlulara zarar verilmemesi ve rejim seçiminin kötüye kullanılmaması temel kriterdir. Gerektiğinde mahkeme onayı, ispat belgeleri ve üçüncü kişi menfaatlerinin gözetildiği ek kayıtlar kullanılmalıdır.

Eşlerden Birinin Talebi Üzerine Mal Rejimi Değişikliği

Kanun, haklı sebep bulunduğunda hâkime mevcut rejimi mal ayrılığına dönüştürme yetkisi tanır. Haklı sebep; borca batıklık, gerekli rızanın haksız yere esirgenmesi, malvarlığı–gelir–borçlara ilişkin bilgi vermekten kaçınma veya sürekli ayırt etme gücü yokluğu gibi somut durumları kapsar. Sırf fiilî ayrı yaşama, tek başına haklı sebep sayılmaz; zira bu kabul, diğer eşin tasfiye haklarını ortadan kaldırma riski doğurur.

Bu tür davalarda aile konutu ve ziynet gibi çekişmeli kalemler ile işletme varlıkları titizlikle değerlendirilir. Şirket paylarının niteliği, kâr payları ve tasfiye payları gibi unsurların üçüncü kişilere etkisi dengelenmeli; muvazaa şüphesine yer bırakmayacak şeffaf bir kurguyla hareket edilmelidir. Böylece mal rejimi değişikliği, hem eşlerin menfaat dengesini hem de üçüncü kişilerin haklarını gözeten hukuki bir zeminde gerçekleştirilir.

Evlilik Sözleşmesi Hükümleri

Sözleşmede; rejim tercihi, yönetim – tasarruf – borç sorumluluğu, aile konutu, ziynet, şirket payları – kâr payı ve Ek-1 mal listesi gibi başlıklar ayrı ayrı düzenlenmelidir. Tasfiye mantığında katılma alacağının hesap ilkeleri ve “mal gruplarının değişmezliği” prensibi dikkate alınmalıdır (genel çerçeve: Edinilmiş Mal).

Ayrıca, kararların icrası ve kesinleşme ilişkisi uygulamada önem taşıdığından, sözleşmede icra ve teminat hükümlerine yönelik atıflar da konulabilir (bkz. Kesinleşmeden İcraya Konulamayacak Kararlar).

Mal Rejimi Değişikliğinin Üçüncü Kişilere Etkisi

TMK, mal rejimi sözleşmesini tescil şartına bağlamamışsa da alacaklıların korunması ve muvazaa yasağı ilkeleri geçerlidir. Eşlerden birinin diğerine mal devri, alacaklı zararına ise iptal davası konusu olabilir. Bu nedenle sözleşmede borç ve tasarruf yetkisi açık ve üçüncü kişileri yanıltmayacak şekilde çizilmelidir.

Aile konutu üzerinde tasarruflar için kanuni rıza şartları ve ziynetlerin mülkiyeti gibi alanlarda delil manzumesi önden hazırlanmalıdır (bkz. Aile Konutu, Ziynet). Paylı mallar ve ortaklıklar yönünden izale-i şuyu süreçleri de gündeme gelebilir (bkz. İzale-i Şuyu).

Evlilik Sözleşmesi Yargıtay Kararları 2025

Geçmişe Etkili Mal Rejimi Sözleşmesi Kural Olarak Yasaktır

Yargıtay, TMK m. 203 ve yürürlük hükümlerini birlikte değerlendirerek, evlilik sırasında yapılan mal rejimi sözleşmelerinin geriye yürütülemeyeceğini vurgular. Geçmişe etkili kararlaştırma, yasal rejim bakımından sınırlı istisnalar dışında kabul edilmez; sözleşmesel rejimlerin evlilik tarihine kadar yürütülmesi üçüncü kişi güvenini zedeler. Bu yaklaşım alacaklıların korunmasına ve hukuk güvenliğine dayanır.
Künye: Yargıtay 8. HD, E. 2012/11466, K. 2013/8552, T. 06.06.2013.

Fiilî Ayrı Yaşama Tek Başına TMK M. 206 Anlamında “Haklı Sebep” Değildir

Daire, sadece fiilî ayrılığın mal ayrılığına dönüş için yeterli olmadığını, aksi hâlde kusurlu eşin diğer eşin katılma alacağını bertaraf edebileceğini belirtir. “Kimse kendi kusurundan yararlanamaz” ilkesi gereği, mal rejimi değişikliği için somut ve ciddi haklı sebep aranır. Bu içtihat, olağanüstü rejime geçişin istismarını önlemeyi hedefler.
Künye: Yargıtay 2. HD, E. 2005/3039, K. 2005/6149, T. 18.04.2005.

Ziynet Eşyaları Kural Olarak Kadına Aittir

Yargıtay, evlilik sırasında kadına takılan ziynetlerin kural olarak kadına ait olduğu yönündeki yerleşik yaklaşımı sürdürmektedir. Ancak “yatırım” amacıyla edinilen ziynetlerde nitelik tartışması doğabilir; zilyetlik ve fiilî karineler ispat yükünün dağılımında belirleyicidir. Bu içtihat, tasfiyede ziynetlerin kişisel mal—edinilmiş mal ayrımına ışık tutar.
Künye: Yargıtay 4. HD, E. 2002/6569, K. 2003/7546, T. 10.06.2003.

Katkı (Değer Artış Payı) Alacağı Mal Ayrılığında Da Mümkündür

HGK; mal ayrılığı rejiminde de bir eşin diğer eşin malına yaptığı katkının bedelinin istenebileceğini kabul eder. Kanunda açık düzenleme bulunmaması talebi engellemez; aile hukukuna özgü mal rejiminin varlığı yeterlidir. Ev içi emeğin kapsamı ayrık tutulurken, ekonomik/para katkıları dikkate alınır.
Künye: Yargıtay HGK, E. 2-366, K. 624, T. 02.07.1997.

Katkı/Katılma Talepleri Boşanmanın Fer’i Değildir; Bağımsız Talep Edilebilir

Daire, katkı/katılma taleplerinin boşanma davasının eki olmadığını, bağımsız ileri sürülebileceğini belirtir. Hesaplamada katkı oranı esas alınır; değer artışı varsa “katkı + artıştaki pay”, azalış varsa ilk katkı tutarı dikkate alınır. Böylece mal ayrılığı dönemine ilişkin katkı iddiaları da sistematik çerçeveye kavuşur.
Künye: Yargıtay 2. HD, E. 4748, K. 4823, T. 07.04.2008.

Alacaklıdan Mal Kaçırma Amaçlı Eşe Devrin Muvazaası İptale Tabidir

Eşlerden birinin diğerine yaptığı kazandırma alacaklı zararına ise muvazaalı sayılır ve İİK çerçevesinde iptal davasına konu edilebilir. Üçüncü kişi, muvazaayı her türlü delille ispat edebilir. Bu yaklaşım, mal rejimi sözleşmesinin üçüncü kişilere etkisini alacaklı hakkı lehine dengeler.
Künye: (Yargıtay uygulaması—muvazaa/İİK 277 ekseninde genel içtihat çizgisi).

Mal Ayrılığı Sözleşmesi Örneği (Noter Düzenleme)
Mal Ayrılığı Sözleşmesi Örneği (Noter Düzenleme)
Örnek Şablon • TMK m.202 ve Devamı

Mal Ayrılığı Sözleşmesi Örneği (Noter Düzenleme)
Düzenleme Şeklinde Evlilik Sözleşmesi (Mal Ayrılığı)

Noterde düzenleme için kullanıma uygun, yerleri doldurulabilir örnek metin. Bilgilendirme amaçlıdır; somut dosyaya göre hukukî görüş ve kontrol gerekir.

DÜZENLEME ŞEKLİNDE EVLİLİK SÖZLEŞMESİ (MAL AYRILIĞI)
Tarih–Yevmiye: …/…/20… – ………   |   Yer: ………… Noterliği

Taraflar

A Eşi: Ad Soyad (TCKN …), Doğum T.: …/…/…. , Adres: ……………
B Eşi: Ad Soyad (TCKN …), Doğum T.: …/…/…. , Adres: ……………

Madde 1 – Mal Rejimi Seçimi ve Yürürlük

Taraflar, TMK m. 202 ve devamı uyarınca evlilik birliği içinde mal ayrılığı rejimini seçtiklerini; sözleşmenin evliliğin kurulmasıyla yürürlüğe gireceğini kabul ederler.

Madde 2 – Mülkiyet, Yönetim, Yararlanma, Tasarruf

Her eş kendi malvarlığı üzerinde tek başına malik olup yönetim—yararlanma—tasarruf yetkisine sahiptir. Kanunî istisnalar dışında diğer eşin rızası gerekmez.

Madde 3 – Borçlardan Sorumluluk

Her eş kendi borçlarından şahsen sorumludur; diğer eş kanunun açıkça öngördüğü hâller dışında sorumlu tutulamaz.

Madde 4 – Kişisel Mallar

Miras, bağış, manevi tazminat ve şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan doğan kazandırmalar kişisel maldır; ilgili eş bunlar üzerinde münhasır yetkilidir.

Madde 5 – Aile Konutu

Aile konutu üzerindeki işlemlerde TMK m. 194 koruması saklıdır. Ayrıntılar için bkz. Aile Konutu.

Madde 6 – Katkı/Değer Artış Payı Rezervi

Bir eşin diğer eşe ait malın edinilmesine/iyileştirilmesine/korunmasına yaptığı katkılar bakımından katkı ve değer artış payı talepleri saklıdır; bu talepler boşanmanın fer’i olmayıp bağımsız ileri sürülebilir.

Madde 7 – Üçüncü Kişilere Etki ve Muvazaa Yasağı

Sözleşme kanunun öngördüğü ölçüde üçüncü kişilere hüküm ifade eder. Alacaklı zararına yapılan kazandırmalar geçersizdir; İİK çerçevesinde iptali istenebilir.

Madde 8 – Ek-1 Kişisel Mal Listesi (İhtiyarî)

Taraflar bu sözleşmeye Ek-1 olarak kişisel mallar envanterini ekleyebilir; beyan niteliğindedir, kanunî karineler saklıdır.

Madde 9 – Uyuşmazlıkların Çözümü

Uyuşmazlıklarda Türk hukukunun emredici hükümleri uygulanır; görevli ve yetkili mahkeme Aile Mahkemeleridir.

Madde 10 – Şekil ve İrade Beyanı

Sözleşme TMK m. 205 uyarınca noterde düzenleme şeklinde yapılmış; taraflara okunmuş, anlaşılmış ve özgür irade ile imzalanmıştır.

A EŞİ – Ad Soyad – İmza
B EŞİ – Ad Soyad – İmza

Noter Onayı: …………………………………………………………………………………………………………………………

Uyarı: Bu metin örnek şablondur. Her somut olay için profesyonel hukukî danışmanlık alınmalı ve noter uygulamasındaki teknik şartlar ayrıca gözetilmelidir.

#malAyrılığı #evlilikSözleşmesi #aileHukuku #TMK202

SSS

Evlilik Sözleşmesi (Mal Rejimi Sözleşmesi) Sık Sorulan Sorular

Tanım, şekil, zamanlama, ehliyet, aile konutu, ziynet ve şirket payları dâhil en sık sorulan 14 kritik soru.

1) Evlilik sözleşmesi nedir?
Eşlerin malvarlığı ilişkilerini; mülkiyet–yönetim–tasarruf yetkilerini, borçlardan sorumluluğu ve evlilik sona erdiğinde uygulanacak tasfiye kurallarını TMK çerçevesinde önceden belirledikleri resmî şekle tabi bir mal rejimi sözleşmesidir. Yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılmadır; taraflar seçimlik rejimlerden birini sözleşmeyle tercih edebilir.
2) Zorunlu mudur?
Hayır. Sözleşme yoksa yasal mal rejimi kendiliğinden uygulanır. Ancak ticari risk, yüksek borçlanma, karma aile yapıları, estate planning ve uluslararası malvarlığı gibi durumlarda sözleşme; öngörülebilirlik, risk yönetimi ve uyuşmazlık önleme işlevi görür.
3) Ne zaman yapılabilir?
Evlenmeden önce veya evlilik devam ederken yapılabilir. Evlendirme memurluğuna verilen adi yazılı beyan yalnız rejim türünün seçimi içindir; ayrıntılı hükümler için noter düzenlemesi gerekir. Kural olarak geçmişe etkili sonuç doğurmaz.
4) Kimler yapabilir? Ehliyet şartı nedir?
Nişanlılar (evlenmeden önce) ve eşler (evlilik sırasında) yapabilir. Genel ehliyet kuralları geçerlidir; vesayet hâlinde temsil ve gerekli yerlerde vesayet makamı izni aranır. Mal rejiminin mahkemece değiştirilmesine dair talepler şahsa sıkı sıkıya bağlı niteliktedir.
5) Hangi mal rejimleri sözleşmeyle seçilebilir?
Mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı ve mal ortaklığı rejimleri seçilebilir. Ayrıca yasal rejimin bazı paylaşım oranları ve hesaplama esasları, emredici sınırlar saklı kalmak kaydıyla farklılaştırılabilir.
6) Şekil şartı nedir?
Geçerlilik şekli noterde düzenleme veya onaylamadır. Şekle uyulmaması mutlak butlan sonucunu doğurur. Evlendirme memuru önündeki yazılı beyan sözleşmenin yerini tutmaz; sadece seçim beyanıdır.
7) Sözleşme hükümlerinde neler yer almalı?
Rejim tercihi; mülkiyet–yönetim–tasarruf; borç sorumluluğu; aile konutu işlemleri; ziynet statüsü; şirket payları ve gelirlerinin niteliği; Ek-1 kişisel mal listesi; tasfiye ve hesap ilkeleri (ör. değer artış payı) açıkça düzenlenmelidir. Üçüncü kişileri yanıltmayacak şeffaflık esastır.
8) Aile konutu sözleşmeyle serbestçe düzenlenebilir mi?
Hayır. Aile konutuna ilişkin kanunî koruma emredicidir. Eşlerden birinin tek başına yapacağı tasarruflarda rıza şartları aranır; sözleşme bu rızaları kaldıramaz, yalnız kanuna uygun tamamlayıcı hükümler içerebilir. Ayrıntılar için Aile Konutu.
9) Ziynet eşyalarının akıbeti nasıl belirlenir?
Ziynetler çoğu durumda kişisel mal sayılır; ancak “kişisel kullanım–yatırım” ayrımı, zilyetlik ve ispat ilkeleri sonucu etkileyebilir. Uyuşmazlık riskini azaltmak için ziynetlerin mülkiyeti, kullanım ve iade esasları sözleşmede açıkça yazılmalıdır.
10) Şirket hisseleri ve mesleki varlıklar düzenlenebilir mi?
Evet. Hisse/pay devri, kâr payı, bedelsiz pay, tasfiye payı gibi kalemlerin kişisel/edinilmiş mal ayrımı ve tasfiyedeki yansımaları sözleşmede belirlenebilir. Bu hükümler boşanma ve üçüncü kişilere karşı sorumluluk hâllerinde öngörülebilirlik sağlar.
11) Sözleşme üçüncü kişilere karşı etkili midir?
Tescil kural olarak aranmaz; sözleşme üçüncü kişilere de sonuç doğurabilir. Ancak alacaklıların korunması ve muvazaa yasağı saklıdır. Alacaklı zararına yapılan kazandırmalar iptal davasına konu olabilir; dürüstlük kuralı ve şeffaflık önemlidir.
12) Sözleşme değiştirilebilir veya kaldırılabilir mi?
Evet; aynı resmî şekle uyularak değiştirilebilir veya kaldırılabilir. Değişikliklerin geriye etkili olması kural olarak kabul edilmez. Olağanüstü mal rejimi sonrası eski rejime dönüşte alacaklı korumasına ilişkin sınırlamalar ayrıca gözetilir.
13) İptal sebepleri nelerdir?
Şekle aykırılık, ehliyetsizlik, emredici kurallara aykırılık, irade sakatlığı (yanılma, aldatma, korkutma), hakkın kötüye kullanılması ve alacaklılardan mal kaçırma kastı gibi hâllerde hükümsüzlük/iptal söz konusu olabilir; genel ve özel koruma normları birlikte uygulanır.
14) Boşanma hâlinde nasıl işler?
Tasfiye, seçilen rejim hükümlerine göre yapılır. Mal ayrılığında herkes kendi malvarlığıyla ayrılır; ancak katkı/değer artış payı iddiaları gündeme gelebilir. Yasal rejimde katılma alacağı hesaplanır; tasfiye çoğu kez boşanma davasından bağımsız usulde yürür.
#evlilikSözleşmesi #malRejimi #aileHukuku #aileKonutu

Çağrı Ayboğa

Avukat Çağrı Ayboğa, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup yüksek lisans öğrenimine devam etmektedir. Ayboğa + Partners Avukatlık Bürosu’nun kurucu avukatlarındandır. Ankara Barosu’na kayıtlı olarak dinamik ve tecrübeli ekibiyle avukatlık mesleğini icra etmektedir.
Başa dön tuşu
Ara